Haberler

Salih amel nedir? Salih amel ne demek? Salih amel işleyenlere ne denir?

Güncelleme:

Kuran-ı Kerim'de pek çok ayette geçen salih amel, kelime anlamı ve içeriğiyle oldukça merak ediliyor. Peki, salih amel nedir? Salih amel ile ilgili hadisler, ayetler nelerdir? Salih amel hakkında merak edilenleri sizler için derledik.

Kuran'da pek çok ayette geçen ve hakkında pek çok hadisi şerif olan salih amel hakkında merak edilenleri sizler için derledik. Salih amel nedir? Salih amel işleyenlere ne denir?

SALİH AMEL NEDİR?

"Salih amel" Allah'a ibadet ve insanların yararına yapılan faydalı işler demektir. Helal ve meşru olan her türlü iş, şayet düzgün, sağlam, dürüst yapılıyorsa bu salih amel olarak nitelendirilir. Kuran'da yüze yakın ayette, iman etmekle salih amel işlemek yan yana zikredilmiştir.

İman ile birlikte salih amel, müslümanın hayat anlayışını, belirlemektedir. Buna göre her meslek sahibi işini temiz ve düzgün yapmalı, hizmetin hakkını vermelidir ki, böylece helalinden kazanmış olsun. Salih bir müminin işi, çalışması, üretimi de aynı şekilde salih, yani dürüst olmalıdır. Zira salih olmayan iş, neticesi itibariyle karşı tarafı zarara sokacağından beraberinde kul hakkını getirecek; haksız ve haram kazanç ise o şahsın ibadetlerini dahi olumsuz etkileyecektir.

Salih amel, müslümanlara sadece ahiret mutluluğu değil, güzelliklerle dolu bir dünya hayatı da sunmanın yoludur: " Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş yaparsa, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını, yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz." (en-Nahl 16/97).

SALİH AMEL İLE İLGİLİ AYETLER

İman eden ve iyi işler yapanlara, kendileri için zemininden ırmaklar akan cennetler bulunduğu müjdesini ver. Onlara cennetteki meyvelerden biri rızık olarak her sunulduğunda, "Bu daha önce de bize rızık olarak verilendir" derler. O kendilerine, benzer şekilde verilmiştir. Ayrıca orada kendileri için tertemiz eşler de vardır ve orada onlar sonsuza kadar kalıcıdırlar. Bakara Suresi, 25. ayet

İman edip hayırlı işler yapanlara gelince, onlar da cennetliktirler; onlar orada ebedî kalacaklardır. Bakara Suresi, 82. ayet

İnanıp iyi işler yapanları da, içinde ebediyen kalmak üzere, zemininde ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onları koyu bir gölgeliğe alacağız.Nisâ Suresi, 57. ayet

Hepiniz dönüp O'nun huzurunda toplanacaksınız, bu Allah'ın gerçek vaadidir. O, baştan yaratır, sonra da yaratmayı tekrar eder ki, iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanları adaletle ödüllendirsin! İnkâr yolunu tutmaları sebebiyle münkirlerin nasibi kaynar bir içecek ve acı veren bir azaptır.Yûnus Suresi, 4. ayet

Kuran'da, "Mallar ve çocuklar dünya hayatının süsüdür. Ama kalıcı salih işler ise, rabbinin katında, hem mükafat yönünden hem de ümit bağlamak bakımından daha hayırlıdır." (el-Kehf 18/46) buyrulmasına bakılırsa, "kalıcı" olmasının, salih amelin temel vasfı olduğu söylenebilir. Ancak bu kalıcı iyilikler, kulun ölümünden sonra geride bıraktıkları ile beraberinde götürdüklerini ifade eder.

Nitekim bir hadisinde Sevgili Peygamberimiz, kulun, geride bıraktığı faydalı bilgi, kendisine dua eden salih evlat ve faydası süregelen sadakalarının sevabından, ölümünden sonra dahi yararlanmaya devam edeceğini haber verir. Yine Peygamber Efendimizin haber verdiğine göre, "Üç şey ölüyü (mezar kadar) takip eder; ikisi geri döner, biri kalır. Ailesi, malı ve ameli onu takip eder. Ailesi ve malı geri döner, ameli kalır.

Salih kullar, kendileri için Allah'ın gönüllerde sevgi tohumlarını yeşerttiği güzel insanlardır. " İman edip de salih davranışlarda bulunanlara gelince; onlar için Rahman, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır" (Meryem 19/96). Peygamber Efendimiz, "Allah bir kul hakkında hayır isterse, o hayrı işlemeye onu yetkili kılar" buyurmuşlar, ashab-ı kiramın, "Allah bunu nasıl yapar ya Resulallah?" sorusuna da, "Ölümden önce o kulu salih amel işlemeye muvaffak kılar." cevabını vermiştir.

