Haberler

Merkez Bankası 2014 Yılı Sonu Enflasyon Tahminini 1 Puan Yukarı Yönlü Güncelledi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 2014 yılının 2. Enflasyon Raporu'nu İstanbul'da açıkladı.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 2014 yılının 2. Enflasyon Raporu'nu İstanbul'da açıkladı. 2014 yıl sonu enflasyon tahminini Ocak Enflasyon Raporu'na göre 1 puan yukarı yönlü güncellediklerini söyleyen Başçı, 2014 yılı sonunda enflasyonun orta noktasının yüzde 70 olasılıkla yüzde 7.6 olmak üzere yüzde 6.4 ile yüzde 8.8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi. 2015 yıl sonu tahmininin ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3.2 ile yüzde 6.8 aralığında yer aldığını ifade eden Başçı, enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını söyledi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, 2014 yılının ikinci Enflasyon Raporu'nu İstanbul'da açıkladı. Konuşmasına küresel iktisadi görünüme değinerek başlayan Başçı, yılın ilk çeyreğinde, para politikalarına dair küresel belirsizliklerin sürmesi sonucu, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarındaki zayıflığın devam ettiğini ifade etti. Yılın ikinci çeyreği başı itibarıyla bu ülkelere sınırlı miktarlarda portföy girişleri olduğuna dikkat çeken Başçı, 2013 yılının son çeyreğinde küresel iktisadi faaliyette büyümenin itici gücü gelişmiş ülke ekonomileri olduğunu vurguladı. Geçen yıl küresel büyümede gözlenen güçlenme eğiliminin 2014 yılında da devam etmesini beklediklerini ifade eden Başçı, "Gelişmiş ülkelerdeki olumlu büyüme seyrinin ihracat koşullarını iyileştirmek suretiyle gelişmekte olan ülkelerdeki büyümeye de katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Bununla beraber zayıf seyreden portföy akımlarının ve sıkılaşan finansal koşulların bu ülkelerde yurt içi talebi sınırlamaya devam etmesi de olasılık dahilindedir" dedi.

Küresel finansal piyasalarda Fed'in varlık alımlarını nasıl sonlandıracağına dair belirsizliğin büyük ölçüde azalmasıyla mevcut durumda faiz artırımının zamanlamasına ve hızına ilişkin beklentilerin önem taşıyacağını vurgulayan Başçı, şunları kaydetti:

"Öte yandan, faiz artırımının finansal piyasalardaki belirsizlik etkisinin varlık alımından çıkış politikasına göre daha sınırlı olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü bu süreçte hem faiz kanalının aktarım mekanizması varlık alımlarına göre daha iyi biliniyor, hem de para politikasının yüksek frekanslı veriye bağlılığı azaltılmış durumda. "

-"YAKIN DÖNEMDE YAŞANAN BELİRSİZLİK ARTIŞLARI TÜRKİYE'DE EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİR GELİŞME"-

Başçı, küresel gelişmelere ek olarak, yakın dönemde yaşanan belirsizlik artışlarının Türkiye'de ekonomik görünümü etkileyen önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. 2013 yılı sonunda artan belirsizlikler neticesinde Türkiye'ye özgü risk primi göstergelerinde kayda değer bir bozulma gözlediklerini belirten Başçı, "Yaşanan süreçteki döviz kuru hareketleri ve finansal piyasalardaki oynaklık artışı enflasyon görünümü ve makro-finansal istikrarı olumsuz etkiledi. 28 Ocak'ta gerçekleştirdiğimiz güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkılaştırma ile enflasyon görünümündeki bozulmayı kontrol altına almayı ve finansal istikrarı desteklemeyi amaçladık. Nitekim, sıkı para politikası duruşumuz ve yakın dönemde azalan belirsizlikler sayesinde orta vadeli enflasyon beklentilerindeki bozulma sınırlandı, finansal piyasalardaki oynaklık düştü ve risk primlerinde kısmi iyileşme yaşandı" diye konuştu.

