CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı makamında kavga istemiyoruz. Oraya oturacak kişinin kavgadan yana tavır almasını da istemiyoruz. Geçmişte bir kavga yaşandı, onun faturasını hep beraber çektik. Devletin sigortasını attırmak için oraya çıkılmaz, devletin sigortası olmak için oraya çıkılır" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon programında, kızı Esra ile ilgili bir anısını anlattığı bölümü katılımcılara izlettirdi.

"Yandaş bir televizyon kanalında yapılan röportaj. Yağlama bölümü var" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle sürdürdü:

"Ama birşey var, diyor ki; 'Siyasi mücadelem içinde bir gün olsun kimse bana niye geç geldin diye sormadı' diyor. 'Gecenin birinde, ikisinde geliyoruz eve' diyor, '80 öncesinden söz ediyorum' diyor. 'O zaman çok zor, şimdiki gibi kolay değil' diyor. 'Büyük kızım Esra bir gece kapıya not yazmış, (Babacağım bir geceni de bize ayır).' 80 öncesinden söz ediyor. Büyük kızı Esra'nın doğum tarihi ne biliyor musunuz? 14 Ekim 1983. Doğmadan üç yıl önce, sıfır yaşında kapıya not yazmış. Eğer bir kişi çocuklarını yalana ortak ediyorsa, çocuklarının üzerinden kişisel kariyer oluşturuyorsa o ülkede o cumhurbaşkanı adayı olmaz. Utanır biraz. Eğer bir cumhurbaşkanı adayı, oğluyla rüşvet pazarlığı yapıyorsa, 'oğlum getirilen para az, söz verdikleri kadar getirecekler. O parayı alma, nasıl olsa kucağımıza oturacaklar' diyorsa, o bu ülkede cumhurbaşkanı adayı olmaz, olmamalı."

Bu seçimlerin, bu nedenle çok önemli olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "İşte bunun için sandığa gitmeliyiz. Bir yalancıya dersini vermek için gitmeliyiz. Bir diktatör heveslisine dersini vermek için gitmeliyiz" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "Halkı kandırana, açıkça gözlerinin içine baka baka yalan söylene, dersini vermek için. Uygar bir Türkiye, güzel bir Türkiye için, çocuklarımızın özgürce düşüncelerini ifade edebilecekleri bir Türkiye için sandığa gitmeliyiz. Bunu yaptığımız zaman vatandaşlık görevini yerine getirmiş olacağız. Madem ki bu ülkede yaşıyoruz, ülkemizi seviyoruz, huzur istiyoruz, cumhurbaşkanı adayının Türkiye'yi temsil etmesini istiyorsak, sandığa gidip oyumuzu kullanmalıyız" diye konuştu.

-"Sayın Gül'den yanıt bekliyorum"-

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan'ın zaman zaman şantajdan da söz ettiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir ara "Cumhurbaşkanı için de şantaj kasetleri var" dediğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Ben şunu bekledim; Sayın Abdullah Gül diyecek ki 'ne şantaj kaseti kardeşim, böyle birşey sözkonusu olamaz.' Şu ana kadar ses çıkmadı, şimdi soruyorum; Erdoğan'ın işine gelmediği için o bunlara yanıt vermez. Kol saatine yanıt vermediği gibi. Ne espri değil mi? Vatandaş soruyor, 'saatiniz kaç?' Önce jeton düşmüyor, saati söylüyor, sonra birden jeton düşüyor, 'sen nasıl bana saati sorarsın?' Şimdi bekliyorum, bu şantaj kaseti nedir? Sayın Abdullah Gül'den yanıt bekliyorum. Acaba bu kaset birilerinin elinde olduğu için mi tamamen sesini kesti, hiç konuşmuyor, Sayın Gül. Merak ediyorum. Yoksa ki ben şahsen böyle bir kaset olduğuna inanmıyorum, o zaman onu kullanan Recep Tayyip Erdoğan'a neden birşey söylemiyor? Çünkü o makam farklı bir makam, beni de 76 milyonu da temsil ediyor, o makamda oturan birisi şantajla korkutulamaz. Onun üzerine ben değil, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi gitmeli."

Cumhuriyetin değerlerine, parlamentoya, milletin iradesine sahip çıkmak istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bu nedenle sandığa gidilmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Biz katılımcılığın olduğu, saydam bir yönetimin olduğu, bütçenin nerelere harcandığının özgürce araştırıldığı, kişilerinin hesap vermeyi onurlu bir görev kabul ettiği bir rejimi savunuyoruz. Bunun için sandığa gideceğiz oyumuzu kullanacağız, kim için sayın Ekmeleddin İhsanoğlu için" dedi.