Gerçekten de inananlar, başkalarından gördükleri kötülükleri onlara iyilik yaparak gidermeye çalıştıkları gibi, başkalarına yaptıkları kötülükleri ve kendi günahlarını da ancak salih amelle düzeltebilirler. Başkasına yapılan bir haksızlık veya bir kötülüğün bağışlanması için sadece pişman olup tevbe etmek yetmez. O haksızlığı düzeltmek de gerekir. Örneğin gereksiz yere başkasının onuruyla oynayarak ve ona ait bir malı zimmetine geçirerek haksızlık yapan kimse, kıyamet günü gelmeden önce yaptığı bu haksızlığı telafi etmelidir. Ya hak sahibiyle helalleşmeli veya hakkını geri ödemelidir. Bunu yapmadığı takdirde işlediği salih amellerini de kaybeder (Diyanet İşl. Bşk. tarafından yayımlanan Hadislerle İslâm isimli eserden derlenmiştir.)

SALİH AMEL İŞLEYENLERE NE DENİR?

Amel-i salih; "iyi, güzel ve faydalı iş," "Allah'ın rızasına uygun amel" demektir.

"Asra yemin olsun ki, hiç şüphesiz, insan hüsrandadır. Ancak, iman edip, salih amel işleyenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna." (Asr, 103/1-3)

Kur'an-ı Kerim'de, imandan sonra hemen amel-i salihin zikredildiği pek çok âyet vardır. Bu bir irşattır, bir dikkat çekmedir. Allah'a iman eden bir insanın, bu imanını, kulluk şuuruyla ve ibadet hayatıyla desteklemesi gerektiği konusunda bir İlâhî ikazdır.

İmanla salih amelin birlikte zikredildiği bir başka âyet:

"İman eden ve salih amel işleyen mü'minleri müjdele ki, altından nehirler akan cennetler onlarındır." (Bakara, 2/25)

Amelin salih olması büyük önem taşır. Amelin salih olmasının en önemli şartı, ihlastır; yani o işten, o ibadetten, o hayırdan sadece Allah rızasının beklenmesi, başka bir gaye gözetilmemesidir.

Nur Müellifi, "salih amelin ruhunun ihlas olduğunu" beyan etmekle, ihlas şartından yoksun amelleri ruhsuz varlıklara, heykellere benzetmiş oluyor. Yüzlerce insan heykelini bir araya getirseniz bir insan etmezler, çünkü hayatları yoktur, ruhları yoktur. Riya için, maddî menfaat için, desinler yahut demesinler için yapılan bütün ibadetler bu guruba girer.

Şu var ki, salih amel için, ruh yanında bedenin de ayrı bir önemi vardır. İhlas ile yapılan ibadetlerde, şekil şartı beden vazifesi görür.

Akşam namazının farzı üç rekattır ve bunun dört kılınması hâlinde, şekil yönünden, amel batıl olur. O dört rekatlık namazın şekillendiğini, tecessüm ettiğini düşününüz; ona kimse akşam namazı demez. Aynı şekilde, ramazan orucunun şekil şartı, imsakla başlayıp, güneşin batışıyla son bulmasıdır. İmsaktan sonra başlayıp, yatsıya kadar devam eden bir açlığa "oruç" denmez. Şekil yönünden o, oruçtan başka bir şeydir. Demek ki, amellerde şekil şartı da önemle dikkate alınacak, Allah'ın razı olduğu tarz nasılsa ameller ona uygun olarak yapılacaktır.

Şekil şartının yerine getirildiği ibadetlerde, kişi sorumluluktan kurtulabilir. Ancak o ibadetten alacağı feyz ve onunla kazanacağı manevî kemal, amelin ruhu olan ihlas nispetindedir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Kuran-ı Kerim İhlas Dini Gündem Güncel Haberler

500

Yorumlar (8)

Zafer tokmak:

Faydalı bilgi sahibi olup ta o bilgiyi başkasıyla paylaşmak amel etmek midir ?

2
6
yanıtYanıtla
Hataylı filozof:

Salih amellerimizi her gün yapalım

4
1
yanıtYanıtla
EMİNA ZEHRA:

Salih amel işleyelim huzurlu bir insan olalim

1
1
yanıtYanıtla
taha:

Salih amel işleyenlerden olalım inşallah

2
0
yanıtYanıtla
keriman:

gönülden yapılan her iyilik değerli

1
0
yanıtYanıtla
EMİNA ZEHRA:

??Salih amel işleyelim huzurlu olalım ??

1
0
yanıtYanıtla
EMİNA ZEHRA:

Salih amel işleyelim huzurlu olalım

1
0
yanıtYanıtla
serhat:

salih amel işlemek ne kadar kolay ve ne kadar değerli

1
0
yanıtYanıtla
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title