Haberler

Disk -Ar: İstihdam Değil, Güvencesizlik Arttı

Türkiye Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü İşsizliğin Can Yakıcı Bir Biçimde Devam Ettiğini Vurgulayarak, Ekonomik Krizin Ardında İşini Kaybeden, Güvencesiz Çalışmaya, Eksik İstihdam Biçimlerine Mahkum Olan Çok Sayıda Kişiyi Bıraktığına Dikkat Çekti.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) işsizliğin can yakıcı bir biçimde devam ettiğini vurgulayarak, ekonomik krizin ardında işini kaybeden, güvencesiz çalışmaya, eksik istihdam biçimlerine mahkum olan çok sayıda kişiyi bıraktığına dikkat çekti. İşçinin işini kaybetme, gelirinden yoksun kalma endişesinin dışında tutulmasının temel bir hak olduğunun altını çizen DİSK-AR, geçici iş ilişkisinin, işçinin geleceğe olan inancını zedelediği kaydedildi.

DİSK-AR Mart ayı istihdam raporunu açıkladı. Raporda, işsizlik sorunun can yakıcı bir biçimde yaşanmaya devam ettiğini belirtilerek, "Resmi işsizlik oranları yıllarca yüzde 10'lar seviyesinde yapısal bir özellik kazanmışken, krizin etkisi ile birlikte yüzde 14-15 düzeylerine çıkmış durumdadır. Kriz teğet geçti söyleminin arkasında, artık milyonlarla ifade edecek kadar çok kişi işini kaybetti, güvencesiz çalışmanın, eksik istihdam biçimlerinim, işsizliğin girdabına sürüklendi" denildi. İşçinin iş ilişkisine süreklilik sağlanarak geleceğine güven duyması, işini kaybetme, dolayısıyla kendisinin ve ailesinin geçim kaynağını oluşturan gelirinden yoksun kalma endişesinin dışında tutulmasının temel bir hak olduğu vurgulanan Raporda, bu çerçevede geçici iş ilişkisinin, işçinin geleceği olan inancını zedeleyen, yeni bir iş bulamama korkusunu tetikleyen, işçinin temel haklarından birinin ihlali anlamını taşıdığı kaydedildi. Raporda, işsizlik rakamlarındaki düşüşe güvencesiz çalışanların ve eksik istihdam edilenlerin sayısındaki artış eşlik ettiği belirtilerek, istihdamdaki artışın işin nitelik ve süre açısından yetersizliğine işaret ettiği ifade edildi.

-YAPISAL BAHANESİ KABUL EDİLEMEZ-

8 Haziran tarihinde gerekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında "Ulusal İstihdam Stratejisi" taslağında işsizliğin yüzde 10'luk kısmının yapısal bir olgu olduğu belirtilen Raporda, şu ifadeler kullanıldı:

"Kısa vadeli amaç konjoktürel etkinin giderilmesi olarak ki bu oran yüzde 4'tür belirlenmiştir. Bu durum hükümetin başarısızlığının itirafı olduğu kadar krizin teğet geçtiği söyleminin de gerçeklerden ne kadar uzak olduğunun bir göstergesidir. Hükümet 2 milyon 200 bin işsizi yapısal işsiz olarak görmekte, bu durumu adeta kanıksatmaya çalışmakta, krizin yarattığı bir olgu olarak açığa çıkan 1 milyon 264 bin işsizi ise dönemsel bir olgu olarak görmektedir. 1 kişinin bile işsiz kalmaya devam etmesi yapısaldır bahanesi ile kabullenilemez. Dolayısı ile herkese insan onuruna yaraşır iş sağlamak hükümetler için temel bir sorumluluk olmak durumundadır."

-TÜRKİYE'DEKİ İŞSİZLİK ORANI YUNANİSTAN'DAN FAZLA-

Türkiye'de işsizlik oranının, iflasın eşiğinde olduğu ilan edilen, Türkiye'nin yardım eli uzatmayı teklif ettiği Yunanistan'ın işsizlik oranının bile çok üzerinde olduğu vurgulanan Raporda Yunanistan İstatistik Kurumu verilerine göre işsizlik oranının yüzde 11.7 düzeyinde olduğu Türkiye'de ise bu oranın yüzde 13.7 düzeyine ulaştığı kaydedildi.

-İŞSİZLİĞİN ETKİLERİ YAKICI BİÇİMDE DEVAM EDİYOR-

Şubat, Mart, Nisan dönemini kapsayan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre işsizlik oranının geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 2.1 puanlık düşüşle yüzde 13.7 olduğu anımsatılan Raporda, "İşsiz sayısı ise 337 bin kişi azalmıştır. Sermaye çevrelerinin ve hükümet yetkililerinin sevinç çığlıkları atmasına neden olan istatistikler bunlardır. Halbuki şirketlerin karlarının ve milyonerlerin sayısının katlandığı 2009 yılında, işten atılmalar, ücretsiz izinler, emekliliğe zorlamalar ile çalışma yaşamı işçiler açısından bir cehenneme çevrilmiş, işsizlik oranları patlamıştır ve bu durum etkilerini en yakıcı bir biçimde sürdürmektedir" denildi.

