TÜM KATEGORİLER
CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Seçim Sürecinde Çıkan Kasetler Seçmen Davranışını Değiştirmiyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart seçimleri öncesinde kamuoyunda tartışılan yolsuzluk ve rüşvete ilişkin telefon görüşmesi kasetlerinin toplum tarafından çok fazla itibar edilmemesi ve bunun seçim sonuçlarına yansımamasını, "Seçim sürecinde ortaya çıkan kasetler çok fazla ilgi görmüyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Mart seçimleri öncesinde kamuoyunda tartışılan yolsuzluk ve rüşvete ilişkin telefon görüşmesi kasetlerinin toplum tarafından çok fazla itibar edilmemesi ve bunun seçim sonuçlarına yansımamasını, "Seçim sürecinde ortaya çıkan kasetler çok fazla ilgi görmüyor. Nedeni de bunun "seçim propagandası olduğu yönünde' bir algı var toplumda. Seçmen davranışını değiştirmiyor. Daha önceden seçim olmadan veya seçimler yaklaşmadan bu olay gündeme gelseydi, bu konunu toplumda daha fazla tartışılmasına ve içselleştirilmesine imkan sağlamış olurduk" diye konuştu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu CNN Türk'te yayımlanan televizyon programında kadın gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, kadınların seçimlerde daha az gösterilmesine ilişkin olarak sorulan bir soruya, "Geçen ay Ankara'da bir toplantı yaptık, 81 ilimizdeki kadın kolları merkez yönetim kurulu üyelerini davet ettik. Onlara 2015 seçimlerini kadın ağırlıklı olarak yapacağımızı söyledi. Kadınları mutlaka evlere girmelerini de ifade ettik" diye konuştu.
-"İŞADAMLARI BAĞIŞTA BULUNMAYA KORKUYOR TABİ"-
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine eşit koşullarda gidildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Eşit koşullarda bir seçime gidersiniz, demokratik olur ve herkes saygı duyar. Eşitsiz koşullarda girerseniz kimse kusura bakmasın, kimse saygı duymaz. Bunun kabahati 2 yere ati. Biri siyasi iktidar, diğeri Anayasa Mahkemesi'dir. Siyasal iktidar tasarıyı hazırladı getirdi, biz bunun eşitsizlik doğuracağını düşündüğümüz için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduk. Ama Anayasa Mahkemesi aldı onayladı. "Hayır eşitsizlik yaratmaz' dedi. Şimdi bütün dünya AGİT geliyor işte bunun çok eşitsiz bir seçim olduğunu söylüyorlar. Anayasa Mahkemesi burada sağ olsun, "Başbakan'ın istifa etmesine gerek yok, Başbakan olarak seçime girebilir' dedi" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı adaylarına yapılan bağışlarda işadamlarından kendilerine "size bağışta bulunamam bulunursam eğer takibe alınırım" yönünde ifadelerle karşılaşıp karşılaşmadıklarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "İşadamları şimdi gerçekçi olmak lazım korkuyorlar tabi. Hangi işadamı çıkıp da "hayır ben korkmuyorum' diyebilir. İktidarın baskısı var. Sanıyorlar ki normal demokratik bir sistem içerisinde biz seçimlere gidiyoruz. Hayır efendim bir diktatörün baskısı altında seçimlere gidiyoruz. Bu açık, yani bunu niye gizliyoruz, niye açık konuşmuyoruz? Her türlü baskı yapılıyor. Medya üzerinde baskı var, gazeteciler üzerinde baskı var. STK'lar üzerinde baskı var, iş dünyasında baskı var" diye konuştu.
-"İMAN YOKTUR"-
Kılıçdaroğlu, 11 Ağustos'ta alınan sonucun kendilerini memnun etmemesi halinde kendilerinin "elimizden geleni yaptık" diyebileceğini belirtti. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Türkiye'nin her yerinde tanındığını belirten Kılıçdaroğlu, "Sonuçta Ekmel Bey bilinen tanınan bir isim. Türkiye'de entelektüel kesim Ekmel Bey'i tanıyordu, biliyordu. Geniş halk kitleleri Ekmel Bey'i tanıyamıyordu, o da bu süreç içerisinde gerçekleşti" diye konuştu.
