Dha yurt bülteni - 6

Evine sipariş getirmeyen dönerci dükkanını bastı

Bursa'da evine döner sipariş eden Levent B., işyerinin, uzaklık sebebiyle siparişinin gönderilemeyeceğini söylemesi üzerine dönerci dükkanına gelerek balta ile camları kırıp çalışanları darp etti. Olay anı işyerinin güvenlik kameralarınca saniye saniye kaydedildi.
Olay, akşam saatlerinde merkez Osmangazi ilçesi Dikkaldırım Mahallesinde meydana geldi. 'Gözlüklü' takma ismiyle bilinen  Levent B., evinin 10 kilometre uzaklığından bulunan bir dönerciden sipariş verdi. Dükkan sahibinin evin çok uzak olduğunu ve siparişi getiremeyeceklerini belirtmesi üzerine sinirlenen Levent B., elinde balta ile dükkana gelerek önce dükkanın camlarını kırdı. Ardından dükkana giren Levent B., çalışanları darp etti. Olayı gören çevredeki vatandaşlar durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken dükkanın camlarını kıran Levent B.'yi yakalamak için çalışma başlattı.
Öte yandan Levent B.'nin işyerinin camlarını kırıp çalışanları darp ettiği anlar iş yerinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi.

Görüntü Dökümü
---------
-Dönerci dükkanına saldırı anı güvenlik kamera görüntüleri
-Dükanın camlarının kırılmasından görüntü
-İşyeri çalışanının darp edilmesinden görüntü

Süre: 1.27 - Boyut: 162 MB

Haber-Kamera: Muammer İRTEM/Halil ÖZÇOBAN/BURSA,

===================

Sahte altın zinciri 16 bin 200 liraya bozdurup, ortadan kayboldu

BURSA'da yabancı turist gibi davranan kimliği belirsiz şüpheli, girdiği kuyumcu dükkanında elindeki 18 ayar altın zinciri bozdurup, karşılığında 16 bin 200 lira aldı. Kuyumcu Oğuzkan Telci (28), zinciri tekrar kontrol ettiğinde altın değil, altın kaplama pirinç olduğu fark ederek durumu polise bildirdi.
Olay, Cumartesi günü, merkez Osmangazi İlçesi Yeşilova Mahallesinde meydana geldi. Sabah kuyumcu dükkanını açan Oğuzkan Telci, vitrinini düzenlediği sırada içeriye yabancı uyruklu bir kişi girdi. Bu kişi, 18 ayar altın zincirini bozdurmak istediğini belirtti. Şüpheli ile İngilizce iletişim kuran Telci, zincirin bir halkasını kontrol ettikten sonra, şüpheliye 14 bin lira teklif etti. Yaklaşık 1 saat süren pazarlığın ardından dolandırıcı ile Oğuzkan Telci 16 bin 200 lirada anlaştı. Telci, alışverişin ardından, müşterinin dükkandan ayrılmasıyla altın zinciri tekrar kontrol etmek istedi. Zincirin diğer halkalarını kesen Oğuzkan Telci, halkaların altın kaplama pirinç olduğunu gördü. Dolandırıldığını anlayan Telci, durumu polis ekiplerine bildirdi.
Olay yerine gelen polis ekipleri, çevrede yaptığı çalışmada şüphelinin kuyumcu dükkanından ayrıldıktan bir süre sonra koşarak kaçtığını belirledi. Sahte altın zinciri incelemek üzere kriminal laboratuvarına götüren polis ekipleri, dolandırıcıyı yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü:
-------------
-Olay anı güvenlik kamerası
-Kuyumcu dükkanından görüntüler