-"KUR GELİŞMELERİNİN ETKİSİ İLE TÜRKİYE'DE ENFLASYONUN 2013 YILI İKİNCİ YARISINDA YÜKSELDİ"-

2013 yılı Mayıs ayında başlayan küresel finansal belirsizlikler sonrasında diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye'den de portföy çıkışları olduğunu belirten Başçı, ayrıca bu dönemde risk primlerinde artışlar ve Türk lirasında değer kayıpları yaşandığını vurguladı. Temelde kur gelişmelerinin etkisi ile Türkiye'de enflasyonun 2013 yılı ikinci yarısında yükselerek yıl sonunda yüzde 7.4 değerine ulaştığını ve böylece belirsizlik aralığının üzerine çıktığını vurgulayan Başçı, "Bu dönemde enflasyon görünümündeki bozulmayı kontrol altına almak için temkinli bir para politikası duruşu oluşturduk ve politika öngörülebilirliğini artırdık. Bildiğiniz gibi, 2013 yılı sonu ve 2014 yılı başlarında ise iç ve dış piyasalardaki belirsizlikler önemli ölçüde arttı. Bu süreçte diğer gelişmekte olan ülkelere göre Türk lirasında belirgin bir değer kaybı ve risk primi göstergelerinde kayda değer bir artış gözledik. Bu gelişmeler enflasyonun uzun bir süre hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesi ihtimalini artırdı. Enflasyon beklentilerindeki ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı kontrol altına alabilmek ve aynı zamanda makroekonomik ve finansal istikrarı korumak amacı ile 28 Ocak tarihinde yaptığımız ara toplantıda güçlü ve önden yüklemeli bir parasal sıkılaştırmaya gittik. Ayrıca operasyonel çerçevede sadeleştirmeye gittik ve fonlamayı temel olarak bir hafta vadeli repo ihale faiz oranından sağlamaya başladık. Faiz artışı öncesi dönemde TCMB olarak piyasaya döviz satım ihaleleri yoluyla önemli miktarlarda döviz likiditesi sağlamaya devam ettik. Ayrıca, döviz piyasasında fiyatlama mekanizmasının bozulduğu Ocak ayında doğrudan döviz müdahalesi gerçekleştirdik. Döviz satışları sonucunda finansal sektörün likidite ihtiyacı yükseldi ve 2014 yılı ilk çeyreğinde Merkez Bankası fonlaması önemli miktarda artış gösterdi. Bu dönemde, finansal sistemin likidite ihtiyacının artmış olmasının para politikasındaki sıkılığı güçlendiren bir unsur olduğunu belirtmek isterim."

- TEMKİNLİ VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİ ARTIRILAN PARA POLİTİKANIN KATKISI İLE TL'DEKİ DEĞER KAYBI DAHA SINIRLI OLDU"-

Küresel finansal belirsizliklerin arttığı 2013 Mayıs ayından 2013 yılı sonuna kadar olan dönemde diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türk lirasında da belirgin değer kayıpları ve kur oynaklıklarında artışlar gözlediklerini belirten Başçı, şunları kaydetti:

"Fakat bu dönemde temkinli ve öngörülebilirliği artırılan para politikamızın katkısı ile cari açık veren seçilmiş benzer gelişmekte olan ülkelere göre Türk lirasındaki değer kaybı daha sınırlı oldu. Ayrıca ima edilen kur oynaklığı göreli olarak en düşük seviyede kalmaya devam etti. 2013 yılı sonunda başlayan belirsizlik artışı sonrasında ise Türkiye'ye özgü artan risk primleri ile birlikte hem Türk lirası önemli oranda değer kaybetti hem de ima edilen oynaklık yükseldi. 2014 Ocak ayı sonunda gerçekleştirdiğimiz güçlü para politikası sıkılaşması sonrasında risk algıları iyileşti. Böylece Türk lirasındaki değer kaybının bir kısmı geri alındı ve ima edilen oynaklık düşüş gösterdi. Yakın dönemde belirsizliklerin azalmasının da katkısıyla Türk lirasındaki değer kazancının devam ettiğini ve ima edilen kur oynaklığının tekrar benzer ülkelere göre daha düşük seviyelere gerilediğini görüyoruz. Son üç aylık dönemde piyasa faizleri; para politikası duruşumuza, Fed'den gelen nicel genişlemeye ilişkin haberlere ve belirsizliklerin gelişimine bağlı olarak değişken bir seyir izledi. 28 Ocak ara PPK toplantımız öncesinde belirsizliklerdeki artış, risk primlerindeki ve enflasyon görünümündeki bozulmalar nedeniyle kısa vadeler dışındaki tüm vadelerde getiri eğrisi yukarı yönlü hareket etti. Ara toplantıda gerçekleştirdiğimiz güçlü ve önden yüklemeli para politikası sıkılaştırması sonrasında ise Mart ayının sonuna kadar kısa vadeli faizler TCMB ortalama fonlama ve gecelik fonlama faizleri ile uyumlu bir şekilde yükseldi. Aynı zamanda uzun vadeli faizlerde düşüşler gözlenmesiyle getiri eğrisinin eğimi eksiye döndü. Yakın dönemde risk primindeki iyileşme ve azalan belirsizlikler ile birlikte tüm vadelerde faizler düştü ve getiri eğrisi daha yatay bir şekil aldı. Mevcut durumda getiri eğrisinin yatay seyri ve gerektiğinde eğiminin eksiye döndürülmesi para politikasındaki sıkı duruşa işaret ediyor. Gösterge faiz de diğer faizlere benzer bir şekilde Nisan ayına kadar artış eğilimi gösterdi, daha sonra ise düşen risk primleriyle birlikte azaldı."