"Çalıyor ama iş yapıyor" kültürünün kendi kültürlerinde olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Sevgili peygamberimizin güzel bir lafı var, "yalanla iman bir arada olamaz.' Yalan var, ben iman olduğuna inanmıyorum, bu kadar yalan söyleyen birisinde kesin iman yoktur" sözleriyle eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, yolsuzluklar ve ahlak erozyonu konusunda bütün AK Partilileri suçlamadığını belirterek, "Şuan parlamento bile görev yapan AK Parti milletvekillerini bile son derece sağ duyulu, olayları gözleyen ama bunan dolayı vicdan azabı duyan ben çok kişi biliyorum. Milletvekili biliyorum, zaman zaman özel sohbetlerde bunlar aktarılıyor zaten. Vatandaşların da "hepsi böyledir' demek doğru değil" ifadelerini kullandı.
Kendisinin AK Parti'nin oylarının dindarlık nedeniyle alınmadığını düşündüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, "Çünkü böyle bir dindarlık yok. Benim öğrendiğim din böyle değil. Dindar adam yalan söylemez. Dindar adam hırsızlık yapmaz. Dindar adam toplumu kandırmaz, ben böyle biliyorum bana böyle öğretildi" diye konuştu.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu da sadece dini nedenlerle değil, tarafsız olması, ahlaksız olması, uluslararası saygınlığı nedeniyle aday gösterdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Ortadoğu'da bir savaş yaşanıyor zaten, Ortadoğu bataklığını hepimiz biliyoruz zaten. Ortadoğu'da ağırlığı olan birisinin cumhurbaşkanı olması Türkiye'ye yeniden güven ve itibar kazandırmak adına çok önemliydi, Ekmeleddin Bey o nedenle Ortadoğu'da kaybolan itibarımızı yeniden sağlayabilir" dedi.
-"KASETLER SEÇİM SÜRECİNDE SEÇMEN DAVRANIŞINI DEĞİŞTİRMİYOR"-
30 Mart seçimleri öncesinde kamuoyunda tartışılan yolsuzluk ve rüşvete ilişkin telefon görüşmesi kasetlerinin toplum tarafından çok fazla itibar edilmemesi ve bunun seçim sonuçlarına yansımamasının gerekçelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, " Türkiye'de hızlı bir gettolaşma var. Herkes kendi kanlını, kendi liderini izliyor. Karşı taraf ne söylüyor bunu pek dinlemek istemiyor. Türkiye ruhen ayrıştı. Bu ayrışmanın sebebi Recep Tayyip Erdoğan. Bu ayrışan toplum gelecek açısından sorunlu bir toplum oluyor. Biz o kadar ayrıştık ki birbirimizi dinlemeye bile tahammül edemiyoruz. Türkiye ilk kez bu kadar ruhen ayrışıyor. Bir anlamda kendi kapalı dünyası içinde kendisini yaşıyor. Kitlenin sorgulama gücü kaybolmuşsa ve sadece liderin dediğini doğru kabul edip, onun dışındakilerin tümünü yanlış kabul ediyorsa sizin oraya nüfus edebilme gücünüz zor oluyor. Şimdi çıkıyor Erdoğan bir şey söylüyor, kendi kitlesi onu yüzde yüz doğru kabul ediyor. Oysa insanların en büyük özelliği sorgulama yeteneklerinin olmasıdır. Sorgulama yeteneği olmazsa toplumu ileri taşımanız imkansızdır" şeklinde konuştu.
Seçim sürecinde ortaya çıkan kasetlerin çok fazla ilgi görmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Nedeni de bunun "seçim propagandası olduğu yönünde' bir algı var toplumda. Seçmen davranışını değiştirmiyor. Daha önceden seçim olmadan veya seçimler yaklaşmadan bu olay gündeme gelseydi, bu konunu toplumda daha fazla tartışılmasına ve içselleştirilmesine imkan sağlamış olurduk ama bunlar olmadı. Arka arkaya 50 tan 100 tane sayılarını da bilmiyorum bisürü kasetler şunlar bunlar ifade edildi. Adalet ve Kalkınma partisi 2 milyonun üzerinden oy kaybetti. Bu da az buz bir mesele değil. Bunu biz çok düşük gördük ama böyle de bir olay var" şeklinde konuştu.
