Afyonkarahisar - Bakan Dinçer: "Tekel´İn Özelleştirilmesi Ka
Tekel'in Özelleştirilme Kararını Kendi Hükümetlerinin Vermediğini Belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, "bu Kararı Bizden Önceki Hükümet Verdi. Bu Özelleştirme Kararının Altında Bahçeli'nin de İmzası Var. Biz Süreci Devam Ettirdik" Dedi. Toplantı ve Ziyaretlerde Bulunmak İçin Afyonkarahisar'a Gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Adalet ve Kalkınma Partisi (akp) Afyonkarahisar İl Danışma Meclisi Toplantısına Katıldı. Afyonkarahisar Ticaret Borsası (atb) Toplantı Salonunda Partililere Hitap Eden Bakan Dinçer, Hükümet Olarak İnsanların Kimliğine, Kişiliğine, Mezhebine, Dinine, Kılık, Kıyafetine Göre Değerlendirilmemesini İstediklerini Anlattı. İnsanların Çalıştığı Örgütün Amaçlarına ve Vatandaşa Yaptığı Hizmetlere Göre Değerlendirildiği Bir Türkiye Arzuladıklarını Kaydeden Bakan Dinçer, Şunları Söyledi:
TEKEL'in özelleştirilme kararını kendi hükümetlerinin vermediğini belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, "Bu kararı bizden önceki hükümet verdi. Bu özelleştirme kararının altında Bahçeli'nin de imzası var. Biz süreci devam ettirdik" dedi. Toplantı ve ziyaretlerde bulunmak için Afyonkarahisar'a gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Afyonkarahisar İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Afyonkarahisar Ticaret Borsası (ATB) toplantı salonunda partililere hitap eden Bakan Dinçer, hükümet olarak insanların kimliğine, kişiliğine, mezhebine, dinine, kılık, kıyafetine göre değerlendirilmemesini istediklerini anlattı. İnsanların çalıştığı örgütün amaçlarına ve vatandaşa yaptığı hizmetlere göre değerlendirildiği bir Türkiye arzuladıklarını kaydeden Bakan Dinçer, şunları söyledi:
"Birtakım hayallerimiz var. Biz istiyoruz ki, bu ülkede hiç kimse 'öteki' olmasın. Herkes temel Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hakkına sahip, nüfus cüzdanına sahip, herkesin eşit haklara sahip olduğu, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir sosyal yapı istiyoruz. Hiç kimseye biraz daha dindar olduğu için 'mürteci', liberal olduğu için 'liboş', Roman olduğu için 'çingene', solcu olduğu için 'komünist' denmesini, şöyle veya böyle söylenerek mutlaka hafife alındığı bir yapı olmasını istemiyoruz."
KUZEY IRAK İLE İYİ İLİŞKİLER KURMALIYIZ
Türkiye'nin, Suriye, Lübnan, Filistin ve İsrail'in güvendiği ve adaletine teslim olmayı düşündüğü bir ülke olduğunu kaydeden Dinçer, Kuzey Irak ile de hem ticari ilişkileri hem de siyasi ilişkileri geliştirdiklerini söyledi. Dinçer, "Çünkü bu ilişkiler güçlendikçe Kuzey Irak'ın PKK'yı dağdan indireceği, bizimle beraber el birliğiyle dağdan indireceğini düşünüyoruz ve bu konuda ciddi adımlar attık. Eğer terörün önünü kesecek isek teröre destek veren bütün ülkelerin bu desteğini kaldıracak bir ilişkiyi kurmamız gerektiği kanaatindeyiz. O yüzden Avrupa'da birçok ülkede terörist örgütlere ve yöneticilerine karşı operasyonlar düzenleniyorken, Kuzey Irak ile de işbirliği halinde PKK'yı dağdan indirmeye ve bu ülkede artık huzur ve barışı kalıcı olarak sağlamaya çalışıyoruz.'
TEKEL'İN ÖZELLEŞTİRİLME KARARI
2009 yılında 17 bin 700 kişi civarında insanın 4-C ile çalıştığını hatırlatan Bakan Dinçer, TEKEL'in özelleştirilme kararını kendi hükümetlerinin vermediğini söyledi. Bakan Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu kararı bizden önceki hükümet verdi. Bu özelleştirme kararının altında Bahçeli'nin de imzası var. Biz süreci devam ettirdik. 2008 yılı haziran ayı sonunda sigara fabrikalarının özelleştirilmesi tamamlandı ve oradan 4 bin 700 civarında işçi açığa çıktı. O zaman sendika dedi ki, 'O arkadaşlarla biz görüşeceğiz, sükunetle suhuletle o arkadaşların 4-C'ye geçmelerini sağlayacak bir tedbir alacağız. Bize birkaç ay izin verin' denildi. O birkaç ay izin 4 bin 700 işçi için tam 1.5 yıl sürdü. O dönemde sigara fabrikalarını alan özel şirket, işçilerimize şu teklifte bulundu: 'Yüzde 10 maaş artışı, en az 3 yıl iş garantisi ve şayet başka bir ile gitmek gerekirse, taşınma masrafları da dahil.' Biz de onlara aynı dönemde 4-C'li yeniden işe başlama teklifinde bulunduk. Hepsi o tarihte 4-C'li işe geçmeyi tercih ettiler. Hepsi o dönemde 4-C'yi kabul etmişlerdi hem de mevcut şartlarıyla."