-"BANKACILIK FONLAMA MALİYETLERİNDEKİ YÜKSELİŞ TÜKETİCİ VE TİCARİ KREDİ FAİZLERİNE YANSIDI"-

Artan piyasa faizi oranlarına bağlı olarak bankacılık fonlama maliyetlerindeki yükselişin hem tüketici hem de ticari kredi faizi oranlarına yansıdığını belirten Başçı, bunun yanında, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun aldığı makro ihtiyati kararların da etkisi ile tüketici kredilerinin ve kredi kartı borçlanmalarının büyüme hızlarının geçmiş yıllar ortalamasının oldukça altında seyrettiğini kaydetti. Merkez Bankası olarak finansal sistemin fonlama ihtiyacını artırdığını ve fonlama vadesini kısaltmış olmasının da tüketici kredilerinde yavaşlatıcı bir etki yaptığını değerlendirdiklerini dile getiren Başçı, şu bilgileri aktardı:

"Ticari kredilerinin büyüme hızında geçmiş yıllara kıyasla bir farklılık gözlenmiyor. Bu noktada tüketici kredilerinin büyüme hızlarının daha makul seviyelere gelirken ticari kredilerin büyüme hızlarını korumasının makro finansal istikrarı, dengelenme sürecini ve enflasyondaki düşüş eğilimini destekleyeceğini vurgulamak isterim. "

-"ÇEKİRDEK ENFLASYON GÖSTERGELERİNDE BELİRGİN BİR ARTIŞ KAYDEDİLDİ"-

Başçı, 2014 yılının ilk çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8.4 oranına yükselirken işlenmemiş gıda ve tütün dışı enflasyon yüzde 8.5 olduğunu vurguladı. Yılın ilk çeyreğindeki bu yükselişte, Türk lirasındaki değer kaybı nedeniyle kayda değer bir artış gösteren temel mal fiyatları belirleyici olduğunu ifade eden Başçı, buna ek olarak, hizmet enflasyonundaki yukarı yönlü seyrin de etkisiyle çekirdek enflasyon göstergelerinde belirgin bir artış kaydedildiğini söyledi. Gıda fiyatlarında, döviz kuru hareketlerine ve olumsuz hava koşullarına bağlı olarak gözlenen yukarı yönlü hareketin bu dönemde enflasyon görünümünü olumsuz etkileyen diğer bir unsur olduğunu belirten Başçı, "Bu çerçevede, yılın ilk çeyreğinde enflasyon eğilimi ve beklentileri ile fiyatlama davranışına ilişkin göstergelerde bir miktar bozulma gözlediklerinin altını çizdi. Alt gruplar bazında enflasyon kalemleri incelendiğinde yılın ilk çeyreğinde enflasyonda kaydedilen yükselişin büyük ölçüde maliyet artışlarının etkilerini yansıttığını dile getiren Başçı, şunları kaydetti:

"Hizmet grubunda; ücretler, talep koşulları, geriye dönük fiyatlama davranışının yanı sıra, gıda fiyatları ve döviz kuru gibi girdilerde gözlenen hareket de enflasyondaki yükselişte etkili oldu. Temel mallarda ise, vergi artışları ve döviz kuru geçişkenliği enflasyondaki yükselişin temel sürükleyicisi oldu. Ancak, hem temel mallarda maliyet etkilerinin ima ettiği düzeylerin üzerinde gerçekleşen artışlar, hem de hizmet enflasyonunun 2009 yılının ilk çeyreğinden bu yana en yüksek seviyesine ulaşmış olması, ilk çeyrekte enflasyonun seyrinde maliyet baskılarının ötesinde bir artış olduğuna işaret ediyor."

