Diyarbakır1kck Operasyonunda Gazetecilerin Gözaltına Alınmasına Protesto
PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik düzenlenen operasyonda gazetecilerinde gözaltına alınması Diyarbakır'da protesto edildi.
Pkk'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik düzenlenen operasyonda gazetecilerinde gözaltına alınması Diyarbakır'da protesto edildi. BDP Diyarbarkır Milletvekili Altan Tan, Başbakan'a seslenmek istediğini belirtirek, "Dün bu sokaklarda 13-14 yaşında çocuklar bu gazeteleri satıyor diye kurşuna diziliyorlardı. Beyinlerine kurşun sıkılıyordu. Bugünde bu mevzuyla alakalı ne kadar yazar çizer varsa bunlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Sayın Başbakan o günlerden bugüne 5 Başbakan geldi gitti. Biz yine buradayız. Biz bundan sonra da yine burada olacağız ama korkarımki siz yerinde olamayacaksınız" dedi.PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik dün 7 ilde eş zamanlı yapılan ve aralarında Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabirlerinin de bulunduğu kişilerin gözaltına alınması Diyarbakır'da protesto edildi. DİHA'nın Diyarbakır bürosu önündeki protestoya BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanı Faruk Balıkçı, DİHA, Özgür Gündem, Azadiya Welat çalışanları, BDP il Başkanı Zübeyde Zümrüt ile gazeteciler katıldı. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Faruk Balıkçı, basın özgürlüğünün olmadığı ülkelerde demokrasiden bahsedilemediğini söyledi. Türkiye tarihinde ilk kez gazetelerin bürolarına eş zamanlı operasyonların yapıldığını Balıkçı, "Onlarca gazeteci gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve yargılanıyor. Bu durum Türkiye'deki demokrasi ve özgürlükler açısından umutsuzluk yaratıyor. Eskiden gazete büroları bombalanırdı, bu gün ise toplu gözaltılar yaşanıyor. Gazeteciler kendilerini ağır bir tehdit altında hissediyor. Gazetecilerin herhangi bir örgütsel faaliyet yürüttğünü iddiasıyla gözaltına alınması kabul edilemez. Çağdaş ve demokratik bir toplumda yaşamak herkesin hakkıdır. Korku politikası bu ülkenin barışına hizmet etmeyecektir. Ayrışmayı daha da derinleştirecektir. Terörle Mücadele Kanununun 6 ve 7'inci maddelerinde değişiklik yapılarak basın özgürlüğünün önünün açılmasını, gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz"dedi.
DİHA Haber Editörü Abdurahman Gök ise, yapılan operasyonların hükümeten bağımsız olmadığını sağır sultanın bile duyduğunu ifade ederek, "Hükümetin her açıklamasından sonra böyle operasyonların gerçekleştiğini ve bunun öncesinden alt zeminini kendisine göbekten bağlı olan gazetelere polis fezlekeleri ve istihbarat bilgilerine sipariş ederek gerçekleştirdiğine bir kez daha tanık olduk. 90'lı yıllarda Ape Musa'lar, Hafız Akdemir'ler, Cengiz Altun'lar gibi onlarca gazeteci ya sokak ortasında katledildi, yada gözaltına alındıktan sonra kaybedildi. Ama bu gelenek durmadı. Bugün ise 60'ı aşkın gazeteci arkadaşımız cezaevlerinde ve en son yapılan operasyonda da 40'ı aşkın arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Bütün arşivlerimize el konularak belleğimiz silinmek istenmiştir. Ancak, bunda da başarıya ulaşamayacaklar"diye konuştu.
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da, 17 yıl önce Özgür Ülke gazetesinin bombalandığı günün ertesi sabahı yine İstanbul'da Kadırga'da o binanın önünde durduğunu söyledi. Tan, "Allah nasip etti bugün tekrar benzeri bir vahşet karşısında tekrar halkımızla beraber yan yanayız. Buradan Başbakan'a sesleniyorum. Dün bu sokaklarda 13-14 yaşında çocuklar bu gazeteleri satıyor diye kurşuna diziliyorlardı. Beyinlerine kurşun sıkılıyordu. Bugünde bu mevzuyla alakalı ne kadar yazar çizer varsa bunlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Sayın Başbakan o günlerden bugüne 5 Başbakan geldi gitti. Biz yine buradayız. Biz bundan sonra da yine burda olacağız ama korkarım ki siz yerinde olamayacaksınız"dedi.
Protestoya katılanlar, sık sık, "Baskılar bizi yıldırımaz" ve "Özgür basın susturulamaz" şeklinde slogan attı. Açıklamalar sonrası gazeteciler, kameralarını ve fotoğraf makinalarını havaya kaldırarak gözaltı ve baskıları protesto ederken, bazılarının ise ağızlarını bantlarla kapattıkları görüldü.