Ünlü Hakemden Çarpıcı Açıklamalar!..

Türkiye'de bir kamuoyu yoklaması yapsanız ve "sizce gelmiş geçmiş en iyi hakem kim" diye sorsanız, emin olun ki katılımcıların büyük bir çoğunluğu buna Pierluigi Collina olarak yanıt verir.

Duruşuyla, sahada kurduğu otoriteyle döneminin en başarılı hakemi olan ve bugünlerde UEFA Hakem Atama Kurulu'nda görev alan Collina'nın biz Türk futbolseverlerin gönlündeki yeri ayrıdır.

Adaletli yönetimiyle gönlümüzde taht kuran Collina, bizim açımızdan "uğurlu" bir hakemdir. İtalyan hakemin yönettiği maçlarda elde ettiğimiz zaferler hala akıllarda…

İşte o efsane hakem, Pierluigi Collina, UEFA EURO 2012 Resmi sponsoru Castrol'un davetiyle Türkiye'ye geldi. Collina'nın Castrol Magnatec'in relansman toplantısının onur konuğu olduğu etkinlikte, kendisiyle keyifli bir sohbet yapma fırsatı buldum. TV kanallarının ve yazılı basın temsilcilerinin de hazır bulunduğu bu sohbet dizilerinde, internet sitelerini temsilen sadece Sporx vardı. Kısa, ama güze bir sohbet oldu.

Röportaja giderken firmanın belirlediği format ve sürenin kısa olması açıkçası beni tedirgin ediyordu. O sempatik, "parti kursa 3 milyon oy garanti" denilen sevdiğimiz Pierluigi Collina ile karşılaştıktan sonra ise tedirginlik ortadan kalktı. Tek sıkıntı bu kadar kısa süreye sığdırabildiğim soruların azlığıydı. Onunla özellikle "hakem-insan" ikilemi arasında konuşmayı hedefliyordum. Kısmen de bunu başardım, bazı cümleler kalıcıydı...

- Size burada çok fazla sempati duyuluyor. Sizin yönettiğiniz maçları Türk ekipleri, milli takımımız kaybetmedi. Bu sempatiyi neye bağlıyorsunuz?

" Bunu bana değil, halka sormak lazım. Şikayet etmeyen onlar. İstatiksel olarak bakınca evet bu doğru. Fakat İngiltere ile olan 0-0'lık maç bir anlamda mağlubiyetti. Bu maçın sonunda Türkiye Avrupa Şampiyonası'na katılamamıştı. Fakat istatikler unutmayın yadsınamaz bir gerçektir."

"HAKEMİN TAKIMLARIN TAKTİKLERİNİ DE BİLMESİ GEREKİR"

- Türk hakemleri atmosferden çok fazla etkileniyor. Yanlış bir karar verdikten sonra o kararı geri döndürme adına bir kez daha yanlış yapıyorlar. Bu futbolseverler arasındaki oyun dilinde "diyet ödeme" olarak tabir ediliyor...

(O sempatik insan, sinirlenenebileceğini de gösterek, hakemleri koruma arzusuyla) "Belki bu sizin görüşünüz. Belki de gerçekte böyle olmuyor. Ben hakemlerinizi tanıyorum. Kanımca ikinci seferde daha önce yaptığı hatayı düzeltmek için hata yapacaklarını düşünmüyorum, çünkü bu sefer iki hata olacaktır. Bir hakem yaptığı 'hatalar' çerçevesinde değerlendiriliyor (!), hiçbir hakem bunu kendi çıkarlarına uygun görmeyecektir. Elbette hakemler hata yapabilir, herkes yapar. Önemli olan az hata yapmaya çalışmak. Bunu yapabilmek için de iyi hazırlanmak, maça iyi çalışmak, iyi antrenman gerekiyor. Hakemin oyuncuları ve maçın nasıl oynanması gerektiğini bilmeli. Takımların taktiklerini de bilmesi gerekir. Bütün bunlar bilinmesi gereken kaçınılmaz şeyler. Bence hiçbir hakem isteyerek hata yapmaz."

- "Benim Oyun Kurallarım" adlı kitabınızda zaten buna değindiniz. Hakemler ve insanın DNA'sıyla paralel yorumlar yapıyordunuz. Hata yapmak insanın doğasında var.

"Çok normal bir şey bu. Fakat unutmayın. İnsan doğası adil olmaya çalışır ve buna ayarlıdır. Bir önceki hatayı telafi için, adil olmak adına ikinci hatayı yapmaması gerekir. Bir defa hata yaptıysam adalet duygusu bu yaptığım 'hatayı dengelemek yönünde' beni etkileyebilir. Ama bu da başka bir hata olacaktır. Hakem iki hata yapmış olacaktır, söylediklerim bu çerçevede."

"CÜNEYT ÇAKIR İYİ BİR DÖNEM GEÇİRİYOR"

- Türk hakemleri Avrupa'da uzun dönemdir boy göstermiyordu. Son dönemde ise Cüneyt Çakır bazı önemli maçlarda görev aldı. Kendisini ne kadar tanıyorsunuz? Türk hakemleri hakkındaki genel görüşünüz nedir?

