Arınç, Azınlık Vakıflarının İftarına Katıldı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Siyasi ve Hukuki Tahrik Sebebiyle Azınlık Statüsü Tanınmış Olabilir, Farklı İnanç Mensupları Olduğumuz İçin Ruhani Liderler Sizleri Temsil Ediyor da Olabilir, Etnik Kökenlerimiz de Farklı Olabilir, Ama Biz Bu Ülkede Yüzyıllardır Birlikte Yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Vatandaşları Olarak Bulunan, Aynı Tarihin, Aynı Kültürün Mensupları, Evlatları Olarak Yaşıyoruz. Biz Birlikte Türkiye'yiz' Dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Siyasi ve hukuki tahrik sebebiyle azınlık statüsü tanınmış olabilir, farklı inanç mensupları olduğumuz için ruhani liderler sizleri temsil ediyor da olabilir, etnik kökenlerimiz de farklı olabilir, ama biz bu ülkede yüzyıllardır birlikte yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak bulunan, aynı tarihin, aynı kültürün mensupları, evlatları olarak yaşıyoruz. Biz birlikte Türkiye'yiz'' dedi.
Türkiye genelindeki 161 azınlık vakfının Esma Sultan Yalısı'nda verdiği iftar yemeğine katılan Arınç, burada yaptığı konuşmada, cemaat vakıflarının bir ramazan akşamında kendilerini bir iftar sofrasına davet ettiğini belirterek, bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ramazanın oruç ayı olduğunu, orucun hem Müslümanlar için hem de semavi din mensupları için bir ibadet olduğunu kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
''Biraz önce farklı inanç mensupları olan arkadaşlarıma da sordum, onlar da senenin bazı zamanlarında oruca çok benzeyen ve ibadet amacıyla tutulan oruçlardan bahsettiler. Şaşırmadım, çünkü hepimiz aynı Allah'a inanıyoruz, inançlarımız, ibadetlerimiz elbette birbirine benzeyecek. Ama bizler için, Müslümanlar için bu ramazan ayı sonunda bayram olduğundan, onu hak eden insanlar için çok önemli. Ramazanı özlemle bekliyoruz. Herkesin yüzü gülüyor. Fakirler daha çok hatırlanıyor, yoksullara daha çok sevgi gösteriliyor, komşuluklar ve arkadaşlıklar daha da pekişiyor, insanlar iftar sofralarında hem akraba hem komşularını konuk ediyorlar. Çoğu zaman kurumlar, kuruluşlar, meslek kuruluşları toplu iftarlarda pek çok insanı bir araya getiriyorlar.
Ramazan günleri bizde daha çok hoşgörünün, sabrın, müsamahanın, barışın, kardeşliğin, sulh ve sükunun hakim olduğu günlerdir. Bu yüzden ramazan hepimizindir. Hepimizin ramazanını tebrik ediyorum.''
-''HEDEF İNSANDIR''-
Arınç, temsilcilerin cemaat vakıflarının içinde bulunduğu durumu ve taleplerini dile getirdiklerini ifade ederek, yemekte çok önemli konuklar ve ev sahipleri olduğunu, bunları herkesin bildiğini, temsilleri, cemaatleri ve inanç mensuplarının gösterdikleri saygıyla bunların çok iyi tanındığını söyledi.
Patrik Bartholomeos'un davetiyle Türkiye'ye gelen Amerika Başpiskoposu Dimitrios'un da iftar yemeğinde bulunduğunu anımsatan Arınç, Dimitrios'a ''Hoş geldiniz'' dedi.
Dinlerde Allah'a, peygamberlere inancın olduğunu, bütün dinlerin ortak hedefinin, eşrefi mahlukat olan insanın daha mükemmel yaşayabilmesi, huzur bulabilmesi, tanrısını tanıyabilmesi, insanlarla dostluk ve arkadaşlık kurabilmesi ve mutluluğu birlikte paylaşabilmesi olduğunu anlatan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hedef insandır. İnsana odaklı bir inanç manzumesi içerisindeyiz. Hepimizi Allah'ın yarattığı insanlar olarak görmek, birbirimizi kabullenmek, birbirimize saygı göstermek ve birbirimizle bütünleşmek mecburiyetindeyiz. Siyasi ve hukuki tahrik sebebiyle azınlık statüsü tanınmış olabilir. Farklı inanç mensupları olduğumuz için ruhani liderler sizleri temsil ediyor da olabilir, etnik kökenlerimiz de farklı olabilir, ama biz bu ülkede yüzyıllardır birlikte yaşayan, Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak bulunan, aynı tarihin, aynı kültürün mensupları, evlatları olarak yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının asli unsurlarıyız. Bunun içerisinde azınlık statüsü, farklı dinlere mensup olmak bir farklı yerde durmaktadır. Ben rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki, tarihimize baktığımız zaman, yaşadığımız yüzyıllık hikayeyi dinlediğimiz zaman, birbirimizle bu topraklar üzerinde nasıl bütünleştiğimizi, kaderde, kederde, sevinçte, tasada nasıl yüzyıllardır ortak olduğumuzu gördükten sonra siyasi slogan olarak çok benimsediğimiz cümleyi söylemekten vazgeçemiyorum. Biz birlikte Türkiye'yiz. Şu topluluk, Türkiye'de statüleri, konumları, inançları ne kadar farklı olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığında birleşen, bu memleketi var eden asli unsurlar olarak hepimiz birlikte Türkiye'yiz. Bunu rahatlıkla, inanarak ve güvenerek söylüyorum.''