Haberler

Türkonfed 11. Olağan Genel Kurulu

Türk Girişim ve İş Dünyası Konferaderasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, seçimlerin ardından Türkiye olarak, gelişmiş, yüksek gelir grubu ülkelere katılmak için tüm siyasi, ekonomik ve sosyal yapıyı, ciddi bir reform sürecine tabi tutmak gerektiğini belirterek, "Öncelikle toplumsal uzlaşma, hukuk devleti ve demokratikleşme konusunda Kopenhag Kriterlerine bağlı siyasi reformlar hayata geçirilmelidir" dedi.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konferaderasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, seçimlerin ardından Türkiye olarak, gelişmiş, yüksek gelir grubu ülkelere katılmak için tüm siyasi, ekonomik ve sosyal yapıyı, ciddi bir reform sürecine tabi tutmak gerektiğini belirterek, "Öncelikle toplumsal uzlaşma, hukuk devleti ve demokratikleşme konusunda Kopenhag Kriterlerine bağlı siyasi reformlar hayata geçirilmelidir" dedi.

Onatça, TÜRKONFED'in 11. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla son kez konuştuğunu ve görevini onurla tamamlamış olmanın gururunu yaşadığını söyledi.

On yıl önce kurucuları arasında yer almaktan onur duyduğu TÜRKONFED'de 32 aylık başkanlık döneminin bugün sona ereceğini belirten Onatça, bu dönemde dünyada ve Türkiye'de baş döndüren inişler çıkışlar, üzen, mutlu eden, şaşırtan olaylara tanıklık ettiğini anlattı.

Türkiye'de güven endeksinin yükseldiği her dönem ekonominin büyüdüğünü, güven endeksinin düştüğü her dönemde ise ekonominin durağanlaştığını dile getiren Onatça, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne yazık ki güven endeksimizde son 5 yılın en düşük oranını gördük. İş insanları eğer geleceğe güvenirse yatırım yapar. Güvenirse üretir, güvenirse inovasyon yapar, markalaşma çalışmalarına hız verir, güvenirse istihdamını artırır, güvenirse eline çantasını alıp diyar diyar dolaşır. O yüzden, Türkiye'nin güven ortamını iyileştirecek düzenlemelere, söylemlere ve uygulamalara ihtiyaç duyduğunu önemle hatırlatıyoruz."

Onatça, Türkiye'nin bir başka yumuşak karnının ise bölgelerarası gelişmişlik farkı olduğunu aktararak, bölgesel gelişmişlik farklılığını azaltmayan, bir bölgesi ağlarken diğer bölgesi gülen bir ülkede huzur bulabilmenin imkanı olmayacağını vurguladı.

Başkanlığı döneminde TÜRKONFED olarak Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunlarına çözüm bulma uğraşı içerisinde olduklarını ifade eden Onatça, şunları dile getirdi:

"Türkiye'nin son 6 yıldır, kişi başına düşen milli gelirini artıramadığını, 10 bin dolarlar seviyesiyle gelişmiş ülkeler statüsüne giremeyeceğini söyledik. Söylemekle kalmadık, iş dünyamızın temsilcileri, akademisyenlerimiz ve bürokratlarımızla 'Orta Gelir Tuzağı' rapor çalışmamızı ülkenin gündemine taşımayı başardık. Sadece durum tespiti yapmakla da kalmadık. Türkiye'nin bu tuzaktan nasıl çıkacağını, 'Orta Gelir Tuzağı'ndan Çıkış Stratejileri' çalışmamızla önerdik.

'Zengin', 'orta gelir tuzağında' ve 'yoksul' olmak üzere 3 farklı Türkiye'yi kamuoyunun gündemine getirdik. Sadece İstanbul ve çevresindeki 14 kentimizin bu tuzakta bulunmadığını, dolayısıyla Türkiye'nin doğusu, güneyi ve kuzeyinde 3 İstanbul'a daha ihtiyacı bulunduğunu anlattık. Dünyada gelir dağılımının en kötü olduğu ülkelerde bölgelerarası gelişmişlik farkının 4,5 kat olduğunu, Türkiye,'nin 4,3'lük oranıyla huzuru bulamayacağını, İstanbulları çoğaltarak bu sıkıntılı tablonun ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yaptık."

Onatça, Türkiye'nin zenginleşebilmesi için katma değeri yüksek üretim yapması, ihracatın kilogram bedelini yükseltmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesine sıkı sıkı sarılmalıyız"

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Onatça, tarafsızlığı ile övündükleri TÜRKONFED'in taraf olduğu bazı konuların varlığına değinerek, bunların başında toplumun yarısını oluşturan kadınların geldiğini söyledi.