Süre: 02.07 Boyut: 251 MB

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,

==================

Kavga eden köylülerin yıktığı tarihi köprüde, restorasyon sürüyor

Adıyaman'ın Besni ilçesinde 200 yıl önce kavga eden 2 köy halkının bağlantıyı kesmek amacıyla yıktığı Roma döneminden kalma Kızılin Köprüsü'nün restorasyon çalışmaları devam ediyor. Köprünün aslına uygun olarak yapılarak turizme ve ulaşıma açılacağı belirtildi.
Merkeze bağlı Gümüşkaya ve Ağcin köyleri arasında bulunan, Göksu çayı üzerinde Roma döneminde yapılan Kızılin Köprüsü, yaklaşık 200 yıl önce kavga eden iki köy halkı tarafından köylerin bağlantısının kesilmesi için yıkıldı. Köprüyü restore ederek turizme ve ulaşıma açılması için 2017 yılında çalışmalar başladı.
Yaklaşık 2 yıldır devam eden çalışmalarla aslına uygun olarak yeniden yapılan köprünün en kısa sürede tamamlanarak açılması planlanıyor.
KÖPRÜ HAKKINDA
1800 yıl önce yapılan Kızılin Köprüsü'nün yerden yüksekliği 31 metre, uzunluğu 150 metre, genişliği ise 7,5 metre. Kesme taştan yapılan köprü, ana kemerin yanlarına inşa edilmiş iki tahliye kemeriyle birlikte toplam üç kemerden oluşmaktadır. Antik dönemde Ostacuscum (Besni) ile Samosata (Samsat) arasında ulaşımı sağlamıştır. Mimari yapısı Kahta'daki Cendere Köprüsü'ne benzemektedir, ancak doksan derecelik rampalı girişiyle diğer köprülerden farklıdır. Köprüyü Orta Çağ'daki bazı Arap yazarlar, dünyanın harikalarından biri olarak tanımlamıştır

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------
-Kızılin Köprüsü
-Köprüdeki çalışmalar havadan görüntülenmesi
-İşçilerin çalışması
-Köprü altından akan su
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

===================

Kızından karaciğer nakliyle hayata tutundu

ŞANLIURFA'nın Suruç ilçesinde yaşayan karaciğer hastası tarım işçisi Halit Fırat (49), kızından nakledilen karaciğerle sağlığına kavuştu.
Tarım işçisi olarak çalışan Halil Fırat, 7 yıl önce karaciğer rahatsızlığı nedeniyle ilaç tedavisi gördü. Rahatsızlığının ilerlemesi üzerine Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine başvuran Fırat'a karaciğer yetmezliğine bağlı siroz teşhisi konuldu ve organ nakline ihtiyaç olduğu belirtildi. Bunun üzerine organın bulunması için aile üyelerine başvuruldu. Alınan doku örneklerinden ailenin en büyük kızı Sariye Fırat'ın karaciğerinin uygun olduğu tespit edildi.
HRÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Yılmaz başkanlığındaki ekip, kızından aldıkları karaciğer dokusunu, 6 saat süren operasyon ile Halil Fırat'ta nakletti. Halit Fırat, kızının kendisine karaciğerinden doku vermesiyle yeniden hayata tutunduğunu belirterek kendisini ameliyat eden doktorlarla teşekkür etti.
Rahatsızlığı nedeniyle çok zor günler yaşadığını anlatan Fırat, "Ben tarım işçisi olarak çalışıyorum. Yıllardır bu hastalığım dolayısıyla zor günler geçiriyordum. Doktor, karaciğer naklinin yapılması gerektiğini söyleyince kızım hiç tereddüt etmeden ciğerini bana verdi. Çok şükür sağlığıma kavuştum" dedi.
HRÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Organ Nakli Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, ekibiyle bir yıl içerisinde gerçekleştirdikleri karaciğer nakillerinin 25'incisini Halit Fırat'a yaptıklarını belirtti. Hastane altyapısı ve ekiplerinin çok iyi olduğunu belirten Yılmaz, kendilerine başvuruda bulunan hastaların sağlıklarına yeniden kavuşması için her türlü çabayı gösterdiklerini söyledi.
Organ naklinin ardından servis odasına alınan ve ağzında maske bulunan Halit Fırat'ın başarılı bir şekilde ameliyat olmasının ardından HRÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik ve beraberindeki grup Fırat'ı ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Fırat'ın doktorundan bilgi alan Çelik, Harran Üniversitesinin her türlü donanıma sahip olduğunu, hastaların artık başka illere gitmesine gerek kalmadığını kaydetti.

