DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

"UNUTULAN" SAVUNMA HATTI KADERİNE TERK EDİLDİ

Ali AKSOYER-Güven USTA-Cemal YURTTAŞ-Buğra BENLİOĞLU/İSTANBUL'un Çatalca ilçesi sınırlarında bulunan ve 2. Dünya savaşının çıkacağının anlaşılmasının ardından, gelebilecek bir Alman saldırısından korunmak için Mareşal Fevzi Çakmak tarafından yaptırılan beton siper ve tünellerden oluşan savunma hattı, ilgisizlikten adeta harabeye döndü. "Çakmak hattı" olarak bilinen savunma sisteminde koruganların duvarlarına yazılar yazılmış, içleri çöp yığınları ile doldurulmuş durumda. Hattın, turizme kazandırılması isteniyor.

"TURİZME KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ"

Büyükçekmece gölünde su seviyesinin düşmesinin ardından Çakmak Hattı'nın bir bölümü daha gün yüzüne çıktmıştı. Çatalca Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Ahmet Rasim Yücel, yakın tarihimizin izlerini taşıyan bu yapı sisteminin korunarak turizme kazandırılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: " Biz dernek olarak bu tarihi eserimize sahip çıkılmasını ve korunmasını istiyoruz. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Fransız Majino Hattı'nın bir benzeri Fevzi Çakmak tarafından Terkos Gölü yakınlarından başlayıp Büyükçekmece'ye kadar iki hat şeklinde yapılmıştır. Bu hatların da bir kısmı büyük, bazıları da küçük olan askeri koruganlar, yani mevziler vardır. Mareşal Çakmak'ın adını taşıyan Çakmak Hattı için makineli tüfek, top yuvaları ve askerlerin barınacağı yerler ile tünellerin içerisinde raylı sistemler yapıldı. Koruganlar birbirlerine raylı tünel sistemiyle bağlandı. İnşaat sırasında soğuktan çok sayıda asker şehit düştü. Ancak Almanlar Yunanistan'a kadar gelerek Türkiye'ye saldırmaktan vazgeçti. O tarihlerde Türkiye'nin bir yılda ürettiği 350 bin ton çimentonun hepsi bu çalışma için kullanıldı. Savunma hattı seneler içerisinde unutulup gitti. Tarih sahnesinde kendine yer edinmiş bu yapı kaderine terk edilmiş durumda.ö

KADERİNE TERK EDİLMİŞ DURUMDA

Büyükçekmece Gölündeki su seviyesinin düşmesiyle birlikte su altında kalan kısımları ortaya çıkan Çakmak Hattı, Büyükçekmece sahilinden, Karadeniz kıyılarına kadar bir savunma hattı olarak Mareşal Fevzi Çakmak tarafından yaptırılmış. "Çakmak hattı" olarak da bilinen hat beton siperler, tankları durdurmak için yapılan engeller ve cephane sevkiyatı için yer altından siperleri birbirine bağlayan tünellerden oluşuyor. Günümüzde ise "Çakmak hattı"nın siperleri ve tünelleri kaderine terk edilimiş durumda. Çatalca'dan Büyükçekmece'ye kadar uzanan hatta bulunan koruganların durumu içler acısı. Düşmandan korunmak için inşa edilen yapıların duvarlarına yazılar yazılmış, içleri çöp yığınları ile doldurulmuş durumda. Bir çoğu tarlalar arasında kalan beton siperlerin demirden yapılan kapıları ise kimliği meçhul kişiler tarafından sökülerek çalınmış bir halde.

KİLOMETRELERCE YER ALTINDA TÜNELİN DE DURUM AYNI

Makineli tüfek yuvası olarak kullanılan beton siperleri, yer altından birbirine bağlayan tünellerde de benzer durumlar yaşanıyor. İçlerinde cephane taşıyan küçük vagonların çalışması için ray döşenen bu tüneller de günümüzde kaderine terk edilmiş. Birçoğunun girişleri zaman içinde toprak ve bitki örtüsüyle kapanan tünellerde bulunan rayların bir bölümünün define arayan kişiler tarafından çalındığı bildiriliyor. Kalan raylar ve vagonlar ise korumasız şekilde kaderlerini bekliyor.

Görüntü dökümü:

---------------

-Havadan görüntüler

-Savunma hattının görüntüleri

-Beton siper ve tüneller

-Ahmet Rasim Yücel'in açıklamaları

-Genel ve detaylar

18.12.2019 - 11.48 - Haber Kodu : 191218092

18.12.2019 - 11.49 - Haber Kodu : 191218093

18.12.2019 - 11.50 - Haber Kodu : 191218094

===================

2- YOLCU UÇAĞINDA HAREKETLİ ANLAR

Anıl UÇAN/İSTANBUL- SABİHA Gökçen Havalimanı'nda Kıbrıs'a gitmek için kalkış hazırlıklarını yapan özel bir hava yolu şirketine ait yolcu uçağında hareketli anlar yaşandı. 'Ben FETÖ'cüyüm ve uçağı patlatacağım' diye bağıran kadın gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre saat 06.45'te Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Kıbrıs'a gitmek için kalkış hazırlıkları yapan yolcu uçağındaki kadın bir yolcu bağırmaya başladı. Yüzü kapalı olan kadın yolcu, 'Ben FETÖ'cüyüm ve uçağı patlatacağım' diye bağırdı. Kadın yolcu uçaktan indirilerek uçakta bomba araması yapıldı. Aramaların sonucunda herhangi bir olumsuzluğa rastlanmayınca uçak rötarlı olarak hareket etti.

