Haberler

Zerrin Özer: Cumhurbaşkanımız'a Müteşekkirim

Güncelleme:

TRT'de program yaptığı için eleştirilen Zerrin Özer "Cumhurbaşkanımız'a müteşekkirim" dedi ve ekledi: "Ben bu kadar vefalı, yakın, sıcak ve hümanist bir insan görmedim."

Türk müzik tarihine adını altın harflerle yazdıran Zerrin Özer, yıllardır süren sessizliğini GÜNAYDIN'dan Ömer Karahan'a bozdu. İki yıldır sağlık problemleriyle boğuşan ve neredeyse son bir yılını yanlış operasyonlar yüzünden tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak yaşayan Özer, sağlık durumunu anlattı. Ünlü sanatçı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu sevgiyi yüksek sesle dile getirdiği için hakkında karalama kampanyası yapıldığını da söyledi...

TRT Müzik'teki programınız 'Zerrin Söylüyor' nasıl tepkiler alıyor? Sizin için TRT ne ifade ediyor?

TRT Müzik, müziğimizi duyurmak için çok önemli bir araç. Özel kanallarda eskisi gibi müzik programları yapılmıyor. Programımda hem ben şarkı söylüyorum, hem de sanatçı dostlarımızı ağırlıyoruz, yeni yeteneklere de yer veriyoruz. Bugün hiçbir kanalda bir sanatçı 10 tane şarkısını seslendirmiyor.

"EGE'DEKİ KONSERLERİM İPTAL OLDU"

40 sene önce genç yetenek olarak çıktığınız TRT'de program yapıyorsunuz...

Gurur verici. TRT, Türkiye'nin ilk televizyonu, hepimiz için çok önemli. Sesimi TRT'nin bir yarışmasında duyurdum. TRT benim ikinci evim gibi, beraber büyüdük. Ben her zaman duruşuma dikkat ettim. Göz önündesiniz ve yaptıklarınızla ilgi odağısınız çünkü. Bir genç kız olarak ailemden aldığım terbiyeyle yoluma devam ettim, fedakarlıklar yaptım.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, dönemin Başbakanı iken yardım çağrısında bulunduğunuz ve TRT'de bu sayede program yaptığınız konuşulmuş ve bu durum çok tartışılmıştı...

Bu tartışmaları, beni ve sanatımı değersiz kılma çabaları olarak görüyorum. 40 yıldır şarkı söyleyen bir insanım. TRT'nin çıkardığı bir sanatçıyım. Ben ve benim gibi sanatçılar tabii ki bu ekranlarda program yapmalı. Cumhurbaşkanımız'a müteşekkirim, ciddi bir müzikseverdir kendisi. Kendilerinin döneminde program yapmaya başlamam, benim sanatıma gösterilen saygıyla bağlantılıdır. O güne kadar yapmamış olmam da önceki yönetimlerin ayıbıdır. Benim tek sermayem sesim. Buna kıymet veren herkes başımın tacıdır.

Her fırsatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı çok sevdiğinizi söylüyor, bunun için de tepki görüyorsunuz. Neler söyleyeceksiniz?

Cumhurbaşkanımız, insanları idrak eden ve o kadar iyi tanıyan biri ki... Değere değer veriyor. Ben hayatım boyunca insanlara hiçbir şekilde ne etnik kimlik, ne de herhangi bir şey olarak yaklaşmadım. Benim için sadece insan olması çok önemli ve yeterli. Keşke onlar da benim gözümden Cumhurbaşkanımızı görseler, benim tanıdığım şekilde tanısalar... Ben bu kadar vefalı, yakın, sıcak, hümanist bir insan görmedim. Ben Turgut Amca'mı (Özal) çok sevdim. Nurlar içinde yatsın. Bir de Sayın Erdoğan'ı çok seviyorum. Bu benim için nelere mal oldu biliyor musunuz? Bütün konserlerim durdu, Ege'de bütün konserlerim kalktı.

"BU YAPILAN BÜYÜK HAKSIZLIK "

Gerçekten mi?