-"ÜNİVERSİTELER MEDRESELERE DÖNDÜ"-
Ahlak ve erdem konusunda ilahiyatçıların ve Diyanet İşleri Başkanı'nın konuşması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Sorgulayıcı bir eğitim vermiyoruz, üniversiteler de medreselere döndü. Koskoca Türkiye eğitimde İran'ın gerisinde kaldı. Bu durum benim içimi burkuyor" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu seçim güvenliği konusunda endişeli olduklarını belirterek, 18 milyon fazladan oy pusulası basılmasıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, "Ben anlamakta zorlanıyorum zaten. Biz bu soruyu soruyoruz zaten YSK'ya da yüksek sesle de dillendiriyoruz. Olur da bir miktar fazla basabilirsiniz. Rakamlar o kadar büyük ki hangi gerekçeyle bastırdıklarını bilmiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
AGİT gözlemcileriyle yaptığı görüşmeye ilişkin de bilgi veren Kılıçdaroğlu, kendi düşünce ve görüşlerini açıkladıklarını AGİT gözlemcilerinin ise kendilerine görüşlerini ifade etmediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, kendilerinin seçimlerin eşit şartlarda gerçekleşmediğini gözlemcilere aktardıklarını, gözlemcilerin YSK'yla ve Anayasa Mahkemesi de dahil olmak üzere çeşitli çevrelerle görüşmelerinin olduğunu belirtti.
-"FÜHRER'E DOĞRU"-
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın TRT'nin seçim döneminde yaptığı yayınlara ilişkin olarak söylediği, "Tabiyi ki Başbakan'a daha fazla yer vereceğiz. Sonuçta o Başbakan diğerleri kim ki?" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "buna ne cavap verilir. Bunu söylerken acaba ağlayarak mı söyledi, gülerek mi söyledi? Çünkü ağlamaktan sorumlu bakan bu. TRT dediğimiz kurum tarafsız olması gerekir. İnsaf dediğimiz bir şey var. Geçen bir mitingde konuşuyorum bir kanal vermiş. Erdoğan konuşmuş 15 kanal vermiş. TRT bildiğimiz bağımsız bir kanal değil ki. İktidarın borazanı. Özel bir kanal iktidarın borazanı olsa kızamayız da eleştiremeyiz de. Sonuçta adam diyecek ki "ben kendi paramla yapıyorum.' Ama TRT benden aldığı vergiyle benim aleyhimde çalışıyor. 15 saat ayırıyor Recep Tayyip Erdoğan'a, CHP'ye 12 dakika arıyor. HDP'ye de 4 dakika mı, 2 dakika mı ne ayırıyor. Efendim neymiş, "Bizim söylediklerimiz haber değilmiş de, Erdoğan'ın söyledikleri habermiş' böyle bir saçmalık ilk kez görüyorum. Hayatımda duyduğum en büyük saçmalık" dedi.
TRT Genel Müdürü ile Cumhurbaşkanı Adayı Selahattin Demirtaş arasında geçtiği iddia edilen görüşmeye tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Bu konuda görev yapması gereken savcılar var. Hangi savcı? "Savcılar niye harekete geçmiyor' dediği zaman ertesi gün 10 tane savcı harekete geçiyor. Buna ne diyoruz biz? 1940'ların Almanya'sında "Führer'e doğru' diye bir kavram vardı. Führer bir şey söyler ertesi gün ertesi bürokratlar yerine getirir. Führer bir şey söyler, milletvekilleri kanun teklifi verir. Aynı 1940'ların Almanya'sı, ne fark ediyor?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, STK'ları da TRT'nin yayınları konusunda bir girişimde bulunması gerektiğini kaydetti.
-AK PARTİLİ SOYLU'YA: "DÖNEKLERİN FARKLI ÖZELLİĞİ VARDIR KRALDAN ÇOK KRALCI OLURLAR"-
Kılıçdaroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun "Bahçeli, MHP'yi CHP'ye metres yaptı" sözlerini, "Bunu söyleyen kim? Nereden geldi oraya? Kendisine bir baksın bakalım, nereden geldi oraya? Eskiden AKP'limiydi? Nereden geldi oraya. Döneklerin farklı özelliği vardır kraldan çok kralcı olurlar. MHP Türkiye'nin köklü partilerinden birisidir. CHP ondan eski ve köklü bir partisidir. Bu beyefendi siyasete ne zaman girdi? Üslupsa bu tür üsluplar rahatsız edicidir" dedi.
Kılıçdaroğlu bu dönemleri kaleme aldığı bir kitap yazması halinde kitabın ismini, "Nasıl Aydınlığa Ulaşırız" koyacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu ayrıca, cumhurbaşkanı adaylarının aynı televizyon programına katılması gerektiğini belirtirken, "3 lidere çağrı yapsın. Koltuklarını ayırsın, gelenler otursun. Gelmeyenin koltuğunu da onun fotoğrafını koysun altına da yazsın "cesaret edemediği için gelmedi' niye olmasın. Otursun konuşsun. 12 yıldır ülkeyi yönetiyor, devletin bütün sırlarına vakıf. Kaldı ki sorulacak sorular da devleti sırlarıyla ilgili olmayacak yani" ifadelerini kullandı.
