Haberler

Türksat Baskını Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil, 16 sanığın yargılandığı davada, TÜRKSAT baskınında şehit edilen Ali Karslı'nın ağabeyi İbrahim Karslı, "Takılmışlar bir meczubun peşine ülkeyi ateşe verdiler.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil, 16 sanığın yargılandığı davada, TÜRKSAT baskınında şehit edilen Ali Karslı'nın ağabeyi İbrahim Karslı, "Takılmışlar bir meczubun peşine ülkeyi ateşe verdiler." dedi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, müştekiler alfabetik sıraya göre söz alarak, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, davaya katılma talebinde bulundular.

Olay gecesi şehit edilen TÜRKSAT görevlisi Ali Karslı'nın ağabeyi İbrahim Karslı da sanıklara tepkilerini dile getirdi. Şahit Ahmet Özsoy'un eşi Yasemin Özsoy'un konuşması sırasında salonda herkesin duygulandığını söyleyen Karslı, "Bir duygulanmayan o yarbay kılıklı adam. Takılmışlar bir meczubun peşine ülkeyi ateşe verdiler. Aleyhine olacak işleri hatırlamıyor ama lehine olacak şeyleri hatırlıyor." dedi.

Şehit çocuklarının başları dik gezeceğini söyleyen Karslı, "İdama karşıyım, çünkü bunlar için kurtuluş olur. Bir ömür boyu hücre cezasıyla vicdanlarıyla baş başa kalsınlar. Siz bir meczubun peşine takılıp çocuklarınızı da yakmayın, çocuklarınızı kurtarın. İtiraf edin bari, bir faydanız olsun." diye konuştu.

Sanıkların avukatlarına da tepki gösteren Karslı, "Her meslek toplum için, insan için vardır. Savunma yaparken bunları da dikkate alın" demesi üzerine bazı sanık avukatları, "Bizimle ne alakası var, sadece mesleğimizi yapıyoruz" karşılığını verdi. Karslı, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, davaya katılma talebinde bulundu.

Müştekilerden Cemil Özteğil de darbe girişiminde TÜRKSAT'a giriş yolunu kapattıklarını belirterek, "Gelen konvoydakilerin asker olduğunu gördükten sonra biraz rahatladım. İkinci araçtan üzerimize ateş edildi. Öldürme teşebbüsü ile açılan ateşten arkadaşlarım yaralandı. Uçak ve helikopterlerden sabaha kadar bombalama yapıldı. Olayda ilgisi bulunan herkesten şikayetçiyim." dedi.

Gölbaşı Kaymakamlığında koruma görevlisi Erdal Söğünmez ise TÜRKSAT çıkışındaki araçların ateş açmasından sonra karşılık verdiklerini, "Özel Harekattan destek gelmesinden sonra daha rahat hareket edemediler. Şehit, yaralılar ve kendi adıma şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum." diye konuştu.

TÜRKSAT Genel Müdür Yardımcısı Halil Yeşilçimen de "Genel Müdürümüz, TRT'nin darbecilerin elinde olduğunu ve izlenemez hale getirilmesi talimatını verdi. Yolda giderken arkadaşıma TRT'nin yayınının etkisiz hale getirilmesi için ne yapılması gerektiğini anlattım. TÜRKSAT'a vardığımda genel müdürümüz, darbecilerin TRT'de bildiri okuduğunu ve TRT'nin etkisiz hale getirilmesini söyledi." dedi.

Talimatın ardından yayını kestiklerini belirten Yeşilçimen, şu ifadeleri kullandı:

"Helikopter ve silah sesi duydum, megafonla kısık bir ses teslim olmamızı istedi. Yarbay Eray Uçkun, bulunduğumuz yere girerek, 'Sizden başka kimse var mı? Yanlış bir şey yaparsanız zarar görürsünüz.' dedi. Telefonlarımızı kapattırarak, bizi TV Uplink Merkezine götürdü. 2 dakika içinde TRT hariç bütün yayınları kesmemizi istediler. Beni ilk gördüklerinde 'Sen teknisyen misin?' diye sordular. Yayınları kesemeyeceğimi, uydu ile ilişkili olmadığımı söyledim, bana 2 dakikalık süre içerisinde bu işlemi yapmam gerektiğini söylediler. Bana ve yanımdaki arkadaşlara silah doğrultarak, TRT'nin açılması, diğer tüm kanalların kapatılması şeklinde benden yüksek sesle bir kez daha talep ettiler. Silah zoruyla rehin alındım, telefonum gasp edildi. Sanıklardan şikayetçiyim ve kamu davasına katılmak istiyorum."