Çok komik ve acizce bence. Ben yine konserlere gidiyorum, sevenlerim ile buluşuyorum. İnsanlar sever sevmez; insanların sevdikleri ya da sevmedikleri karşı tarafın istediği gibi olmak zorunda değil. Ben hayatımda hiç kimseye müdana etmedim. 'Cumhurbaşkanı iş verdi' diyorlar. Bir kere bu bana çok büyük bir haksızlık çünkü bizler başlattık TRT'yi. Ben TRT'den üç tane ödül almış bir insanım. Benim kadar orada bir yer hak edecek kimse yok. Bu arada ne kadar enteresan; şu anda Türkiye'nin büyük çoğunluğu AK Partili değil mi? Benim en çok konser veren sanatçı olmam gerekir ama benim dışımda herkes konserlere gidiyor. Benim için onları yazarken bunları neden yazmıyorlar? Zerrin olarak alçakgönüllüyüm ama Zerrin Özer olarak bu lafı ettirmem çünkü onu hiç kimse bir yere getirmedi. Cumhurbaşkanımı; ağabeyim, büyüğüm gibi görüyorum. İnsanlara karşı o kadar samimi ki; kim gitse, bir şey arzu etse onu yapacak yürekte bir insan. Çocuk değilim ki benim gözümü karartsınlar, beynimi tazelesinler... Kendisini başından beri çok sevdim ve bu ölene kadar böyle olacak.

"ÖLÜM TEHDİTLERİ ALDIM"

Muhalif bazı politikacılar da birçok şey söyledi sizin için...

Yok 'Bunlar zavallı', yok 'Sanatçı müsvettesi' vs... Siz kimsiniz; siz dört sene yukarıda kalırsınız, sonra giderseniz. Karşınızdaki Zerrin Özer; 37 senedir bu Türkiye'ye emek vermiş, 300 küsur şarkıya imza atmış. Siz kimsiniz de bu şekilde hitap edebilirsiniz! Asla bunlara tahammül etmiyorum ve böyle şeylerin altında asla sözsüz kalmam.

Recep Tayyip Erdoğan'ı sevdiğinizi söylemeniz, niye onları rahatsız ediyor?

Çok fazla mütevazı olduğum için. Hiçbir zaman Zerrin Özer'in hakkını vermedim. Türkiye şartlarındaki sanatçıların zihniyetinde olmadığım için garipsendim. Yaptığım işler ne kadar büyük olursa olsun, bunun cevabını almadım çünkü insan olarak çok yumuşağım. Cumhurbaşkanım beni aradı, teşekkür etti. Ben de onu sevdiğimi söyledim, her yerde de söylüyorum. Hanımefendiyi de çok seviyorum, onların ailesini, torunlarını hepsini seviyorum. Çünkü insanlar her şeyden önce... Bu fikrimi hiçbir şey değiştirmez. Örfü, adeti yerinde, iyi bir ahlak yapısına sahip ve alt yapısı olan, iyi bir ailenin evladıyım. Ben eğer bir insanı seviyorsam seviyorumdur; bu kimseyi ilgilendirmez. 'Sen o zülfikarı al at boynundan yoksa seni vuracağız' dediler. Ne ölüm tehditleri aldım... Neden? Çünkü ben insani değerlere önem veriyorum. Bir kez daha söylüyorum; Cumhurbaşkanımdan başka insani tarafları bu kadar yüce olan bir insan tanımadım. Ayrıca Cumhurbaşkanımız'ın ülkemiz için yapmış olduğu hizmetler ortada...

Sizce neden bir kesim tarafından Erdoğan nefreti oluşturulmaya çalışılıyor?

Bu tüm politikacı, yazar, sanatçı yani göz önünde olan insanlar için geçerli bir durum. Hepimizin sevenleri ve sevmeyenleri vardır. Sanatınızı beğenirler ya da beğenmezler. Yaptığınız politikalar da halkın bazı kesimleri tarafından onaylanır ama bazı kesimleri memnun kalmaz. Bu gelmiş geçmiş bütün devlet adamları için geçerli. Keşke herkesi memnun edip kendimizi sevdirebilsek. Ben sanatçı olarak bunu çok isterdim. Ama bazen insanlar bizi tanımadan sevmeyebilirler, tanışınca da 'Aa ne kadar sıcakmışsınız' derler. Bir politikacıda bu hatlar daha keskin. Herkesin farklı görüşleri, beklentileri, ideolojileri var sonuçta.

"DOKTORUN HEYECANI YÜZÜNDEN TEKERLEKLİ SANDALYEYE MAHKUMUM"

Son günlerde yaşadığınız sağlık problemleri yüzünden sıkıntılı günler geçiriyorsunuz. Bugün sizi tekerlekli sandalyeye mahkum eden sağlık problemi nasıl ortaya çıktı, anlatır mısınız?

