"Yetmez Ama Evet"

Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can: ´ Bu anayasa bu kadar kötü olması nedeniyle, yetersiz değişikliği desteklemek zorunda kalıyoruz" dedi.

Adana'da yaklaşık 130 Sivil Toplum Kuruluşunun oluşturduğu 'Anayasa Değişikliğine Evet Platformu' tarafından düzenlenen konferansa Anayasa Mahkemesi eski raportörü Doç. Dr. Osman Can konuşmacı olarak katıldı.

Seyhan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansta konuşan Can, " Bu anayasa değişikliği ciddi gürültü koparmış durumda. Değişikliğin AK Parti mutfağında hazırlandığı söyleniyor. Ama bu değişikliği biçimlendiren, katkı sağlayan, fikirleriyle destek veren, raporlarıyla katkı sağlayan sivil toplum kuruluşu o kadar çok var ki, bunları bir araya getirdiğinizde sırf bir parti mutfağı diyemezsiniz" dedi. Anayasa değişikliğinin yetersiz olduğunu vurgulayan Can, "Çok ciddi bir gürültü koparmış durumda, bir siyasi gelenekten gelen parti, bazı kuruluşlar bu anayasa değişikliğine çok ciddi şekilde karşı çıkıyor. Biz de bu anayasa değişikliği oldukça yetersiz ancak, karşımızda 12 eylül anayasası olduğunu bildiğimizden dolayı desteklenmesi gerektiğini söylüyoruz. Türkiye bu anayasayı hak etmiyor. Bu anayasa bu kadar kötü olması nedeniyle, yetersiz değişikliği desteklemek zorunda kalıyoruz" diye konuştu.

Anayasa değişikliğinde kıyametin yargı konusunda koptuğunu söyleyen Can, konuşmasını şöyle sürdürdü.

"Türkiye'de kıyamet daha önce de 2 kez kopmuştu. Birinci kıyamet 1987 anayasa değişikliğiydi. O zaman anayasa değişikliği yapılması kolaylaştırıldı. İkinci kıyamet 2007'de koptu. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin, seçilmesin tartışması yaşandı. Hatta referandumun yapıldığı 21 Ekim tarihi sabaha karşı Dağlıca saldırısı, 13 askerimizin şehit edilmesiyle karşılaşıldı. Ancak, buna karşın yüzde 70 gibi bir oranla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edildi. Paketin sunum yöntemiyle ilgili eleştiriler var. Niye paket olarak verildi. Bu pakette yargıya ve temel haklara ilişkin konular vardır. Bunlar ayrı ayrı oylanması gerekirken, tek bir elden oylanıyor, bu demokrasiye aykırıdır deniyor. Neden bütün maddelerin tek bir oylamayla yapılması yanlıştır. Bazı iyi maddeler gösterilerek, bunla birlikte kötü olabilecek maddeleri de geçmesi sağlanıyor. Bu doğru bir davranış mı değil ? Tabi böyle oylama yöntemine karşı çıkmak gerekir. Ancak, bunun esprisi nedir? İlerleme anlamında bir paketse, bu düşünce burada geçerli olmaz. Bu değişikle, YAŞ kararlarıyla ordudan atılan insanlar. Onların neler yaşadığını biliyorsunuz. Bir daha memur olamaz, belediyelerde dahi uzun süre çalıştıramazsınız. Adeta sivil bir ölüme mahkum edilirdi bu insanlar. Şimdi bu insanlar yargı yolunu seçebilir.

Yüksek yargı, Kendi içinde kendi kendilerine yetkilendiren ve yükselten bir sisteme sahiplerdir. O yüzden belli bir ideoloji muhafazasını bugüne kadar sürdürebilmişlerdir. Problem buradan kaynaklanıyor. Bu anayasa değişikliği, beklentime uygun değil, ancak, en azından ideolojik işleyişi ortadan kaldırma değişikliğini yapıyor. Bu Anayasa mahkemesi artık, neredeyse toplumun yüzde 80'ini temsil edecek olan siyasi partileri kapatma gibi davranış içinde olmayacaktır. Çünkü bunun gerekçesi yoktur. Böyle bir anayasa mahkemesi 367 gibi dünya tarihine geçmiş bir kararın altına artık imza atmayacaktır. Tayvan'da da Kore'de de 367 bilinmektedir. dünya tarihinde hiç bir endişe taşımaksızın partizanca karar aramak istiyorsanız, Türkiye Anayasa Mahkemesinin 367 kararına bakınız diyorlar.

Adı HSYK, ama içinde hakimler ve savcılar yoktur. 3 tane yargıtay, 2 tane Danıştay'dan gelen üyeler vardır. Bunlar, hakim ve savcılar hakkında karar alıyor, o halde hakim ve savcılar seçiyordur. Hayır o da yok. Bunlar kimin hakim olup olmayacağını, meslekte kalıp kalmayacağına karar veriyor. Bunlar idari tasarruftur. Bunun halka dayandırılması gerekiyor. Halk HSYK'nın oluşumunda her hangi bir tasarrufa sahip midir? Hayır. HSYK´da olanları kim belirliyor, darbeden bu yana belirlenmiş, 12 eylül darbecilerinin 1 yıl sonra üretilmiş kurumlar. Bu kurumlar bir tek kültür üretmiştir, darbecilere biat etme kültürü. Bu HSYK kimin yargı üyesi olması gerektiğini seçiyor. Objektif bir değerlendirmeleri yok. Biz biliyoruz ancak, kanıtlayamıyoruz. Çünkü o koridorları çok iyi biliyoruz.

Salih ÜÇTEPE / ADANA, (DHA)

Haberler