MHP Grup Başkanvekili Vural: 34 PKK'lı Türkiye'ye Pazarlık İçin Geldi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, 34 PKK'lının teslim olmaya değil, Türk Devletiyle pazarlık etmeye geldiklerini söyledi. Vural, "Kandil'den ve Mahmur'dan gelen terör örgütü üyeleri, sözde elçileri getirdikleri talep listeleriyle Habur'dan davulla zurnayla giriş yaptılar, devletin görevlileri karşılamada bulundu, ardından kurulan mobil telefon görüşmelerinin ardında serbest bırakıldı" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdiği gensoru önergesinin ön görüşmeleri yapılırken, MHP Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Vural, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, muhalefet partilerinin Hükümet üyeleri hakkında verdiği gensoru önergelerini "Yalama oldu" şeklindeki sözlerini eleştirerek konuşmasına başladı. Vural, "Aslında yalama olan gensoru müessessi değil, hakkında gensoru verilen yalama olmuş Bakanlıklardır" dedi. Vural, Başbakan Erdoğan'ın, gensoruya yalama diyeceğine Habur'da meydana gelen gelişmelerde yalama olan kamu yönetim anlayışını sorgulaması gerektiğini söyledi. Vural, "Başbakan Erdoğan eğer böyle sorgularsa hükümeti adına, hem de millet adına daha hayırlı bir değerlendirme yapmış olur" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, gensoru önergelerine yönelik eleştirilerini hatırlatan Vural, "Başbakan "bir netice alamayacaklarını bildikleri halde ikide bir gensoru' diyerek demokrasi anlayışını da ifade etmiştir. Onlara göre çoğunluk AKP'de olduğuna göre gensoru önergesi de vermek doğru değildir" diye konuştu.

-KİMSEDEN İCAZET ALACAK DEĞİLİZ-

Vural, gensoru önergesi verirken, bunu iktidara sormak zorunda olmadıklarını dile getirerek şöyle dedi:

"Bu iradeyi kullanırken, hakkın sesini dile getirirken kimseden icazet alacak da değiliz. Size soracak da değiliz. Milleti de, iradesini de, sorusunu da hazmedeceksiniz. Her şeyden önce buna saygı göstereceksiniz. Millet adına kullanılan bu yetkiyi hakir görmeniz, sizin demokrasi anlayışınızın deşifresidir.

Size göre yaptığınız her şey doğrudur. Size göre de sizden başka herkes haksızdır. İşte bu zihniyet fişçidir, kafatasçıdır. Bu bakımdan millet iradesiyle bu yüce mecliste bulunanların, anayasa ve içtüzük uyarınca haklarını kullanmasına tahammül etmeyi öğrenmeniz gerekmektedir."

-HABUR'DA SERGİLENEN GALA-

Oktay Vural, 34 PKK'lının gelişi sırasında yaşanan Habur'daki görüntüleri "Gala" olarak niteleyerek, "Yüce milletimiz adına bu oyunun başrol oyuncularını sorgulayacağız" dedi. Vural, Habur'daki görüntülerin aslında açılımın özü olduğunu dile getirerek, şöyle dedi:

"Habur azdan çok şey anlamamızı gerektiren bir olaydır. Bu nedenle Habur çözümlemesi, aslında açılımın yol açacağı uçurumu ortaya koymaktadır. Habur, Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşma sonrası dışarıda hazırlanmış senaryoların fiiliyata geçirildiği bir uygulama alanı olmuştur. PKK'nın sivil uzantısı olan Barış Konseyinin 25-26 Temmuz 2009'da başlattığı PKK açılımı daha sonra, 1 Ağustos'ta İçişleri Bakanı tarafından Polis Akademisi'nde yapılan toplantı dizisinin hangi safhaya getirilmek istendiği Habur'da ortaya çıkmıştır."

Habur'un tesadüfen ortaya çıkmadığını öne süren Vural, bu işin planlandığını söyledi. Vural, Habur'da yaşanan görüntüleri, "kara gün" olarak değerlendirerek, Türk milletinin hafızasından bu görüntülerin silinmeyeceğini ifade etti.

-TERÖR ELÇİLERİ-

Oktay Vural, Habur'da yaşanan görüntülerle ilgili eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Kandil'den ve Mahmur'dan gelen terör örgütü üyeleri, sözde elçileri getirdikleri talep listeleriyle Habur'dan davulla zurnayla giriş yaptılar, devletin görevlileri karşılamada bulundu, ardından kurulan mobil telefon görüşmelerinin ardında serbest bırakıldı. Bölücü terörle mücadelemiz yara almıştır. Devletimiz maalesef boyun eğer konumda düşürülmüş, bölücü terör örgütünü muhatap almıştır. Millet adına yargı, teröristlerin ayağına kadar götürülmüştür. Habur'da yaşanan o gün aslında AKP milletvekilinin ifade ettiği Yahudi menşeli İsrail menşeli bir proje olan Büyük Ortadoğu projesine hizmet eden PKK'nın neden muhatap alındığını da ortaya koymuştur."