Kadınları yeterince iş hayatına adapte edemeyen, yönetim kadrolarında kadına yeterli yeri vermeyen Türkiye'yi, tek kanatla havada kalmaya çalışan bir uçağa benzettiklerini ifade eden Onatça, ayrıca taraf oldukları diğer konuların barış süreci ve Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği olduğunu anlattı.

Türkiye'nin 26 kalkınma ajansı bölgesinde 26 federasyon kurma hedefleri çerçevesinde, sadece 6 federasyon eksiği kaldığını belirten Onatça, bugün sektörel ve bölgesel 22 federasyon, 150 dernek ve 12 binden fazla üye iş insanıyla TÜRKONFED'i Türkiye'nin en yaygın ve etkin konfederasyonu konumuna taşıdıklarını vurguladı.

Onatça, 7 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye olarak, gelişmiş, yüksek gelir grubu ülkelere katılmak için tüm siyasi, ekonomik ve sosyal yapıyı yeniden düşünüp ciddi bir reform sürecine tabi tutmak gerektiğine dikkati çekerek, "Öncelikle toplumsal uzlaşma, hukuk devleti ve demokratikleşme konusunda Kopenhag Kriterlerine bağlı siyasi reformlar hayata geçirilmelidir. AB ile Gümrük Birliği'nin yeniden müzakere sürecine girmesi, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik sürecini de daha ileri bir noktaya taşıyacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Büyümede iç talep-dış talep dengesini tekrar kurarak, dış politikada da bütün yaşananlardan sonra bir reel politik döneme geri dönülmesi gerektiğini dile getiren Onatça, "Geçmişin hatalarını tekrarlamamak açısından bölgemizdeki güç dengelerini iyi hesap etmeli ve Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesine sıkı sıkı sarılmalıyız. Bu ilke, Türkiye'nin zor coğrafyasını ve riskli jeopolitiğini dikkate alan kendini kanıtlamış bir ilkedir" yorumunu yaptı.

Demokrasinin iliklere kadar işlendiği, hiçbir kurumun ve bireyin ötekileştirme söylem ve çabasında bulunmadığı, barışın egemen olduğu, hukukun üstünlüğüne inanılan, gelişmiş bir Türkiye'de TÜRKONFED'in ilelebet gerekli olduğunu söyleyen Onatça, görev süresi boyunca tüm çalışma arkadaşlarına, iş dünyasına ve hükümet yetkililerine teşekkürlerini sundu.

- Güneydoğu Bölgesi'ne yapılacak çok fazla yatırım potansiyeli var"

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye'deki bölgesel kalkınma ve şehirleşmeden bahsederek, Türkiye'nin çok hızlı şehirleşen ülkelerden biri olduğunu anlattı.

Raiser, Güneydoğu Bölgesi'ne yatırımların çekilebilmesi için barış sürecinin tamamlanması gerektiğine işaret ederek, "Zaten bölge bu anlamda çok sıkıntı çekmişti. Bölgeye yaptığım ziyaretlerde, barış süreci sağlanırsa burada yapılacak çok fazla yatırım potansiyelinin bulunduğunu gördüm" diye konuştu.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran-Symes ise 21. yüzyıl demokrasisinin kapsayıcı ve katılımcı özelliğinin örgütlülüğü beraberinde getirdiğini belirterek, "Toplumdaki gelişmiş bir sivil toplum yapısı demokratik standardı olağanüstü yükseltiyor" dedi.

Symes, ekonomide güven ortamının tesisi açısından da güçlü bir sivil toplum varlığının kritik derecede önemli olduğunu aktararak, "Sağlıklı bir ekonomi için gerekli olan güven ortamı, özgür düşünceyle, bilgi temelli çalışmalarla her geçen gün güçleniyor. Ekonomide güven ortamı da, görüşlerin özgürce üretildiği, birbiriyle rekabet ettiği, kişilerin, kurumların eleştirilebildiği ve ayrıca eleştirilere de tahammül gösterilebildiği, hukukun üstünlüğü ve öngörülebilirliği ilkesinin geçerli olduğu ölçüde güçleniyor" ifadelerini kullandı.

Çözüm sürecinin kararlı adımlarla ilerlemesi gerektiğine inandıklarını dile getiren Symes, şunları kaydetti:

"Çözüm sürecini ilk aşamalarından itibaren destekleyen, ekonomik ayağına sahip çıkarak ön alan ve bölgede refahın kalıcı kılınması yönünde girişimlerde bulunmaya devam eden bir kurum olarak, şiddetin geri dönülemez şekilde sona erdirilmesini bekliyoruz. Bu bağlamda, TÜRKONFED ile Cizre ve Batman'a gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerimizin bu dönemde bölgede devam edeceğini belirtmek istiyorum."

Kaynak: AA / Ekonomi

Avrupa Birliği İstanbul Kopenhag Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title