Görüntü Dökümü
-------
Hastanenin acil servisi
Nakil olan baba Halit Fırat'ı odasında ziyaret eden kalabalık grup
Ameliyat hakkında açıklamada bulunan doktor Mehmet Yılmaz
Rektör Mehmet Sabri Çelik'in açıklaması
Baba Halit Fırat'ın açıklaması
Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 476 MB

Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

======================

66 yıldır ayakkabıcılık yapıyor

Bolu'da, 75 yaşındaki Mehmet Arslan tarihi çarşıdaki ayakkabı imalathanesinde 66 yıldır ürettiği ayakkabıları satıyor. Babasının ölümüyle ailesine bakmak zorunda kaldığı için 9 yaşında başladığı mesleğini sürdüren Arslan, günde 4 ayakkabı yapıyor.
Mehmet Arslan, babası öldükten sonra ailesine bakmak zorunda kalınca okulu bırakıp, 9 yaşındayken Bolu'da bir ayakkabı ustasının yanında çırak olarak işe başlatıldı. Bir dönem İstanbul'da da ayakkabı ustalarının yanında ayakkabı yapımını öğrenen ve ustalaşan Mehmet Arslan, askerden geldikten sonra kendi dükkanını açtı. 66 yıldır ayakkabıcılık yapan Mehmet Arslan, Bolu Tarihi Yukarı Çarşı'da bulunan imalathanesinde el emeği ayakkabılar üretiyor. Yaşlanması nedeniyle eskisi kadar fazla ayakkabı yapamadığını belirten Mehmet Arslan, günde 4 ayakkabı üretip tanesini 80 TL'den aynı çarşıdaki başka bir dükkanda satıyor. 2 çocuk babası Arslan, ayakkabı yapımının yanı sıra ayakkabıların tamir işlerini de yapıyor.
FABRİKA ÇIKINCA BİZİM MESLEK ÖLDÜ
Ayakkabıcılık mesleğinde çekirdekten yetiştiğini anlatan Mehmet Arslan, "Fabrika çıkınca bizim meslek öldü. El işi öldü hemen hemen. Bizim zamanımızda çırak alırlardı. Ben çıraklıkta başladım bu işe. Yani çekirdekten yetişme ayakkabıcı oldum. Babam öldükten sonra annemle kaldım bir tek. Hayatımızı bu meslekte kazanmaya başladım. Okuma yazma da yok bende. Ben 10 sene İstanbul'da çalıştım. Şartlar çok zordu. El işi yapıyorduk. Eskiden fabrika yoktu. Ayakkabıların yüzlerini elde keserdik. Şimdi ben de makinede kesiyorum. Zor bir meslekti." dedi.
1 SİMİT İÇİN 2 GÜN ÇALIŞTIM
Mesleğinin emeğinin çok ama kazancının az olduğunu belirten Arslan, "Emeği çok kazancı az bir meslek. Durumumuz yoktu. Ben çalışırken 1 simit için 2 gün çalışıyordum. 2 gün bir simide çalıştım. Yarısını bugün yedim yarısını ertesi gün yedim. Öyle çalıştım ben bu meslekte. Okuyamadım vakit yoktu." diye konuştu.
ÖZEL AYAKKABI YAPIYOR
Mehmet Arslan, ayağa özel ayakkabı yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
"?Yeni ayakkabı yapıyorum, tamir yapıyorum. Böyle kendimi geçindiriyorum. 2 dükkanım var birinde imalat diğerinde satış yapıyorum. Tek tük ayakkabı yaptıranlar oluyor. Mesela adamın ayağı 41 numara fabrika ayakkabıları uymuyor. Ben onun ayağına özel kalıp yapıyorum. Ona göre ısmarlama yapıyorum. Piyasada 150-160 lira olan ayakkabıyı ben burada 80-90 liraya satıyorum. Engelli ayakkabıları yaptım. Hala daha yapıyorum."

