Devletin Kandil Cevabı
Bakan Çiçek, "Terör Örgütlerinin İstismar Etmediği Konu Yok"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, PKK'nın sivillerin öldürülmesi nedeniyle özür dilediği haberi üzerine, "Kendi menfaatine ne geliyorsa onu yapar" dedi. Çiçek, "Bu beyanların arka planına bakmak lazım. Hangi sebeple bakmak lazım. Terör örgütlerinin istismar etmediği bir konu yoktur. Önce bir adım atar, sonra 2 adım geriler. İşine ne geliyorsa onu söyler. Terör örgütü kendi menfatine ne geliyorsa onu yapar" diye konuştu.
Çiçek, NTV'de Murat Akgün'ün gündeme ilişkin soruların cevapladı. İlk olarak Milli Siyaset Belgesi'nde yapılan değişiklere ilişkin soruları cevaplayan Çiçek, bu belgenin 5 yılda bir güncellendiğini hatırlatarak şunları söyledi:
"Milli Siyaset Belgesi'nin yeni düzenlemesi 11 sayfadan daha fazla, biz daha az olmasını istiyoruz. Bu belge devlet kurumlarına neye nasıl bakacaklarına ilişkin bir vizyon belgesidir. Özel maddelere ilişkin orda bir şey olmaz. Tabiyatiyle aradan geçen 5 sene neticesinde, 5 yıl içinde bölgede, dünyada, ülkemizdeki değişiklikler bu metne yeni bir bakış açısı getiriyor. içeriğiyle ilgili birşey demem. Ama bu belge ülkenin milli menfaatlerine ilişkin bakış açılarını getiriyor. Değişiklikleri de gündeme alıyoruz, oda metne yansıyor. Askerlik konusuyla ilgili olsun, bu belgeye ilişkin olsun birşeyler yazılıyor, çiziliyor. Kamoyunda bir beklenti oluşturuluyor. Bizede bunların ne kadarı var, ne kadarı yok, tekzip etme rolü biçiliyor. Bu doğru değil.
Hukuk devletinde yasak olanlar yazılır. Birşeyin yapılması suç değilse o serbesttir. Ceza hukukumuzda bir irtica suçu diye birşey yok. Bu daha çok yıpratma amaçlı siyaseten kullanılan bir terimdir. Hukukumuzda irtica diye bir kavram da yok. Birine göre irtica olan öbürüne göre öyle değildir. Böyle karışık kavramları metne koyduğumuz zaman Türkiye'de kargaşayı da devam ettirmiş oluruz."
-KAMUSAL ALAN TARTIŞMALARI-
29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonlarına ilişkin bir başka soruya da cevap veren Çiçek, geçmişte "Kamusal alan" değerlendirmesi yapılmadığını hatırlatarak, bayramların birlik ve beraberliğin pekişmesi gereken günler olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bu işler yapılmaktan çok algılamayla ilgili konulardır. Artık bunları Türkiye'nin geride bırakması gerekiyor. Resepsiyon 6-7 senedir, Türkiye gereksiz bir tartışmanın içersine giriyor. Eskiden her ay MGK olduğunda acaba ne olacak diye Türkiye bir gerilime girerdi. Hepimizin ortak değeri olan, milletimizin ortak kazanımı olan Cumhuriyet ilgili de yarın 87 yılını kutlayacaz, bizde bunu çoşkuyla kutluyoruz. Bayramları bir kırgınlık, bir ayrışma, bir kutuplaşma zeminine oturmak doğru değil. Çünkü bayramlar birleştirir, kaynaştırır, biraraya getirir. Milli birlik ve beraberliğinin oluşmasına katkı verir. Böyle günlerde ikilik varmış gibi olaya bakmak bence doğru değil. Her sene katılırız, kutlarız. Son 6-7 seneye gelene hiçbir sıkıntı yoktu. Başı kapalı olanda olmayanda gidiyordu. Sonradan bir kamusal alan çıktı. Cumhuriyet yeni kurulmadı, 87 yılını kutluyoruz. Daha önceki Cumhurbaşkanları, cumhuriyete sadakati şüpheli adamlar mı? Ben ilk olarak 87 de seçildim. Ankara'ya geldim. Herkes biliyor ki eşim kendi tercihiyle başı kapalıdır. Ben gittim, o dönem Anavatan Partisinde olan birçok arkadaşımız bu törenlere yöresel kıyafeler giden bile oldu. başı açık olanda kapalı olanda gitti. Herhangi bir itiraz yada bugün kü tartışmalar olmadı. Rahmetli Özal döneminde zaten bu sıkıntı yoktu. Sayın Demirel döneminde bu sıkıntılar olmadı. Sayın Sezer'inde yaptığı bir kaç resepsiyonda bu sıkıntılar olmadı. Sonradan bir ilham mı geldi. Yeni mi keşfettik bu kamusal alanı? Bu cumhuriyete sadakatin bir sınavı haline geldi. Bu memlekette onlarda vergi veriyor, onların çocukları da askere gidiyor. Yani benim eşimin verdiği parayla maaş alanlar, şimdi benim eşimi oraya sokmuyor. Böyle birşey olabilir mi yani? Bunlar son derece yanlıştır. Şu alışkanlıklardan artık kurtulalım. Milletin çoşku ve sevinçle kutlayacağı günleri, bir kavga bir ayrışma sebebi, birbirimize asık suratla baktığımız d