Çocuk Yoksulluğu ile Mücadele Çalıştayı Başladı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr. Sare Davutoğlu, çocuk yoksulluğunun toplumların geleceğini ve refahını tehdit eden önemli sorunlardan birisi olmaya devam ettiğini belirtti.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü (SYDGM), Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ile Unicef iş birliğinde düzenlenen "Çocuk Yoksulluğu ile Mücadele Çalıştayı", Niza Park Otel'deki açılış programıyla başladı.

Davutoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, çocukların menfaatlerini koruma ve geliştirmenin insanoğlunun en önemli sorumlulukları arasında bulunduğunu belirtti. Dini, dili, ırkı ne olursa olsun çocukların korunması için herkesin seferber olması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, Türkiye'nin bu konuda her türlü çabayı gösterdiğini dile getirdi.

Türkiye'nin, çocuklara özel bir gün ayıran ilk ve az sayıdaki ülkeler arasında olduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile bu sözleşmeye ek protokolleri imzaladığını anımsattı. Davutoğlu, bu sözleşmeye küresel düzeyde uyumun hayati önem taşıdığına dikkati çekti.

Anayasa'da 12 Eylül referandumu ardından yapılan değişikliklerle "çocuklara yönelik pozitif ayrımcılığın, eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı" hükmü ile çocuk haklarının anayasal güvence altına alındığını söyledi.

Çocuk yoksulluğunun giderilmesi konusunda sivil toplum kuruluşlarının da iş birliğine ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin çok kuvvetli bir sosyal yardım ağı bulunduğunu ve birçok sivil toplum kuruluşunun da önemli projelere imza attığını kaydetti. Kendisinin de üyesi olduğu Hayat, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Vakfında "Çocuklar Sokakta Solmasın" projesini yürüttüklerini anımsatan Davutoğlu, 1998'den beri yürüttükleri projeyle 247 çocuğun eğitime devam etmeleri koşuluyla ailelerine destek olduklarını anlattı. 10'a yakın çocuğun şu anda üniversitede okuduğunu belirten Davutoğlu, bunlardan birinin üniversite sınavında 400. olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesine girdiğini dile getirdi.

"Çocuk yoksulluğu, toplumların geleceğini ve refahını tehdit eden önemli sorunlardan birisi olmaya devam ediyor" diyen Davutoğlu, bunun için sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının ve sayılarının artırılmasının önemine işaret etti.

Çocuk ve kadınların yoksulluktan en çok etkilenen kesim olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, özellikle annelerin desteklenmesiyle çocukların ev içindeki yoksullukların önemli ölçüde azalmasına katkı sağlayacağını vurguladı. Davutoğlu,

"Çocuklar dünyanın geleceğidir ve evrensel barış, çocukların kalplerinde sevgi ve ümitlerin yeşermesine imkan verilirse tesis edilebilecektir" diye konuştu.

-DİĞER KONUŞMALAR-

Unicef Türkiye Temsilcisi Dr. Ayman Abu Laban da çocukların hakları olan bireyler olduklarını vurgulayarak, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin; çocukların fiziksel, ahlaki ve ruhsal gelişiminin gözetilmesine vurgu yaptığını ifade etti.

Türkiye'nin üst orta gelir düzeyinde bir ülke olduğunu belirten Abu Laban, ancak dünyadaki yoksul nüfusun 4'te üçünün orta ve yüksek gelir seviyesindeki ülkelerde yaşadığını hatırlatarak, bu aşamada dezavantajlı gruplara ulaşılması ve gelirlerin eşit paylaşımının önemli olduğunu vurguladı.

"Yoksulluğun nesiller arasında geçişinin bir kısır döngüye dönüşmesini engellemek için elimizden gelen her şey yapılmalıdır" diyen Abu Laban, Türkiye'nin çocuklar için verdiği burslar, eğitim ve sağlık desteği ile yeşil kartın önemli bir uygulama olduğunu söyledi. Abu Laban, Türkiye'de 3 milyondan fazla kişinin sosyal yardımlaşma fonlarından yararlandığını belirtti.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürü Aziz Yıldırım da SYDGM'nin vakıflar aracılığıyla sosyal yardım faaliyetleri ve proje destekleriyle yoksul kesimlerin en temel ihtiyaçlarını karşıladığını, toplumda daha adil bir gelir dağılımının oluşmasına katkıda bulunduğunu ifade etti.

Çocuklara karşı sorumluluğun geleceğe karşı sorumluluk olduğunu vurgulayan Yıldırım, SYDGM olarak yürütülen sosyal yardım programlarıyla çocukların temel haklara ve daha iyi yaşam koşullarına sahip olmalarının, yetişkinlikte yoksullukla karşılaşma risklerini de azaltacağı düşüncesiyle hareket ettiklerini dile getirdi.

Genel Müdürlüğün şartlı nakit transferi, sağlık yardımları gibi programlarını anlatan Yıldırım, sosyal yardım faaliyetleri alanında en fazla kaynağın eğitim yardımlarına, yani çocuklara ayrıldığını söyledi.

DPT Müsteşarlığı Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Yılmaz Tuna da çocuk yoksulluğunun çocukların en temel hakları olan temel ihtiyaçlara erişimdeki mahrumiyeti anlattığını kaydetti. Çocukların hem ruhsal hem de fiziksel gelişimleri açısından temel ihtiyaçlara ulaşmasının önemine işaret eden Tuna, yoksulluğun eşitsizliklerin hem nedeni hem de sonucu olduğunu belirtti.

Türkiye'de 2006 yılı itibarıyla günlük bir doların altında yaşayan nüfusun sıfırlandığını dile getiren Tuna, gıda ve gıda dışı yoksulluk oranının 2002'de yüzde 20'den, 2009'da 17'lere düştüğünü söyledi. Kişi başı günlük 4. 3 dolar ve altındaki gelire sahip olan nüfusun toplam nüfusa oranının 2002'de yüzde 30 iken yüzde 4'e düştüğünü anlattı. Tuna, "Genel nüfus kompozisyonu içinde çocuk yoksulluğunun göreceli olarak yüksek kaldığını biliyoruz" dedi.

Çocuk yoksulluğu ile mücadele kapsamında idari yapı, kırılgan gruplara göre müdahale yöntemleri, sivil toplum kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin rolünün ele alınacağı çalıştay, yarın da devam edecek.

- ANKARA

Sağlık Haberler