Görüntü Dökümü
------------
-Ayakkabı tamiri
-Ayakkabı yapımı
-Röportaj
-Dükkandan detaylar

Süre: 05.03-Boyut: 566.3 MB

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,

=====================

Çukurcalılar pirinç ve susam hasadından memnun

Hakkari'nin Irak sınırına sıfır noktada bulunan ve bugüne kadar adı hep terör olaylarıyla gündeme gelen Çukurca ilçesinde yetiştirilen pirinç, susam ve narın hasadına başlandı. Çiftçiler, bu yıl pirinç ve susamda verimin iyi olduğunu söyledi.
Kent merkezine 80 kilometre uzaklıktaki 9 bin 500 bin nüfuslu Çukurca ilçesinde pirinç, susam, incir ve narın hasadına başlandı. Bu yıl 600 dekarlık alana ekilen pirinçten 40, 750 dekar alana ekilen susamdan 60, 100 dekarlık nar bahçesinden 80 ton ürün elde edilmesi hedefleniyor. Pirinç, ceviz, mısır, susam, maş fasulyesi, kuru üzüm, incir, dut ve susamdan yapılan tahini ile ünlü ilçede yetiştirilen ürünler ise Aile Destek Merkezi'nde paketlenip 'Zap Markası' adı altında satışa sunuluyor.
İlkbahar mevsiminde ekilen pirinç ve susam, sonbahar mevsiminde biçilip tarlada kurutulduktan sonra traktör ve katırlarla harmanlanıyor. Daha sonra taş değirmene götürülen ürünlerden susam, tahine dönüştürülerek kilosu 80 liradan, pirincin kilosu ise 15 liradan satışa sunuluyor. 1995 yılında ilçeye bağlı Narlı köyünden Hakkari kent merkezine göç eden Özbeg ailesi de köydeki tarlalarında pirinç ve susam yetiştiriyor. Hasat dönemi köye dönen aile, bu yıl üründen memnun olduklarını söyledi. Geçimini pirinç ve susamdan yapılan tahinden elde ettikleri gelirle sağladıklarını anlatan Mevlüt Özbeg, "Bu yılki hasat geçen yıla oranla daha iyi. Hasattan memnunuz. Bu ürünlerin daha çok tanıtılıp satılmasını istiyoruz" dedi.
DOMUZ SÜRÜSÜ, TARLALARIMIZA ZARAR VERİYOR
Pirinç hasadı yapan Abdullah Demirel ise tarlalara zarar veren domuzlar nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Demirel, "Ürünleri tarlada kuruttuktan sonra traktörle harmanlıyoruz ve daha sonra taş değirmene götürüyoruz. İlçemiz susam, pirinç, nar, incir, kuru üzüm, maş fasulyesiyle ünlü. Ancak domuz sürüleri tarlalarımıza büyük zarar veriyor. Burada sabaha kadar nöbet tutmak zorunda kalıyoruz. Bu konuda önlem alınmasını istiyoruz. Hasadını yaptığımız susamı tahine dönüştürüldükten sonra da satışa sunuyoruz. Ürünlerimizin Türkiye'nin diğer kentlerinde de satılmasını istiyoruz ve bu konuda destek bekliyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
-Çukurca seninle güzel' tabelası
-Çukurca'dan genel görüntü
-Susam tarlası
-Tarlada susamları çıkartan bir kadın
-Kurutulan susamları temizleyen kadın
-Kadın ile röportaj
- Dha Muhabirinin anonsu
-Kurutulan pirinçleri harmanlaması için toplayan vatandaşlar
-Detaylar
-Abdullah Demirel ile röportaj
-Traktörle harmanlanan pirinç
-Tarlada kurutulan susamları bir arada toplayan Mevlüt ve eşi Leyla Özbeg
-DHA Muhabirinin anonsu
-Susamları temizleyen Özbeg
-Detaylar
-Tarlada kurulan susamlardan yakın plan
-Leyla Özbeg ile Kürtçe röportaj
-Mevlüt Özbeg ile röportaj
-Susam tarlasında kurutulan susamlar
-Detaylar

