Bilecik'te "Tarih ve Kültür Sohbetleri"

Sakarya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu, "Akif, milli marşı yazmadan önce zaten birinci sınıf bir şairdi. Milli marşımızı Akif'in yazması, Allah'ın bizim milletimize bir başka açıdan lütfudur" dedi.

Daşçıoğlu, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Salonu'nda düzenlenen "Tarih ve Kültür Sohbetleri" etkinliğinde "Akif ve İstiklal Marşı" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Mehmet Akif Ersoy'un milli marşı yazmasının özel bir önem taşıdığını söyledi.

Millet kavramını, Türk milletinin felsefeden öğrenmediğini, bizzat yaşayarak, ateşten mücadeleler içerisinde 20. yüzyılın başında anlaşıldığını ve anlamlandırmaya çalışıldığını anlatan Daşcıoğlu, şöyle konuştu:

"20. yüzyılın, özellikle 1910-1923 yılları arasındaki süreç, bizi milletleştiren bir süreç olmuştur. Tam burada Akif, milli marş gibi kavramları bir değer kazanıyor. Neden?, bu bizim yaşadığımız tecrübe, değişik şekillerde diğer uluslar içinde geçerlidir. 19. yüzyıl bir uluslaşma süreci. Ama biz farklı bir macerayı da yaşadık. Nasıl?, içinde birçok etnik, din, dini grupların barındığı bir devlet yapısından onu kaybederek ve varlık mücadelesi vererek geçiyoruz. Dolayısıyla, bize bu milletleşme sürecinin işaretleri yada markaları olan milli marş gibi kavramlar diğer uluslardan daha farklı bir önem taşıyor bizde. Birçok ulusun milli marşına bakarsak, vatanın güzelliği, değeri, bu vatan üzerinde yaşayan ulusun kahramanlığı gibi temalar işlenir. Mehmet Akif Ersoy, büyük şair oluşunu İstiklal Marşı'nı yazmadan çok önce zaten ispatlamıştı. Çanakkale savaşının Akif tarafından şiirleştirilmesi ise, bir bakıma bütün bu uluslaşma süreçlerinde başka toplumlarda gördüğümüz MİT oluşturma işlevini doğrudan doğruya yaşanan hayattan alan bir eylem olmuştur. Bu bakımdan Çanakkale savaşlarının kendisi bir değer taşıyor, Akif'in yazdığı şiirin bunu destanlaştırması ayrı bir değer taşıyor, bizim millet oluşumuza yaptığı katkı bakımından. Akif, milli marşı yazmadan önce zaten birinci sınıf bir şairdi. Milli marşımızı Akif'in yazması Allah'ın bizim milletimize bir başka açıdan lütfudur."

"Milletin omzuna başını koyup ağlayabileceği bir portre"

Mehmet Akif Ersoy'un 1936 yılından bugüne kadar herkes çocuklarına her açıdan örnek gösterebileceği bir karakter taşıdığını ifade eden Daşcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bizim edebiyatımızda az görülecek örneklerden birisidir, Akif. Hem iyi bir şairdir hem de sosyal örnek olabilecek bir karakter yapısına sahiptir. Akif, milli marşı yazdığı için, resmi olarak devlet tarafından propagandası yapıldığı için, millet tarafından sevilen bir adam değil, bunun çok üstünde. Ölümünden sonra her yıl çok sayıda anma törenlerinin yapıldığı neredeyse yegane adamdır. Bunun anlamı, Akif adeta bu milletin hem cenaze sahibi hem cenazenin ağlayıcısı oluyor şiirleriyle. Yani milletin omzuna başını koyup ağlayabileceği bir portre. Bu bakımdan sahip çıkılıyor. İstiklal Marşı'na kendi başına bakıldığında, bu milletin değerlerin, ruhun, bir tür tecessüm ettirdiği nokta. Bizim, milletleşme sürecimizin bir anahtarı haline geliyor. Hem tarihten hem düşünceden hem ahlaktan hem de dinden birçok noktadan gelen figürler İstiklal Marşı'nda birleşiyor."

Konuşmanın ardından Vali Ahmet Hamdi Nayir, Daşcıoğlu'na üzerinde Şeyh Edebali Üniversitesi'nin amblemi bulunan tabak hediye etti.

Programa, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Azmi Özcan, Vali Yardımcısı Süleyman Deniz ve Mustafa Güney, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru, Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Refik Arıkan, öğretim üyeleri ve üniversite ile Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencileri ile vatandaşlar katıldı. - Bilecik

Sakarya Üniversitesi Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Bilecik Yerel Haberler