Merkel: Nükleer Santraller 10-15 Yıl Daha Kalmalı

"Yeşil enerji" konusunda Avrupa'nın öncülerinden Almanya, önümüzdeki 12 yıl içinde nükleer enerji santrallerini kapatmayı planından vazgeçti. Başbakan Angela Merkel, "Teknik olarak bakıldığında makul olanı, nükleer santrallerin 10- 15 yıl daha kullanımda kalması. Başbakan olarak görevim, güvenliği nükleer enerjide en önemli kriter olarak konuşlandırmayı sağlamak" dedi.

Almanya'da, 10 yıl önce, Sosyal Demokrat Parti (SDP) ve Yeşiller'den oluşan koalisyon hükümeti, 2022 yılına kadar tüm nükleer santrallerin kapatılması kararı aldı. Ancak Angela Merkel’in başbakanlığındaki muhafazakar-liberal koalisyon hükümeti, bu planı değiştirmek için harekete geçti. Hıristiyan Demokratlar ve Hür Demokrat Parti koalisyonu, “uzun vadedeö nükleer enerjiden vazgeçilmesi fikrini desteklerken, bu santrallerin kapatılmasının daha ileri bir tarihe bırakılmasının doğru olacağını savundu. Hükümetin, üzerinde çalıştığı yeni enerji politikasını kısa sürede açıklaması beklenirken Deutche Welle, Merkel’in ilk kez tarih dile getirdiğini vurguladı. Başbakan Merkel, nükleer santrallerin 10- 15 yıl daha kullanımda kalabileceğinin sinyalini verirken, gelecek dönemde, atom ve “yenilenebilir enerjiyiö birlikte kullanmayı hedeflediği vurgulandı.

Alman Yenilenebilir Enerji Birliği Başkanı Björn Klusmann, hükümetin bu planının, işlevsel olmadığını, uygulanamayacağını öne sürdü. Klusmann, hükümetin nükleer santrallerin kullanım süresini uzatması, yenilebilir enerji alanında yeni yatırımlara büyük darbe vuracağını savunurken şöyle konuştu:

“Yenilenebilir enerji, doğası gereği esnek bir sistem gerektirmektedir. Örneğin hava koşullarına göre üretim, alternatifler değişebilir. Eğer yenilenebilir enerjiye öncelik verilecekse ama bunun yanında nükleer santraller de kullanılacaksa, o zaman bu atom santrallerin de esnek üretim yapması gerekecek. Ancak nükleer enerjinin, ihtiyaç duyulan bu esnekliği sağlaması mümkün değil.ö

Ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'nin lideri Sigmar Gabriel, hükümetin nükleer santrallerin kapatılmasını geciktirme kararının ardında, enerji lobilerinin baskısının yattığını savundu. Gabriel, hükümeti, yenilenebilir enerji kaynaklarına yeterli desteği vermemekle suçladı. Gabriel, yenilenebilir enerji ile ilgili yatırımları yavaşlatır ve enerji açığı konusunda harekete geçilmediği zaman fosil yakıt veya nükleer santrallere ihtiyaç duyulmasının şaşırtıcı sonuç olmayacağını bildirirken, “İklim koruma hedeflerine 2020 yılına kadar ulaşılması mümkün. Ama hükümet bunu istemiyor. Sanayi lobilerine boyun eğiyor ve tekrar ediyorum böylece eski nükleer santraller sayesinde, günde milyonlar kazananlara büyük bir hediye sunuyor" dedi.

TARİFELER NE OLACAK?

Tüketici dernekleri, nükleer santrallerin kapatılma tarihinin geciktirilmesinin, enerji fiyatlarına çok küçük tarife değişikliğine yol açabileceğini öne sürdü. Nükleer santrallerin 12 yıl daha faaliyet göstermesi durumunda, bir ailenin enerji tüketiminin yılda sadece 24.5 euro daha ucuz olacağı değerlendirildi.

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü'nden Claudia Kemfert, nükleer santrallerin kapatılması için öngörülen süre uzatıldığı takdirde bundan, Almanya'nın dört enerji devi yani E.on, RWE, EnBW ve Vattenfall’ın karlı çıkacağını, santrallerde ek güvenlik önlemleri için öngörülen maliyetler düşüldükten sonra, 15 yıllık bir uzatmanın, bu firmalara getirisinin yaklaşık 20 milyar euro olacağını savundu.

Koblenz/Mainz’da yayımlanan “Rhein-Zeitungö gazetesi, nükleer santraller konusundaki tartışmanın bu aşamadan sonra olumlu sonuçlanmayacağı, kazanan bir taraf olmayacağını yazdı. Gazete

seçimlerde nükleer santrallerin faaliyet sürelerinin uzatılacağı vaadinde bulunan Hıristiyan Birlik partilerinin aralarındaki görüş ayrılığı nedeniyle karlı çıkamayacağını öne sürdü.

Heilbronner Stimme adlı gazete de, nükleer santrallerin faaliyetini devam ettirme eğiliminde olan Alman hükümetinin aslında kendini ne kadar izole ettiğinin farkında bile olmadığını iddia etti.

Gazete, “Halk da nükleer santral faaliyetinin uzatılmasından yana değil. Güçlü atom lobisine rant ve projelere katılım hakkı sağlanırken, sade vatandaşın tasarruf politikalarına maruz bırakılmasına, ayrıca AB, eğitim gibi ve diğer mega projelerde kendisine hiç danışılmamasına da halk anlayışla yaklaşmıyor" diye yazdı.

İhsan DÖRTKARDEŞ - DHA

Haberler