Yıllar önce Almanya'da yaşarken havalimanında düşmüştüm. Birkaç film çektirdim, 'Biraz sıkışma var' dediler. Sonra üstüne bir daha düştüm. Zaman zaman ağrı yapıyor, zaman zaman geçiyordu. Bir süre sonra-benim çok büyük bir köpeğim var- gece lavaboya kalktım ve ona takılıp bir kez daha, çok kötü bir şekilde düştüm. Birkaç gün geçti, baktım ağrıya dayanamıyorum, gözyaşlarım durmuyor. Etrafımdakiler 'Durma, hemen hastaneye git' dediler. Aslında en son noktaya gelmeden hastaneye gitmem ben, kendime hiç bakmam. Neyse... Doktora gittik, film çektiler; disk patlamış, sinire yapışmış. Doktor "Hemen ameliyata almamız lazım sizi" dedi. Başka bir doktor da aynısını söyledi. Sonra beni bu duruma sokan o doktor beyefendi geldi. "Biz bu ameliyatı hep yapıyoruz, ertesi gün kalkıp yürüyorlar, yemek yapıyorlar" falan dedi. Sürekli aspirin aldığım için ameliyat öncesi bırakmam gerekiyordu, bu yüzden bir hafta ameliyata giremedim. Ama böyle bir işkence yok; sürekli ağlıyorum. Sonra ameliyat oldum, çıktım ve kendime geldim. Yürütmek istiyorlar beni fakat çok daha beter bir ağrı saplandı. Sonra doktor geldi yanıma; "Zerrin Hanım size bir şey söyleyeceğim" dedi. "Tabii buyurun" dedim. Doktor, "Zerrin Hanım ben bu işi beceremedim" dedi.

"İÇERİDE PARÇA KALMIŞ"

Bunu size "Ameliyatı yapalım" diyen doktor mu söyledi?

Evet, aslında bana bunu dürüstçe söylediği için kızmadım. "Çok heyecanlandım" dedi, hiç anlatmaya değer görmeyeceğim, bir doktorun söylemeyeceği şeyler söyledi. 'İsminizin büyüklüğü', 'Heyecanlandım' gibi cümleler kurdu. Böyle bir şey olur mu? Ardından "Zerrin Hanım içeride parça kalmış, yarın sizi tekrar ameliyata alacağız" dedi. Neşter kırılmış, onu almak için çok uğraşmış, orada omurilik olduğu için onun altından almaya çalışmış vs... Ertesi gün tekrar uyandım ve yine ağrıdan duramıyorum. Bu sefer de "Hemen çivi takalım" dediler. Dedim ki, "Artık onları görmek istemiyorum, lütfen yanıma gelmesinler. Ben artık bu hastaneden gidiyorum." Ve o şekilde hastaneden ayrıldım. Bir ay daha böyle bekledikten sonra başka bir doktor beni ameliyat etti. Altı tane çivi taktılar, o çiviler iyi duruyor fakat yürüme kasım zedelendiği için şu anda ben yürüyemiyorum ve sağ bacağımı kaldıramıyorum. Ablam fizyoterapist, altı ay bana her gün, iki saat terapi yaptı. Affedersiniz, birkaç kişiye tutunarak sadece lavaboya gidebiliyorum

"DÜŞME FOBİSİ OLUŞTU"

Şu anki psikolojiniz ne durumda?

Düştükten sonra bende fobi oldu. Sürekli kayacağım korkusuyla yaşıyorum. Şu an biraz yavaş yavaş yürüyorum. Fakat ameliyat yerimin ağrısından ayakta duramıyorum. Hayatımda almadığım kadar kilo aldım. Acil kilo vermem gerekiyor. O kadar kötü ki sürekli bir insana bağımlı yaşıyorsunuz. Tek başıma hiçbir ihtiyacımı yapamıyorum. Sinir sistemimi, iş hayatımı, her şeyimi etkiliyor bu durum.

İnanıyorum ki siz bunun üstesinden gelebilecek güce ve inanca sahipsiniz.
Sinirlendikçe, üzüldükçe üstüne giderim. Bugüne kadar hayatımda kimse olmadı ama olmayacak şeyleri bile oldurdum. Benim için ölümsüzlüğün haricinde hiçbir şey imkansız değil hayatta. Güçlü olduğumu biliyorum. Kolay kolay yıkılmam. Zayıf insana da tahammülüm yok; ne kadında, ne erkekte. Ben zayıf değilim; kuvvetliyim ve kuvvetli olmak zorundayım. Bu hayatta tek başıma ve tek tabancayım.
Çok şey atlattım, bunu da atlatacağım.

