'Bölünme Tehlikesi' Sorusuna Ne Dedi?

* Yeni şeyler söyleyen CHP son olarak dünkü hükümet BDP görüşmesi ile devam eden süreci nasıl değerlendiriyor?

- Aslında Türkiye o coğrafyada ciddi bir sıkıntıda yani sürekli ertelenmiştir. Ertelene ertelene bu ahle gelmiş. BDP ile olan bu görüşmeler sadece bugünün görüşmesi değildir. Aynı zamanda sayın başbakanın ve cumhurbaşkanının kendilerinin de itirafı Abdullah Öcalan'la da görüşmelerin devam ettiği.. Şimdi doğrusu kim kimle görüşüyor ne görüşüyor bunun şeyi içerisinde değilim ama bu bölgede huzurun sağlanabilmesi için; Türkiye'nin geleceği için, kardeşliğin, sevgi ortamının oluşabilmesi mutlaka bir şeylerin yapılması gerekiyor. İnşallah bu görüşmeler bir sonuç verir diye düşünüyorum çünkü sürekli pazarlıklar da Türkiye için bir sıkıntıdır. Kısmen basına yansıyan, kısmen bilinmeyen bu pazarlıkların ötesinde Türkiye'de herkesin rahat edeceği bir ortamın sağlanması gerekiyor.

* CHP'nin kırmızı ve yeşil çizgileri belli oldu mu?

- Aslında tabii bir önceki anayasa tartışmasında da CHP'ye haksızlık yapılıyor. İktidar partisi, gerçekten bütün siyasal partilerin ortak düşüncesini oluşturabilecek bir anayasa taslağı ya da arayışı içinde değildir. İkisini birbirinden ayırmamız lazım. Bir önceki referandumda oyladığımız anayasa taslağı toplumun demokrasisi ya da özgürlüklerin önü açılsın diye değil sadece ve sadece AKP kendisini garantiye aldı. Şimdi yeni bir anayasa taslağı.. Zaten sayın başbakan da uzun süre söyledi, referandum döneminde de söylüyordu "Bu anayasa yetmiyor, yeni bir anayasa" diye.. E o zaman bu anayasa yetniyorsa altı ay sonra yıkacağınız bir binanın tamiratını, tadilatını trilyonluk paralarla niye yapıyorsunuz? Şimdi yeni bir anayasa.. CHP olarak biz uzun süredir gerçekten Türkiye ölçeğine uygun bir anayasanın yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Benim kişisel düşüncemi sorarsanız CHP Kürt sorunu konusunda bedel ödemiş bir siyasi partidir. 89 yılında biliyorsunuz son derece bugünün koşullarını da değerlendirebilecek ve bugünkü sorunların yaşanmaması için çok ciddi rapor vardı. Ama raporun bedelini ödedi. Bütün merkez sağdaki siyasi partiler ve sayın başbakanımızın, cumhurbaşkanımızın o zaman geldiği gelenekte, sayın cumhurbaşkanımız o zaman bir partinin yetkili organlarındaydı,raporu şiddetle eleştiriyorlardı. Yani neredeyse sayın Erdal İnönü'yü bu ülkede bir bölücü noktasına getirdiler. Gerilere gitmek istemiyorum ama önümüzdeki süreçte bu sorunu çözebilecek, gerçekten huzuru getirebilecek, bir tek insanın burnunun kanamayacağı şekilde sorunlar çözülecekse bunların hepsi tartışılacaktır. Yani Kürt diliyle ilgili olarak kırmızı çizgi koyarak sorunu çözemeyiz. İKtidarın bu konuda ne getireceğini bilemiyoruz. Keşke bir yılı boşuna harcamamış olsaydı iktidar. İşte bir paket çıkacaktı, paketimiz var, paketin içinde ne olup olmadığını toplumda kimse bilmiyordu, siyasi partiler bilmiyordu. İnanıyorum ki biraz daha şeffaf tartışılırsa Türk toplumu bu konuda çok hoşgörülüdür, sorunun çözülmesini istiyor.

* Kamuoyu tepkilerini çok fazla dikkate alarak siyaset üretme alışkanlığı var. Türkiye bu zamanı geride bıraktı mı sizce?

