Korsanların Kaçırdığı Geminin 3'üncü Kaptanı Emekli Albayın Eşi: Korkularımız Artıyor
İsrail'den 19 Mart 2010 tarihinde yüklediği gübreyi Tayland'a götürmek üzere yola çıkan ve 23 Mart 2010 tarihinde Hindistan açıklarında Somalili korsanlar tarafından kaçırılan 'Frigya' adlı geminin 3'üncü kaptanı emekli deniz albay Osman Küçüknalbant'ın Eskişehir'e oturan eşi Ayşegül Küçüknalbant, "3 aydır eşimden haber alamıyoruz.
İsrail'den 19 Mart 2010 tarihinde yüklediği gübreyi Tayland'a götürmek üzere yola çıkan ve 23 Mart 2010 tarihinde Hindistan açıklarında Somalili korsanlar tarafından kaçırılan 'Frigya' adlı geminin 3'üncü kaptanı emekli deniz albay Osman Küçüknalbant'ın Eskişehir'e oturan eşi Ayşegül Küçüknalbant, "3 aydır eşimden haber alamıyoruz. Korkularımız git gide artıyor" dedi.
Eskişehirli 41 yaşındaki Ayşegül Küçüknalbant, eşi 53 yaşındaki Osman Küçüknalbant'ın 2004 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan albay rütbesiyle emekliye ayrıldığını söyledi. Ayşegül Küçüknalbant, eşinin 2 yıl önce gemilerde çalışmaya başladığını belirterek, "Denizciler, denizden kopamıyor. Eşim geçen yıl gidip döndükten sonra bizlerden uzak kaldığı için bir daha çalışmayacağını söyledi. Ancak, akacak kan damarda durmaz ani bir kararla bir günde toplanıp gitti. Bunda da bir hayır var diyoruz. Ama uzadıkça onun sağlığından endişe ediyoruz" diye konuştu.
Eşi ile birlikte 19'u Türk, 2'si Ukraynalı 21 kişinin bulunduğu geminin 23 Mart 2010 tarihinde kaçırıldığı televizyondaki haberlerde izlediklerini anlatan Ayşegül Küçüknalbant, 14 yaşındaki kızı İlayda ile birlikte 3 aydan bu yana endişeli bekleyiş içerisine girdiklerini söyledi. Küçüknalbant, eşinin korsanların elinden kurtarılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere herkesten yardım beklediklerini belirtti. Ayşegül Küçüknalbant, gerekirse kendisini de denize çıkacağını kaydetti.
Eskişehir Şehit Soner Özübek İlköğretim Okulu'nu bitiren kızı İlayda'nın çok üzgün olduğunu anlatan anne Küçüknalbant, "Eşim kızımın mezuniyet törenine katılacaktı, onu sınavlara götürüp getirecekti. Kızım, babasını düşünmekten sınavlara hazırlanamadı" dedi.
Kaçırılan geminin bağlı olduğu şirketin kendilerine yeterli bilgiler vermediğini ileri süren Ayşegül Küçüknalbant, süre çok uzun olduğu için kırgın, üzgün olduklarını anlattı. Küçüknalbant, şöyle devam etti:
"Korkularımız git gide artıyor. Gemicilik şirketi yetkililerinin söylediği yetersiz. Uğraştıklarını da sanmıyoruz. İstenen fidyeyi vermiyorlar, devletimiz de eşime ve gemide bulunanlara sahip çıkmıyor. Kaçırılmış bir gemi var. Yaralanan mı var, neler yapıldığından hiç bilgimiz yok. Süreç uzun olduğundan eşimin sağlığından endişeliyim, yiyecekleri bitti, bundan eminiz. Şirket yetkilileri bize basınla çok diyaloga geçtiğimiz takdirde yanlış şey olacağını, yapılmış anlaşmanın bozulabileceğini söyledi. Son olarak 15 Haziran'da Muson yağmuru başlayacağını, 15 Eylül'e kadar bu yağmurun dinmesini bekleyebileceklerini belirtti. Geçen yılda eşim aynı bu mevsimde Tayland'a gitti. O zaman da Muson yağmurları vardı. Demek ki bu mevsimde ticaret devam ediyor. Bu saatten itibaren oturmayacağım. Aile olarak çok kötü durumdayız. Uyumak, yemek yemek bize çok zor geliyor. Bundan sonra sakin durmam. Harekete geçmemiz gerekiyor. Şirket yetkilileri bize yapılan görüşmelerin çok gizli birer kırmızı çizgiler olduğunu ve bu çizgileri aşmamamız gerektiğini söyledi. Şirketin gemidekilerle ilgilenmediklerini düşünüyoruz. Bundan sonra oturmayı düşünmüyorum, elimizden ne gelirse, gerekirse denize çıkacağım. Ne yapılması gerekirse onu yapacağım."
Konuşması sırasında gözyaşlarına hakim olamayan Ayşegül Küçüknalbant, devletin kendi vatandaşına sahip çıkması gerektiğini söyledi.
Saadet KEFAL - ESKİŞEHİR - DHA