Nikar D. adlı kadın gözaltına alınırken uçaktaki o anları cep telefonu kameralarına saniye saniye yansıdı.

Görüntü Dökümü:

----------------

-Uçakta yaşananlar

18.12.2019 - 11.24 - Haber Kodu : 191218080

=====================

3- ÜNLÜ YÖNETMEN TUNÇ BAŞARAN VEFAT ETTİ

İstanbul DHA - ÜNLÜ yönetmen Tunç Başaran İstanbul'da hayatını kaybetti.

81 yaşındaki Başaran bu sabah tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Bir çok ödül alan Başaran, Türk sinemasına damga vurmuş "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminin de yönetmeniydi.

===================

4- TEFECİLİK ÇETESİNE YÖNELİK OPERASYON (1)

*Çete üyelerinin bugüne kadar 20 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri belirlenirken, 100 milyon liralık senetler için de icra takibi başlattıkları öğrenildi.

Ali ABLAY/İSTANBUL,

Tefecilik, yağma ve tehdit suçlarını işledikleri iddia edilen çeteye yönelik İstanbul merkezli olarak 3 ilde operasyon düzenlendi.

İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla tefecilik, yağma ve tehdit suçlarını işledikleri iddia edilen şüphelilere yönelik İstanbul, Ordu ve İzmir'de 39 şüphelinin yakalanması için eş zamanlı operasyon başlattı. Edinilen bilgiye göre, Mali Suçlarla Mücadele ekipleri, çete üyelerinin borç para verdikleri kişilere boş senet imzalattıkları ve borç verdikleri kişiler borçlarını ödemesine rağmen para talep ederek, tefecilik, yağma ve tehdit suçlarına karıştıklarını belirlendi. İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla çete üyelerine yönelik İstanbul, Ordu ve İzmir'de 39 şüphelinin yakalanması için eş zamanlı operasyon başlattı. Şu ana kadar 37 şüpheli yakalanırken 2 kişi için yakalama çalışması devam ediyor. Öte yandan, çete üyelerinin bugüne kadar 20 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri belirlenirken, 100 milyon liralık senetler için de icra takibi başlattıkları öğrenildi.

Görüntü dökümü:

--------------

-ARŞİV

18.12.2019 - 10.51 - Haber Kodu : 191218058_

=====================

5- SANAL BAHİS ÇETESİNE YAPILAN OPERASYON KAMERADA

Ali ABLAY, İSTANBUL, DHA

İnternet üzerinden yasa dışı bahis oynattıkları ve kredi kartı dolandırıcılığı yaptıkları belirlenen 30 şüpheliden 26'sı, İstanbul ve İzmir'de düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla yakalanarak gözaltına alındı.

Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bir bahis çetesi tarafından futbol ve diğer spor dallarına ilişkin sanal ortamda yaşa dışı bahis oynatıldığı ve kredi kartı dolandırıcılığı yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçti. Yürütülen soruşturma kapsamında 2 üyesi daha önce başka suçlardan tutuklu bulunan 30 kişilik bahis çetesini 6 aylık teknik ve fiziki takibe alan emniyet ekipleri, 9 Aralık günü erken saatlerde operasyon düzenledi. İstanbul'da Avcılar, Bakırköy ve Esenyurt ilçeleri ile İzmir'de çok sayıda adrese düzenlenen eş zamanlı baskınlarda, 30 şüpheliden 26'sı yakalanarak gözaltına alındı.

Baskınların gerçekleştirildiği adreslerde yapılan aramalarda, kamu ve özel olmak üzere bankalardan olmak üzere 191 banka kartı, 5 ayrı bankadan hesap cüzdanı, 65 bin 25 lira ile 5 bin 58 dolar nakit, 9 bilgisayar, tablet, farklı marka ve modellerde 56 cep telefonu, farklı kişiler adına açılmış 58 SIM kart, hafıza kartı, 6 hard disk, 3 POS cihazı ile para sayma makinesi ele geçirildi.

Her iki ilde yakalanan 26 şüpheli, İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler tamamı, çıkartıldıkları mahkeme tarafından 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak' ve '7258 Sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında bahis ve şans oyunları düzenlemesi hakkında kanuna muhalefet' suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Gerçekleştirilen operasyon ise polis kameralarına anbean yansıdı. Kameraya yansıyan görüntülerde, Özel Harekat polisi ile Siber Suçlarla Mücadele polislerinin adreslerin kapısını koçbaşıyla kırdıktan sonra girdikleri ve adreslerde aramalar yaptıkları görülüyor. Bahis çete üyesi şüphelilerden birinin ise aracına bineceği sırada operasyon yapılarak alınması da kameralara yansıdı. Operasyon görüntülerinin bir bölümünde ise yasadışı bahisten kazanılan paralar ve bu paraların saklandığı çelik kasa ile para sayma makinesi görülüyor.

