Haberler

Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bakıyorum ne diyorlar biliyor musunuz? '16 Nisan'la birlikte artık Türkiye'de yasama organı yok' diyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bakıyorum ne diyorlar biliyor musunuz? '16 Nisan'la birlikte artık Türkiye'de yasama organı yok' diyorlar. Dürüst olun. Siyaset eğer dürüst yapılırsa, millet sizi bir yerlere getirir. Eğer siyaseti dürüst yapmazsanız, sittinsene yine aynı yerde oturmaya devam edersiniz." dedi.

Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliği tarafından Sheraton Otel'de düzenlenen "Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, bazı çevrelerin Türkiye'yi son dönemde terör, darbe ve özellikle de kaos denemeleriyle dize getiremedikleri için ekonomiyle vurmaya çalıştığını belirtti.

Türkiye'nin ekonomik anlamda ciddi hiçbir sorununun bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

"Dedikoduya falan hiç gerek yok. Biz ülkemizin durumunu biliyoruz. Ekonomide yaşanan dalgalanmalar, daha ziyade küresel ve bölgesel istikrarsızlıkların yol açtığı psikolojik iklimden ve bunun ülkemize yansımalarından kaynaklanıyor. Açıkçası küresel ve bölgesel krizler bir anda ortaya çıkmadıkları gibi, öyle bıçakla kesilir gibi de ortadan kaybolmazlar. Bunun için bizim kendi programlarımızı uygulamamız, kendi çözümlerimizi üretmemiz, kendi yollarımızı açmamız gerekiyor. Varlık Fonu gibi araçlar işte bu amaçla hayata geçiriliyor. Bizim krizler karşısındaki stratejimiz küçülme veya geri çekilme, içe kapanma değil, tam tersine büyüme ileriye atılma, daha cesur davranmaktır. İşte bunun için Suriye'de aktif politika izliyoruz. İşte bunun için Irak'ta söz sahibi olmaya çalışıyoruz. İşte bunun için ihracatçılarımız ile turizmcilerimiz ile müteahhitlerimiz ile ilgili tüm kesimlerle ele ele vererek yeni imkanlar, yeni araçlar, yeni yöntemler arıyoruz. Hamdolsun bu çabalarımızdan yavaş yavaş netice almaya başladık."

Türkiye'nin ihracatının yeniden yükselme eğilimine girdiğini, turizmde kıpırdanma işaretlerinin görülmeye başladığını bildiren Erdoğan, ciddi bir devlet desteği eşliğinde ilan ettikleri istihdam seferberliğine işverenlerin hevesli olduklarını gördüğünü, yurt dışı müteahhitlik sektöründe de benzer bir kıpırdanmanın yaşanacağına inandığını ifade etti.

"Bizim kitabımızda geriye gitmek yoktur. İleriye, daima ileri. Bunu da kararlı bir şekilde yol almak suretiyle sürdürmeliyiz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'yi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartacakları yönünde millete sözlerinin bulunduğunu anımsattı.

Bunun için geçen 14 yılda vesayet güçleriyle kavga etmekten, darbe girişimine kadar her zorlukla mücadele ettiklerini belirten Erdoğan, "Milletimizin verdiği destek sayesinde önümüze çıkan tüm engelleri birer birer aştık, işte bugünlere ulaştık. Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan kriz sadece bizim için değil, dünyanın tamamı için de sürdürülebilir değildir. Burada fitili ateşlenen sorunların çok kısa bir sürede kana ve ateşe boğulacağının örneklerini Avrupa'da, Amerika'da meydana gelen terör eylemleriyle görmeye başladık. Dikenli tel örgülerin ve yüksek sınır duvarlarının arkasında huzur aranamayacağına maalesef birçok kez şahit olduk. Bölgemizde yaşanan krizi çözmenin yolu topyekun tecrit değildir. Çözüm buradaki insanların siyasi ve ekonomik bakımdan geleceklerini güvence altına alacak yöntemleri devreye sokmaktır." diye konuştu.

"Değişimin ülkenin yönetim sisteminden uzak kalması mümkün mü?"

Erdoğan, dünyanın, özellikle de gelişmiş ülkelerin Suriye ve Irak krizinde çok kötü bir sınav verdiğini ifade ederek, "Buradan alınan dersler ışığında öncelikle çatışmaları durduracak, ardından da bölgenin tarihi, kültürel, inanç, mezhep, meşrep dengelerine uygun bir çözümün hayata geçirileceğine inanıyorum. Türkiye bu yöndeki çabalara her türlü desteği vermektedir, vermeyi de sürdürecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Değişimin hayatın en önemli gerçeği olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Millet olarak bizim de geçmişimizden aldığımız dersler ışığında kendimize daha güçlü, daha büyük, daha müreffeh bir gelecek inşa etmek için çalışmamız gerekiyor. Siyasette, ekonomide, sosyal hayatta yaşanan değişimin ülkenin yönetim sisteminden uzak kalması mümkün müdür? Türkiye, çok partili hayata geçtiğinden beri cumhurbaşkanlığı seçimden koalisyonlara her alanda sürekli bir kriz hali içinde yaşamak zorunda kalmıştır. Bu kırılgan ortamın ürünü olan istikrarsızlık hepimizin şikayetçi olduğu bürokratik oligarşinin, vesayet sisteminin en büyük kuvvet kaynağıdır. Gayrimeşru güç odakları mevcut sistem içindeki bu çatlaklardan sızarak nüfuz kazanmışlardır. Her kim ki Türkiye'nin bu şekilde yoluna devam etmesi gerektiğini söylüyorsa emin olun o kişi ya geçmişten bihaberdir ya da varlığını eski köhne sisteme borçludur."

"Yürütme, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde toplanıyor"

Erdoğan, yaşananların unutulabileceğini belirterek, "Hafızayı beşer nisyan ile maluldür" sözünü anımsattı.

Geçmişte yaşanan bazı gerçekleri hatırlatmakta fayda olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bugünden geriye baktığımızda ülkemizin ne tür badirelerden, ne tür operasyonlardan geçerek bu aşamaya vardığını ne yazık ki bazen unutabiliyoruz. Halbuki bu noktaya durduk yere gelmedik. Türkiye, yasama, yürütme ve yargı güçleri arasındaki çekişmelerden, yetki karmaşalarından çok büyük zararlar görmüştür. Darbelerin, muhtıraların yol açtığı siyasi kaoslar, ekonomik krizler ülkemize fevkalade ağır bir maliyet yüklemiştir. Şu anda bakıyorum ne diyorlar biliyor musunuz? '16 Nisan'la birlikte artık Türkiye'de yasama organı yok' diyorlar. Dürüst olun. Siyaset eğer dürüst yapılırsa, millet sizi bir yerlere getirir. Eğer siyaseti dürüst yapmazsanız, sittinsene yine aynı yerde oturmaya devam edersiniz. Nerede yasama organı kalkıyor, böyle bir şey mi var? Yürütme, doğrudur, sadece cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde toplanıyor. Yani başkanda toplanıyor. Yargı aynı şekilde konumunu yine koruyor. Yani yasama var, yürütme var, yargı var. Bunların hiçbirisinin ortadan kalkması diye bir şey söz konusu değil."

Anayasa değişiklik paketine ilişkin, "Şu gerçeği görmemiz lazım. Sadece cumhurbaşkanı-başbakan kavgaları dahi sistemi sorgulamak için yeterlidir." diyen Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Bu ülkede bunu gördük mü, gördük, Sayın Sezer, Sayın Ecevit. Bunlar dünya görüşleri olarak da birbirlerine yakın insanlardı. Belki de tıpa tıp aynıydılar. Ama rahmetli Ecevit'in yüzüne Anayasa kitapçığı fırlatıldı mı, fırlatıldı. Ertesi gün bir anda döviz malum. Bunu görmeyecek miyiz, bunu bir kenara bırakabilir miyiz? Rahmetli Özal, rahmetli Demirel. Bunların birbirlerine nasıl girdiğini ve Sayın Özal'a Demirel'in söylediklerini herhalde hafızayı beşer şöyle bir hatırlayıversin. Bunları yaşadık mı bu ülkede, yaşadık. Bunlar aslında ta üniversiteden itibaren de çok iyi arkadaş olmalarına rağmen, o denli hakaretlere Sayın Özal maruz kalmıştır. Bunları gördük. Biz bunları görmek istemiyoruz bu ülkede. Biz diyoruz ki 'Bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.' Bunun başka çıkışı yok."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Suriye Irak Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title