HABER: Behçet DALMAZ-Serdar KARA/ÇUKURCA (Hakkari),

================================

Turizme açılan Hakkari dağlarında kaya tırmanışı

Hakkari Cilo Sat Gölleri Buzulları Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği (CİSAD), yükseklikleri 4 bin metreyi aşan dağlarıyla ünlü Hakkari'yi tanıtmak ve turizme katkı sunmak amacıyla tırmanış eğitimleri veriyor. Yaz ayları boyunca çeşitli etkinlikler yapıp, terörden temizlenen dağlara tırmanışlar yapan CİSAD üyeleri, tırmanmak isteyenlere eğitim programları hazırlıyor.
Yürütülen başarılı operasyonlarla birlikte dağlar ve yaylalar teröristlerden temizlenirken, Hakkari'de ise sosyal hayata dönük yeni gelişmeler yaşanıyor. Yaz aylarında yükseklikleri 4 bin metreyi aşan dağlara tırmanarak çeşitli etkinlikler yapan Cilo Sat Gölleri Buzulları Dağcılık ve Doğa Sporları Derneği (CİSAD), bu dağların turizme kazandırılması için de yoğun bir çaba sarf ediyor. Bir taraftan doğa sporları yapmak isteyenleri dağlarıyla ünlü Hakkari'ye davet eden CİSAD, diğer taraftan da tırmanmak isteyenlere tırmanış eğitimleri veriyor. CİSAD Başkanı ve Dağcılık Federasyonu Hakkari il Temsilcisi Naci Ertunç, bu eğitimleri kent merkezinde bulunan Yukarı Merzan Mahallesi'nde verdiklerini belirtti. Ertunç, aralarında kadınların da bulunduğu 50 kişiye, haftanın belirli günlerinde 5'er kişilik gruplar halinde eğitim verdiklerini ve eğitime gelenlerin yüksekliği yaklaşık 40 metre olan kayaya tırmanış yaptıklarını söyledi.
'BU DAĞLARI TURİZME KAZANDIRACAĞIZ'
Ertunç, amaçlarının daha çok insana ulaşıp, dağları turizme kazandırmak olduğunu belirterek, "Hakkari, Türkiye'nin en güzel dağlarına sahip. En güzel doğa yürüyüşleri, kaya ve zirve tırmanışları bu bölgede yapılır. Amacımız, buraları tamamen dağcılığa açmak ve Hakkari dağlarını turizme kazandırmaktır. Tırmanmak isteyenlere de eğitim veriyoruz. Gençlik Spor İl Müdürlüğü'nün katkılarıyla bize ulaşan ve bizim kulübe bağlı öğrencilere kaya tırmanışı eğitimi veriliyor. Gideceğiniz bir zirve tırmanışında nelerle karşılaşacağınızı bilmezsiniz. Ani bir kaya tırmanışı gerektiğinde bunu yapabilmelisiniz. Bu eğitimleri federasyon her yıl veriyor. Biz de burada temel eğitim kamplarına ekonomik nedenle gidemeyen arkadaşlarımıza eğitim vermeye çalışıyoruz. Şu ana kadar iyi dağcılar yetiştirdik" dedi.

Görüntü Dökümü
------------
-Hakkari'den genel görüntü
-Kaya tırmanışına hazırlanan bir kadın
-Kayaya tırmanan kadından genel ve detaylar
-Kadın, kayadan poz verip iniş yaparken
-Tırmanış için gelen dağcılar
-DHA Muhabirinin anonsu
-Kaya tırmanışından genel görüntü
-Kayaya tırmanan Sevda Biçer'in iniş yapması
-CİSAD Başkanı Naci Ertunç ile röportaj
-Dağcı Sevda Biçer ile röportaj
-Tırmanışta halay çekilmesi
-Kayaya tırmanan iki dağcı
-Detaylar