Görüntü dökümü:

----------------

arama yapılması

koçbaşıyla kapı kırılması

şüphelilerden birinin aracına binerken yakalanması

banka kartlarının bulunması

-çelik kasa ve paraların bulunması

paraların sayılması

bulunan telefonlar ve laptoplar

şüphelilerin hastane kontrolünden çıkışı

18.12.2019 - 10.33 Haber Kodu : 191218050

==============================

6- EVİNE DÜŞEN MOLOZLARLA KORKU YAŞADI

İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, - SİLİVRİ açıklarında 26 Eylül'de meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki deprem ardından yapılan testte çürük olduğu belirlenen binanın yıkımı sırasında yandaki bina zarar gördü.

Silivri Depremi ardından Merkez Mahallesi Denizköşkler Caddesi üzerindeki bina sakinleri tedirgin olunca Avcılar Belediyesi'ne başvurdu. Binanın çürük olduğu belirlenince burada evleri bulunanlar, yapının yenilenmesine karar verdi. Prosüdürlerin tamamlanmasından sonra bugün binanın yıkımına başlandı. Bu binanın yanındaki Çiğdem Apartmanı'nda oturan Sevil Akbulut, komşularının araması üzerine işyerinden eve gelince yatak odası camının kırıldığını buradaki balkon demirlerinin eğildiğini ve içeriye moloz girdiğini görünce polisi ve belediyeyi aradı. Kısa sürede gelen Avcılar Emniyet Müdürlüğü ekibi evde ve bitişik binanın bahçesine düşen molozlar ile ilgili inceleme yaptıktan sonra belediyeye bilgi verdi. Sevil Akbulut, müteahhit firma yöneticilerinden şikayetçi olduğunu belirterek tepki gösterirken, "O duvarın dibinde bir bebek, çocuk da olabilirdi. Belediye gözetiminde önlem alınmadan nasıl yıkım çalışması yapılır'ö diye tepki gösterdi. Müteahhit firma evde temizlik ve onarım çalışması yapmayı kabul ederken, her türlü zararı karşılamaya da hazır olduğunu bildirdi.

Görüntü Dökümü:

------------------

Yıkım çalışmalarından görüntüler

Polis aracı yıkım bölgesinde

Ev sahibi Sevil Akbulut evinin yatak odasındaki kırık cam ve molozları gösterirken

Ev sahibi kadın ile röportaj

Polisler, yıkım görevlileri ile konuşurken

Genel görüntüler

18.12.2019 - 09.31 - Haber Kodu : 191218032

=======================

7- DİNİ NİKAHLI EŞİNİ ÖLDÜREN KOCA HAKİM KARŞISINDA

Halil YILMAZ / İSTANBUL, DİNİ nikahlı eşi Elif Özde Uzun'u (29) öldürdükten sonra, cesedi 3 gün boyunca yatak odasında sakladığı iddiasıyla yargılanan Erhan Taslı, (36) ilk kez hakim karşısına çıktı. Taslı, "Bu şekilde hareket ettiğim için pişmanım, kızımı annesiz bıraktım." dedi.

Esenyurt'ta 13 Haziran 2019 tarihinde dini nikahlı eşi Elif Özde Uzun'un ellerini iple bağladıktan sonra bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Erhan Taslı'nın ilk duruşması görüldü. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu Erhan Taslı getirilirken, şikayetçiler maktulün ablası Fatma Parim ve babası Adem Uzun SEGBİS ile bağlandı. İddianamenin okunması ve kimlik tespitinin yapılmasının ardından başlayan duruşma, sanık Taslı'nın savunmasıyla devam etti.

Elif Özde Uzun'la 10 yıldır yaşadığını belirten Erhan Taslı savunmasında, "Doğum günüm olan 22 Nisan'a kadar eşimle hiçbir sorun yaşamadım. Eşim bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Doğum günümde bana hediye aldı. Her şey normaldi. Bir hafta kadar sonra eşimde değişiklikler görmeye başladım. Daha farklı kıyafetler giyip, daha farklı makyajlar yapıyordu. Bir şeylerden şüphelenmeye başladım, kendisine bunun nedenini sordum. 'İş yerimde sıkıntılar oluyor, moralsiz geliyorum' diye cevapladı.ö diye konuştu.

KIZIMI ANNESİZ BIRAKTIM PİŞMANIM

Olaydan 1 hafta önce eşinin çocuğunu komşuya bıraktığını ve eve geç geldiğini öne süren Taslı, eşine kendisini aldatıp aldatmadığını sorduğunu, aralarında tartışma çıktığını belirterek, "Bir an şuurumu kaybedip mutfağa gittim ve bıçak aldım. Bundan sonrasını hatırlamıyorum. Bu şeklide hareket ettiğim için pişmanım, kızımı annesiz bıraktım." dedi.