-BUNU NASIL HAZMEDECEKSİN-

Vural, İçişleri Bakanı Atalay'ın, terörist başının elçiler gönderdiğini öne sürerek onlarla görüştüğünü iddia etti. Vural, iddialarını Bakan Atalay'a sorularla yönelterek, şunları söyledi:

"Soruyorum Sayın Bakan hangi cüretle bir teröristbaşının size elçi göndermesini, Türkiye devletinin bir bakanı olarak hazmedebilirsiniz? Siz kimle görüştünüz? Kimle masaya oturdunuz? Farkında değil misiniz? Siz hangi yetkiyle terör örgütünü muhatap alıp, sözde elçileri için devleti ayaklar altına alıyorsunuz? Bu tablo terör örgütünü muhatap almaya yönelik girişimlerin nasıl başarıya ulaştığını da ortaya koymaktadır. Soruyorum Sayın milletvekilleri, PKK'yı bertaraf etmek için hükümete verdiğiniz yetki için onları muhatap almak var mıdır? Müzakere var mıdır?"

Terör örgütü üyelerinin, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM'ye sunulmak üzere hazırlanan ve 9 maddeden oluşan mektupla terör örgütünün propagandasını, hem de devlet nezaretinde ve gözetiminde yapmaya geldiklerini anlatan Vural, söz konusu talep mektubunun da, devletin vali yardımcısına iletildiğini iddia etti. Türkiye'ye gelen 34 PKK'lının teslim olmaya değil, Türk Devletiyle pazarlık etmeye geldiklerini kaydetti. Vural konuşmasına şöyle devam etti:

"O gün Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü koruyan şehit ve gazilerimiz hançerlenmiştir? Analarımız ağlamıştır. Soruyorum Sayın bakan önceden hazırladığınız bu karşılama töreninin milletimizin vicdanının sızlatacağını düşünmediniz mi? Nasıl olurda böyle bir kara günü tasarlayabiliyorsunuz?

Milletimizin ve devletimizin birliğini koruma uğruna şehit olanların emanet edildiği Türk milletinin bağrı olan TBMM'ne bunun hesabını nasıl vereceksiniz? TBMM size nasıl güvenecektir? O gün devletin üst düzey görevlileri, terör örgütü mensuplarının girişlerini kolaylaştırmak için maalesef teşrifatçı konumuna düşürülmüştür. Devlet irademiz kaybolmuştur.

Soruyorum Sayın Bakan siz bu yönetim anlayışıyla nasıl ülkede huzuru sağlayacaksınız? Kamu otoritesini nasıl temin edeceksiniz?"

Habur'da bir hukuk rezaletinin yaşandığını, yargının güveliğini sağlamak durumunda olanlar, teröristlerin güvenliğini sağlamak için yargıyı teröristlerin ayağına kadar götürüldüğünü dile getiren Vural, "Güvenlik gerekçesiyle hakim denetimsiz açık arazideki Habur'a gönderilmesi doğrudan yargıyı etkilemektir.

Yapılan açık ve nettir. Yargı süreci doğrudan terörün ve şiddetin etkisine sokulmuş ve maalesef arzu edilen netice alınmıştır" diye konuştu.

Vural sözlerini şöyle bitirdi:

"2002'de gardiyanlara muhatap olan İmralı canisi, şimdi hükümetin muhatabı oldu, sözde elçiler göndermeye başladı. 2002'de toplumda zerre kadar Türk-Kürt ayrışması yoktu, 2010'da soy, sop, kan hesabı yapanlar çıkmaya başladı. 2002'de yargı Türk milleti adına egemenliğini kullanarak hesap soruyordu, 2010'da yargı teröristlere yol gösteriyor. Bütün bu rezaletlerin yaşadığı o gün, 19 Ekim 2009 günü İçişleri Bakanı tarafından organize edilmiş bir gündür. Devletin sahiplendiği, güzel şeylerin olacağını söylediği o güne kadar gelen süreç içinde maalesef koordinatör Bakan'ın kimlerle müzakere ettiği, kimlerle masaya oturduğu ortaya çıkmıştır." (ANKA)

(BK/ÖMR)

Haberler