- Tamamen geride bırakmış değil. Kısmen hala nasıl reye dönüştürebilirim, nasıl oya dönüştürebilirim.. Halbuki Türkiye'nin geleceği reylerden daha önemlidir. Geçmişte bu hatalar yapıldı. İnanıyorum ki şimdi o hatalar yapılmayacaktır. Bu sorun ya bugün çözülecek ya da yarın çok geç olur.

Biliyorsunuz bu paketten önce ilk fişeği sayın cumhurbaşkanımız attı. "Bu tarihi bir fırsattır. Bu sorunun mutlaka çözülmesi lazım" diye. Daha sonra çeşitli olumsuzluklar oldu. Bu olumsuzluklardan dolayı sayın cumhurbaşkanını gerçekten merak ediyorum yani ne oldu, kimler engelliyor? Bir ülkenin cumhurbaşkanının "Bu tarihi bir fırsattır, değerlendirelim, çözelim" dediği noktada bazı şeylerin sekteye uğraması,çözülmemesinde herhalde sayın cumhurbaşkanının da bir etkisi vardır. Şu andaki dönem de inşallah aynı akıbete uğramaz. Bazı şeylerin Türkiye'de tartışılması gerekiyor.. Tabuları yıkacağız. Sayın genel başkanımız da böyle düşünüyor. Herkesin konuşiması gerekiyor, tartışması gerekiyor. Her talebe karşılık verilecek diye bir kaide yok ama hiçbir şey konuşturmazsanız sorunu başka mecralara taşırsınız. O başka mecralarda da işte bu sıkıntılar çıkıyor.

Benim iktidardan talebim gerçekten şeffaf bir ortamda konşsunlar. Yani toplumun her kesimi bir konuşsun.. Aydını, üniversiteleri, bilim adamları.. Bunu gizleyerek, saklayarak yapamazsınız.. Edirne'den Ardahan'a herkesin isteği bu sorunun ortadan kalkmasıdır. Bu sorun yoksulluk, işsizlik, sefalet, acı yaratıyor. Bu acıyı ortadan kaldırmak için CHP olarak üstümüze düşen bir görev varsa yerine getiririz.

* Sayın Kılıçdaroğlu Almanya'da "Laiklik tehlikededir diyemem" dedi. Sizin şahsi görüşünüzü merak ediyorum..

- Türkiye'de biz çok enteresan bir sistem içinde büyüdük. Polis gelecek diye, jandarma korkusuyla, komünizm gelecek, şeriat gelecek, bölüneceğiz diye büyütüldük. Aslında Türkiye bunların hepsini aşmış. Kişisel olarak benim düşüncem. Şeriata şu anda en çok AKP hükümeti karşı çıkar. Ne kadar zenginleştiler biliyor musunuz? Zenginliğin olduğu yerde sistem değişimi olmaz. Yoksulun, sefaletin talebi olur. Ama şunu söyleyeyim bu iktidarın yaratmış olduğu korkular da ortadan kalkmış değldir. Nedir bu korkular? İnsanların sosyal yaşamlarıyla ilgili.. Bakın İstanbul kültür başkenti.. Son galeri olayı bu işin sembolik boyutudur ama İstanbul'un 6 milyonu sosyal yaşamın sıfır olduğu bölgelerde.. Böyle bir anlayış olabilir mi? Yani o bölgede sinema, kültür merkezi yoksa, gençlerin kendilerini ifade edebileceği alanlar yoksa.. Yani kimin içip içmeyeceğine iktidarlar, belediyeler mi karar verecek? Bu bizi şeriata götürecekler anlamı taşımaz, ama bu baskılar başka bir şey yaratır. Eğer bu baskıların önüne geçilemezse getolaşmalardan kaynaklı zorunlu göçler, işsizliğin yoksulluğun da yaratmış olduğu zorunlarla birlikte oralarda çok ciddi sorunlar olur. Yani iktidarların insanlara sosyal yaşam konusunda öncülük etmesi lazım. tam tersine sosyla yaşamda çok ciddi bir kırılma var. İnanıyorum ki iktidar herhalde bunu gözden geçirecektir.

* "Türkiye'de şu anda bölünme tehlikesi yoktur" diyebilir miyiz?

En çok Kürtlerin karşı çıkması lazım bölünme konusunda ki ben kesinlikle öyle bir tereddüt görmüyorum.

Haberler