KIZIM GÖRMESİN DİYE ELLERİNİ BAĞLADIM

Olaydan sonra 3 gün boyunca eşini yatak odasında sakladığını da itiraf eden sanık, maktulün ellerini bağlamasıyla ilgili "O Tartışma sırasında eşim yataktaydı. Üzerine yorgan attım. Eşimin sarkan kollarını kızım bir şekilde içeri girerse annesini o şekilde görmesin diye eşimin kollarını bağladım. Odadan çıktım. Kızımın görmemesi için kapıyı kilitledim. 3 gün boyunca kızımla aynı evde kaldım. Kızımın odasında beraber yatıyorduk." dedi.

KARDEŞİMLE GÖRÜNTÜLÜ KONUŞMAK İSTEDİM

Elif Özde Uzun'un ablası Fatma Parim şikayetçi olduğunu belirterek yeğeni S.U.'nun zor günler geçirdiğini ve psikolojisinin bozulduğunu anlattı. Parim sanığın cinayeti canavarca hisle yaptığını öne sürerek şöyle devam etti: "Ablam 1.90 boyunda 150 kilo ağırlığındadır. Güçlü dirayetlidir. Ablamın direnmesi olacağı için, ona karşı gelmesin diye sanık ablamın kollarını bağlamıştır."

SANIK BAŞKASIYLA EVLİYMİŞ

Babası Adem Uzun ise "Kızımın da sanıkla birlikte yaşadığını ben bilmiyordum. Haberim yoktu ancak bir çocukları olup 2.5 yaşına geldikten sonra durumu duydum. Sanıkla da telefonla konuştum, sanık başkasıyla evliymiş. Sanığa 'Boşan, nikahınızı yapın bana öyle gelin' dedim. Kızım bana sanığın kendisine kötü davranmadığını söyledi. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Erhan Taslı'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Elif Özde Uzun'un 13 Haziran 2016 tarihinde evinde bıçaklanmış bir şekilde ölü bulunduğu belirtildi. İddianamede sanık Erhan Taslı hakkında "Eşi kasten öldürmeö suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

Görüntü dökümü:

--------------

-ARŞİV

=================

8- EVE GELEN YOĞURTÇU 5 BİN 920 TL'Yİ ÇALIP KAÇTI... KAÇIŞ ANLARI KAMERADA

İhsan DÖRTKARDEŞ-Veysel TİMDU/İSTANBUL, - AVCILAR'da 85 yaşındaki kadının paraları, eve yoğurt satmaya gelen kişi tarafından çalındı. Kadının 5 bin 920 TL'sini göz açıp kapayana kadar çalan şüphelinin kaçtığı anlar güvenlik kameralarına yansıdı.

Olay, Merkez Mahallesi Fırın Sokak'taki apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Mediha Eğilmez, kapıyı çalan bir kişiye kapıyı açtı. Elinde yoğurt kapları, peynir ve tereyağı bulunan 40-45 yaşlarındaki bu kişi, Silivri'den organik ürünler getirdiğini söyledi.

Yaşlı kadın fiyatları tek tek öğrendikten sonra çantasında aldığı yoğurt için ödemesi gereken 80 TL'nin çantasında olmadığını görünce yatak odasındaki dolapta kızı ve kendisine ait paraların bulunduğu desteyi aldı ve içinden 100'TL'yi çekerek, kendisiyle birlikte odaya giren satıcıya verdi. Yoğurt satıcısı ısrarla kabı boşaltması gerektiğini belirterek mutfağa geçti. Boşalttıktan sonra da kadının yatağı üzerindeki 5 bin 920 lirayı aldıktan sonra hızla evden uzaklaştı. Verdiği 100 TL'nin üzeri olan 20 TL'yi alan kadın, odaya girdiğinde yatak üzerinde bıraktığı paraların yerinde olmadığını görünce komşularına ve polise haber verdi.

Avcılar Emniyet Müdürlüğü ekipleri evde inceleme yaparken, binadaki ve çevredeki güvenlik kamerarından şüphelinin görüntülerine ulaştı. 40 yaşlarında esmer, seyrek saçlı, üzerinde koyu renkli mont ve yeşil kazak bulunan, elinde beyaz renkli bez çanta ve ayağında taban rengi beyaz ayakkabı olan kişinin görüntüleri ekiplere ulaştırılırken görüldüğü yerde yakalanması istendi. Polis hırsızlık şüphelisinin kimliğini tespit ederek onu yakalamak için çalışma başlattı.

Olaydan büyük üzüntü duyduğunu, insanlara güveninin sarsıldığını belirten Mediha Eğilmez, "Benim ve kızımın sigorta parası gitti. Ben şimdi 5 Ocak tarihine kadar parasız kaldım. 3 gün oruç tutacağım. Ben hırsızın en kısa sürede bulunacağına inanıyorumö dedi.

Görüntü Dökümü:

----------------

-Şüphelinin güvenlik kamerası görüntüleri

-Parasını kaptıran kadın olayı anlatırken

-Mutfakta kadının satın aldığı yoğurt

18.12.2019 - 11.00 - Haber Kodu : 191218067

===================

9- 'ROBİN HOOD' BU SEFER ATAŞEHİR'DE ORTAYA ÇIKTI

Haber-kamera Müslim SARIYAR- Osman BAKIRİSTANBUL, - İSTANBUL'da birçok ilçede gecekondu mahallelerinde içerisinde bin TL bulunan zarfları dağıtan ve kendisine 'Robin Hood' adı verilen hayır sever işadamı, geçtiğimiz günlerde Ataşehir'de ortaya çıktı. Lüks rezidansların gölgesinde kalan gecekondu mahallesine giren bazı kişiler, burada dar gelirli vatandaşlara içerisinde bin TL'yi bulunan zarfları dağıttı. Çocuklara da para dağıtan işadamıyla ilgili bir mahalle sakini, Araçlarla geldiler. 10 kişilerdi. Bir anda sokaklara dağılarak evlere para dağıttılar diye konuştu.

