Sanatla İlgilenmek, İnsan Olmayı Öğrenmektir"

Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hüsrev Subaşı, "Bir sanatla ilgilenmek, insan olmayı öğrenmektir. Doğadaki güzellikleri yaratanı fark etmektir. Doğru yolda gitmektir" dedi.

Fakültenin yıl sonu sergisi hakkında AA muhabirine açıklama yapan Subaşı, yeni bir üniversite olmalarına karşın, eğitim ortamını gören adayların kendilerini tercih ettiğini söyledi.

Kandilli'deki yerleşkenin, ilk bakışta uzak görünmesine ve 4 buçuk yıllık eğitim geçmişlerine rağmen, fakültenin gördüğü ilgiden memnun olduklarını dile getiren Subaşı, "Lisans eğitiminin yanı sıra lisansüstü eğitim de yapıyoruz. Hiçbir güzel sanatlar fakültesinde bizdeki kadar bir yüksek lisans öğrencisi yok. Biz 4,5 yıllık güzel sanatlar fakültesiyiz. Bizdeki yüksek lisans ve doktora öğrencisi sayısı 90'ı geçti. 4 doktora öğrencimiz var. Yüksek lisans öğrencilerimizin 20'si tezini verecek" diye konuştu.

Prof. Dr. Subaşı, fakültede 24 kadrolu ve 15 de dışarıdan derse gelen hocanın görev yaptığını belirterek, şöyle devam etti:

"Hocalarımızın hepsi sahalarında duayendir. Ülkemizin yetiştirdiği tanınmış ve meslek hayatlarında en az 25 yılını geride bırakmış hocalarımız fakültemizde ders veriyor. Hat, Tezhip, Ebru, Minyatür, Kat'ı, Cild Restorasyonu, Kaligrafi, Grafik Tasarım, Kalemişi, Sedefkarlık gibi 30'dan fazla sanat dalında eğitim veriyoruz. Fakülte olarak ahşap atölyemizi açtık ve halı dokuma tezgahını kendimiz ürettik. Kendi halımızı dokuyacağız. Çini fırınımız var ve ilk defa üç boyutlu çini ürettik. Bu çini literatüre de girdi."

"Sanatkar olmak bir amaç değil, bir araçtır"

Sanatın aslında bir eğitim aracı olduğunu vurgulayan dekan Prof. Dr. Subaşı, sanat öğrenirken, sabrın öğrenildiğini belirterek, şunları söyledi:

"Çalışırsanız öğrenebileceğinizi fark ediyorsunuz. Detayları keşfetmeyi öğreniyorsunuz. Detayları keşfedemiyorsanız sanatkar olamazsınız. Detay nedir, küçük bir ses farkı. Hat hocası öğrencisine, 'bunu 2 saç kılı farkı daha ince yaz' diyor. Görebiliyorsan sanatkar olmayı hak ediyorsun demektir. Sanatkar olmak bir amaç değil, bir araçtır. Eğitimin aracıdır. Bir sanatla ilgilenmek, insan olmayı öğrenmektir. Varlık aleminde 'sen neredesin'i öğrenmektir. Doğadaki güzellikleri yaratanı fark etmektir. Doğru yolda gitmektir. Çünkü sen o küçücük şeylerdeki renklerin tonları hakkında yeteri kadar bilgin yoksa doğayı, kainatı tanıyamayacaksın demektir."

Sanat eğitiminin 4 yaşında başlaması gerektiğini kaydeden Subaşı, sanat kabiliyetinin büyüme çağında kendini belli ettiğini hatırlatarak, sözlerini, "İnsanın sanata meyli daha çok küçük yaşlarda belli oluyor. Mesela ben ilkokulda Fatih'in portresini çizerdim. Sonra okulda gazete çıkarmaya başladım. Zamanla hattat oldum ve 60 yaşında kendimi Süleymaniye'nin kubbesinde eski yazıları restore ederken buldum. Bütün mesele tohumun verimli bir toprağa düşmesi, yani ailenin ve öğretmenlerin, çocuğun sanat kabiliyetini fark edip o istikamette yetiştirmesidir. Allah herkese bir kabiliyet vermiştir" diye tamamladı.

Kandilli Subaşı Kültür Sanat Haberler