-"YILLIK ENFLASYON BİR SÜRE DAHA YÜKSEK SEYREDECEK"-

Enflasyon göstergelerinin 2014 yılına ilişkin görünümü iktisadi faaliyet ve döviz kurunun seyri ile gıda fiyatlarındaki görünüme göre şekilleneceğini belirten Başçı, halihazırda etkisi hissedilen vergi ayarlamaları ve döviz kuru gelişmeleri dahilinde yıllık enflasyonun bir süre daha yüksek seyredeceğini bildirdi. Başçı, "Son dönemde Türk lirasında gözlenen değerlenme ve iç talebin ılımlı seyri nedeniyle önümüzdeki dönemde enflasyonda bir yavaşlama bekliyoruz. Bunun yanı sıra baz etkisinin de Haziran'dan itibaren tersine döneceğini belirtmek isterim. Ayrıca, sıkı para politikası duruşumuz ile enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınacağını öngörüyoruz. Nitekim, bu ay itibarıyla enflasyon beklentilerindeki bozulmanın durakladığını gözlemledik. Bununla birlikte enflasyonun halen hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesi sıkı bir duruş gerektiriyor."

-KISA VADELİ GÖRÜNÜM-

Başçı, enflasyon tahminlerine temel oluşturan iktisadi faaliyet gelişmelerini ve kısa vadeli görünüme ilişkin de bilgi verdi. 2013 yılı dördüncü çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyet Ocak Enflasyon Raporu'nda sundukları görünümle büyük ölçüde uyumlu gerçekleştiğini belirten Başçı, "Nihai yurt içi talep yılın ikinci ve üçüncü çeyreğine göre daha güçlü bir seyir izledi. Nihai yurt içi talebin bileşenleri, bu dönemde kamu kesimi talebinin özel kesim talebine göre daha yüksek oranda arttığını gösteriyor. İhracatın ithalattan dönemlik olarak daha hızlı artması ise, talep bileşenlerindeki dengelenmeyi olumlu yönde etkiledi. 2014 yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler, iktisadi faaliyette ılımlı bir artışa işaret ediyor. Üretim tarafından baktığımızda, sanayi üretim endeksinin dönemlik bazdaki istikrarlı artış eğilimini koruduğunu görüyoruz. Harcama tarafına ilişkin veriler ise özel kesim talebinin zayıfladığını gösteriyor. Nitekim finansal koşullar ve yurt içi belirsizlikler sonucunda dayanıklı mal tüketimi ile makine-teçhizat yatırımlarında bir gerileme gözlüyoruz. Olumlu seyreden inşaat yatırımları ve dayanıksız mal tüketimi ise bu gerilemeyi kısmen telafi ediyor. Mal ve hizmet ihracatı Türk lirasındaki değer kaybı ve küresel ekonomideki toparlanmanın desteğiyle artarken, mal ve hizmet ithalatı kur ve yurt içi talep kaynaklı olarak geriledi. Bu doğrultuda, altın hariç mal ticaretinde dengelenme sürecinin devam ettiğini ve cari işlemler dengesinin bir miktar iyileştiğini görüyoruz. Reel döviz kuru ise Mayıs 2013 sonrası dönemde değer kaybetti. Reel kur gelişmelerinin cari dengedeki iyileşmeyi destekleyici bir unsur olmaya devam etmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.

-"ÖZEL KESİM TALEBİNİN İKİNCİ ÇEYREK İLE BİRLİKTE TOPARLANMAYA BAŞLAMASINI BEKLİYORUZ"-

Başçı, yılın ikinci çeyreğe ilişkin ilk göstergelerin ilk çeyreğe kıyasla bir iyileşme olabileceğine işaret ettiğini belirtti. Belirsizlik algısındaki azalma ile Türk lirasının değer kazanması ve tüketici güvenindeki iyileşme sonucunda yurt içi özel kesim talebinin ikinci çeyrek ile birlikte toparlanmaya başlamasını beklediklerini söyleyen Başçı, şu açıklamalarda bulundu:

"Ancak belirsizliklerin tamamen ortadan kalkmaması ve finansal koşullardaki sıkılığın devam etmesi nedeniyle yurt içi özel kesim talebinin yılın ilk yarısında zayıf seyrini sürdüreceğini düşünüyoruz. Öte yandan net ihracat ve kamu kesimi talebinin, yurt içi özel kesim talebindeki bu seyri telafi edebileceğini öngörüyoruz. Yılın ikinci yarısında ise belirsizliklerin azalması ile birlikte özel kesim talebinin daha olumlu bir görünüm kazanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, yurt içi talep üzerinde aşağı yönlü riskler bulunduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum. Bu çerçevede, yurt içi talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde destek vermesi ve cari açıkta son dönemde gözlenen iyileşmeye katkıda bulunmasını bekliyoruz."