"Cüneyt Çakır'ı çok iyi tanıyorum. UEFA Hakem Atama Kurulu'nun aynı zamanda başkanıyım. Chelsea - Spartak maçında kendisini Londra'da izledim. Çok iyi bir dönem içinde olduğunu düşünüyorum. Deneyimini artırıyor. Bir Türk hakeminin Şampiyonlar Ligi'nde maç yönetiyor olması bence çok önemli ve değerli bir durum. Şampiyonlar Ligi'nde maç yöneten hakem sayısı çok değil, bunu unutmayın. Daha önce de söylediğim gibi kanımca hakemler kendilerini geliştirerek daha iyi sonuçlar elde edecek. Federasyonunuz bu konuda çok çaba gösteriyor. Hakemlerin gelişimi, hazırlanması yönünde çalışmalar yapıyor. Kuşkusuz ileriye yönelik çok iyi bir yatırım bu..."

- Cüneyt Çakır Türkiye'de neden bu kadar çok eleştiriliyor?

"Ben de İtalya'da çok eleştiriliyordum." (Gülerek)

"SAYGI OLMADIĞI TAKDİRDE FUTBOLUN GELECEĞİ YOK"

- Türk Milli Takımı Teknik Direktörü Guus Hiddink oyuncuların hakeme karşı aşırı refleksli olduğundan yakındı. Futbolcularının hakem kararlarına tepkisinden dolayı şikayetçi. Oyuncularımızdaki eksiklik nerede?

" Ben bu konuda bir yargıda bulunamam açıkçası, fakat herkese karşı saygının olması çok önemli. Dolayısıyla hakemlere de saygı gösterilmeli. Rakiplere ve izleyicilere karşı da saygılı olacaksınız. Her şeyden öte oyuna karşı da bu gerekli. Saygı olmadığı takdirde futbolun geleceği karanlık, yok."

- Yayıncı kuruluş Markus Merk'i ekranlarımıza getirerek olaya değişik bir boyut getirdi. Kendisi de Türkiye'de yorumculuk yapmak ister mi? Türkiye'ye gelmek ister mi?

"Türk televizyonlarını izlemiyorum. Şu an UEFA için çalışıyorum. Yaptığım işten de çok mutluyum ve memnunum."

"O DÖNEMDE DİĞER HAKEMLER BENİM YAPTIKLARIMI YAPMIYORDU"

- Hakemlikte en üst seviyeye çıkmış bir isimsiniz. Bir tarzınız vardı. Hakemlik kariyerinizi baştan sona düşündüğünde, size bu başarıyı getiren en önemli püf noktası nedir. ve diğerlerinden farkınız neydi?

(Gülerek) "Mavi gözlerim var... Ben hayatta başarılı olmak için hep çalışmanın gerekli olduğuna inandım ve hep çalıştım. Yönettiğim maçları çok dikkatli bir şekilde çalıştım. Oyun taktikleri, takımları tanımaya yönelik çok büyük, kapsamlı çalışmalarım vardı. Başka hakemler o dönem bunları yapmıyordu. Bugün hakemler farklı düşünüyorlar, artık benim düşündüğüm gibi düşünüyorlar. Maça hazırlanmanın bir hakem için ne kadar önemli olduğunun herkes bilincinde. Bu başarılı bir hakem olmak için gereken ilk ve en önemli yol..."

- Teşekkürler sayın Collina..

"Ben teşekkür ederlim, keyifliydi..."

HAGI VE JARDEL'İN FORMALARI ONDA...

Collina maçlarımıza atandığında gazetelerin sutünlarında üst sıralarda hep bir "müjde" ifadesi yer alırdı. 2003'te David Beckham ile Alpay Özalan arasındaki kavgayı da yatıştıran ve raporuna ılımlı bir şekilde yansıtan oydu. Paris Saint Germain - Galatasaray maçı sonraso Gheorghe Hagi'den formasını isteyen Collina, Galatasaray - Real Madrid maçında da Jardel'in formasını evine götürdü.

Bu kusursuz hakemin hataları da vardı elbet, 2003 yılında İtalya'da yönettiği bir Brescia maçında kartlarını unutunca saha ortasında mahçup durumda kaldı, ama mükemmel tarafları da vardı. Bir Juventus maçında Nedved'in düşüşüne penaltı çalarken, Nedved ona güvenerek "penaltı değil" işareti yaptı" ve bu kararını değiştirdi. Zamanında Fransa Ligue 1'de maç yönetmek için teklif aldı, son yıllarda ise Ukrayna futbolunda çöken hakemlik müessesi için devreye girdi ve operasyona başladı. Öte yandan Collina Kasım ayında Chelse ile Spartak Moskova arasında oynanan Devler Ligi maçını yöneten Cüneyt Çakır'ın gözlemciliğini yaptı ve 8.4 puan verdi...

NE DEĞİŞTİ?

10 Mart 1995'te Milliyet gazetesinde yayınlanan röportajında Collina beş madde ile Türkiye'ye sesleniyordu. Futbol terörü konusunda İtalya ve Türkiye'nin benzerlikler taşıdığını söylerken "Seyirciye de sporun centilmenlik olduğu anlatılmalı", küfüre "Dünyanın hiçbir yerinde kötü tezahürat sebebiyle maç tatil edilemez", seyirciye "En büyük şansımız taraftarın hedefinin futbolcu ile hakem olmaması. Öfkeleri birbirine", MHK'ye "Bizde hiçbir hakem kulüp yöneticileri tarafından kara listeye alınamaz", Ahmet Çakar'a ise özetle "Ahmet Çakar yakın bir gelecekte çok iyi bir hakem olacak" ifadelerini kullanmıştı. O röportajın üstünden tam 15 sene geçti ama...

Spor Haberler