TÜM KATEGORİLER
Bakan Çelik(2/son): Toplumsal Talebin Dışında Siyaset Şekillendirme Dönemi Bitti
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesinden "siyaset dışı" diye bir kavram kalmadığını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesinden "siyaset dışı" diye bir kavram kalmadığını söyledi. Toplumsal talebin dışında siyaseti şekillendirme döneminin bittiğini belirten Bakan Çelik, "Siyasi partilerin dava partisi olma adına, siyasi cemaat gibi davrandığı ya da kitle partisi olma adına siyasi şirket gibi davrandığı dönemler oldu. Siyasi partiler artık, doğrudan gerçek siyasi parti olma sınavı ile karşı karşıyalar" dedi.
Çelik muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu, Gazze konusundaki açıklamalarında tutarsız davranmakla suçladı.
Özne olanın halk olduğunu belirten Bakan Çelik, "Özne olan halktır. Artık halkın nesne olduğu yâda vekilleri vasıtasıyla yarıda gibi olduğu süreç sona ermiştir. Dolayısıyla halkın iradesi, sokağın talebi dışında siyasi denklem Türkiye'de işlemeyecektir" dedi.
Demokrat Partinin iktidara gelmesinin tek partili dönemin bitmesi açısından önemli olduğunu belirten Çelik, "AK Partinin iktidara geldiği dönem toplumun siyasetten koptuğu bir dönemdi. Toplumsal merkez ile siyasi merkez arasındaki tüm ilişkinin, tüm organik bağların koptuğu bir dönem. AK Partinin gelme süreci toplumsal merkezin o kendinden kopmuş siyasi merkezi tavsiye etmesi, yeni bir siyasi merkez oluşturma iradesi ile gerçekleşti. Bizim tarihimizde, halkın devlet yönetmede özneleşme süreci, zayıftan güçlüye doğru, meşrutiyet dönemi, çok partili hayata geçiş, AK Partinin kurulması ve iktidara gelmesi, Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi dört aşama olarak tanımlıyorum" dedi.
-"CUMHURBAŞKANI SİYASET DIŞI" TARTIŞMALARI-
Cumhurbaşkanı halk tarafından doğrudan seçileceği zaman çıkıp halka bir şeyler söyleyeceğini belirten Bakan Çelik açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Halkın doğrudan Cumhurbaşkanını seçmesi demek halkın taleplerine göre cumhurbaşkanlığı makamının şekillenmesi demek. Doğrudan bir siyasi temsil toplumsal talep ilişkisidir. Yani toplum talep edecek, cumhurbaşkanlığı makamı da bunu bir siyasi temsile dönüştürecek. Türkiye'de bazı genel geçer kavramlar vardır. Denilir ki Cumhurbaşkanı siyaset dışıdır. İnsan denen varlık siyaset dışı olamaz. Her şey siyasetin içindedir. Bu siyasetten ne anladığınıza bağlıdır. Eğer toplumsal talep varsa, biz toplumun şekillendirdiği taleplerle yaşıyorsak, seçim yoluyla bir sürecin içinde yer alan bir kimse muhakkak toplumsal taleplere duyarlı olmak zorundadır.
-"LİTERATÜRDE OLMAMASI GEREKEN BİR KAVRAM"-
Cumhurbaşkanının siyaset dışından olması kastedilen, partiler olmasından bahsediliyordu. Siyaset dışı kavramı tamamen geçersiz içi boş, sık kullanılan ama hiçbir ifade etmeyen, literatürde olmaması gereken bir kavram. Partiler üstü kavramında da şu var kimlikler arasında, toplumsal hayat tercihleri arasında, geçmişteki cumhurbaşkanlarının pek çoğu taraf oldu. Toplumun talepleri karşısında taraf oldular. AK Parti 2002'de iktidara gelmesinden sonra bunların hepsi değişti, siyaset dışı diye bir kavram kalmadı. Toplumsal talebin dışında siyaset şekillendirme dönemi bitti. Siyasi partilerin dava partisi olma adına, siyasi cemaat gibi davrandığı ya da kitle partisi olma adına siyasi şirket gibi davrandığı dönemlerdi. Siyasi partiler artık, doğrudan gerçek siyasi parti olma sınavı ile karşı karşıyalar.
-KİMLİK VE CEMAAT PARTİLERİ-
Bir kısmı siyasi cemaat gibi davranıyordu, bir ben dava partisiyim diyor, sadece bir kimliğin politikasını güdüyor halka hitap etmiyor sadece o kimliğin halkalarını savunuyor o kimlik üzerinden kendisine bir siyasi cemaat kuruyor. Orada bir siyasi fikir var toplumsal taleplerle doğru bir ilişki kuramıyor. Bir kısmı da Sovyetler Birliğinin çökmesinden sonra yaygınlaşan bir kavram, siyasette ideoloji öldü fikir öldü kavramı çerçevesinde, hiçbir fikre sahip olmayan sadece siyasi bir şirket gibi organize olmuş rant dağıta esasına göre örgütlenmiş toplum karşısına bir imajla çıkan partiler söz konusuydu. Bunun İkisini de tasfiye etti. Halk 2002'de Cumhurbaşkanlığı kavramı o eski Türkiye içerisinde o bahsettiğim siyaseti aşağılayan, siyaset dışılığı yücelten bir kavram olarak ortaya çıktı."