İstanbul Hasköy, Başakşehir Şahintepesi, Tuzla Mimar Sinan Mahallesi'ndeki gece kondularda oturan dar gelirli ailelere zarf içerisinde para dağıtan ve 'Robin Hood' adı verilen hayırsever işadamı bu kez Ataşehir Yenisahra'da ortaya çıktı. Hafta sonu lüks rezidansların hemen arkasında bulunan gecekondu mahallesine giden işadamı ve yanında bulunan yaklaşık 10 kişi, sokaklara dağılarak gecekonduda oturanlara içerisinde en az bin TL bulunan zarfları dağıttı. Çocuklara da 100 ile 300 TL arasında harçlık veren işadamının bazı bakkallara da giderek, porç listesinde isimleri yer alan dar gelirlilerin tüm borçlarını ödediği öğrenildi.

'BÖYLE İNSANLAR İYİ Kİ VAR'

Mahallede yaşayanlardan Aslan Kutluay, Ben dükkanımdaydım. Buraya geldiğimde öğrendim. Çocuklar toplanmıştı. Her birinde para vardı. 100 ile 300 TL arasında para vermiş. Okuyan çocukların burslarını karşılamış. Zarflarda bin, bin 500 TL koymuş. Arabanın arkasında çantalarla para doluymuş. Çantaları açarak paraları dağıtmış. Kiracılar ve bakkala borçları olanlara vermiş. Bu devirde halen böyle insanlar var. Gizemli insan. Kimse görmemiş. Merak ediyorum. Böyle insanlar iyi ki var. Bu insanlar olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti'nde sırtımız yere gelmez. Parası olup saklayanlar bence bu adamdan ders almalı. Örnek almalılar dedi.

'ALLAN ONU DA SEVİNDİRSİN'

Mahallede oturan Zehra Kutluay (60), Bana bir zarf verdi. Bir milyar çıktı. (Bin TL) Çok sevindim. Allah onu da sevindirsin. Allah daha da versin. Ne dileği varsa Allah ona da versinö dedi.

'KAPIMIZA GELDİ, ZARFI VERDİ, ALLAH RAZI OLSUN'

Selçuk Coşkun, Evimizde oturuyorduk. Geldiler. Zor durumdayız. Bugün bulursak yarın bulamayacak insanlarız. Bizler. Kapıda oturuyordum. 2 kişi geldi. Selamını verdi. Burda mı yaşıyorsunuz dedi. Evet deyince de zarfı verdi. Kendisini Robin Hood diye tanıştırdı. Belki de yanımızda bizi takip ediyor. Bizi gözetliyor. Allah razı olsun ondanö diye konuştu.

Onur Karaoluk, "İnşaatlarda moloz atıyorum. Temizlik yapıyorum. Öyle geçimimi sağlıyorum. O gün de Allah var paraya ihtiyacım vardı. Biri geldi para dolu zarfı verdi. Allah razı olsun dedi.

'KEŞKE BİZEDE GELSE' DEDİM, DUALARIM KABUL OLDU'

Oktay Korkunç, Bu yardımsever abi, 1.5 ay 2 ay önce Gebze de yardım ediyordu. TV'lerde izlemişti. Keşke Yenisahra Barbaros'a gelse diyordum. Dualarım kabul oldu. Kardeşim aradı. Yardım eden biri var dedi. Allah onun gönlüne göre versin. Allah kaza bela versin. Hep yükseklere çıksın. Allah onu çoluğuna çocuğuna bağışlasın. Yanında çalışan işçileri de kıymetini bilsin dedi.

İsmini vermek istemeyen mahalleli ise Biz Robin Hood'u daha önce haberlerde ve sosyal medyada görüyorduk. Bu devirde insanlara yardım etmesi, garibanları düşünmesi bizi mutlu ediyordu. Şimdi bize gelerek bizi de insan yerine koyup yardım etmesi mutlu etti. Benim de hayalim buydu. Ben olamadım ama biri çıktı onu yapıyor. Bizi de buldu yardım elini uzattı. Allah razı olsun diye konuştu.

'O GÜN HERKES MUTLU OLDU'

Mahallenin bakkalı Hakim Beyter, 35 senedir bu mahallede yaşıyorum. Borcu olanlar kaçtı. Bir vatandaş geldi. Zarflarla para bıraktı borçları ödedi. Gecekondulara gitti onlara da zarf dağıttı. Çocuklara da para dağıttı. O gün herkes çok mutluydu. 10-15 araç geldiler. Araba para doluydu diye konuştu.