HABER: Behçet DALMAZ- Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ,

==========================

Köylülerin bulduğu Roma Dönemi 'ayrılık' figürüne 50 bin ziyaretçi

Adıyaman'ın Kahta ilçesinde köylüler tarafından bulunan, Roma Dönemi'ne ait 8 tonluk kaya üzerinde ayrılığı anlatan kabartma figürünü, 6 ayda 50 bin kişi ziyaret etti.
Kahta'nın Tüten Ocak köyünde üzerinde erkek ve kadın figürü bulunan kayayı gören köylüler durumu, Adıyaman Müze Müdürlüğü'ne bildirdi. Yetkililer tarafından yapılan incelemede kabartmanın Roma Dönemi'nde eşi ölen bir kişinin vedasını anlattığı belirlendi. Bunun üzerine 8 ton ağırlığındaki kaya, vinç yardımıyla TIR'a yüklenerek Adıyaman Müzesi'ne getirildi. Müze bahçesinde hazırlanan alana yerleştirilen Roma Dönemi'ne ait kabartma ziyarete açıldı. Kamuoyunda ilgi çeken ayrılığı anlatan kabartma, ziyarete açıldığı 6 ayda 50 bin kişi tarafından ziyaret edildi.
Ayrılık figürünü görmek için müzeye geldiğini söyleyen ziyaretçilerden Mehmet Mustafa Tekin, "Herkes ziyaret ediyordu biz de arkadaş çevremizden, akrabalarımızdan duyup geldik. Merak ettik, baktık çok güzel bir figür. Bu yıllar önce yapılmış bir şey, sonradan bulunmuş. Buraya taşınmış müze tarafından çok güzel bir şey bence. Bütün halkımızı, herkesi bekliyoruz" dedi.
Ziyaretçilerden Mahmut Pektaş ise, "Adıyaman'ın dört bir tarafı tarih kokuyor. Zaten yaklaşık 6 ay önce bulunan bir figür. Müzeye geldi, ziyaretçi akını var. Bizler de merak ve tavsiye üzerine geldik. Müzede güzel bir yere indirmişler, tüm Türkiye'ye tavsiye ederiz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
Adıyaman Müzesi
Ayrılık figürü
Vatandaşların figürü incelemesi
Vatandaşlar ile röportaj
Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Sercan SAKAR-ADIYAMAN-DHA

===========================

'Maymun çıkmaz ağacı', sonbaharda çiçek açıyor

Antalya'da ilk olarak şehirlerarası otobüs terminaline dikilen ve burada yetiştirilen maymun çıkmaz ağacı, dikenli gövdesi ve sonbaharda çiçek açmasıyla dikkat çekiyor.
Anavatanı Brezilya'dan getirilerek Türkiye'de yetiştirilen Chorisia Speciosus ağacı, gövdesinin kalın ve büyük dikenlerle kaplı olması nedeniyle 'maymun çıkmaz ağacı' olarak anılıyor. Nesli tükenmekte olan bu ağacın en belirgin özelliklerinden biri sonbaharda çiçek açması. Yılda yalnızca iki baharda çiçek açan maymun çıkmaz ağacı, hem ismi hem de dikenli gövdesiyle dikkati çekiyor. Gövdesinin tamamını saran dikenler, dallarında bulunmayan ağaç, pembe ve beyaz olmak üzere iki renkte kokulu çiçekler açıyor. Türkiye'de peyzaj sektöründe oldukça tercih edilen bu ağaç türü, sonbahar aylarında çiçek açınca seyirlik manzaralar oluşturuyor.
Akdeniz Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü'nden Prof. Dr. Osman Karagüzel, bu türden bazı ağaçların bulundukları anavatanında bazı tehlikelere karşı kendilerini korumak için bir tür savunma mekanizması geliştirdiğini, o nedenle gövdesinin dikenli olduğunu anlattı. Meyve tohumlarına zarar verilmemesi için bu türden dikenli bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Karagüzel, "Sonbaharda ağaçlar yaprak ve çiçeklerini dökerken bu ağaç tam aksine oldukça büyük sayılabilecek çiçekler açıyor. Bunlar hafif kokulu çiçekler. Sonra bu çiçekler meyveye dönüşüyor ve o meyvelerden tohumları toprağa düşüyor" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------
-Ağacın görüntüsü
-Gövdesindeki dikenlerden görüntü
-Çiçeklerden görüntü
-Tohumlardan görüntü
-Dallardan görüntü
-Ziraat Fakültesi ek bina dış plan görüntü
-RÖP: Prof. Dr. Osman Karagüzel

Haber: Alparslan ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

==========================

Hakkari DHA Haberler