Haberler

Göktürklerde ölüm ve dönüşüm

Tülay Çağlar Kadı

Tülay Çağlar Kadı

Eğitimci - Yazar
25.05.2023 01:51
Göktürklerde İnanç


Ölmeden önce ölmek kavramı Anadolu' da neden kabul görmüştür?

Türk destanlarında bahsi geçen ilahi yani sonsuzluk sembol aktarımları neden yüzyıllardır kabul görmektedir?

Anadolu insanı rüya motiflerini "ötelere geçiş" olarak ifade etmektedir peki neden?

Düşünce biçimlerini ve analiz yeteneklerini "ötesi kavramına" nasıl kanalize etmişlerdir?

Sembolik aktarımları nasıl "aydınlık ve karanlık" olarak kategorize etmişlerdir?


Göktürklerde Ölüm - Dönüşüm Kavramı

Doğum ve ölüm, mezuniyet, evlilik çağlar boyunca toplumlarda önemli döngüler arasında kabul görmüştür. Bu olgular kişisel olmakla birlikte toplumu ilgilendiren bir olay olmasından dolayı ve değişik bilim dallarında değişik yöntemlere göre konu edilip incelenmektedir. Örneğin, tıp, din, arkeoloji, etnoloji, antropoloji, folklorik aktarım biçimleri, edebiyat vs.

Yakut Türkleri ruh-can kavramını; tin, süne ve kut kelimeleri ile ifade etmişlerdir.

Tin, bütün canlılarda...

Süne, sadece insanlarda...

Kut ise, canlı cansız her şeyde bulunur ve bulunduğu şeye kutsallık kazandırır.

Bu anlayışa göre, kutun bedenden ayrılması ile ölüm gerçekleşmez ama kişideki kutsallık kalkar, sıradanlasın Kut, insan için kesinlikle bir güç ve uzun ömrün vazgeçilmez bir dayanağıdır. Birey onsuz hayatını sürdüremez (insanın kutsalla iç-içe olma durumu ile ilgili inanç ve uygulamaları ileride örneklendireceğiz). Ancak tın bedenden ayrıldığı

Bu olgunun etrafındaki inanç ve uygulamaları olgunun bağlamındaki milletin gelenek ve görenekleri etkilemiştir. Tarihsel süreç boyunca öğretiler, kabul gören mit ve anlayışlar, din ve kültür çevresine entegre olarak değişik zaman ve coğrafyada değişik ölüm anlayışlarına sahip olmuşlardır. Ancak bunların temelini Tengricilik( Eroğlu, 2000, 1-21) veya Tengrizm ya da Geleneksel Türk Dini (Güngör, 1998, 33-44 ) şekillendirmiştir.

Detaylarıyla dönemi incelemek isteyenler için özellikle atıfta bulunarak, referansları belirtmekteyim...

Geleneksel inançtaki Türkler ölümü, ruh veya canı ifade eden bedenden çıkması biçiminde de yorumlanmaktadır.

Türkler arasında Gök Tanrı inancı yaygındı. Bunun yanı sıra Şamanizm'e inananlar da vardı. Bunların törenlerini yöneten kişilere şaman adı verilirdi. Türkler ölümden sonraki yaşama inanırlar, ölen kişileri eşyaları ile birlikte gömerlerdi.

Mezarların başına balbal adı verilen taşlar dikerlerdi.

Ölülerini ise yuğ adı verilen bir törenle gömerlerdi. Eski Türkler mezara kurgan adı verirdi.

Kurganlar, ölülerin ruhları rahatsız olmasın diye yüksek dağ ve tepelerin doruklarında, kalabalıktan uzak ıssız yerlere yapılırdı. İlk başlarda, ölen kişiyle birlikte ona ait kişisel eşyalar ve ölünün ruhunu temsil eden ahşaptan insan heykelleri de cesetle birlikte bu kurgana gömülürdü.

Zaman içinde heykeller kurganın içi yerine üzerine konulmaya ve başlandı. Böylece balbalı ilk kullanan Türkler olan İskitlerle birlikte bu gelenek diğer Türk devletlerine de geçti. Ahşabın yerini ise daha sonra dayanıklı olan taşlar aldı. Kimi zaman yalnızca öleni betimleyen heykellerin yanına kimi zamanda öldürdükleri düşmanları betimleyen heykeller de eklendi.

Meraklısına duyurulur!

Köktürk veya literatürde ki bilinen diğer ismi ile Göktürklerde (özellikle Halk Bilimi yöntemlerine göre )Türk Kültür tarihi boyunca Türklerin ölüm anlayışına ilişkin hatırı sayılır akademik araştırmalar mevcuttur!

Hoşça kalınız.

title