-"Neden Ekmeleddin Bey?"-

"Neden Ekmeleddin Bey?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, bunun birden fazla nedeni olduğunu dile getirdi.

İhsanoğlu'nun hiç bir partinin üyesi olmadığını ve tarafsız olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"İki; 'bilgili birisi olsun.' E profesör. Batı'da, Doğu'da bilinen bir insan. Bilim tarihi konusunda da dünyada ismi olan birisi. 'İyi bir yönetici olsun.' İyi bir yönetici. BM'den sonra, en büyük kuruluş olan İslam İşbirliği Örgütü'nde Genel Sekreterlik yapmış, 57 ülkeyi bir araya getirmiş. 'Efendim Ekmeleddin Bey fazla tanınmıyor.' Daha iyi ya, öbürünü herkes tanıyor. Kim olduğunu biliyor. 'Onun dünya çapında ünü varmış.' Vallahi dünya çapında ünü var. Hiçbir endişem yok. Malı götürme konusunda dünyada bir numara. 'Ben ihaleleri de yolları da takip edeceğim' diyor. Onun yolları nasıl bulduğunu, ihaleleri de nasıl takip ettiğini biliyoruz biz. Biz ihaleleri takip eden cumhurbaşkanı adayı istemiyoruz. Biz, halkını değil, cebini düşünen cumhurbaşkanı adayı istemiyoruz. Biz düzgün, namuslu cumhurbaşkanı adayı istiyoruz. Tarafsız olsun, herkesi kucaklasın. Oy versin, vermesin 76 milyonu kucaklayan cumhurbaşkanı adayı istiyoruz."

-"İhsanoğlu bir jest yapmış"

İhsanoğlu'nun dün bir jest yaparak, diğer cumhurbaşkanı adayları Erdoğan ve Demirtaş'ın hesaplarına biner lira para yatırdığını bildiren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın bu parayı iade ettiğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, "Tabii bin lira onun için para bile değil. Ekmeleddin Bey, Bilal'e soracaktı, 'kaç lirayı kabul eder' diye. O zaman görecekti, öyle bir parayı yatırmak mümkün değil" dedi.

Erdoğan'ın parayı "kibirden" iade ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, Müslümanlık ve İslamiyet'te kibir olmadığını söyledi.

"Kibirlenme padişahım senden büyük Allah var" diye güzel bir söz bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Kendini neyin üstünde görüyorsun sen? Sana kibir yakışıyor ama Ekmeleddin Bey'e yakışmıyor. Onda kibir yok, halkın adamı" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı makamında kavga istemediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Oraya oturacak kişinin kavgadan yana tavır almasını da istemiyoruz. Geçmişte bir kavga yaşandı, onun faturasını hep beraber çektik. Devletin sigortasını attırmak için oraya çıkılmaz, devletin sigortası olmak için oraya çıkılır. Oraya çıkacaksın, devletin sigortası olacaksın, herkes sana güvenecek" ifadesini kullandı.

-Irak, Suriye ve Filistin-

Irak'ta yaşananlara ve IŞİD'in yaptıklarına değinen Kılıçdaroğlu, "Bu cumhurbaşkanı adayı, IŞİD'e yalvarıyor, 'ne olursun bizim rehineleri serbest bırak', terör örgütüne yalvaran cumhurbaşkanı adayı istemiyoruz, Türkiye'nin itibarını bozuyorsun sen" açıklamasında bulundu.

Hükümetin, konsoloslukta kaç kişinin rehin alındığını da bilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Bir kişi daha çalışıyormuş orada, aile ısrarla söylüyor, 'benim eşimde orada' diyor, Dışişleri Bakanı, 'hayır orada değil' diyor. Fakat sonra öğreniyorlar ki oda orada. E ben bu adama 'çapsız' diyordum, nasıl demeyeyim şimdi? Dünyanın en çapsız Dışişleri Bakanı, kaç kişinin rehin alındığını bilmiyor. Kan gövdeyi götürüyor Suriye'de, Türkiye'nin itibarı zedeleniyor. Ortadoğu'da Erdoğan'ın sözü geçmiyor, Türkiye'nin de sözü geçmiyor. Filistin, Gazze'de gencecik çocuklar, küçük çocuklar, insanlar öldürülüyor, Erdoğan ne yapıyor? IŞİD'e yalvarıyor, 'İsrail bombalarsa ilişkilerimiz düzelmez' diyor."