"HAYATIM BOYUNCA AÇ KALMAM"

Türk popunun en önemli isimlerinden birisiniz. Sizce pop müziğimizin dört yapraklı yoncası kimler?

Bence yaprak, yonca olayı değil bu! Zira müziği, sanatı ve sanatçıları yıllara bölmek gerekir. Bir yelpaze bu; dün, bugün, yarın. O dört yapraklı yonca hep değişiyor. Ben kendimi sadece halkın sanatçısı kabul ediyorum. Bir de izninizle yorumcuyum diyorum.

"HADSİZLİĞE HİÇ TAHAMMÜLÜM YOK "

'Zerrin Özer kanunları' diyebileceğimiz kurallarınız var mı?

Ciddiyeti, saygıyı çok seven bir insanım. Hadsizliğe asla tahammülüm yoktur benim. Uzaktan seyredip bazı insanlara gülüyorum; o tarafa yanaşmaya çalışıp sonrasında 'Bunu sevmiyorum' diyenlere... Nasıl rahat uyuyorsunuz, nasıl? Sen eğer bir karakter sahibiysen, rengini belli edersin. Her şeyiyle kendini ortaya dökersin. Ama o kadar insan görüyorum ki; bahsedildiği zaman 'Ayy' deyip sonrasında peşinde koşmaya çalışan. Bunlar çok acı şeyler. Ben öyle olsam kendime saygımı yitiririm. Ben kafamı koyduğum zaman rahat yatıyorum.

"ANNE OLMAYA HAKKIM YOK DİYE DÜŞÜNDÜM "

Sizinle ilgili sürekli 'Ekonomik krizde' haberleri yapıldı. Zerrin Özer gerçekten maddi sıkıntı mı yaşıyor?

Zerrin Özer hayatı boyunca aç kalmaz. Neden? Çünkü Zerrin Özer'in altyapısı caz, rock, blues... Dünyanın her yerinde şarkı söyleyebilirim. Bana bugüne kadar hep söylenen bir şey vardı; 'Sen yanlış ülkede doğmuşsun' diye. Herkesin hayatında zorluklar olabilir; ayıp şeyler bunları konuşmak. 'Gelin, evimi görün' mü demem gerekiyor. Ben görselliğe önem vermiyorum. Benim için maneviyat her zaman çok önemlidir, dünyevi şeyler ise gelip geçicidir.

Anne olmayı istediğinizi daha önce söylemiştiniz. Çocuğunuz olsaydı nasıl bir anne olurdunuz, ona hangi nasihatlerde bulunurdunuz?

Gerçekten yıllar nasıl geçiyor... Çocuğumun olmasını gerçekten çok isterdim. 'İşim, işim' diye koşturmaktan yıllar su gibi geçti. Sanki benim anne olmaya hakkım yok gibi. Çok enteresan, hep böyle düşündüm. Evet, olsaydı; kesinlikle özgüveni tam olsun diye uğraş verirdim. Bir de çok sevgi verirdim, sanırım sevgiye doyururdum. Ben kendim bakardım, kimseye bırakmazdım. Hem açlığı, hem tokluğu öğretmeye çalışırdım. Kesin olan bir şey var ki; çok fazla şımartmazdım. Kız olsaydı adını Su, Pırıl, Güllü veya Naz koyardım, erkek olsaydı Ali olurdu ismi...

"YAŞARKEN ÖNEM VERİN, ÖLÜNCE DEĞİL!"

Geçtiğimiz yıllarda bir röportajda vasiyetinizi açıklamış ve öldükten sonra adınızın herhangi bir şekilde kullanılmasını istemediğinizi ifade etmiştiniz. Bu durum kimi kişiler tarafından hayranlarınıza yapılmış bir haksızlık olarak değerlendirildi...

Bana yaşarken saygı duyulmasını isterim. Üç-beş tane bunamış, beyinsiz, gerçekleri göremeyen, kendini komik duruma düşüren insan yüzünden dedim bunu. Ben öldükten sonra 'Özer gecesi', 'Özer ödülü' gibi şeyler asla istemiyorum. Sevenlerim yas tutar ve beni dinlerler. Öteki âleme gittiğim zaman, 25-30 tane albümüm var; sevenlerim alır dinlerler, yeter. Bana hayattayken önem
vereceksin.