"Hainler helikopterle geldiler"

TÜRKSAT'ta özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Erkan Kaya, "Darbe girişiminde çalışmıyordum, yöneticilerimizin araması üzerine gece olay yerine gittim. Arkadaşlarımızı rehin aldıklarını söyleyerek, teslim olmamızı istediler. TSK'nın yönetime el koyduğunu belirten Yarbay Eray Uçkun, 'Planda değişiklik oldu, TÜRKSAT'ı boşaltıyoruz.' dedi. Herkesten şikayetçiyim ve davaya katılma talebinde bulunuyorum." diye koştu.

Müştekilerden Erol Ölçer ise darbe girişimi gecesi Gölbaşı Kaymakamı ve korumalarının TÜRKSAT'a geldiğini belirterek, "Kaymakama, '5 Güvenlik görevlisiyiz, uzun namlulu silahımız var.' dedim, Kaymakam bey, 5 dakika sonra bize dönerek 'Toplanın gidiyoruz. Kimseyi öldürtemem.' diyerek gitti. Kaymakam bey ve korumaları gittikten bir süre sonra bizi rehin aldılar, silahlarımızı gasp ettiler. Arkadaşlarımızın şehit edilmesinden sonra beni bir odaya alarak silahların yerini sordular, yerde cenazeleri gördükten sonra 'Allah, belanızı versin.' diye bağırdım o sırada Ergün Özyurt bana dönerek, 'Bağırma onlar şehit oldu' dedi. Beni zorla odadan çıkarttılar. Herkesten şikayetçiyim." dedi.

TÜRKSAT Güvenlik Sistemleri personeli Fatih Polat da saat 00.40'ta 2 helikopterin TÜRKSAT'a gelerek ateş ettiğini belirterek, "Bir müddet sonra askerler gelerek teslim olmamızı söylediler. Arka taraftan çıkmaya giderken Eray Uçkun ile karşılaştık ve bana elimi kaldırarak teslim olmamı söyledi. Bana teknik personel olup olmadığımı sordu, ben de evet deyince, 'TRT 1 hariç tüm kanalların yayınını kes.' dedi. Yapamayacağımı söyleyince silah doğrulttular. Yöneticilerimizi getirdiler o sıra bir şey yapamayınca da bizi çıkarttılar. Daha sonra askerler, 'TÜRKSAT'ı bombalayacaklar, 5 dakika müsaadeniz var çabuk boşaltın' diye bağırdılar." ifadesini kullandı.

Müştekilerden Fatih Uçar da TÜRKSAT'ta özel güvenlik görevlisi olarak görev yaptığını belirterek, "Darbe girişimi gecesi ilk nizamiyedeki arkadaşlarımız, 'Askerler burayı teslim almaya geldiler, içerideler.' dediler. Megafonla bağırarak teslim olmamızı söylediler, üstümüzü aradılar. Yaşanan gerginlikte diz çöktürüp, yerde sürüklediler. Bize 'Lojmandakilere de söyleyin 5 dakika içinde bombalanacak, çabuk boşaltsınlar.' dediler. Olaya karışan herkesten şikayetçiyim." dedi.

TÜRKSAT'ta özel güvenlik görevlisi olan müşteki Fatih Ünver de ana nizamiyede öncü görevi yaptığını bildirerek, "Ön kapıdan gelmelerini beklerken hainler helikopterle geldiler. Uzun namlulu silah bendeydi, ateş etmeye başladılar, karşılık verince üzerime ateş ettiler. Bulunduğum yerden seken mermiler, arkadaşlarıma isabet etti. Kendimi içeri attım, otomatik silahlarla bulunduğum yere gelerek teslim olmamı istediler. Nereden geldiklerini sorduğumda, 'Genelkurmay'dan geliyoruz. Durum bildiğiniz gibi değil, çok vahim' dediler. Belimdeki silahları aldılar, tuvalete sakladığım uzun namlulu silahı da bulmuşlardı. Herkesten şikayetçiyim." diye konuştu.

"Babam ne zaman gelecek?"