Görüntü dökümü

-------------------------

-Mahalleli Arslan Kutluay röportaj

-Mahalleli Zehra Kutluay röportaj

-Mahalleli Selçuk coşkun röportaj

-Mahalleli Onur karaoluk röportaj

-Mahalleli Oktay korkunç röportaj

-İsmini vermek istemeyen vatandaş röportaj

-Mahalle bakkalı Hakim baytar ile röportaj

-Genel ve detay görüntüler

-Muhabir anonsu

-Çocuklara para dağıtılırken cep telefonu görüntüsü

18.12.2019 - 11.03 - Haber Kodu : 191218069

===================

10- ELLERİNİN HAMURUYLA İSTANBUL TRAFİĞİNE MEYDAN OKUYORLAR

Esma MURAT-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL,-

Genelde erkek mesleği olarak bilinen otobüs şoförlüğüne artık kadın eli de değmeye başlıyor. İETT Genel Müdürlüğü'nün bünyesine katmış olduğu 10 kadın otobüs şoförün eğitimlerine devam ediliyor. İstanbul Otobüs A.Ş bünyesinde 6 yıldır otobüs şoförlüğü yapan Şengül Çavlı da kadın meslektaşlarını görmek için sabırsızlanıyor.

143 yıllık İETT tarihinde ilk kez 10 kadın otobüs şoförü İstanbul trafiğinde direksiyon sallayacak. Son olarak İETT Genel Müdürlüğü'ne alınan 10 kadın otobüs şoförü eğitimlerine devam ediyor. Uygulamalı sürüşü eğitimlerinin ardından kadın şoförler görevlerine başlayacak.

İETT bünyesine yeni katılan 10 kadın şoförlerin eğitim sürecinden bahseden eğitmen Salih Uzun, "Kadın şoförlerimiz başvurularının ardından direksiyon sınavlarına alındı. Sonra ise mülakat aşaması gerçekleştirildi. Bu şekilde teorik eğitimlerimize başladık." dedi. Kadınların trafikte erkeklere göre daha başarılı olduklarını söyleyen Uzun, "Kadınlar otobüs şoförlüğünde veya normal trafikte erkeklerden çok daha dikkatli" diye konuştu.

"ÇOCUKLUK HAYLİMDİ"

İETT bünyesinde yeni başlayan 10 kadından Ayşin Bağlı, "Çocukluk hayalimdi büyük araç kullanmak. Sesine aşıktım otobüslerin. Sonrasında zaten direksiyon eğitmenliğine başladım. Kadınlar kesinlikle yönelsinler bu mesleğe. Önemli olan cesaret. Kadınların yapamayacağı hiçbir şey yok. Öncelikle anneyiz. Anneliği başarabiliyorsak her işi de başarabiliriz" dedi. Hacer Özcan ise, "Evimizde hem erkeğiz, hem kadınız. Çocukların bakımı, aile her şey sırtımızda olduğu için kadın veya erkek olmak çok önemli değil bizlerde, yapabiliriz" şeklinde konuştu. Feraye Belge ise, "İETT babamdan bana miras, kendisi de buradan emekli oldu. Ona olan hayranlığım ile başladı. Bize böyle bir fırsat tanınınca değerlendirmek istedim. Babama da çok güzel bir sürpriz yapmış oldum" ifadelerini kullandı. Serpil Çelik ise, "Kadınların birçok işi isterlerse erkeklerden çok daha güzel yapabileceklerini kanıtlayacağız. Kadınları bundan sonra aramızda görmek istiyoruz. Onları da bekliyoruz, biz güçlüyüz" diye konuştu.

"KADINDAN OTOBÜS ŞÖFÖRÜ OLUR MU?"

6 yıldır İstanbul Otobüs A.Ş şoförlük yapan Şengül Cavlı da, "Bu iş bana manevi olarak özgüven kattı. İnsanları mutlu etmeyi çok seviyorum. Yolcular mutlu olunca, sağ salim gidecekleri yerlere gidince ben de mutlu oluyorum. Bu mesleğin tabii ki, zorlukları var ama diğer mesleklere göre çok daha kolay. Kadınlara kesinlikle otobüs şoförlüğünü öneririm, muhakkak bu mesleği yapmalarını isterim. İlk başladığımda 'kadından otobüs şoförü olur mu?' diye sözler duydum. Hatta bir defasında bir amca durakta Levent'te beni görünce, kullandığım otobüse binmek istemedi. 'kadının kullandığı arabaya binilir mi' dedi. Amca birkaç durak sonra indi. İnerken bana teşekkür etti. 'Çok da güzel kullanıyorsun kızım' dedi. O sebepten ön yargılı olmamak gerekiyor. Erkek meslektaşlarım ilk geldiğimde beni kabullenmekte biraz zorlandılar. Yapabilecek mi yapamayacak mı bizi zorlayacak mı diye endişendiler. Fakat onlar gibi yaptığımı görünce kabullendiler" şeklinde konuştu.

"ANNELERİN GÜÇLÜ OLMASI GEREKİYOR"

Cavlı, "İlk önce kadınlarımıza söylemek istediğim şey çok güçlü olmaları gerektiği. Zaten anne olan bir insansan güçlü olmak zorundasın. Güçlü olunca da bir kadının yapamayacağı hiçbir şey yok. Bu işi ben yapıyorsam, her kadın yapabilir. Ama illaki şoförlük yapmak Zorunda da değiller. İstedikten sonra kendi becerisi ile istediği her yerde hayatını kazanabilir. Birisine bağımlı kalmalarını tavsiye etmem. Zaten bağımlı kalmak güçsüzlüğü doğuruyor. Annelerin güçlü olması gerekiyor" dedi.

