DTP Genel Başkanı Türk: Kadınların Mücadelesi Bizleri Özgürlük Ütopyalarımıza Yaklaştırıyor
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Türkiye'de Demokrat Olmanın En Öncelikli Şartının Kadına Yönelik Eşitlikçi ve Özgürlükçü Bir Yaklaşıma Sahip Olmaktan Geçtiğini Belirterek "Özellikle Politikada Kadının Özgür ve Eşit Olarak Var Olma Mücadelesi, Erkek Dünyasının Demokratik Dönüşümü Açısından En Önemli Aşamayı Oluşturuyor.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Türkiye'de demokrat olmanın en öncelikli şartının kadına yönelik eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaklaşıma sahip olmaktan geçtiğini belirterek "Özellikle politikada kadının özgür ve eşit olarak var olma mücadelesi, erkek dünyasının demokratik dönüşümü açısından en önemli aşamayı oluşturuyor. Kadınların kararlı bir şekilde yürüttükleri özgürleşme mücadelesi bizleri özgürlük ütopyalarımıza daha da yakınlaştırıyor" dedi.
Türk, 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü" dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Dominik Cumhuriyeti'nde 25 Kasım 1960 tarihinde, dönemin despotik rejimine karşı yürütülen toplumsal özgürlük ve eşitlik mücadelesinde yer alan Mirabel Kardeşlerin cezaevinde bulunan eşlerini ziyaret ettikten sonra vahşice tecavüz edilip öldürüldüklerini ve Birleşmiş Milletler'in kadına karşı her türlü şiddete son vermek adına 25 Kasım'ı bir dayanışma günü olarak ilan ettiğini anımsatan Türk, "Ülkemizde ve dünyada kadına karşı şiddet ve ayrımcılık örnekleri, ne yazık ki, her geçen gün artarak devam ediyor" dedi. Şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi konusunda hukuksal mevzuatlarda çeşitli caydırıcı tedbirler alınsa da bu durumlara yol açan zihniyet ve devlet sistemleri sorgulanıp dönüşüm sürecine girmediği için baskı ve şiddetin trajik hikayeleriyle yaşanmaya devam ettiğini belirten Türk, "Ülkemizde AB reformları ve demokratikleşme bağlamında bir takım düzenlemeler yapılmış olsa da, söz konusu erkek egemen zihniyetin sorgulanmasını sağlayacak bir aklın ortaya çıkmadığı açıktır" dedi. Türk, Türkiye'de, toplumun tüm alanlarında, kadınlara yönelik uygulanan ayrımcılık ve şiddete karşı, kadınlar tarafından başlatılan örgütlü mücadelelerin gün geçtikçe geliştiğini, erkek egemen zihniyetin sorgulanması ve hukuki düzenlemeler yapılması konusunda önemli bir duyarlılık ve başarı elde edildiğini ifade ederek şöyle dedi:
"Demokratik Toplum Partisi'nde kadınların yürüttüğü mücadelenin bizlere öğrettiği şey, kadınlarla eşit ve özgür arkadaşlıkların, özlemini kurduğumuz adil ve özgür bir topluma giden yolda en esas konuyu teşkil ettiğidir. Öyle bir noktaya ulaşmış bulunuyoruz ki; Türkiye'de demokrat olmanın en öncelikli şartı, kadına yönelik eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaklaşıma sahip olmaktan geçiyor. Bu yargı gün geçtikçe toplumun tüm kesimlerine de sirayet ediyor.
Hayatın diğer alanlarıyla birlikte, özellikle politikada kadının özgür ve eşit olarak var olma mücadelesi, erkek dünyasının demokratik dönüşümü açısından en önemli aşamayı oluşturuyor. Kadınların kararlı bir şekilde yürüttükleri özgürleşme mücadelesi bizleri özgürlük ütopyalarımıza daha da yakınlaştırıyor. Bir erkek için özgürlüğün, öncelikle kadına yaklaşımı konusunda, yaşadığı dönüşümden geçtiğini bizzat yaşayarak idrak etmemizi sağlıyor.
Bu anlamlı gün dolayısıyla, kadın özgürlük mücadelesinin, gerek Kürt toplumunda ve gerekse de tüm Türkiye'de yarattığı özgürlük heyecanını, içtenlikle kutluyorum. Demokratik bir zihniyeti içselleştirmemizi sağlamakta olan kadın özgürlük mücadelesinin, şiddet ve ayrımcılığa son vereceğinden kuşkum yoktur. Bu duygu ve düşüncelerle, Kadın Özgürlük Mücadelesi'ni bir kez daha tebrik ediyorum." (ANKA)
(HH/BÜN)