TÜM KATEGORİLER
Türkiye'nin En Güçlü Milli Havacılık Motoru Üretim Aşamasında
Türkiye Motor Sanayii A.Ş. (TEI), TF6000 motorunun seri üretime hazırlık sürecinde olduğunu duyurdu. Yüksek performanslı turbofan motoru olan TF6000, hem sivil hem de askeri havacılık projelerinde kullanılacak.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin (TUSAŞ) bağlı kuruluşu olan Türkiye Motor Sanayii A.Ş. ( Teı ), havacılık motoru teknolojisinde önemli bir dönüm noktasına ulaştı. TEI Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, yakın zamanda yaptığı açıklamalarda TEI-TF6000 motorunun son aşamalara geldiğini ve seri üretime hazırlık sürecinde olduğunu belirtti.
Türkiye'nin en güçlü yerli uçak motoru TF6000 bitmek üzere!
TF6000, yüksek performanslı bir turbofan motoru olup, hem sivil hem de askeri havacılık projelerinde kullanılması planlanıyor. Global pazarda özellikle gelişmiş blisk teknolojisi, tek kristal türbin kanatları ve düşük özgül yakıt tüketimi gibi özellikleriyle dikkat çekiyor.
Motor, 6,000 lbf kuru itki üretme kapasitesine sahip. Tasarımında yerelleştirme ve milli imkanlar ön planda tutuldu. Ayrıca TF6000'in geliştirilmesi, Türkiye'nin havacılık sanayisindeki inovasyon kapasitesini ve teknolojik bağımsızlığını göstermesi açısından kritik bir öneme sahip.
https://shiftdelete.net/turkiyenin-en-guclu-milli-havacilik-motoru-burada-uretiliyor
TF10000 ve MMU için gelecek planları
TF6000'in ardından TEI, daha güçlü bir motor olan TF10000 üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Bu motor, daha yüksek itki gücü ve performans sunarak Hürjet gibi hafif savaş uçakları ve Kızılelma gibi insansız hava araçlarında kullanılacak.
TF10000'in geliştirilmesi, Türkiye'nin hava gücünü daha da artırarak şüphesiz savunma sanayiindeki yeteneklerini genişletmesine olanak tanıyacak. Ayrıca, 2028-2030 yılları arasında Milli Muharip Uçak (MMU) için daha da gelişmiş bir motor versiyonunun geliştirilmesi planlanıyor.
TF6000 motorunun bitiş çizgisine yaklaşması ve TF10000 ile MMU için planlanan motor geliştirme çalışmaları da Türkiye'nin savunma ve havacılık alanındaki bağımsızlık hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Bu projelerin sadece teknolojik birer başarı olmadığını ve aynı zamanda Türkiye'nin gelecekteki savunma stratejilerinde kritik bir rol oynayacağını söyleyebiliriz.
