TÜM KATEGORİLER
İstanbul'daki 3. "Kck" Davası
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya ilişkin, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 22'si tutuklu 46 sanığın yargılandığı davada, bir kısım sanıkların savunması alındı
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya ilişkin, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 22'si tutuklu, 46 sanığın yargılandığı davada, bir kısım sanıkların savunması alındı.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda görülen duruşmada, Türkçe savunma yapan tutuksuz sanık Çağdaş Kaplan, toplumun bir parçası olduğunu, kendisininde içinden geldiği bir yapıya kör olmasının beklenemeyeceğini ifade ederek, sosyalist olduğunu, bu sebeple gazetecilerin operasyonların hedefi olduğunu söyledi.
Kaplan, iddianamede "örgüt üyeliği" ile suçlandıklarını, ancak iddianamenin tamamının gazetecilik faaliyetlerden oluştuğunu beliterek, şunları söyledi:
"Arkadaşlarımızın da belirttiği gibi iddianamenin 57 sayfası muhabirlerin, televizyon, radyo gibi yayın organlarına bağlanarak aktardıkları haberlerden, 40 sayfası da haber içeriklidir. Toplam 600 sayfanın tamamı basın faaliyetlerimize ilişkin makale, haber, ropörtaj, fotoğraf gibi içeriklerden oluşmaktadır. Fakat tamamı bunlardan oluşan bu iddianamede 46 gazeteci örgüt üyeliği iddiasıyla suçlanıyor. Yani 'terörist" ilan edilsek de, deliller haber, ropörtaj ve makale. İddianamede bu haberlerin altına yapılmış olan yorumlar da hem iletişim bilimi açısından savcının ne kadar bilgisiz olduğunu, hem de buna rağmen gazetecilik mesleği ile ilgili 'normal gazeteci', 'bağımsız gazeteci' gibi tanımlamalardan hiç kaçınmadığını göstermektedir."
Kaplan, iddianameye göz atan herkesin daha ilk bakışta varolan önyargılı zihniyeti, düşünce ve basın özgürlüğüne yönelik saldırıyı görebileceğini ve bunun için çok fazla hukuki bilgiye sahip olmanın gerekmediğini kaydetti.
Türkçe savunma yapan tutuksuz sanık İsmail Yıldız, iddianamede terör örgütü eylemlerinden önceden haberdar olduğu iddiasının yer aldığını hatırlatarak, "Dolapdere'de bir ses bombası atılmıştı. Evim ile atılan yer arası yaklaşık 150 adımdı. Ben olay yerine gittiğimde daha polis bile varmamıştı. Şiddetli bir gürültü duydum ve makinemi alarak dışarı çıktım. İddialara bu şekilde bir örnek verilmiş. Ben bir gazeteciyim, gitmem çok normal" dedi.
Gazetecilik ve habercilik dışında hiçbir eyleme katılmadığını ifade eden Yıldız, bir örgüte üye olmadığını, iddianamede yer alan yurt dışına çıkışının da terör faaliyeti olarak algılanması konusunu da anlamadığını, telefon konuşmalarına bakıldığı zaman sadece haber amacıyla yapıldığının mahkemece de görüleceğini söyledi.
Bir kısım sanıkların savunmasının tamamlanmasından sonra duruşma, yarına ertelendi. - İstanbul