Raporda, 2008 yılında ilgili dönemde yaklaşık 2.5 milyon olan işsiz sayısının, yine son açıklanan resmi verilere göre yaklaşık 3.5 milyon olduğu belirtilerek, işsiz sayısının 2 yılda yüzde 35 artığına vurgu yapıldı.

-İŞİ GEÇİCİ OLDUĞU İÇİN İŞSİZ KALANLAR BAŞI ÇEKİYOR-

Resmi rakamlara göre işsiz kalanların, işsiz kalma nedenlerine göre en ön sırasında güvencesiz çalışan, geçici işçilerin oluşturduğu belirtilen raporda şöyle denildi:

"Geçici bir işte çalışan her bir işçiye karşın, geçici bir işte çalıştığı ve iş sona erdiği için işsiz kalan bir işçinin olması, güvencesizliğin işsizliğe nasıl bir boyut kattığının somut bir ifadesidir. Türkiye'de her 10 kişiden sadece 1'i geçici bir işte çalıştığı halde, işsizlerin yüzde 31'ini geçici işlerde çalıştığı için işsiz kalanlar oluşturmaktadır."

-ÇARESİZLİKTEN KÖYE DÖNÜŞ BAŞLADI-

Raporda, işsizlik verilerinin düşük görünmesinin nedenlerinin birinin de, çaresizlik nedeniyle kentten kırsal alana işgücündeki kayma olduğu belirtilerek Mart dönemi için kırdaki istihdamın geçen yılın aynı dönemine göre 610 bin kişi artış göstererek 7 milyon 375 bine ulaştığı kaydedildi. Kırsal kesimde gelir kaybı yaşadığı için kentlere yönelen yüz binlerce emekçinin, işsizlik girdabından kaçarak, tarım alanına, kırsal kesime dönüş yaptığı ifade edildi. Raporda, "İşin ilginç olanı kırsal alanda işgücünde yaşanan artışın nasıl istihdama birebir yansıdığıdır. TÜİK bu konu hakkında açıklama yapmalıdır" denildi.

-GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 20'NİN ÜZERİNDE

Raporda, iş aramaktan umudunu kesenlerin işsiz sayılmadığı beliritlerek söz konusu 2 milyon 225 bin işsizin dahil edildiğinde daha gerçekçi bir rakama işaret eden geniş tanımlı (GT) işsizlik oranlarına ulaşıldığı kaydedildi. Raporda, bu hesaplamaya göre işsiz sayısının 3 milyon 438 binden 5 milyon 663 bine yükseldiğine, işsizlik oranın ise yüzde 13.7'den yüzde 20.66'ya çıktığına dikkat çekildi. Raporda, "GT işsizlik verilerine çeşitli nedenlerle tam zamanlı çalışamayanlardan oluşan, eksik istihdam sayılarını ilave ettiğimizde, işsiz ve yetersiz istihdam edilenlerin, toplam istihdama oranı yüzde 25,51'i bulmaktadır" ifadesi kullanıldı.

-ÇALIŞMA SAATLERİ KISALTILMALI-

Raporda, DİSK'in işsizlikle mücadelede tek ve somut bir öneriyi kamuoyunun tartışmasına açmak istediği vurgulanarak şöyle devam edildi:

"Çalışma sürelerinin aşağı çekilmesidir. Avrupa Birliği ülkelerinde haftalık 35-40 saat arası olan çalışma süreleri ülkemizde resmi olarak 45 saat fiili uygulamada 50 saatin üzerine çıkmaktadır. Çalışma süreleri düşürülürse bunun istihdama nasıl olumlu yansıyacağını göreceğiz. Ayrıca hükümet kayıtdışı ile mücadeleyi bu sistemden nemalanan işverenlerle çözmeye kalkarsa sonuç alamaz. Bu anlamda kayıtdışı ile mücadele de sendikalara yetki verilmelidir. Bunun dışında işsizliğe karşı çözüm için, herkese iş güvencesinin ayrımsız bir şekilde uygulanmalıdır. Sendikal hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmalıdır. Kamu girişimciliğinin ve hizmetlerinin istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. Çalışma saatlerinin aşağıya çekilmelidir."(ANKA)

(EBR/ÖMR)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

MGK sonrası 7 maddelik bildiri: Irak ve Suriye'de terör örgütleri tüm unsurlarıyla bertaraf edilecek

MGK sonrası 7 maddelik bildiri: Irak ve Suriye'de terör örgütleri tüm unsurlarıyla bertaraf edilecek

'7 çocuğum aç' deyip kendine zarar veren vatandaşın üzerine kayıtlı 6 araç çıktı

"7 çocuğum aç" deyip kendine zarar veren vatandaşın üzerine kayıtlı 6 araç çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İmamoğlu'na 'Roma turu' tepkisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İmamoğlu'na "Roma turu" tepkisi

Bakan Tekin'den, Kocaeli'de öğretmene saldırıya tepki: Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu hayata geçireceğiz

Bakan Tekin'den, Kocaeli'de öğretmene saldırıya tepki: Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu hayata geçireceğiz

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title