Haberler

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan: (2) "Gezicilerle paralel örgütün patronu bir. Bunlar zaten ezelden kardeştirler.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gezicilerle paralel örgütün patronu bir. Bunlar zaten ezelden kardeştirler. Şimdi de dayanışma içinde millete karşı, milli iradeye karşı birlikte operasyon yürütüyorlar" dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 2011'de "internete sansür geliyor" diye sokağa dökülenlerin bugün de aynısını yaptıklarını söyledi.

"Hayır, internete sansür gelmiyor, özgürlük kısıtlanmıyor. Sadece ahlaksızlığa, şantaja, tehdide karşı tedbir alınıyor. Neşter, doktorun elinde hayat kurtarır ama katilin elinde can alır. Bunu iyi tefrik etmemiz lazım" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu yeni yasadan en fazla istifade edecek olan CHP'dir, MHP'dir. Çünkü en fazla kaset saldırısına uğrayan, kayıtlarla en fazla tehdit edilen, dizayn edilen CHP ve MHP'dir. Biz yeni internet düzenlemesiyle sadece çocukları değil CHP'yi, MHP'yi, diğer partileri de alçakça şantaj ve tehdit karşısında koruma altına alıyoruz. İnanın CHP de MHP de içten içe bu düzenlemeyi sonuna kadar savunuyorlar ama bunlara şantaj yapan, bunları esaret altına alan o paralel yapıya şirin görünmek için seslerini çıkaramıyorlar" diye konuştu.

Geçen hafta CHP Genel Başkanı'nın grup salonuna ses sistemi kurdurduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle sürdürdü:

"Yayınlanması yasa dışı olan ses kayıtlarını milletvekillerine dinletiyor. Bu dinlemeler tamamen hukuksuz şekilde yapılmıştır. Bu dinlemeler hukuku çiğnemek suretiyle dosyalara konulmuştur. Bu dinlemeler tamamen hukuksuz şekilde kamuoyuna sızdırılmıştır. Ortada bırakın hukuku çiğnemeyi, bırakın suç işlemeyi, çok açık ve net şekilde ihanet vardır. Madem öyle, madem ahlaksızlık, kuralsızlık bu boyutlara kadar ulaştı, CHP'ye buradan bir çağrı yapıyorum. Bugün de arkanızdaki perdeden CHP eski Genel Başkanı ile ilgili internete verilen, bizim engellediğimiz o görüntüleri de yayınlayın. Aynı şekilde yine Genel Başkan Yardımcısı ve şu anda Grup Başkanvekili midir bilemiyorum, onunla ilgili de yine yayınlar yapıldı, onu da biz yine anında engelledik, onu da yayınlayın. Madem bu kadar ahlakı ayaklar altına aldınız, bu kadar yasaları hiçe saydınız, bugün de grup salonunda CHP'li belediye başkanlarının rüşvet pazarlıklarını, 'yamyam' itiraflarını, bunların ses kayıtlarını da yayınlayın. Eğer cesaretiniz varsa bugün de patronunuzun ananaslı, tesbihli, Ugandalı ses kayıtları da yayınlayın. Hakimlere, savcılara verilen ihanet talimatlarını yayınlayın. Hatta açın o beddua görüntülerini hocanız beddua etsin siz de salondan CHP'liler olarak hep birlikte 'amin' deyin.

Bugün baktım şöyle bir karikatür var malum medyada: İşe alımda ya da memur alımında jüri karşısında imtihana girecek olan güya üç tane önünde kendilerine göre AK Parti kartı koymuşlar. Üç tane AK Partili, dolayısıyla onlar devlete alınıyor... Bunu siz yaptınız siz. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyorsunuz. Siz paralel devleti oluştururken sizin zihniyetinizde olmayan kimseyi devlete almak istemediniz, bunun adımlarını attınız. Şimdi elinizden bu güç, kuvvet gidiyor diye çılgına döndünüz. Onun için şimdi bu kadar bağırıp çağırıyorsunuz. Bu ülkede bunları yaptınız ve şimdi de bunlar elinizden gidince hoplamaya zıplamaya başladınız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İşinizde bundan dolayı sadece bedduaya kaldı. Biz bedduayla değil duayla yürüyoruz, biz milletin duasıyla yürüyoruz. Hamdolsun, bizim arkamızda 77 milyonun duası var. Bizim arkamızda Filistinli, Mısırlı, Somalili, Açeli, Myanmarlı mazlumun duası var. Bizim arkamızda önünde parçalanmış bebeğinin başında ellerini havaya, Rabbe açarak feryat eden, aynı zamanda da bize hayır duaları eden o tertemiz, o samimi, yüreği paramparça Suriyeli annelerin duaları var. İşte onun için açık açık burada ifade ediyorum:  Kimin elinde ne varsa, hiç çekinmesin ortalığa döksün. Hangi görüntü, hangi ses kaydı varsa, hepsini ortalığa saçsınlar. CHP'nin, MHP'nin siyaset yapmak için zaten kırıntılara ihtiyacı var. Buyursunlar, CHP ve MHP'nin önüne o kırıntıları, o yemleri atsınlar. Bir kez daha söylüyorum: Korkaklar zafer anıtı dikemezler. Bizim içimizde korkaklar vardı, zor zamanda dik duramayanlar vardı. Bu partinin içinde korkaklara yer yoktur."

