Haberler

İzmir Çhd Üyesi Avukattan Şakran Cezaevi Değerlendirmesi Bizim İçin Bu Durum Şaşırtıcı Olmadı

İzmir'in Aliağa İlçesi'ndeki 'Şakran Cezaevi' diye bilinen İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda çocuk mahkumların birbirlerine işkence yaptıkları yönündeki iddiaların kurum içi yazışmayla ortaya çıkması şok etkisi yaratırken, daha önce bu cezaevindeki çocuklarla görüşmeler yapan avukat Serdar Gültekin değerlendirmede bulundu.

İzmir'in Aliağa İlçesi'ndeki 'Şakran Cezaevi' diye bilinen İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda çocuk mahkumların birbirlerine işkence yaptıkları yönündeki iddiaların kurum içi yazışmayla ortaya çıkması şok etkisi yaratırken, daha önce bu cezaevindeki çocuklarla görüşmeler yapan avukat Serdar Gültekin değerlendirmede bulundu. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi üyesi avukatlardan Gültekin, "Basına yansıyan olaylar, bizim açımızdan malumun ilanı niteliğinde. Biz 2013 yılı Mayıs ayında orada yaptığımız incelemelerde, önemle belirtmiştik. Şakran Çocuk Cezaevi'nde önlem alınmazsa, bu cezaevi, Pozantı Cezaevi gibi olacak, hatta onun da ötesine geçecek demiştik. Ancak o dönemde bakanlık olayı incelemek yerine, bir açıklamayla iddiaların doğru olmadığını söylemekle yetindi. Bugün geldiğimiz noktada, o cezaevi müdürü tarafından yazılmış bir belgeyle bizim söylediklerimiz teyit edilmiş oldu" dedi.

'Şakran Cezaevi' diye bilinen İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hamit Karslıoğlu'nun imzasını taşıyan kurum içi yazışmada, cezaevinde çocuk mahkümların birbirlerine işkence yaptıkları yönündeki haber kente büyük yankı uyandırdı. Daha önce bu cezaevine gidip 30'u aşkın çocukla görüşen ÇHD İzmir Şubesi yöneticilerinden avukat Serdar Gültekin, ortaya çıkan olaylarla ilgili uyarıda bulunmalarına rağmen, kamuoyu ve devlet organlarını ikna edemediklerini söyledi. Avukat Gültekin, "Basına yansıyan olaylar, bizim açımızdan malumun ilanı niteliğinde. Biz 2013 yılı Mayıs ayında orada yaptığımız incelemelerde, önemle belirtmiştik. Şakran Çocuk Cezaevi'nde önlem alınmazsa, bu cezaevi, Pozantı Cezaevi gibi olacak hatta onun da ötesine geçecek demiştik. Ancak o dönemde Bakanlık olayı incelemek yerine, bir açıklamayla iddiaların doğru olmadığını söylemekle yetindi. Bugün geldiğimiz noktada, o cezaevi müdürü tarafından yazılmış bir belgeyle bizim söylediklerimiz teyit edilmiş oldu. Bu bizim için şaşırtıcı olmadı, bildiğimiz, ancak kamuoyu ve devlet organlarını ikna edemediğimiz bir konuydu. O dönemde 30'un üzerinde çocukla görüştük ve yoğun bir kötü muameleden, birkaç çocuğun hortumla dövülmesi, gardiyanlar tarafından sürekli darp edilmeleri, hücrelere kapatılmak, süngerli odalara kapatılmak gibi birçok ciddi somut deliller sunuyorlardı. Bazı çocuklar görüştüğümüz yerde bize vücutlarındaki izleri gösteriyorlardı. Baktığımızda, içi boş bir plastikle vurulmuş, etrafı kırmızı içi beyaz izler görüyorduk. Bununla ilgili savcılıkla da görüştük, görünür şeyler de vardı ama soruşturulmadı. Bugün hala o yaşananlarla ilgili hiç kimse hakkında dava açılmadı. O dönemin müdürü ödüllendirilir gibi Ankara'ya gönderildi. O uygulamalara maruz kalan, süngerli odaya, hücreye kapatılan, aç bırakılan çocuklardan biri Ankara'ya diğeri İstanbul'a sürüldü. Bu şekilde olayın üstü kapatılmaya çalışıldı. Görüyoruz ki bu işler devam ettikçe üstü kapatılamıyor, işte böyle müdürün yazısıyla ortaya çıkıyor" diye konuştu.

"GARDİYANLAR, ADI KONMAMIŞ ZIRHLA KUŞATILDIKLARININ FARKINDA"

Söz konusu cezaevlerinin işlevselliğini yitirdiğini savunan avukat Gültekin, "Bu bir sonuç, bu sonucu ortaya çıkartan nedenleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Öncelikle Türkiye'deki ceza infaz rejiminin ciddi anlamda ele alınıp, yanlışlarının düzeltilmesi gerekiyor. Daha önemli olansa kampüs tipi cezaevlerinin kaldırılması gerekiyor. Çocuk özelinde baktığınız zaman, Şakran Çocuk Cezaevi'nde, Türkiye'nin her tarafından getirilmiş çocuklar var. Bunların bir kısmı tutuklu, bir kısmı hükümlü. Bunlar genelde yoksul ailelerin çocukları ve aileler çocuklarını ziyaret edemiyor. Tamamen kendi başına kalma durumu ortaya çıkıyor. Sorun olmadığında da gardiyanlar ve cezaevi yönetimi çok ciddi bir rahatlık hissedip o çocuklara istedikleri her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar ve yapıyorlar. Şunu biliyorlar; aile çocuğunu görmediği sürece, içerde ne yaşandığından haberdar olamıyor. Dış dünyaya kopukluk nedeniyle de cezaevindeki çocuklar kendi kaderleriyle başbaşa kalıyorlar. Yapılabilecek şeyler net, bunun artık sürdürülebilir olmadığı ortaya çıkmış durumda. Kısa süre önce Pozantı Cezaevi'nde yaşananlarla ilgili gardiyanların (infaz koruma memurları) tamamı hakkında takipsizlik kararı çıktı. Oradaki olaylarda, gardiyana ceza verilmeyince, diyelim ki Şakran Cezaevi'ndeki gardiyanlar bunu görüyorlar ve adı konmamış bir zırhla kuşatıldıklarının farkındalar. Dolayısıyla işkence yapabiliyorlar çocuklara. Özellikle çocuk cezaevlerinin kapatılması gerekiyor. Devlet bu çocukları hapsediyor ama koruyamıyor" dedi.

