Haberler

BBP Lideri Destici, 1980 Darbesinin 32. Yıl Dönümü Dolayısıyla Bir Mesaj Yayınladı

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirenlerin yargılandığı davayı hatırlatarak, "İlerde Türkiye 28 Şubat'lar, 12 Eylül ihtilalleri yaşamak istemiyorsa bunun tek bir yolu var."

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirenlerin yargılandığı davayı hatırlatarak, "İlerde Türkiye 28 Şubat'lar, 12 Eylül ihtilalleri yaşamak istemiyorsa bunun tek bir yolu var: Türkiye'nin acilen sivil demokratik bir anayasaya kavuşmasıdır" dedi.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 12 Eylül 1980 darbesinin 32. yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Destici, mesajında şu ifadeleri kaydetti:

"Ülkücüler; 'Önce milletim, sonra kendim' diyerek ecdad yurdu, cennet ülke olan vatanlarını 'Yerli Bolşevikler'den korumaya çalışırken, zamanın 53 fraksiyonlu komünist örgütler tarafından eğitim hakları ellerinden alınıyordu. ABD'nin senaryolarının yavaş yavaş uygulanmaya başlandığı 1979 yılının sonlarında

ise görüldükleri yerlerde acımasızca katlediliyordu. Kara Eylül'e yürüyen ayak sesleriydi bu. Gittikçe kızıştırılan terör, cinayetler, katliamlar, iç savaş tahrikçilerinin Sivas, Çorum, Kahramanmaraş'ta ortaya koydukları provokasyonlar, kitlesel çatışmalar, 1 Mayıs'ta Taksim'de toplanan kalabalığa ateş edilerek insanların menfur ve savunmasız bir şekilde katledilmesi adım adım olgunlaştırılan Eylül darbesini hazırlıyordu. Son üç yıl içinde büyük şehirlerde 'sıkıyönetim' ilan edildiği halde 'asker' gereğini yapmıyor, kurtarılmış bölgelerde toplumun terörize edilmesine seyirci kalıyordu. Milletimiz, planlı bir şekilde infiale uğramış, dehşetengiz duygular içerisine sokulmuş, geleceği belirsizlik içinde kıvranan, her yanını ölüm korkusunun sardığı bir ülke konumuna sürüklenmişti. Ve...manipüle edilen, sindirilmiş toplumun geniş kesimleri, bu vasatta, 'artık bir askeri darbeyi' kurtuluş görecek kadar bir halet-i ruhiyeye, düzeye ulaştırılmıştı.

Sonra 'Kara Eylül' geldi ..Hazan mevsimi gibi. Ülkücüler evlerinden, okullarından, iş yerlerinden, asker ocağından,

gözlerine kirli çaputlar bağlanıp sürüklenerek Harbiye'ye, Gayrettepe'ye, Mamak C-5'lere götürüldüler. Öyle ki, bu milletin geleceğini çaldılar. Gözaltına aldıkları kişi: 650 bin. Açılan dava sayısı: 210 bin. Yargılanan kişi: 230 bin. Hakkında idam istemiyle dava açılan kişi: 7 bin. Verilen idam cezası: 517. Yargıtay'da onanan idam cezası: 259. İnfaz edilen idam cezası: 49. TCK 141, 142 ve 163'ten yargılanan kişi: 71 bin. Örgüt üyeliğinden yargılanan kişi: 98 bin. Pasaport alamayan kişi: 388 bin. Vatandaşlıktan çıkarılan: 14 bin. İşkence sonucu ölüm (belgelenen): 171. 'Sakıncalı' gerekçesiyle işten atılan: 30 bin. 1402 ile işten atılan öğretmen: 3 bin 854. 1402 ile görevden alınan öğretim üyesi: 120. Cezaevine konan gazeteci: 31. Öldürülen gazeteci: 3. Bu kadar çok sayıda insanımız heder edildi. Bu icraat, kendi insanına sadistçe zulmetmekten çekinmeyen hunhar-habis ruhlu insanlar tarafından yapıldı.

'Her türlü emperyalizme Hayır', 'Ne ABD, Ne Çin, Ne Rusya Bağımsız Türkiye', 'Türkiye Aç Hürler Tok Esirler Ülkesi Olamaz', diyen Müslüman Türk milletinin gönüllü erleri binlerce ülkücü, Büyük Birlik Hareketi'nin ebedi genel başkanı şehit 'Muhsin Başkan'ımızla birlikte nainsani zulümlerin altında inim inim inletildiler. Onların tek suçu: bu vatanı sevmek ve son kale son yurt Türkiyemizin ilelebet payidar olmasını istemekti.

