TÜM KATEGORİLER
AK Parti Akhisar Teşkilatı Suriye ve Mısır'da Yaşanan Olayları Kınadı
AK Parti Akhisar İlçe Teşkilatı lokal binasında yaptığı basın açıklaması ile Suriye ve Mısır'da yaşanan olayları kınadı.
AK Parti Akhisar İlçe Teşkilatı lokal binasında yaptığı basın açıklaması ile Suriye ve Mısır'da yaşanan olayları kınadı. Basın açıklamasına Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, Başkan Yardımcısı Latif Çakmak, AK Parti İlçe Başkanı İsmail Hakkı Şenyiğit, Kadın Kolları Başkanı Şemsi Okur, Gençlik Kolları Başkanı Süleyman Çakar, AK Parti'den Belediye Başkan Aday Adayları Rıza Çakır, Ahmet Dutlulu, yönetim kurulu üyeler ve bir çok partili vatandaş katıldı.
Basın bildirisini okuyan İlçe Başkanı Şenyiğit; "Türkiye birilerinin hafsalasına sığmayacak kadar büyük bir ülkedir" dedi.
Şenyiğit yaptığı açıklamada şunlara yer verdi; "Son aylarda komşumuz olan Mısır ve Suriye'de gerçekleşen insanlık dışı uygulamaları kınamak üzere sizlerle bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Türkiye birilerinin hafsalasına sığmayacak kadar büyük bir ülkedir. Türkiye tarihiyle, ecdadıyla, medeniyetiyle susmayacak, susturulamayacak kadar büyük bir devlettir. 1071 Malazgirt Zaferinden bugüne kadar bu topraklar üzerinde, bu geniş coğrafyada sesimizin, sözümüzün ulaştığı her yerde biz sadece hakkı savunduk, sadece barışı savunduk, sadece dostluğu, kardeşliği, dayanışmayı savunduk. Bin yıldır kardeşin kardeşi katletmesine, Müslümanın Müslümana kıymasına, mezhep çatışmalarına asla müsamaha göstermedik, bu tür çatışmaların içinde hiçbir zaman olmadık. Biz hep arabulucu olduk, hep mazlumun yanında yer aldık.
Biz Ak Parti olarak, dağınıklıktan değil birlikten, beraberlikten, dostça ve kardeşçe yaşamaktan yanayız, Selçuklu Devleti'ndeki bütün sultanların, beylerin, komutanların zulmün karşısında, mazlumun yanında yer aldığını, parçalayan değil birleştiren olduğunu hatırlatmak isleriz.
Osmanlı Devleti'ne bakıldığında da yağmalayan, sömüren, kan akıtan değil birleştiren, bütünleştiren, güç birliğine giden, kader ortaklığı yapan bir anlayışın hakim olduğunu görürsünüz. Devlet-i Aliyye-i Osmaniye'nin Hint Yarımadası'ndaki zulme donanma gönderdiğini görürsünüz. Endonezya'ya, Açe'ye donanma gönderdiğini görürsünüz. Cumhuriyet tarihimize bakın.
Başkalarının topraklarında, başkalarının içişlerinde gözü olan değil her zaman bölgede barışı savunan bir yaklaşım içinde olduğunu görürsünüz. Bizim Ortadoğu'da, Kafkasya'da, Afrika'da, Balkanlar da barıştan, birlikten, dayanışmadan başka arzumuz yok. Biz kan akmasın istiyoruz, biz çocuklar ölmesin istiyoruz.
Esmalar, Ayşeler. Fatmalar ölmesin istiyoruz. Biz Ortadoğu'nun çöllerinde, Afrika'nın steplerinde, Kafkasya'nın, Balkanların dağlarında insanlık daha fazla can çekişmesin, insanlık ve vicdan kurumasın istiyoruz. Türkiye'nin bütün bu bölgedeki politikası çok nettir, çok açıktır. Rabialar da ölmesin istiyoruz.
Biz insani olandan yanayız, vicdani olandan yanayız. Haktan ve adaletten yanayız. Biz huzurlu bir ülke olmak istiyoruz. Bunun için de komşularımızın, kardeşlerimizin huzur içinde olmasını istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Biz refah içinde bir ülke olmak istiyoruz. Bunun için de kardeşlerimizin, komşularımızın refahına katkı sağlamanın mücadelesini veriyoruz."
"Suriye'de, Mısır'da, Myanmar'da, Açe'de ne işiniz var" diyenlere cevap veriyoruz:
"Çanakkale zaferimizde biz Kahireli, Sınalı, Mısırlı, Kudüslü, Şamlı, Halepli, Gazzeli kardeşlerimize 'neden buraya geldiniz1 diye sorduk mu? Sormadık. Onlar da bize 'neden buraya geldik' demeden Çanakkale'de bizimle beraber savaştılar, bizimle bizim vatanımızı savundular, bizim dedelerimizle şehit oldular, Çanakkale'de de şehit oldular, Sarıkamışta'da da şehit oldular. Şimdi soruyorum, ey bugün bize 'orada ne işiniz var diyenler' önce başınızı iki eliniz arasına alın, bizim tarihi bir sorumluluğumuz var. Bizim Mısır halkına karşı bir vefa borcumuz var. Türkiye'nin Filistin'e, Suriye'ye karşı vefa borcu var. 'Bize ne Mısır'dan, bize ne Suriye'den Filistin'den' diyen vefasızlık etmiş olur. Tarihine, medeniyetine en önemlisi ecdadına, dedelerine, şehitlerine büyüklerine sırtını dönmüş olur. Bin yıl boyunca nasıl hakkı savunduysak bugün de hakkı savunuyoruz. Son nefesimize kadar hakkı savunacağız"
Bin yıldır bu coğrafyada barış, kardeşlik ve kucaklaşma savunulduysa bundan sonra da aynı kararlılıkla bu devam edecektir. İçeride ya da dışarıda kim ne derse desin Türkiye hak bildiği yolda dosdoğru yürüyen bir devlettir. Hiç kimse ama hiç kimse bize istikamet çizemez. Hiç kimse bize ne yapacağımızı öğretmeye, dayatmaya kalkışamaz. Onların aklı varsa kendilerine kullansınlar. Bizim aklımız bize yeter. Bizim tecrübemiz bize yeter, bizim tarihimiz bize yeter. Hiç kimse bize yapay gündemler enjekte edemez. Biz büyük bir devletiz. Biz büyük bir milletiz. Ne yapacağımıza, milletçe nasıl bir istikamet çizeceğimize kendimiz karar verir, o yolda cesaret ile ilerleriz.
Mısırdaki katliamdan sonra, Suriye'de kimyasal silah kullanarak, çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı demeden insanlık katliamı yapan zihniyeti şiddetle kınıyoruz. Hiroşima'dan, Halepçe'den sonra Suriye'de kimyasal silah kullanan zihniyetin yaptığı zulme, insanlık dışı vahşete yeterince yayın yapmayan Uluslar Arası Yayın Kuruluşlarını şiddetle kınıyoruz. Kendilerine sağduyu çağrısı yapıyoruz. Eğer hidayet bulmayacaksa Allah'ın gazabı onların üzerinde olsun diyoruz.
Her iki ülkeyi şuan yönetenlerini vicdanlı ve insaflı olmaya davet ediyoruz. Bu insanlık dışı vahşi eylemleri destekleyen dünya devletlerini de, kendi elleriyle besleyip büyüttüklerini zanneden demokrasiye ihanet içinde olmamaya davet ediyoruz. Rabbim bizlere böyle büyük acılar yaşatmasın diyoruz. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz" dedi. - MANİSA