"CERRAH VEYA İÇ MİMAR OLMAK İSTERDİM"

Müzik olmasaydı hayatınızda ne olurdu; hiç düşündünüz mü?

Müzik olmasaydı diye bir düşüncem dahi olamazdı; benim bir parçam müzik. Ama aslında dileğim; opera sanatçısı olmaktı. Bir anekdot aklıma geldi şu an; anlatayım... İstanbul'a taşınmışız. Annem hem babamız, hem de annemiz. Ankara'dan geldiğimiz için çok koruyucu ve kollayıcı. Konservatuvar sınavım var, heyecanla hazırlandım. Annemle gittik ve bize 'Dündü' dediler. Size o an yaşadığım üzüntümü anlatamam. İki meslek daha var içimde; cerrahlık veya iç mimarlık.

Dinlemekten en keyif aldığınız ve 'Hiç dinlemem' dediğiniz sanatçılar kim?

Çok kredim var bu konuda, asla dinlemeden karar vermem. Benim için şarkının içinde yaşayan, bana hissettiren herkesi dinlerim. Ahmet Kaya, İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy ve Sezen Aksu; şarkıların inanılmaz hakkını
verirler.

Kaynak: Günaydın

Kaynak: Haberler.com / Magazin

Recep Tayyip Erdoğan Ömer Karahan Zerrin Özer Türkiye Magazin Haberler

Kobani Davası'nda 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Selahattin Demirtaş: Bu davanın siyasi bir dava olduğu bir kez daha ispatlandı

Kobani Davası'nda 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Selahattin Demirtaş: Bu davanın siyasi bir dava olduğu bir kez daha ispatlandı

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden skandal karar! AK Parti İl Başkanı'nı ziyaret eden Avrupa Şampiyonu Sude Nur Çakır'ın sözleşmesi feshedildi

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden skandal karar! AK Parti İl Başkanı'nı ziyaret eden Avrupa Şampiyonu Sude Nur Çakır'ın sözleşmesi feshedildi

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Audi A8 makam aracına veda etti

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Audi A8 makam aracına veda etti

Hakimlerin başörtüsünü gören avukat reddi hakim istedi! Uyuşturucu davası ertelendi

Hakimlerin başörtüsünü gören avukat reddi hakim istedi! Uyuşturucu davası ertelendi

500

Yorumlar (27)

TürkMobil-IOS:

En tehlikeli insan tipi kendisinin bugüne kadar alewilige bile faydasi olmamistir

0
0
yanıtYanıtla
ihsanMobil-ANDROID:

Er dogan da ona çok agir sözler söylüyor oda ayip ediyor kmak beyde ayip ediyor ikisinede yakişmiyor ayip

0
0
yanıtYanıtla
Kaan Mobil-IOS:

Yalaka listesine biri daha eklenmiş. Hümanist mi zuhaha :))

0
0
yanıtYanıtla
ali kurtMobil-ANDROID:

yaw he heeeeee:))))

0
0
yanıtYanıtla
Recep Tayyip ErdoğanMobil-ANDROID:

helal doğru konuşan bir sanatçı çıktı Kılıçdaroğlu az kaldı defterin dürecek Kasımpaşali

0
0
yanıtYanıtla
TürkücülerMobil-IOS:

Emine'yi boşayıp seni alacakmış

0
0
yanıtYanıtla
ANAMobil-ANDROID:

DÜRÜST OLUN LÜTFEN, KADININ DÜSÜNCERINE SAYGI DUYMAKDA LAZIM , ERDOGAN SAYILMIYACAK SAHIS DEGILKI , ÖMRÜNE BEREKET, NE MUNASEBET , YALAKA KADININ BIKERE IHTIYACI YOK COCUK YUVASINDAKI, COCUKLAR HA HA AAAAAA SUSUN BARI BUDA BIR ERDEMDIR AKILIN GIDASI ILIMDIR RUHUN GIDASI ISE TEVEKKÜLDÜR VESSELÄM,

0
0
yanıtYanıtla
DrMobil-IOS:

Doğruya doğru:)) Teşekkür ederim:)

0
0
yanıtYanıtla
incowMobil-ANDROID:

bu kadina birinin humanizmin ne oldugunu ögretmeli acilen!!!

0
0
yanıtYanıtla
Türkiye'm Mobil-IOS:

Malatya Ali , Allah gözlerinizi ve aklınızı açsın ... Senin reis tiyatro oynuyor .. Anlayın biraz

0
0
yanıtYanıtla
Tüm 27 yorumu okumak için tıklayın Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title