Coğrafi İşaret Ürün Taklitçiliğinin Önüne Geçiyor
Türk Patent Enstitüsü Marka Uzmanı Serap Tepe, Coğrafi İşaretli Ürünlerin Çevreyi ve Bio Çeşitliliği Koruduğunu Bildirdi
Türk Patent Enstitüsü Marka UZmanı Serap Tepe, coğrafi işaretli ürünlerin çevreyi ve bio çeşitliliği koruduğunu bildirdi.
Anfaş Expo Center'de bu yıl birincisi düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı'nda 'Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler' konulu seminer düzenlendi. Uzmanlar, seminere katılanlara, marka tescilini nasıl yaptırabilecekleri, coğrafi işaret konusunda hangi yolu takip edecekleri konusunda bilgiler verdi.
Seminerin oturum başkanlığını yapan Akdeniz Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, coğrafi işaretle ilgili uygulamaların hızla geliştiğine dikkati çekti. Yöresel ürünlerin ticari bir fuar olmasının yanı sıra Anadolu'nun zenginliklerini gösterme açısından önemli bir fuar olduğunu belirten Tekelioğlu, 'Avrupa Birliği'nin tümünden daha fazla zenginliğimiz var. Bunlara sahip çıkmak gerek' dedi.
Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden Rana Demirer, Anadolu'da yöresel ürün bilincinin oluşmaya başladığını ancak coğrafi işaret bilincinin oluşmadığını kaydetti. Yöresel ürünlerin tarihsel bir geçmişe sahip olması gerektiğini ifade eden Demirer, 'AB'de bu süre en az 25 yıl. Bu ürünler o bölgede minimum varlıklarını 25 yıl göstermek zorunda' diye konuştu.
Türk Patent Enstitüsü Marka Uzmanı Serap Tepe, coğrafi işaret almış ürünlerin avantajlarını anlattı. Coğrafi işaretin, ürünü taklitten korunduğunu bildiren Tepe, kaynaklandığı coğrafyanın tanıtımını yaptığını söyledi. Tepe, Hereke halısını örnek vererek, 'Eğer böyle bir halı tescillenmeseydi o bölgenin adı bu şekilde duyulmayacaktı' dedi.
Coğrafi işaretli ürünlerin çevreyi ve bio çeşitliliği korunduğuna dikkati çeken Tepe, coğrafi işaretli ürünleri, garantili ürün diye almak isteyen bir tüketici grubu olduğunu anlattı. Tepe, Avrupa'nın yarısının, üreten, üretim metodunun garanti edildiği ürünleri daha fazla pahalıya almaya razı olduğunu belirtti.
Tepe, coğrafi işaretli ürünlerin kırsalda istihdamı artırdığına da dikkati çekerek, Fransa'nın coğrafi işaretli ürünlerden 18 milyar Avro, İtalya'nın ise 5 milyar Avro ekonomik gelir elde ettiğini bildirdi.
İsviçre Uluslararası Coğrafi İşaretler Ağı Organizasyonu'ndan (ORIGIN) Ida Puzone, Coğrafi işaretlerin tüketici ve üreticiyi korumak amacıyla oluşturulduğunu belirtti. Taklit ürünün hem haksız rekabete yol açtığını hem de tüketiciye zarar verdiğini ifade eden Puzone, 40 ülkede coğrafi işaretler sisteminin hayata geçtiğini, 110 ülkenin de bu coğrafi işaretleri kabul ettiğini kaydetti. Puzone, Hereke Halısı gibi Türk ürünlerinin 'origin' kapsamına girmesi ve korunması gerektiğini söyledi.
Dinleyicilerin, Merinos Koyunu ve Ankara Tiftik Keçisinin 130 yıldır Avustralya'da üretildiğini hatırlatması üzerine Puzone, şunları söyledi:
'Eğer coğrafi işaret alınmış, tescili yaptırılmış olsaydı bugün bu olay yaşanmazdı. Ama Avustralya'da bugün Merinos koyunundan elde edilen yün, o bölgenin bir ürünü olarak dünyaya pazarlanıyor. Aynı şey angora türü için de geçerli. Diğer ürünlerinizde de aynı sorunu yaşamamak için coğrafi işaret ve tescilini mutlaka yaptırmalısınız.'
Coğrafi işaretler konusunda ilk yasal düzenlemenin yapıldığı rokfor peyniri konusunda ise Fransa Rokfor Konfederasyonu'ndan Isabelle Bernard Trotouin bilgi verdi. Sadece Fransa'nın Roquefort kasabasında üretilen bu peynirinin üretiminin tüm aşamalarının standardize edildiğini kaydeden Trotouin, 'Rokfor peynirinde sadece Lacune cinsi koyunların sütü kullanılır. Koyunlar yıl boyunca otlaklarda çimle beslenir. Yemlerine yıllık 200 kilogramdan fazla kuru madde konulamaz. Sağılan sütler 24 saatten fazla depolanamaz. Hazırlanan peynir en az 90 gün mahzenlerde bekletilir ve tüm bu işlemler Roquefort dışında yapılamaz' diye konuştu.
Rokfor peynirinin yıllık üretim kapasitesiyle ilgili de bilgi veren Trotouin, şunları söyledi:
'Geçen yıl Roquefort kasabasından 750 bin dişi koyundan 159.6 milyon litre süt sağıldı. Bu sütün 82.5 milyon litresi rokfor peyniri yapımında kullanıldı. Bu sütten toplam 19.996 ton rokfor peyniri üretildi. Bu peynirin de yüzde 19.6'sı, yani 4 bin 500 tonu ihraç edildi.
Roquefort kasabasında 7 peynir üreticisi bulunuyor ve bu sektörde bin 800 kişi çalışıyor. Geçen yıl rokfor peynirinden elde edilen gelir 330.2 milyon Avro oldu.'
(VHD-ŞEN-KUM) - ANTALYA