Görüntü dökümü:

-------------------

-Muhabir anonsları ( Esma Murat)

-Ayşin Bağlı röportaj

-Serpil Çelik röportaj

-Hacer Özcan röportaj

-Feraye Belge röportaj

-Eğitmen Salih Uzun röportaj

-Eğitim alanından görüntüler

-Şengül Cavlı

-İstanbul otobüs A.Ş çalışanı Şengül Cavlı detay görüntüleri

-Genel ve detay görüntüler

18.12.2019 - 11.44 - Haber Kodu : 191218090

===================

11- TÜRK DENİZ ARAŞTIRMALARI VAKFI: DENİZ MAĞARALARI TEHDİT ALTINDA

İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL,

TÜRK Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, biyoçeşitlilik için çok büyük öneme sahip denizlerdeki mağaraların birçok ciddi tehdit altında bulunduğunu, bunların korunması için 5 yıl sürecek envanter çalışması başlatacaklarını söyledi.

Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Deniz ve İçsu Kaynakları Yönetimi Bölümü Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Bayram Öztürk, kısa süre önce TÜDAV tarafından düzenlenen '1. Ulusal Deniz Mağaraları Çalıştayı'nı yaptıklarını söyledi. Bilim insanları, dalış okulu sahipleri, teknik dalış uzmanları, gönüllü kuruluş temsilcileri, bakanlık temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) uzmanlarının katıldığı çalıştayda Türkiye'deki deniz mağaraları son dönemde ciddi tehdit altında bulunduğu belirtildi. Prof. Dr. Öztürk, DHA'ya yaptığı açıklamada Türkiye'deki mağaralara yönelik tehditler ile ilgili şöyle dedi: "Bu tehditlerin başında yabancı türler geliyor. Yani Süveyş Kanalı'ndan gelen yabancı türler deniz mağaralarına da girmeye başladı. Bunlarla ilgili envanter çalışması yapmaya başladık. 'Dark Habitat' denilen karanlık ortamda yaşayan türlerle ilgili Türkiye'de düzenlediğimiz ilk deniz mağaraları çalıştayındaki sonuçlardan biri: Türkiye'deki deniz mağaralarının tehdit altında olmasıydı. Bunların başında aslan balığı, balon balığı ve diğer yabancı türler geliyor. Deniz mağaraları büyük bir turizm baskısı altında. Ayrıca mağaralarımız denizci ağları ve zıpkıncıların tehdidi altında. Bu mağaralara giren insanlar özellikle orfoz ve lahoz gibi türleri vurmak için buralara giriyorlar. Bazı mağaraların korunması için envanter çalışması yapılmasına karar verdik. Türkiye'de deniz mağaralarının sayısı ile ilgili yapılan çalışmaların sayısı az. Bunları arttırmamız gerekiyor. Üçüncüsü kirlenmenin önüne geçilmesi için tedbir almamız son olarak dalış kulüpleri ve merkezleri ile daha fazla işbirliği yapmamız gerekiyor."

Prof. Dr. Bayram Öztürk, deniz mağaralarının biyoçeşitlilik için çok önemli olduğunu vurgularken, "Bazı türler, denizde, sahilde, kıyıda, derin yerlerde bulunmasa bile onların yavruları, genç bireyleri mağaralarda bulunuyor. Dolayısıyla mağaraların korunması; denizlerin, kıyıların korunması demek. Çünkü mağaralarda yaşayan birçok tür var. Ayrıca bazı türler sadece mağaralarda veya kovuklarda yaşıyorlar. Orfoz, lahoz gibi bazı böcek ıstakoz türleri gibi. Dolayısıyla mağaraların korunması, bu türlerin de, biyoçeşitliliğin de korunması anlamına geliyor" diye devam etti.

"TEKNİK DALGIÇ' DENİLEN DAHA FAZLA DALIŞ EĞİTİM VE YETENEĞİ GEREKTİREN İNSANLARA İHTİYAÇ VAR"

Öztürk, TÜDAV öncülüğünde başlatılacak denizlerin mağara envanterlerine yönelik 5 yıllık çalışmanın sonunda Türkiye'deki deniz mağara sayısına ilişkin ilk verilerin elde edileceğini, mağaralar ile ilgili görüş ve bilgilerin artacağını vurgularken, "Mağaralarda çalışacak 'Teknik dalgıç' denilen daha fazla dalış eğitim ve yeteneği gerektiren insanlara ihtiyaç var. Son olarak mağaralarla ilgili halkın daha fazla bilinçlendirilmesi lazım. Çünkü birçok mağarada fok yaşıyor ve bunların rahatsız edilmemesi lazım. Her ne kadar fok olan mağaralara girilmesi yasak deniliyorsa da bu konuda daha etkin tedbirlerin alınması lazım. Türkiye'nin çok uzun bir kıyı şeridi var. İlk etapta Ege ve Akdeniz'i düşündük. Ondan sonra Marmara ve Karadeniz'i düşünüyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Prof.Dr. Bayram Öztürk'ün DHA'ya yaptığı açıklama