-"Medya, 30 Mart'ta cevabı milletten alacak"-

Bu makamlara medyanın üfürmesiyle değil, sermayenin desteğiyle değil milletin mührüyle geldiklerini belirten Erdoğan, "Biz medyaya rağmen geldik. 28 Şubat döneminde bu medya bize en alçakça saldırıları yaptı. Ceza aldığımda 'muhtar bile olamaz' diyerek adeta zil takıp oynadılar. Onların 'muhtar bile olamaz' diye alay ettiklerini bu millet başbakanlık makamına yükseltti" dedi.

"411 el kaosa kalktı" diyerek milli iradeyi aşağılayanlara, AK Parti'nin kapatılması için ellerinden geleni yapmalarına rağmen yine bugün burada olduklarını ifade eden Erdoğan,  "Şu anda o malum medya koro halinde hep bir ağızdan bize saldırıyor. 28 Şubat'ta yaptılar, partimize açılan dava sürecinde yaptılar, başörtüsü oylaması sırasında yaptılar, milletten cevabı aldılar. Her seçim koro halinde saldırdılar, cevabını aldılar. Hiç endişe etmeyin işte bu medya 30 Mart'ta da gereken cevabı milletten alacak. Bunlar hangi manşeti atarsa atsınlar son manşeti sandıkta millet atacak, aziz vatandaşlarım atacak" diye konuştu.

- Kabataş'taki olay

Son günlerde medya tarihinin en aşağılık, en alçakça, en müptezel linç girişiminin yapıldığını belirten Erdoğan, tarihte bunun başka bir örneğinin görülemeyeceğini kaydetti.

"Bir kadıncağız, bizim Bahçelievler Belediye Başkanımızın gelini. Kabataş'ta yanındaki 6 aylık çocuğuyla linç girişimine maruz kalıyor. Bunu ifade vererek izah ediyor. Yetmedi Adli Tıp raporuyla kendisinin ve bebeğinin vücudundaki darp izlerini belgeliyor" diyen Erdoğan, Haziran ayındaki bu linç girişimi yetmezmiş gibi 8 ay sonra bu sefer medyanın yeniden linç girişimine başladığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O malum gazeteler, televizyonlar, aynı yerden emir ve talimat alarak, aynı cümlelerle, aynı manşetlerle genç bir kadın üzerinden linç kampanyası başlatıyor. Allah aşkına, sizin insanlığınız öldü mü? Sizin vicdanınız bu kadar mı? Akşam eve gidince çocuklarınızın, eşinizin, anne, babanızın yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz? Aynı hadise Allah korusun sizin çocuklarınızın başına gelseydi, böyle mi davranırdınız? Şimdi iki hafta sonra 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlanacak. Hangi yüzle kadın haklarından bahsedeceksiniz. Hangi yüzde 'kadına şiddete hayır' diyeceksiniz? Bundan sonra her tecavüze uğrayan kadın bunları ikna etmek için elinde görüntü kaydıyla mı dolaşacak? Kocasından şiddet gören, eli yüzü kan içindeki kadın iddiasını ispat etmek için elinde kayıtla mı gelecek? Sokakta kurşunla öldürülmüş kadın cesedinin yanına artık görüntü kaydı mı koyacak? Ortada ifade tutanağı var, Adil Tıp raporu var, linç edilmiş bir kadın var, darp edilmiş bir bebek var, bunlar çıkmışlar olayın nasıl olmadığını ispat etmeye çalışıyorlar. Vicdan vicdan vicdan... Eğer o kadıncağız başörtülü olmasaydı bu linç olur muydu?

Dün başörtüsüne füruat diyenler işte bugün başörtülü bir kadın üzerinden başörtüsü düşmanlığını sürdürüyorlar. Bunu yapanların ilkeleri yok, sınırları yok. Bunlar için helal, haram yok. Bunlar her işi meşru görüyorlar. Çünkü anlayış, ilke şu: Amaca ulaşmak için her yol meşrudur. Gerektiğinde Hazreti Peygamberi Miraç'tan indirip kamyonete bildiriyorlar, o şekilde her istediklerini meşru hale getiriyorlar. Ama ben diğerlerine sormak istiyorum:  Siz, bunların arkasına niye takıldınız? Sizin bunlarla ne işiniz var? Cevabı çok basit:  Gezicilerle paralel örgütün patronu bir. Bunlar zaten ezelden kardeştirler. Şimdi de dayanışma içinde millete karşı, milli iradeye karşı birlikte operasyon yürütüyorlar. Biz bunları 28 Şubat'taki manşetlerinden aynı zamanda 28 Şubat'taki ihanetlerinden de tanırız. 'Beceremediniz artık bırakın' manşetini bu millet unutmadı ve unutmayacak. O ihaneti, hançeri 28 Şubatçılarla yapılar, o işbirlikçi tavrı bu millet unutmadı ve asla unutmayacak. Hazreti Yusuf'u kuyuya kardeşleri atmıştı. Allah o Yusuf'u kuyudan çıkardı Mısır'a vezir yaptı. Kardeşlerinin kuyuya attığı Yusuf'u kör kuyulardan çıkaran Allah, kadiri mutlaktır. Unutmayın, manşetlerin dediği değil milletin dediği olur. Allah'ın dediği olur. Bu alçaklığın, bu ihanetin hesabı da er ya da geç bu hainlerden sorulur. Onun için bir an bile olsun rehavet içinde olmayacağız. Bir an bile olsun boş bulunmayacağız."

- TBMM

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti 28 Şubat Kabataş Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title