TÜRKSAT Güvenlik Amiri Ferhat Derecik ise 12 yıldır kurumda çalıştığını, güvenlik amiri olarak görev yaptığını belirterek, "Sanıklar ve avukatları zor şartlarda savunma yaptıklarını söylüyorlar. Çocuklarını ve ailelerini göremediklerini söyleyip mağdur edebiyatı yapıyorlar ama unuttukları bir şey var, kendileri sağ ve aileleri burada görebiliyor. Şehit Ali Karslı'nın 10 yaşındaki evladı her gittiğimde bana, 'Ferhat amca babam ne zaman gelecek?' diyor. Bunu da unutmamak lazım. Darbe girişimi gecesi olayların başlamasından sonra yöneticilerimiz, acilen gelebilecek tüm personeli çağırmamızı söyledi. TÜRKSAT'a gittiğimizde nizamiyedeki arkadaşımız helikopterin ateş açtığını söyledi. Kampüs içindeki camiye bile ateş ettiler. O sıra telsizden 'Muhammet vuruldu' diye bir anons geldi. Cevap vermeyince arkadaşlarımızın da rehin alındığını öğrendik." ifadelerine yer verdi.

TÜRKSAT Yer Görevlisi Güner Gani de darbe girişiminde TÜRKSAT Kurumsal Bilgi ve Siber Güvenlik Yönetimi Direktörü Mehmet Ali Ortayatırtmacı'nın kendisini arayarak TRT'nin yayınını kesmesini söylediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Akşam 20.00 gibi nöbetime başladım, 6 kişi görev yapıyorduk, saat 22.00 gibi bir kalkışma olduğunu televizyondan gördük. Güvenlikçi arkadaşlarla konuştuk. Daha sonra saat 00.30 gibi TRT'de darbe açıklamasını gördük. TRT'nin yayınının kapatılmasından kısa bir süre sonra helikopter ve silah sesleri duyduk. Bulunduğumuz yerden hiç ayrılmadık, saat 03.00'te tekrar TRT yayınının açılması için talimat geldi, yayın açıldıktan kısa bir süre sonra TÜRKSAT'ın bombalanacağı haberi geldi ve uçaklardan ilk bomba bina içerisindeyken atıldı, arkadaşlarla helalleştik. Sesler kesilince tekrar binaya, görev yerime döndüm, sabah 11'e kadar sistemde kaldım. Olaylar nedeniyle şahıslardan davacı ve şikayetçiyim."

"Kurum kimliklerini istedik ama TÜRKSAT kimlikleri yoktu"

Darbe girişiminde TÜRKSAT'ta çıkan olaylarda yaralanan Gölbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Hacı Bölükbaşı da olay günü izinli olduğunu bildirerek, "Bir arkadaşım MİT'e yoğun şekilde ateş edildiğini gördüğünü söyledi. Daha sonra da ben, Özel Harekat'a atılan bombayı duydum. Silahımı ve yedek şarjörümü alarak görev yerime gittim." dedi.

TÜRKSAT'a askerlerin girdiği haberi üzerine, kurulan ekiple olay yerine gittiklerini bildiren Bölükbaşı, şunları kaydetti:

"TÜRKSAT'a vardığımızda helikopterin geldiğini, yaylım ateşine tuttuğunu söylediler. Kaymakamımız, teçhizat yetersizliğinden geri çekilmemizi söyledi. Bölgeden ayrılıp, yarım saat sonra tekrar TÜRKSAT'a intikal ettik. Nizamiyeye gittik daha sonra üzerimize 7-8 araç gelmeye başladı. Yolu kapatıp araçları durdurduk. TÜRKSAT çalışanları olduğunu söyleyen davanın sanığı 4 sivil kişi, şüpheli hareketlerde bulundu. Gözaltına aldığımız bu kişilerden birisi telefonundan bir şey silmeye çalışınca telefonunu aldık. Kurum kimliklerini istedik ama TÜRKSAT kimlikleri yoktu. Ellerinde uzun namlulu silah olan 4 asker gördüm. Araçlar konvoy halinde gelmeye başladığı sırada araçlardan ateş edilmeye başlandı. O yarbay denen arkadaş, kendi araçlarından ateş edilmediği söyleniyor. Ben ilk ateşi birinci araçtan yedim. Biz de onlara ateş edince Konya Yolu'ndan kaçmaya başladılar, şikayetçiyim. Yarbay, üzerimde yelek olmadığını söylüyor ama üzerimde yelek vardı."

Müştekiler Fatih Aksoy, Halil Ersoy, Fatih Mehmet Kayabaşı, Hüsamettin Demirel, Hüseyin Türkmen, Hakan İlhan, İsmail Açıkal ve İbrahim Atilla da katılma talebinde bulundu.

Kaynak: AA / Güncel

Ali Karslı Politika Güncel Haberler

title