Selçuk Duracık, Halil Esendağ, Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Mustafa Pehlivanoğlu, İsmet Şahin, Cevdet Karakaş, Cengiz Baktemur ve Fikri Arıkan idam edildi. Yağlı urganlara yürüdüler. Tıpkı sahabe-yi kiram'dan Hubeyb (r.a) in çıktığı gibi.. Nahak yere gerçekleştirilecek infazlarından önce 9 ülküdaşımız, Kuran'ı kerim ve Türk Bayrağı istemişler ve hangi ülkü ve hangi ruh için şehit olduklarını bu millete mesaj olarak vermişlerdi. Uğrunda ölümü, işkenceyi, kaçırılmayı, sürgünleri ve istikballerini vermeyi gözönüne aldıkları devlet onları asmıştı. Onlar bu vatanda 'bayrak inmesin, ezan susmasın' dediler. 'Bir Mustafa değil, bin Mustafa helal olsun bu vatana' dediler. Artlarında hiç bir soru bırakmayacak kadar vakur ve izzetli idiler. Davalarına sımsıkı sarılmışlardı. Gençliklerinin en taze baharında toprağın kara bağrına düştüler..Şehit Muhsin Başkanımız 5.5 yılı zindanda olmak üzere toplam 10 yıllık cezaevi hayatı oldu. Her türlü zulüm, işkence, her türlü eza, cefayı ona ve yol arkadaşlarına reva gördüler. 100 binin üzerinde Ülkücü, zindanların kara dehlizlerinde yatırılarak gül yanaklı benizleri solduruldu.

Basiretli necip Türk milleti, referandumda 'kabul' oyu vererek 12 Eylül'le gelen darbeci zihniyetin Tiranlığını, despotluğunu tescil etmiştir. Büyük Birlik Partisi (BBP)'de 'zulmün' cezasının verilmesi için 'Evet' diyerek 'ülküdaşlarının' kemiklerini sızlatmamıştır. Darbeciler, hazırlattıkları 82' Anayasasında oligarşik, statükocu ve bir avuç mutlu azınlığın hukukunu koruyan bir sistem kurdu. Hukuk dışına çıktıklarını da pekala

bildikleri için, kimsenin gelecek yıllarda kendilerini yargılayamaması için yasayla koruma zırhına büründüler. Büyük Birlik Hareketi ise basiretli ve temennili aklı selim bir düşünce ile gündeme getirilen, 'pakete ülkenin ihtiyacı var' diyerek; 'Darbecilere yargı yolunun açılmasını' sağlamış ayrıca; 'Yargı sisteminin yeniden düzenlenmesini' ve 'Sivil, demokratik sistemi yürütecek bir anayasa gerekir' diyerek her minvalde bunun takipçisi, savunucusu olmuş gerçekleştirilmesini de ön siyaset olarak belirlemiştir."

Ülkücülerin, 12 Eylül'deki mücadelesini Türk milletinin, yeni yetişen neslin mutlaka doğru bir şekilde öğrenmesi gerektiğini söyleyen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, darbecilerle ilgili sürmekte olan davayı hatırlatarak, "Bu davanın özü iki tane 90 yaşına gelmiş generalin yargılanması, hapse atılması değil; bu davanın özü bir daha hiçbir zümre, kesim kendisinin milli iradenin üzerinde görmesin ve milletin seçtiklerini darbe yoluyla ortadan kaldırmasın. İlerde Türkiye 28 Şubat'lar, 12 Eylül ihtilalleri yaşamak istemiyorsa bunun tek bir yolu var: Türkiye'nin acilen sivil demokratik bir anayasaya kavuşması" dedi.

Destici, mesajını, "Bu vesileyle, şehidimiz, kurucu genel başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu'nu ve haksız yere idam edilen ülküdaşlarımızı, 12 Eylül sürecinde materyalist, komünist işbirlikçiler tarafından şehit edilen kardeşlerimizi bir kez daha rahmet ve ihtiramla anıyor, ailelerine başsağlığı diliyor, bir mübarek dava ve mukaddes emanet olan kutlu yollarının takipçisi olacağımızı ifade ediyorum" diye noktaladı. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Büyük Birlik Partisi Mustafa Destici Türkiye Politika Güncel Haberler

title