Yargıtay Daki "Bilişim Hukuku" Konulu Panel

Yargıtay da düzenlenen "Bilişim Hukuku" konulu panelde konuşan Telekominikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek, önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, toplumda bir "dinleme' fobisi oluşturulduğunu ve bunu ortadan kaldırmak için başta kendi kurumları olmak üzere tüm kurum kuruluşlara görev düştüğünü belirtti.

Şimşek, mahkemelerin verdikleri izleme kararı ile kişilerin özel hayatlarına ilişkin bilgilerin ve siyasi profillerinin tesbit edilmesinin de mümkün olduğuna dikkat çekerek, "Şahsın kimleri aradığı ve kimler tarafından arandığı çok önemli bir bilgidir. Bir kişinin özel hayatını ve siyasi profilini iletişimin izlenmesi kararı ile öğrenmek mümkün" diye konuştu.

"Telekominikasyon yoluyla yapılan iletişimin tesbiti, dinlenmesi, kaydedilmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve 5651 sayılı Kanun kapsamında internet erişiminin engellenmesi" konulu oturuma, Jandarma Genel Komutanlığı'na verilen tüm Türkiye'nin izlenmesi yönündeki kararı iptal eden Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyesi Ekrem Ertuğrul başkanlık etti.

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Şahin, Adalet Bakanlığı'ndan Dr. Murat Yardımcı, Telekominikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek ve TİB İnternet Dairesi Başkanı Osman Nihat Şen'in konuşmacı olarak katıldığı panele Yargıtay üyeleri yoğun ilgi gösterdi.

-ŞAHİN, "İLETİŞİMİN DİNLENMESİ KONUSUNDA ÇOK LARGE DAVRANIYORUZ"-

Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Şahin, Türkiye'de iletişimin dinlenmesi konusunda çok "large' davranıldığını belirterek, "İletişimin dinlenmesi tembel bir kovuşturma yöntemidir" dedi.

Prof. Dr. Şahin şöyle devam etti: "Kolluk güçleri, iletişimi dinleyerek hüküm vermeye başladılar. Son derece sıkı şartlara bağlandığı halde, uygulamada iletişimin dinlenmesi konusundaki kurallara uyulmadığını görüyoruz. En ufak suçu, örgüt suçuna bağlantılı hale getirerek iletişimin dinlenmesi yetkisini vermek çok yanlış. Ne örgütle ilgili bir suç var, ne de başka bir delil. Buna rağmen örgüte dayanılarak yapılan dinlemeler iddianamelere konuyor. İşin çivisinin çıkmasının önüne geçilmeli. İletişimin tesbiti delili hukuka aykırı ise bunu kullanmamak gerekir. Özel hayata müdahaleyi içine alan telefon dinlemelerinden dolayı elde edilen delillerin delil olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğini tartışmamız lazım"

-"ÜLKEDE YAŞAYAN HERKESİ ŞÜPHELİ KABUL ETMEK YASAYA AYKIRI"-

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tüm Türkiye'nin izlenmesine ilişkin verdiği kararı da değerlendiren Şahin, "Ülkede yaşayan herkesi şüpheli kabul etmek yasaya aykırı" diye konuştu.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi Hamdi Yaver Aktan, katalog suçu oluşmadığı halde kişiler hakkında izleme ve dinleme yetkisi veren hakim ve savcıların "görevi kötüye kullanma" suçunu işlediklerini ve bu nedenle yargılanmaları gerektiğine dikkat çekerek, "Dinleme yetkisi almak için her türlü suçu örgüt suçu haline getirmek doğru mu? "sorusunu yöneltti. Prof. Dr. Şahin, eskiden insanlara "düş önüme' denildikten sonra, kişilerin dövülerek suçu ikrar etmelerinin sağlandığını hatırlatarak, "Şimdi tembelleştik. Telefon dinlemeler sayesinde "Gel bakalım. Sen neler konuşmuşsun öyle' deniyor. Hakim ve savcılar, dinleme kararı verirken çok titiz davranmalı" diye konuştu.

-ŞİMŞEK, TÜRKİYE DE BİREBİR DİNLEME MÜMKÜN DEĞİL-

Bilişim Hukuku konulu sempozyuma konuşmacı olarak katılan TİB Başkanı Fethi Şimşek, bir şahsın kimleri aradığı ve kimlerin aradığına ilişkin bilgilerle özel hayata ilişkin bilgi ve siyasi profilinin ne olduğunun tesbit edilmesinin mümkün olduğunu söyledi.

-ASKERİ HAKİM, "TÜRKİYE DE HERKESİN İZLENMESİ NE KADAR SÜRECEK?"-

Askeri Yargıtay üyesi hakim Albay Mehmet Ali Uzun, TİB Başkanı Şimşek'e Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tüm Türkiye'nin "izlenmesine' ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ve Milli İstihbarat Teşkilatı'na verdiğe yetkiyi hatırlatarak, "Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Jandarma'ya verilen yetkinin iptal edilmesine karar verdi. Yargıtay, verdiği bu kararda "hiç kimseye' bu yetkinin verilemeyeceğini vurguladı. Yargıtay'ın bu kararı ortadayken Türkiye de ki herkesin dinlenmesi ne kadar devam edecek?" diye sordu.

Şimşek, Yargıtay 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği "hiç kimseye ve kuruma bu yetki verilemez" kararının ardından neden bu karara itiraz etmedikleri şeklindeki soruya, "Bu karara itiraz etmekle yetkili tek kurum biz değiliz. Cumhuriyet Savcıları da bu karara itiraz edebilir" dedi.

-"ÖZEL DİNLEME ARAÇLARINI KİM GETİRDİ?'-

Şimşek, bir gazetecinin 11 özel dinleme aracının hangi kurum tarafından getirildiğine yönelik sorusuna, "Ben, böyle bilgi bilmiyorum. Kim bu anlamda böyle bira araç aldıysa kendisine sorun. Benim böyle bir bilgim yok" dedi.

Şimşek, yasadışı dinlemelerle ilgili bir soru üzerine de şu bilgileri verdi:

"Şikayet edilmesi durumunda Cumhuriyet Savcılarının yapacağı soruşturma kapsamında bilirkişiler inceleme yaparak, ilgili operatörler nezdinde araştırma yaparak elbetti tespit edilebilir. Dijital teknoloji yapılan her işlemi iz bırakıyor. Hem dijital teknolojiyi kullanacaksın, hem iz bırakmayacağım diyemezsiniz. Eğer cep telefonu kullanıyorsanız veya internet bankacılığı yapıyorsanız kesinlikle iz bırakır ki ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar ileride çözülebilsin. Diyelim ki internet bankacığı yoluyla dolandırıcılık hangi bilgisayarla hangi IP numarası bilgisayardan hangi internet cafeden yapılmış gibi soruşturmalar yapabilmek için bunlar gerekli. Bunu önlemek mümkün değil. Bu anlamda sinyal bilgisi Türkiye'de bütün operatörlerde ar olmalıdır da. Yani Turkcell de, Vodafone'da Avea'da veya Telekom da vardır diyemezsiniz. Dijital teknoloji kesinlikle yapılan her türlü müdahaleye izi bırakır. Bunu için yasadışı dinlemede dahil internet bankacılığı yoluyla yapılan soruşturmalarda dahil internet üzerinden yapılan her türlü hareket bu var. Bu teknoloji var. Bunu yok sayamazsınız bunu önleyemezsiniz"

"HERKES DİNLEME YAPABİLİR Mİ?-

Şimşek, bir başka gazetecinin, "Yani art niyetli herkes dinleme yapabilir mi?" şeklindeki şeklindeki sorusunu da şöyle yanıtladı: "Nerede olursanız olun, insan unsurunu bulunduğu yerde bu tür ihtimaller var. Ben bir operatörün, bir işletmecinin lisansını iptal edilmesinden daha büyük müeyyide olduğunu düşünmüyorum. Bunu herhangi bir operatör yetkilisinin, lisans sahibinin göze alabileceğini düşünmüyorum. Bu çok zor bir şey"

-"TÜRKİYE DE KAÇ KİŞİNİN DİNLENDİĞİNİ VE İZLENDİĞİNİ AÇIKLAYAMAM"

Bir gazetecinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tüm Ankara'yı dinlenmesine ilişkin kararında kaç kişinin dinlendiğine yönelik sorusu üzerine Şimşek "Biz her üç kurumumuza hakim kararı çerçevesinde kararda ne yazıyorsa onu gönderiyoruz. Türkiye'de kaç kişi izlendi bu konuda sayısı veremeyiz" dedi.

-"30 KİŞİYİ BİR KİŞİ DİNLEYEBİLİR"

Şimşek, TİB de görevli beş personelin gelen dinleme kayıtlarını operatörler üzerine kaydettiğini açıklayarak, "Türkiye'nin tamamının dinlenmesi için dinlenen kişi kadar insana ihtiyaç yok. Bir kişi, on kişiyi de dinleyebilir 30 kişiyi de. Özel hayata ilişkin dinleme kayıtlarının silinmesi yetkisi bize ait değil. Bu yetkiyi ilgili Cumhuriyet savcısı kullanabilir"diye konuştu.

-BOŞANMA DAVALARI İÇİN 20 BİN MAHKEME DİNLEME KAYDI İSTEDİ

Şimşek, 20 bine yakın asliye hukuk mahkemesinden iletişimin izlenmesi ve dinlenmesi yönündeki talepleri geri çevirdiklerini açıklayarak, "Özellikle açılan boşanma davalarında tarafların mahkemeden eşlerinin yapmış olduğu görüşmelerin son bir yıllık dökümünü istiyorlar"dedi.

Yargıtay da düzenlenen panele devam edilecek. (ANKA)

(YG/ZG)

Haberler