Mavi Marmara olayının ardından Başbakanın 8 Eylül 2011'de "Gazze'ye yardım gemilerine Türk donanması eşlik edecek" şeklinde açıklaması olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, kendisinin de bunun üzerine "Eğer Türk donanması eşliğinde yardım gemilerini Gazze'ye göndereceksen, senin alnından öpeceğim" dediğini hatırlattı.

Kılıçdaroğlu "Tık yok. Ne gemiler ne donanma hiç birşey gitmedi. Çünkü içeride tafra yapmak istiyor. Halkı kandırmaya çalışıyor. Gönderdi mi? Gönderemedi. Yalan mı? Yine yalan söyledi" dedi.

Erdoğan'ın 23 Mart 2013'te "Nisan'da Gazze'ye gideceğim" şeklinde açıklama yaptığını da anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Nisan geliyor, tık yok gitmiyor. Onun üzerine 14 Nisan 2013'te bir açıklama yapıyor, 'tarih kesinleşti Mayıs sonu gibi Gazze'ye gideceğim.' Nisan'dan Mayıs'a attılar. 21 Nisan 2013'te John Kerry dedi ki 'sen Gazze'ye gidemezsin. Orada bitti. Ne donanma, ne Erdoğan kimse Gazze'ye gidemedi. Arkasından bir açıklama yapıyor; 'Kerry'nin demeci hiç şık değil, Haziran'da Gazze'ye gideceğim.' Ne zeman? 2013'te söylüyor. Şimdi 15 Temmuz 2014. Gazze'ye ne Nisan'da, ne Mayıs'ta ne Haziran'da gitti, sadece palavra attı. Şimdi bu kalkmış 'ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olacağım' diyor. Yav sen daha Gazze'ye bile gidemiyorsun, Ortadoğu'ya gidemiyorsun, kalkmışsın koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ne cumhurbaşkanı olacaksın."

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ise Filistin Kurtuluş Örgütü ile Hamas'ı bir araya getirerek tarafları barıştırdığını ve Filistin devletini her ortamda savunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Kudüs Nişanı'nı aldı. O Beyefendi hangi nişanı almıştı, biliyorsunuz" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında salondan "Filistin halkı yalnız değildir", şeklinde sloganlar atıldı.

-"Suriye'nin Rusya için ne önem taşıdığını bilmiyor, anlamıyor"-

Bir milyonun üzerinde Suriyeli'nin Türkiye'de olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'ta, Adana'da insanların Suriyeliler'e tepki vermeye başladıklarını söyledi.

Hiç kimsenin kendi ülkesini boşuna boşuna terk etmeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Eli kanlıdır, dedim. Bunun için dedim. Gidip namaz kılacaktı, Şam'da. 'Esad'ın iki tane koltuk değneği kaldı, o koltuk değnekleriyle anca yürüyor, yakında o gidecek' diyor. Ne oldu? Gidemedi, gitmedi. Çünkü dünya dengelerini iyi okuyamıyor, Suriye'nin Rusya için ne önem taşıdığını bilmiyor, anlamıyor. 'Ben söylerim gider, ben söylerim yapar.' Yok öyle birşey. Dış politika öyle değil. Suriye konusunda da geldi Türkiye'nin başına bela açtı. 1,5 milyon insan. Ankara'da gidin, küçücük çocuklar dileniyorlar. Sorumlusu kim? Cumhurbaşkanı adayı. Yazık günah değil mi o insanlara? Şimdi sandığa gidip oy kullanacak, değerli yurttaşlarımız. Suriye'yi düşünün, Kahramanmaraş'ı, Adana'yı, Şanlıurfa'yı, Gaziantep'i, Hatay'ı düşünün ve oyunuzu öyle kullanın. Eğer bunu yapabilirsek Türkiye'de önemli bir çizgiyi aşmış olacağız. Türkiye'yi aydınlık geleceğe hep birlikte taşımış olacağız. Eğer İhsanoğlu kazanırsa, hukukun üstünlüğü kazanacak, parlamenter sistemimiz kazanacak, Ortadoğu kazanacak. İhsanoğlu kazanırsa AB, uygar dünya kazanacak, Türkiye kazanacak, biz kazanacağız. Özgür, güzel bir ülkeyi hep beraber kuracağız."

Kılıçdaroğlu, salondan ayrılışı sırasında Bingöl'den babası ile gelen dört yaşındaki Esma Nur isimli bir çocuğu sevdi. Çocuğun sağlık sorunları olduğunu öğrenen Kılıçdaroğlu, sorunla ilgileneceğini belirtti.

- Ankara

Kaynak: AA / Politika