MHP'li Vural'dan Başbakan'a "Libya" Tepkisi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Libya'ya düzenlenen operasyona Şafak Yolculuğu (Operation Odyssey Dawn) isminin verildiğini belirterek "Odyssey kimdir? Truva Savaşının ve Truva atının kumandanıdır. Truva atı kimdir? Gerçekten bugün AKP, "BOP eşbaşkanlığı' sıfatıyla Ortadoğu coğrafyasında emperyalist ülkelerin stratejik amaçlarına göre bir yapılanmanın mihmandarlığına soyunmuştur" diye konuştu.

Vural, Başbakan Erdoğan'ın 1 Mart'ta "NATO'nun Libya'da ne işi var, böyle saçmalık olur mu" dediğini ancak 21 Mart'ta yaptığı açıklamada NATO'nun Libya'ya girecekse Türkiye'nin bazı şartlarının olduğunu söylediğini ifade ederek "Saçmalık yapan kim? Böyle saçma dış politika olur mu? 20 günde fikir nasıl değişir?" diye sordu.

ANKARA isminin verildiğini belirterek "Odyssey kimdir? Truva Savaşının ve Truva atının kumandanıdır. Truva atı kimdir? Gerçekten bugün AKP, "BOP eşbaşkanlığı' sıfatıyla Ortadoğu coğrafyasında emperyalist ülkelerin stratejik amaçlarına göre bir yapılanmanın mihmandarlığına soyunmuştur" diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında hükümetin Libya politikasını ve Başbakan Erdoğan'ın tavrını eleştirdi. Başbakan Erdoğan'ın eşbaşkanlığını yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ülkelerinde kan, gözyaşı, bölünme, çatışma yaşandığını, Başbakan'ın ise Ortadoğu ülkelerinin bu duruma gelmesinin hesabını vermesi gereken kişi olduğunu söyleyen Vural, Ortadoğu'nun batılı güçlerin emperyalist emellerine uygun oyunlarını sergilediği bir alan olduğunu kaydetti. Yaşanan tablonun bölge güvenliği için endişe verici olduğunu söyleyen Vural, aynı zamanda AKP'nin dış politikasının iflas ettiğinin, teslimiyetçi ve edilgen yaklaşımının da göstergesi olduğunu ifade etti. Vural, "Libya'daki gelişmeleri teşhis etmekte zorlanan bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu hükümet çok şaşkın bir hükümet" dedi.

-"SARKOZY NİYE GELDİ?"-

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'in Şubat ayında Türkiye'ye yaptığı ziyareti hatırlatan Vural, "Bu Sarkozy Türkiye'yi niye geldi, ne konuştular. Medyada bir sürü laf çıktı; haddini bildirdik diye de ne konuşuldu. Libya konusunda Türkiye'nin tavrı o konuşmalarda Sarkozy'e iletildi mi? Sarkozy "her birimizin kendi rolünü oynayabileceğini düşünüyorum' dedi. Sarkozy ile Erdoğan'ın mutabakat noktaları nelerdir?" diye sordu. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün "Fransa'yı anlayamadık" diye açıklama yaptığını da hatırlatan Vural, Gönül için "Fransız bakan" ifadesini kullandı.

-"20 GÜNDE FİKİR DEĞİŞİR Mİ?"-

Başbakan Erdoğan'ın 1 Mart'ta "NATO'nun Libya'da ne işi var, böyle saçmalık olur mu" dediğini ancak 21 Mart'ta yaptığı açıklamada NATO'nun Libya'ya girecekse Türkiye'nin bazı şartlarının olduğunu söylediğini ifade eden Vural, "Saçmalık yapan kim? Böyle saçma dış politika olur mu? 20 günde fikir nasıl değişir? Rasmussen'e de böyle demişti; NATO Genel Sekreteri olmaz demişti, Genel Sekreter yaptı. Klasik Recep Tayyip Erdoğan" diye konuştu. Hükümetin Libya konusunda sağlıklı bir politikasının olmadığını kaydeden Vural, "Basra harap olduktan sonra ne sözler verdin, ne şartlar öne sürdün? Mavi Marmara'da da şartlar öne sürdü hiçbiri yerine gelmedi. Kılıf arıyor. Hükümet bu politikalarıyla Türkiye'nin milli menfaatlerini zedeliyor. Bizden gibi görünüp batının Ortadoğu'daki emellerine ulaşmasına yardım ediyor" diye konuştu.