-"ENFLASYON TAHMİNLERİNDE GIDA, ENERJİ VE İTHALAT FİYATLARI ÖNEMLİ ROL OYNADI"-

Eflasyon tahminlerinde gıda, enerji ve ithalat fiyatlarının da önemli rol oynadığına değinen Başçı, "Dolayısıyla, tahminlere geçmeden önce kısaca söz konusu değişkenlere dair varsayımlarımızı aktaracağım. Yılın ilk çeyreğinde petrol ve ithalat fiyatları Ocak Enflasyon Raporu'ndaki öngörülerimizle büyük oranda uyumlu gerçekleşti. Bununla beraber, 2014 yılı ortalama petrol fiyatı ve ithalat fiyat artışı varsayımını sınırlı ölçüde yukarı yönlü güncelledik. Bu güncellemenin 2014 yıl sonu enflasyon tahminimize etkisi yaklaşık 0.1 puan yukarı yönlü oldu. Hepinizin takip ettiği gibi, yakın dönemde gıda fiyatlarında yükselişler gözledik. Bu yükselişler meyve-sebze grubu dışında kalan tüm alt gruplar geneline yayılmış durumda. Buna ek olarak ilk çeyrekteki olumsuz hava koşulları, meyve-sebze üretimi üzerinde önemli bir risk unsuru oluşturuyor. Tüm bu gelişmeleri dikkate alarak Ocak Enflasyon Raporu'nda yüzde 8 olan 2014 yıl sonu gıda fiyat artış oranı varsayımını bu rapor döneminde yüzde 9'a çektik. Bu güncelleme, 2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi yaklaşık 0.3 puan yukarı yönlü etkiledi.

Orta vadeli tahminlerimizi üretirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen-yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefleri ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünümü esas aldık. Dolayısıyla, yıl sonu petrol enflasyon tahminimizde maliye politikasından kaynaklanan bir güncelleme yapmadık. Maliye politikasının duruşu için ise her zaman olduğu gibi Orta Vadeli Program projeksiyonlarını temel aldık. Bu çerçevede, temkinli mali duruşun devam edeceğini ve faiz dışı harcamaların kontrol altında tutulacağını varsaydık" diye konuştu.

-ENFLASYON TAHMİNİ 1 PUAN YUKARI YÖNLÜ GÜNCELLENDİ-

Orta vadeli tahminleri oluştururken enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği ve risk primi göstergelerinde gözlenen iyileşmenin devam edeceğini varsaydıklarını söyleyen Başçı, alınan makroihtiyati tedbirlerin de katkısı ile yıllık kredi büyüme oranının 2014 yılının sonuna doğru yüzde 15 düzeyine yakınsayacağı bir çerçeveyi esas aldıklarını bildirdi. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2014 yılı sonunda orta noktası yüzde 7.6 olmak üzere yüzde 6.4 ile yüzde 8.8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini belirten Başçı, 2015 yıl sonu tahmininin ise orta noktası yüzde 5 olmak üzere yüzde 3.2 ile yüzde 6.8 aralığında yer aldığını ifade etti. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını öngördüklerini dile getiren Başçı, yıllık enflasyonun gıda fiyatlarındaki artışlar ve Türk lirasında yaşanan değer kaybının gecikmeli etkilerine bağlı olarak bir süre daha yüksek seyredeceğini ve yıl sonunda yüzde 5 hedefinin belirgin bir şekilde üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini ifade etti. Döviz kurundan kaynaklanan maliyet baskılarının azalması, parasal sıkılaştırmanın enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin belirli bir gecikme ile ortaya çıkması ve özel kesim talep koşullarındaki zayıflığın etkisiyle enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlamasını ve yıl sonunda yüzde 7.6 düzeyine inmesini beklediklerini vurgulayan Başçı, şunları kaydetti:

"2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi Ocak Enflasyon Raporu'na göre 1 puan yukarı yönlü güncelledik. Bu güncellemenin 0.3 puanı Türk lirasının öngörülenden fazla değer kaybetmesinden, 0.1 puanı ise 2014 yılı ithalat ve petrol fiyatları varsayımındaki sınırlı yükselişten kaynaklandı. Gıda fiyat artışlarına dair varsayımı yukarı yönlü güncellenmemiz de yıl sonu tahmininde 0.3 puanlık bir artışa neden oldu. Bir önceki Rapor dönemine göre fiyatlama davranışında gözlenen kısmi bozulma da enflasyonun ana eğilimini etkilemek suretiyle yıl sonu enflasyon tahminimize yaklaşık 0.3 puan yükseltici yönde etkide bulundu."

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Merkez Bankası Erdem Başçı İstanbul Fed Ekonomi Haberler

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet geçirdi

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet geçirdi

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title