ÇOCUKLAR BAŞKALARININ ÜZERİNDEN ÖRNEK VERİYOR

Görüştükleri çocukların, cinsel istismar konularını bir başkası yaşamış gibi anlattığını belirten Gültekin, "Yaptığımız görüşmelerde, çocukların bize yaşadıklarını anlatmasını bekliyoruz. Onlardan neler yaşadıklarını anlatmalarını istemiyoruz. Kendileri zamanla anlatıyor zaten. Bugüne kadar hiçbir çocuk kendisinin direk cinsel istismara uğradığı yönünde bir şey söylemedi ama bu konu genelde, bir arkadaşı ya da bir başka koğuştaki çocuğun bu tür bir olaya maruz kaldığı şeklinde aktarılıyor. Aslında cezaevlerinde böyle şeylerin olduğunu ve önüne geçilemediğini de biliyoruz. Cezaevi, koğuşlardaki sınıflandırmada da özel bir taktik izliyor. Çocukla ailenin görüşüyor olması, çocuk için hayati öneme sahip. Düzenli olarak ziyaret edilen çocuklar genellikle bir arada tutuluyor. Onun dışında düzenli ziyaretçisi olmayan çocuklar ise kendi içlerinde ayrı koğuşlarda tutuluyor. Dolayısıyla ailesi tarafından ziyaret edilen bir çocukla görüştüğünüzde, kendi koğuşunda minimum düzeyde sorunlardan bahsediyor, çok ağır uygulamalara maruz kalmadığı sonucuna ulaşıyorsunuz. Ancak o koğuşun dışına çıktığınızda ciddi sorunların olduğu apaçık görülüyor" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Çağdaş Hukukçular Derneği Pozantı Aliağa İzmir Politika Güncel Haberler

AK Parti'nin 'Neden oy vermediniz?' anketinde çarpıcı sonuç! Vatandaş ekonomiden oldukça dertli

AK Parti'nin "Neden oy vermediniz?" anketinde çarpıcı sonuç! Vatandaş ekonomiden oldukça dertli

Okul müdürünü öldüren zanlının dosyası kabarık çıktı! 1 yılda 3 okul değiştirip silahla yakalanmış

Okul müdürünü öldüren zanlının dosyası kabarık çıktı! 1 yılda 3 okul değiştirip silahla yakalanmış

ABD'li senatörden skandal Gazze yorumu: Gazze Hiroşima olsun

ABD'li senatörden skandal Gazze yorumu: Gazze Hiroşima olsun

CHP'li Ağbaba ile AK Partililer arasında deprem tartışması! Hakaretler havada uçuştu

CHP'li Ağbaba ile AK Partililer arasında deprem tartışması! Hakaretler havada uçuştu

500

Yorumlar (5)

Fatih 23Mobil-ANDROID:

Benim anlamadığım nokta şu. Polis şüpheliyi yakaladığı ve hatta yargılandığı süre içerisinde toplum tarafından yerin dibine sokuluyor. Peki mahkum edilipte cezaevinden içeri girdiğinde neden kader mahkumu diye bir algı oluşuyorda cezaevi personeli yerin dibibe sokuluyor.Kimse infaz koruma memurunu devlet memuru olarak görmüyor. Kapalı kutunun içindeyiz. Ne diyelim inşallah suç biter kimse suçlu olmazda bizide kimse suçlamaz.

3
0
yanıtYanıtla
Hüseyin karamobilWeb@haberler.com:

Kimseyi işlediği suçtan dolayı yargılama yetkim yok ama bu çocukları o kadar masum gösteriyorsunuz ki 16 yaşında 30 tane dosyası var sokaktaki çocuk gibi değil ki oralarda görev yapmak kolay sanıyorsunuz Allah yardımcısı olsun o memurların evde bi çocukla baş edemiyoruz onlar sürüsüyle ve azılısıyla uğraşıyorlar

0
1
yanıtYanıtla
ebru yıldız:

suçlular diye tecavüze, işkenceye uğramaları mı gerekiyor, hiç kimse bunları haketmiyor , öyle düşünenler en az tecavüzcüler kadar suçlular benim gözümde, kimin ne zaman ne olacağı belli olmazz bi bakarsınızz ki aynı şeyler sizin başınıza gelmiş ve o zamanda suçluyum tecavüzü hakediyom mu diyeceksiniz!!!!!!

1
0
yanıtYanıtla
ebru yıldız:

o masum yavrulara yapılanlar size ya da evladınıza yapılsa neler olurdu neler hissederdiniz ;sadece ve sadece kendinizi onların yerine koyun , söyleyecek başka bişey yok

0
0
yanıtYanıtla
melis unal:

O kadar mqsum ki 15 yasinda cezaevinde hem de neden ya birisinin zorla birseyini almaya calisti yada tiner cekip birisinin yasamina son verdi hic kimse hicbirsey yapmadan cezaevine girmez yani onlar o kadar da masum değil

yanıt0
yanıt0
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title