-"BAŞBAKAN EMPERYALİZMİN BAŞMİHMANDARLIĞINA SOYUNMUŞTUR"-

Libya'ya operasyona "Şafak Yolculuğu" adının verildiğini bunun İngilizcesi'nin "Odyssey Dawn" olduğunu belirten Vural "Odyssey kimdir? Truva Savaşının ve Truva atının kumandanıdır. Truva atı kimdir? Rol paylaşımı derken, bir Truva atı gibi İslam dünyasını ve Türkiye'de muhafazakar düşüncenin için boşaltan, duruşunu ortadan kaldıran aktör kim? Bugün gelinen bu noktada, "Odyssey Dawn' adıyla başlangıç yapan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Gerçekten bugün AKP, "BOP eşbaşkanlığı' sıfatıyla Ortadoğu coğrafyasında emperyalist ülkelerin stratejik amaçlarına göre bir yapılanmanın mihmandarlığına soyunmuştur. Bugün aynı zihniyet Türkiye'de milli duruşu, milli kimliği, milli birliği içeriden bozmak isteyen bir Truva atının da mihmandarlığına soyunmuştur. Bunlar tesadüfi değildir. Saldırının ilk aşama olduğu, saldırıdan sonra bir takım adımlar atılacağı görülmektedir. Bunu bir şafak gibi gösteriyorlar. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye'nin içerisinde bizden gibi görünüp bizim içini boşaltan bir zihniyet Türkiye'yi yönetiyor. Bugün oyun ortaya çıkmıştır" diye konuştu.

-"AYNAYA BAK"-

Başbakan'ın "Libya'nın ikinci Irak olmasını istemiyoruz" sözlerini de hatırlatan Vural, "Irak'a ABD askerlerinin müdahalesi için tezkere getiren bir hükümet, Irak'taki ABD askerleri için dua eden bir Recep Tayyip Erdoğan, bir milyon Müslüman'ın ölümüne yol açan o operasyona lojistik destek sağlayan, limanlarını açan, üslerini açan hükümet. Çıkıp, "bir medeniyet çöktü' diyor. Aynaya bir bak. Kerkük yağmalanırken Irak'ın bölünmesine yol açan sürecin baş mihmandarı ve teşvikçisi de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan idi. Recep Tayyip Erdoğan, bu çöken medeniyeti çöktüren medeniyetin idealine bağlıdır" dedi.

-"BAŞBAKAN'IN UYGULADIĞI POLİTİKALAR BİRİLERİNİN İŞTAHINI KABARTTI"-

Başbakan'a "Truva atı kim, hangi rolleri paylaştınız?" diye soran Vural, "NATO girmelidir diyerek kimi nereye hazırlıyorsun. Recep Tayyip Erdoğan'ın uyguladığı politikalar birilerinin iştahını kabartmıştır. ABD merkezli politikaların bölgede mihmandarlığını yürüten Başbakan'ın nasıl bir Türkiye bıraktığını görmesi gerekir" dedi. AKP'nin açılım politikalarını bölücülüğü meşrulaştırmak için yürürlüğe koyduğunu belirten Vural, şöyle konuştu:

"İhanet odaklarını şımartan ve gemiyi azıya aldıran bu politikalardır. Türkiye'de bugün terör örgütü paçavraları ülkemizin sokaklarında sergilenebilmektedir. Sözde milletvekili sıfatıyla polisimize el kaldırmaya cesaret edebilmiş, alenen bunu yapabilmiştir. Bu cesareti veren AKP'nin açılım politikasıdır. Polisimizin linç edilmesi sırasında sessiz kalanlar bugün polisin üzerine saldırarak, tokat atmaya vardıranları cesaretlendirmişlerdir. Polisimize, askerimize pusu kuranlar bugün herkesin gözü önünde polisimize tokat atabilmektedir. Bu tokat, milletimizin birliğine, bütünlüğüne ve kardeşliğine yönelik bir intikam yansımasıdır. Bu doğrudan doğruya Recep Tayyip Erdoğan'ın oluşturduğu bir tablodur. Bu milletin, birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini yıkmaya yönelik bu eller mutlaka kırılacaktır. Bunlar, bugün ellerinde taşla sokaklarda milletvekilleri görülüyorsa bu manzaraların bir numaralı sorumlusu haline dönüşmüşlerdir. Sayın Başbakan, tahrik ettiğin bölücülük için, birkaç sandalye için böyle bir tabloya boyun eğmek değer mi? İmralı canisi üzerinden siyaset oluşturmak için değer mi? Polise uzanan o el, bu milletin birliğini, bütünlüğünü, cumhuriyetini hazmedemeyenlerin elidir. Bu çerçevede milletimiz 12 Haziran'da adına açılım denilen paçavrayı yırtıp atacaktır. Bu millet bunları hazmetmeyecektir. Türk polisi ve askeri sahipsiz ve yalnız değildir."

-TÜSİAD'A ANAYASA TEPKİSİ-

Vural, bir soru üzerine TÜSİAD'ın anayasa taslağını eleştirdi. TÜSİAD'ın Anayasa'nın ilk üç maddesinin de değiştirilebileceği görüşüne tepki gösteren Vural, "Bu milletin birliği, bütünlüğü, İstiklal Marşı, başkentinin Ankara oluşu, üniter yapısı değiştirilemez. Bunu millet yazdı, herkes böyle okusun. Bunları pazarlık konusu yapmak doğru değildir. Kimse değiştirmeye yeltenmemeli. Hepimizin birlikte yaşadığı zeminin altına fay hattı döşemeye kimse kalkışmamalıdır" dedi. - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel