Haberler

İslam Alimlerinin İstanbul Buluşması

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan: (3) "Bu coğrafyadaki geri kalmışlık, medeniyet ve ilim tasarruvurundan uzak kalmışlık başkalarının değil, bizzat bu coğrafyanın sahiplerinin eseridir" "Akan kan ve gözyaşı başkalarının bize yaptığı zulmün değil, bizim birbirimize yaptığımız haksızlığın neticesidir.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İslam coğrafyasındaki geri kalmışlığın, medeniyet ve ilim tasarruvurundan uzak kalmışlığın başkalarının değil, bizzat bu coğrafyanın sahiplerinin eseri olduğunu ifade ederek, "Bu manzaraya daha fazla tahammül edemeyiz, daha fazla rıza gösteremeyiz. Kardeşin kardeşi katletmesi karşısında eli, dili, kalbi bağlı şekilde seyirci olamayız. Önyargıları bir tarafa bırakmanın zamanı gelmiştir" dedi.

Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen "Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi Toplantısı"nda konuşan Erdoğan, 11. yüzyılda İslam coğrafyasının Moğol akınları nedeniyle küçük parçalara ayrıldığını belirterek, bu parçalanma ve her küçük parçanın kendi hırsının arkasından gittiğini, kendi şahsi iktidarının peşine düştüğünü söyledi.

Böyle bir dönemde kuzeyden gelen Haçlı ordularının Kudüs'ü ele geçirdiğini ifade eden Erdoğan, Müslümanların bugün olduğu gibi mezhep kavgaları içinde birbirlerini katlederken Haçlı ordularının Müslüman şehirleri tek tek aldığını, kadınları, çocukları ve erkekleri acımasızca öldürdüğünü anlattı.

Yine bugün olduğu gibi dönemin hiç bir İslam devletinin çıkıp "ne oluyor" diye sormadığını vurgulayan Erdoğan, "Izrına tasaddi edilen kadınlardı, hiç kimse dert etmedi. Ölen çocuklara hiç kimse kendi çocuğu gibi bakmadı. Düşen ve yağmalanan şehirlerin, hiç kimse kendi şehri olduğunu kabullenmedi. Kirli çatışmalarla kirli ittifaklarla düşmana en elverişli zemin hazırlandı" diye konuştu.

Selçuklu Atabeyi Nureddin Zengi'nin Halep'te iş başına geldiğinde ilk işinin İslam coğrafyasını birleştirmek olduğunu aktaran Erdoğan, bunun için hayatı boyunca mücadele ettiğini, yetiştirdiği Selahattin Eyyübi'nin de etnik kökenlerine, mezheplerine bakmaksızın kurduğu orduyla Kudüs'ü özgürlüğüne kavuşturduğunu kaydetti.

Erdoğan, Eyyübi'nin İslam coğrafyasına özgüven kazandırdığını, özgüvenin ardından İslam coğrafyasında asırlar boyunca barış olduğunu, ilimin, sanatın ve eşsiz medeniyetin merkezi haline geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Kardeşlerim, saygı değer hocalarım. Her birinize, İslam coğrafyasındaki her bir kardeşime, 11 senelik başbakanlığımda gittiğim her İslam ülkesinde bunu söyledim. Sünni olsun, Şii olsun. Her bir mezhep mensubuna şunu samimiyetle sormak isterim? 'Acaba bizim her hareketimizi gören Allah, içinde bulunduğumuz duruma ilişkin bize nasıl nazar ediyor. Hazreti Peygamber, bugün aramızda olsaydı acaba bize ne derdi? Ehli Beyt, Ashab-ı Kiram bugün aramızda olsaydı acaba bize ne söylerdi?' Her bir Müsmüman'ın durup bir an düşünüp, bu soruları kendisine sorması gerekiyor. Onlara, 'Ama önce onlar başlattı' mı diyeceğiz?  'Ama onlar Sünni, ama onlar Şii' mi diyeceğiz? En önemlisi de bizim kutup yıldızlarımız olan Hazreti Ali'ye, Hazreti Hasan'a, Hazreti Hüseyin'e biz şu içler acısı manzarayı nasıl izah edeceğiz.

Hazreti Peygamber'in biricik torunu Hazreti Ali'nin oğlu Hazreti Hüseyin arkasında bir kan deryası bırakmak için şehit olmadı. Hazreti Hüseyin, Hakk için mücadele ediyordu. Hakk için canını ortaya koymuştu ve Hakk için şehit oldu. Hazreti Hüseyin'in şehadetinden ayrımcılık çıkarmak onun aziz hatırasına çok büyük bir hürmetsizliktir. Hazreti Ömer'in adını duyduğu zaman isyan edenlere sesleniyorum. 'Özeleştiri yapacağız' dedi ya. Bizim böyle bir derdimiz yok. Benim büyük kayınbiraderimin adı Hüseyin, onun bir ufağının adı Hasan, daha ufağının adı Ali'dir. Benim torunumun bir tanesinin adı Ali Tahir'dir. Bizim böyle bir derdimiz yok. Ben şimdi Şia'nın bir kısım mensuplarına sesleniyorum. Siz niçin Ömer adını duyduğunuz zaman rahatsız oluyorsunuz. Ömer bizim, Ali, Hasan, Hüseyin bizim değil mi? Hepsi bizim. Onun için mezhepçilik yapamayız. Biz Şiacılık yapamayız, biz Sünnicilik yapamayız. Biz sadece Müslüman olduğumuzu haykırmak zorundayız."

- "Zulme rıza göstermek dinde olmayan bir tavırdır"

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hazreti Hüseyin'in katledilmesinden fırkalar üretip, bir birinin kanının dökülmesine seyirci kalmanın onun aziz ruhuna çok büyük saygısızlık olduğunu vurguladı.

Yezid'in safında durmanın, yeni Yezid'ler olmaya çalışmanın Kur'an ve sünnetin ruhuyla asla ve asla bağdaşmayacağını dile getiren Erdoğan, aynı şekilde Hüseyin'in safında gibi durup, Yezidce hareket etmenin de Kur'an'ın ve Ehli Beyit'in ruhuyla asla ve asla bağdaşmayacağını kaydetti.

Kur'an-ı Kerim'in "Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın, dağılıp ayrılmayın" diye emrettiğini anlatan Erdoğan, bu emir ortadayken Allah'ın ipini bırakıp, mezhep taassubu içinde kardeş kanı akıtmanın bu aziz din ve Kur'an'la uzaktan yakından bağlantısı olamayacağını söyledi.

Mezhebine bakarak zalimin zulmüne rıza göstermenin, bu dinde yeri olmadığına işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mezhebine bakarak terör örgütlerinin zulmüne rıza göstermek bu dinde asla olmayan bir tavırdır. 200 binin üzerinde masum Müslüman'ın katili olan zalim Esed'e sırf mezhebinden dolayı muhabbet gösterenler, Hazreti Hüseyin'in yüzüne bakamazlar. Müslümanların medeniyet miraslarına, türbelerine, Hazreti Ali'nin, Hazreti Hüseyin'in türbelerine kastedenler, inanın Hazreti Muhammed'in izinden gidiyor olamaz. Camiye, türbeye girip üzerindeki bombayı patlatmak suretiyle Müslümanların şehadetine neden olan kişi ve kişiler hiçbir dinin, hiç bir mezhepin mensubu olamaz. Elinde ve yüzünde kardeşin kanı olan, Ehli Beyt'in de Ehli Sünnet'in de safında yer alamaz."

"Dur demenin zamanı gelmiştir"

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İslam coğrafyasının kan ağladığını ifade ederek, "Bunu bize bizim dışımızdakilerden çok maalesef bizim içimizdekiler yaşatıyor" dedi.

Bu coğrafyadaki yoksulluğun başkalarının değil, bu coğrafyanın insanlarının eseri olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu coğrafyadaki geri kalmışlık, medeniyet ve ilim tasarruvurundan uzak kalmışlık başkalarının değil, bizzat bu coğrafyanın sahiplerinin eseridir. Akan kan ve gözyaşı başkalarının bize yaptığı zulmün değil, bizim birbirimize yaptığımız haksızlığın neticesidir. Bu manzaraya daha fazla tahammül edemeyiz, daha fazla rıza gösteremeyiz. Kardeşin kardeşi katletmesi karşısında eli, dili, kalbi bağlı şekilde seyirci olamayız. Önyargıları bir tarafa bırakmanın zamanı gelmiştir. Tarihi husumetleri bir tarafa bırakmanın zamanı gelmiştir. Petrolün altının diğer maddi kaynakların, iktidarın hırsına kapılıp kardeş kanı akıtanlara dur demenin vakti gelmiş hatta geçmiştir."

- İstanbul

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Hz. Hüseyin İstanbul Politika Güncel Haberler

title