-Deniz mağaralarından görüntüler

-Deniz mağaralarındaki canlıların görüntüleri

18.12.2019 - 10.12 - Haber Kodu : 191218045

===================

12- UZMANINDAN AİLELERE SİBER SUÇLAR UYARISI... ÇOCUKLARINIZIN TELEFONLARINI, GİRDİKLERİ SİTELERİ KONTROL EDİN

Halil YILMAZ-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, SİBER suçlara sürüklenen çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2017 verilerine göre 17 yaş altındaki 107 bin 984 çocuk suça sürüklendi. Suça karışanların 75 bin 828'i 15 ila 17 yaş grubu arasında. Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun, bu rakamlarda artış olduğunu öne sürerek, "Aileler çocuklarının telefonlarını kontrol etmeli ve antivirüs programı yüklemelidir" dedi.

Bazı aileler çocuklarının internette fazla zaman harcadığını, kontrol etmekte güçlük çektiklerini söylediler. Çocuklarının derse daha az vakit ayırdığını söyleyen bir anne ise, " Hangi sitelere girdiğini de kontrol de edemiyoruz. Hemen geçmişi siliyorlar.ö diye konuştu.

EBEVEYNE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR

Organize suç örgütlerinin çocukları kullandığını ifade eden Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun, bu çocukların kredi kartı kopyalama, sanal kumar ve diğer siber suçları işlediğini belirtti. Altun, "Bilişim cihazlarının artışı ve yaygınlığı dolayısıyla bu konularda ebeveyne büyük sorumluluk düşüyor. Bilişim medya okuryazarlığı ve bilişim farkındalığı olan ailelerin çocukları, bu konuda daha duyarlı. Bu aileler suç konusunda da farkındalık yaratan yeteneklere sahipler" dedi.

TARTIŞMA SANAL ORTAMDA BAŞLIYOR

Özellikle 12 ila 17 yaş grubu arasındaki çocukların suça sürüklenmesinde artış olduğunu öne süren Altun, şunları dile getirdi: "Çocuklara yönelik tehditler, tacizler, hakaretler, bunlar daha sonra günlük yaşama uyarlanıyor. Önce sanal ortamda küfürleşmeye başlıyorlar, sonra günlük hayatta birbirlerini bıçaklıyorlar. Ebeveynler çocuklara cihaz vermeden önce dijital vatandaşlık bildirisini okumalıdır. Geçtiğimiz günlerde iki büyük şehirde 15'er kişilik iki çocuk çetesinin varlığı bize şunu gösteriyor."

AİLELER TELEFONLARI KONTROL ETMELİ

Manevi değerlere hakarette de artış olduğunu dile getiren Adli Bilişim Uzmanı Altun, "Ailelerin bu konuda dikkatli olması gerekiyor. Aileler çocuklarının telefonlarını kontrol etmeli ve antivirüs programı yüklemelidir" dedi. Altun söz konusu suçu işleyen çocukların daha çok parçalanmış ailelerden olduğunu vurguladı. Olumsuz şartların suça zemin hazırladığını aktaran Altun, suça sürüklenen çocukların sebebi olarak çocuğunun başında olmayan ebeveynleri gösterdi.

BİLİŞİM VE TEKNOLOJİ DERSLERİNDE BAHSEDİLİYORDU

8. sınıfa gittiğini belirten bir kız öğrenci, "İnternette geçirdiğim süreyi ailem kontrol etmiyor, fakat çok fazla zaman geçirirsem beni uyarıyorlar. Siber suçlara karşı okullarda eğitim veriliyor. 6. sınıftayken Bilişim ve Teknoloji dersinde bu konudan bahsediliyordu. Eğer zararlı bir siteyle karşılaşıyorsam aileme bildiriyorum.ö dedi. Konuyla ilgili konuşan bir baba ise çocuklarına günde bir saat kadar internet kullanımı hakkı verdiğini ifade ederek, "Saati aşmamalarına dikkat ediyoruz. Küçük yaştaki çocukların internette uzun süre vakit geçirmesine ailecek karşıyız. Denetim altındaki internet kullanımını onaylarım. Telefonun geçmişini kontrol ediyoruz, güvenli internette dolaştığını teyit ediyoruz.ö diye konuştu.

HEMEN GEÇMİŞİ SİLİYORLAR

Çocuğunun derslere, internet kadar vakit ayırmadığını belirten bir anne ise şunları söyledi: "Okuldan gelir gelmez hemen giriyorlar internete, kontrol edemiyoruz çünkü işe dalıyoruz. İzin verirsem akşama kadar oğlum internette vakit geçiriyor. Girdikleri sitelere güvenemiyoruz ama hangi sitelere girdiğini de kontrol de edemiyoruz. Hemen geçmişi siliyorlar.ö

Görüntü Dökümü:

-----------

-İsa Altun ile röportaj

-Çocuklarla röportaj

-Ailelerle röportaj

-Muhabir anonsu

18.12.2019 - 11.21 - Haber Kodu : 191218079

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel