Haberler

Tutuklu Milletvekili Haberal'ın Anayasa Mahkemesi'ne Yaptığı Başvuru

"Ergenekon" davasının tutuklu sanığı Haberal'ın, "tutuklulukta makul sürenin aşıldığı, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin bulunmadığı" yönünde Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruya Adalet Bakanlığı'ndan cevap verildi Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı'nca hazırlanan cevap dilekçesinde, AİHM kararlarına atıfta bulunularak, takdirin Anayasa Mahkemesi'nde olduğu kaydedildi

"Ergenekon" davası sanığı CHP Milletvekili Mehmet Haberal'ın, "tutuklulukta makul sürenin aşıldığı, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin bulunmadığı" yönünde Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruya ilişkin Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı'nca hazırlanan cevap dilekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına atıfta bulunularak, takdirin Anayasa Mahkemesi'nde olduğu belirtildi.

Haberal'ın avukatları tarafından,  "tutuklamanın yasal koşullarının olmadığı, tutukluluktaki makul sürenin aşıldığı, adli kontrol kararıyla da tahliye edilmesinin mümkün olduğu, milletvekili olması nedeniyle yasama görevini yerine getirmesi için dosyanın öncelikle ele alınarak, Haberal'ın mağduruyetinin giderilmesi" amacıyla Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuruya, şikayet edilen tarafta yer alan Adalet Bakanlığı'nca yanıt verildi.

Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı'nca hazırlanan cevap dilekçesinde, "Ergenekon" soruşturması süreci, bu kapsamda hazırlanan iddianameler, Haberal hakkındaki iddialar ile yapılan şikayete yer verildi. Dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile AİHM kararlarına atıfta bulunularak, Haberal'ın kuvvetli suç şüphesi bulunmadan hürriyetinden mahrum bırakıldığını iddia ettiği belirtildi.

AİHM'in sözleşmenin ilgili hükmünü yorumlarken kişinin başlangıçta özgürlüğünden yoksun bırakılabilmesi için suç işlemiş olabileceği yönünde inandırıcı neden ya da makul şüphenin bulunmasını yeterli gördüğü ifade edilen dilekçede, aynı dava kapsamında yargılanan Tuncay Özkan, Levent Göktaş, Levent Bektaş ve Ercan Kireçtepe'nin AİHM'e yaptıkları başvurularda, suçu işlediklerine dair inandırıcı nedenler olmadığı halde özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları yönündeki şikayetlerinin, dayanaktan yoksun bulunarak reddedildiği kaydedildi.

Dilekçede, başvurucunun isnat edilen suçu işlemiş olabileceği konusunda objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek bilgiler olup olmadığı, Haberal'ın tutuklanmasına yetecek makul şüphe oluşturacak inandırıcı nedenler bulunup bulunmadığının AİHM kararları göz önüne alınmak suretiyle Anayasa Mahkemesi'nin takdirinde olduğunun düşünüldüğü vurgulandı.

Haberal'ın tutukluluğunun makul süreyi aşması nedeniyle özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin de AİHM kararlarına değinilen dilekçede, mahkeme içtihatları incelendiğinde her somut olayın kendine özgü koşullarının belirli bir süre kavramı açısından önemli bir unsur olarak ortaya çıktığı anlatıldı.

Mahkemenin dikkat ve özeni

AİHM'in organize suçlulukla mücadelede 3 yılı aşan hatta 4 yıl 3 güne varan tutukluluk süresini makul kabul ettiği, Almanya'yla ilgili 5 yıl 6 aylık tutukluluk süresine ilişkin davada, eylemlerin ağırlığı ve olayın karmaşıklığını dikkate alarak süreyi uygun bulduğu ifade edilen dilekçede, Haberal'ın yargılandığı davada ise 275 sanık olduğu, 3 bin 500 ek klasör bulunduğu, fiili ve hukuki irtibat nedeniyle birleşen dosyalar olduğu kaydedildi.

"Ergenekon" davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yargılamayı kendinden beklenen her türlü dikkat ve özeni gösterir şekilde sürdürüp sürdürmediğinin değerlendirmesinde, mahkemenin haftanın 4 günü duruşma yaptığını Anayasa Mahkemesi'nin dikkatine sunan dilekçede, bu gerekçelerle tutukluluğun makul süreyi aştığı yönündeki şikayetin kabul edilebilirlik şartları ve esas yönünden değerlendirilmesinin Anayasa Mahkemesi'nin takdirinde olduğu belirtildi.

Dilekçede, tutukluluğa itirazların da etkili bir şekilde incelenmediği yönündeki iddiaya ilişkin de AİHM'in ilk tutukluluk incelemesini duruşmalı bir şekilde yapan mahkemenin ikinci incelemesini duruşmalı yapmayı zorunlu kılmadığı dile getirilerek, Haberal'ın tutukluluk incelemesinin ise 28 gün arayla duruşmalı olarak yapıldığı kaydedildi.

Bu yöndeki şikayetin de Anayasa Mahkemesi'nin takdirinde olduğu vurgulanan dilekçede, tüm şikayetlerin kabul edilebilirlik ve esas yönünden incelenmesinin Anayasa Mahkemesi'nin takdirine bırakıldığı ifade edildi.

Haberal'ın yanıtı

Haberal'ın avukatları tarafından hazırlanan dilekçede de Adalet Bakanlığı'nın açıklamalarına yanıt verilerek, davalı tarafın masumiyet karinesini ihlal ettiği öne sürüldü.

Terör örgütü kurucusu veya  yöneticisi olmak isnadıyla tutuklanan Haberal'ın 17 Nisan 2009'da olduğu gibi 1 Kasım 2012'de de işlemiş olduğu fiillerin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunduğuna işaret eden fiiller olmayıp, tamamının anayasal haklarının kullanılması niteliğinde hukuka uygun olduğu kaydedildi. Haberal'ın suçu işlediğine dair ne "kuvvetli belirti" ne de "makul şüphe" bulunmadığı halde tutukluluğunun devamına karar verildiği ifade edilen dilekçede, "makul süre içinde serbest bırakılma hakkı" ve adli kontrol kararıyla serbest bırakılmaması nedeniyle de "güvenceye bağlanarak serbest bırakılma hakkı"nın ihlal edildiği anlatıldı.

Dilekçede,  Anayasa'nın kişi hürriyeti ve güvenliğini düzenleyen 19. maddesinin 3, 7 ve 8. bendleri ile AİHS'in özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 5. maddesinin ihlal edildiği ileri sürülerek, 4 yıl 3 ay 17 gündür tutuklu bulunan, 2 yıl 2 aydır seçilmiş bir milletvekili olan Haberal'ın mağduriyetinin ivedilikle giderilmesi istendi. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel

Anayasa Mahkemesi Adalet Bakanlığı İstanbul Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title