"Sahte Kanıtlar Üretilmiş"
"Kafes Eylem Planı" Davasında "Balyoz" Gibi Rapor.
Bilişim Suçları Uzmanı Yalkın Demirkaya ve Dört Kişilik Emniyet Kökenli Uzman Amerikalı'nın Hazırladığı Raporda Tutuklamalar da Eleştirilerek, "Bu Tutuklamalar Demokratik Bir Toplum İçin Korkunç Bir Skandal" Denildi.
Bilişim suçları uzmanı Yalkın Demirkaya ve dört kişilik emniyet kökenli uzman Amerikalı'nın hazırladığı raporda tutuklamalar da eleştirilerek, "Bu tutuklamalar demokratik bir toplum için korkunç bir skandal" denildi. Raporda ayrıca, "Bu davada inanılmaz olan ve önemini yerince vurgulayamayacağım aşağıdaki konu, herhangi bir demokratik toplumda korkunç bir skandal konusudur. Olayların aşağıda özetlenen akışı, tek başına davanın düşmesi için yeterlidir ve burada ne olduğunun anlaşılması için teknik bir bilirkişiye ihtiyaç yoktur" denildi.
-"DELİLLERİ NEREYE YERLEŞTİRECEKLERİNİ ŞAŞIRMIŞLAR"-
Raporu hazırlayan kişilerin bir çok inanılmaz hataya imza attıklarına dikkat çekilen raporda şu çarpıcı sonuçlar açıklandı:
"Anlaşıldığı üzere söz konusu kanıtın nereye yerleştirileceği konusunda da bir karışıklık yaşanmıştır. Bektaş'ın evinde sadece iki CD/DVD'ye el konulduğu için bu çok anlamlıdır. "Data Stash" içeren bir CD ile video dosya içeren bir DVD. Ancak, belli ki bir koordinasyon eksikliği sonucunda raporlarda suç unsurunun iş yerinde el konulan CD/DVD'de çıktığı belirtmiştir. Bu, aynı zamanda bilirkişi olarak adlandırılan bu kişilerin Bektaş'ın iş yerinde el konulan ikinci DVDyi neden incelemediklerini de açıklamaktadır. İlginç olan şudur ki, bilirkişi olarak adlandırılan bu kişiler Bektaş'ın evinden çıkan CD/DVD'leri incelememişlerdir bile. Neden böyle bir incelemeye gerek duymadıkları merak konusudur"
-"BİLİRKİŞİ RAPORLARINDA SAHTE KANITLAR ÜRETİLMİŞ"-
Raporda, CD1 ve DVD3 üzerinde yapılan adli bilişim incelemeleri sonucunda, Emniyet tarafından hazırlanan iki rapor ile TÜBİTAK tarafından hazırlanan raporunun üretilmiş (sahte) kanıtlar üzerine olduğu belirtilerek şöyle denildi:
"Bu, herhangi bir üçüncü şahısın Mahkeme salonunda ve hakimler huzurunda CD1 ve DVD3'un içeriğini incelemek üzere hazır bulunması ile kolaylıkla kanıtlanabilir. Kanımca, bu davada hem CD1'in hem de DVD3'un şu anda bu CD/DVD'nin içinde bulunan resimlerin kaydedilmesinden sonra oturumlar kapatılmıştır. Aksi takdirde kanıt üretme ve yerleştirme suçu işleyen kişiler bu CD/DVD'ler içine üretilmiş kanıtları ek bir oturum ile kolaylıkla kaydedebilirlerdi. Muhtemelen bunu bir noktada yapabileceklerini düşünmekteydiler.
-ÜÇ SENARYO-
Şimdi sorulacak soru, bu pervasız suçun nasıl işlenmiş olabileceğidir. Üç muhtemel senaryo mevcuttur: Senaryo 1: Kimliği bilinmeyen bazı kişiler bilirkişilere sahte bir CD ile DVD teslim etmiş ve bunu yaparken bu CD ve DVD'nin Levent Bektas'ın iş yerinde ele geçtiği konusunda bilirkişileri yanıltmışlardır. Senaryo 2: Gerçek bilirkişi raporları, sahte bilirkişi raporları ile değiştirilmiştir. Kimliği bilinmeyen kişilerin gerçek bilirkişi raporlarının yerine sahte bilirkişi raporlarını koymuş olması mümkündür. Senaryo 3: Tüm bu bilirkişiler ve de soruşturmada aktif ya da pasif olarak görev almış diğer bazıları, kişisel, siyasi ya da ideolojik amaçlar uğrunda kimi insanların suçlanarak ve mahkum edilmesi için sahte kanıt üreten bir grubun üyeleridir."
-"ÖRGÜTLÜ BİR ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ"-
Demirkaya raporunda, "Kariyerimin son 12 senesini New York Emniyet Teşkilatında kamu yolsuzluk ve yetkiyi kötüye kullanmak tahkikatları yaparak ve yöneterek geçirdim. Kanıt yerleştirmek yeni bir olgu değildir. Ancak, buradaki gelişmeler, makul olan herkesin vicdanını sarsacak cinstendir. Anlaşılan, kanıt yerleştirme suçunu işleyen kişiler iyi örgütlenmişlerdir ve soruşturmaya müdahil olabilecek pozisyondadırlar. Meslek hayatımda bu kadar pervasızca işlenmiş bir suça daha şahit olmadım. Bu kişiler, o derece kasıtlılar ki, el konulan kanıtlardan (CD1 ve DVD3) çıkmadığı aşikar olan raporlar hazırlamakta hiçbir çekince hissetmemişlerdir. Bu, yaptıklarından sorumlu tutulmayacaklarına dair belli bir özgüven içerisinde hareket ettiklerini göstermektedir. Bu özgüven ise, ancak güç sahibi kişi/kurumların doğrudan desteği sayesinde mümkün olabilir. Söz konusu CD1 ve DVD3'un orijinallerinin mucizevi bir şekilde ortadan kaybolması ya da kullanılamaz hale gelmesi beni şaşırtmayacaktır. Zira CD1 ve DVD3 sadece Bektaş'a ait fotoğraflar içermektedir ve burada işlenen kanıt üretme, yerleştirme suçu için açık delil niteliğindedir" dedi.
-"İSTEDİKLERİ VAKİT DELİL ÜRETİP YARGIYA KABUL ETTİRMİŞLER"-
Bektaş'a karşı suç isleyenlerin dikkatsiz davrandığı, bariz ve onarılmaz hatalar yaptığını savunan Demirkaya raporunda, "Ayrıca, el konulan gerçek kanıtları yok edecek/değiştirecek fırsatı bulamamışlardır. Yaptıkları bu hatalar neticesinde, söz konusu suç içeren kanıtların üretilmiş olduğu aşikar haldedir. Ayrıca, soruşturmada görevli kişilerden bazılarının Bektaş'ın suçlanmasına sebep olan kanıtları üreten kişiler olduğu da açıktır.
Üretilen kanıtların içeriğine bakıldığında, ortaya çıkan durumdan, bu kişilerin istekleri vakit, istedikleri kişiler hakkında, istedikleri suç ve iftirayı sanki gerçek bir delil gibi üretip yargıya kabul ettirdikleri görünmektedir. Bu bulgular ışığında, ne bu davada söz konusu olan kanıtlar, ne de bu soruşturmada görev almış kişiler adalete hizmet etmek konusunda güvenilir değildirler" görüşüne yer verdi.(ANKA/SON)
(CK/DS/ÖMR)