Haberler

Türkiye Rio+20 Zirvesi'ne Hazırlanıyor

Türkiye, Rio de Jeneiro'da 1992 yılında BM tarafından yapılan Çevre ve Kalkınma Konferansı'nın 20.yıldönümü ve 2002 yılında Johannesburg'da yapılan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nin 10.yıl dönümünde, 20-22 Haziran 2012'de Brezilya'da...

Türkiye, Rio de Jeneiro'da 1992 yılında BM tarafından yapılan Çevre ve Kalkınma Konferansı'nın 20. yıldönümü ve 2002 yılında Johannesburg'da yapılan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nin 10. yıl dönümünde, 20-22 Haziran 2012'de Brezilya'da yapılacak olan BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio+20 Zirvesi) için hazırlık çalışmaları yapıyor.

Türkiye'nin Rio+20 Zirvesi'ne hazırlık sürecini Kalkınma Bakanlığı koordine ederken, Anadolu'da bölge kalkınma ajansları tarafından sürdürülebilir kalkınma konusunda kapasite geliştirilmesi amacıyla toplantılar düzenleniyor. Samsun, Amasya, Çorum ve Tokat'ı kapsayan Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) bölgesine yönelik Samsun'da yapılan toplantıda, Rio+20 Zirvesi sürecinde Türkiye'de sürdürülebilir kalkınmanın mevcut durumunun çıkartılması kapsamında yerelde sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ne

düzeyde ele alındığı ve gerçekleşme düzeyi ele alındı. Türkiye'nin 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'na Hazırlıklarının Desteklenmesi Projesi kapsamında Samsun'da yapılan toplantının ana hedefinin Johannesburg Uygulama Planı'nın Türkiye'de sektörlerde sürdürülebilir kalkınma kavramlarının karar alma, kanun yapma süreçlerine, politikalara ve kapasitelere entegre edilmesini nasıl etkilediği incelenerek, Rio+20 Zirvesi'ne hazırlanmasına ve etkili bir şekilde katkı sağlamasına destek vermek olduğu

bildirilirken, projenin aynı zamanda kapasite geliştirme ve Türkiye'deki yeşil büyüme politikalarının uygulanması ile ilgili tartışma platformları sunacağı açıklandı.

Toplantının açılışında Türkiye'de tarihte çok az rastlanan büyümeler yaşandığına dikkat çeken OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen, "Bugün çok ciddi bir ekonomik büyümenin arifesinde Türkiye. Geçtiğimiz 10 yıl içinde Türkiye tarihinde çok az rastlanan büyümeler yaşanıyor. Büyümek güzel, ancak büyümenin kaynaklarınızı bozmadan, onların vasıflarını yitirmeden gelecek kuşaklara aktarılmasını garanti edecek şekilde bir büyüme çok önemli. Bu ekonomik gelişmenin verimliliği, sosyal adalet cephesi ve ekonominin

gelişmesinin çevre konsepti içinde sürdürülmesi gibi konular önemli" dedi.

Rio+20 Zirvesi'ne hazırlık sürecinin koordinesini yapan Kalkınma Bakanlığı'na bağlı Çevre Sürdürülebilir Kalkınma Daire Başkanı Sema Beyazıt ise, "Günümüzde dünyanın benimsediği kalkınma modelinin artık kaldırılamaz hale geldiğini tespit etti akademisyenler. Bazı küresel göstergelere baktığımızda 1990-2009 yılları arasında küresel ısınmaya neden olan gazların yüzde 38 oranında arttığını görüyoruz. Bu dünya yüzeyindeki ısının yükselmesi demek. Çok küçük bir değişiklik bile ciddi değişikliklere neden

oluyor. 1990 yılında dünya nüfusunun yüzde 46'sı yoksullukla mücadele ediyor. 2005'de bu rakam yüzde 27 iniyor, 2015'te de yüzde 15 civarında olacağı tahmin ediliyor. Ama dünya nüfusunun ciddi bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşam koşulları ile mücadele ediyor. Küresel ölçekte gelir artışına rağmen gelir dağılımında da ciddi dengesizlikler yaşanıyor. Bunun sonucu olarak açlık, yetersiz beslenme gibi sorunlarla gelişmekte olan ülkelerde bile mücadele edildiğini görüyoruz. Her yıl 5.2 milyon hektar

orman alanını kaybediyor dünya. Ozon tabakasında oluşan deliğin onarımı için ciddi bir gayret sarf ediliyor. Bu gayretleri aynı hızda devam ettirirse dünya ülkeleri ancak 2060 yılından sonra ozon tabakasının 1980 yılındaki yapısına erişebilecek. Biyolojik çeşitlilikte ciddi bir kayıp var. Hala dünya nüfusunun yüzde 20'sinin elektriği yok. Yenilenebilir enerjin payı sadece yüzde 16. 884 milyon kişi temiz su kaynaklarına erişemiyor. 2.6 milyon insan kanalizasyon hizmetlerinden faydalanamıyor. Kadınların

sosyal hayattaki yeri çok düşük. Kadınlar hala tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor, 64 milyon ilköğretim çağındaki çocuk okula gidemiyor. Bu göstergelere sahip bir dünya birçok krize, birçok dışsal etkiye de dayanıklı değil. Ekonomik krizler, çevresel bozulmalar, doğal kaynakların yok olması, bir taraftan yoksullukla mücadele dünya ülkelerini daha ciddi kararlar üretmeye zorluyor. Bir taraftan da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında sorumluluk paylaşımında uluslararası düzeyde devam eden

müzakereler var ve anlaşmazlıklar görüyoruz. Rio+20 bizim izin bir geçiş noktası, birçok çalışmanın da başlangıç noktası. Rio'da ülkeler ne kararlar alacak? Uluslararası düzeyde dünya liderleri nasıl bir mutabakat sağlayacaklar? Bunu hep birlikte göreceğiz. Bizde ülke olarak bu süreçte katkı vermeye gayret edeceğiz. Kurum olarak bu işi gündemde tutmak, sürdürülebilir kalkınma için, geleceğe daha dayanıklı dünya bırakmak, daha dayanıklı toplumlar yetiştirebilmek için nasıl bir dünya tasavvur ediyoruz?

Geleceği bugünden sahiplenmek için neler yapmalıyız? Açıkçası bu toplantının amacı her ne kadar Rio olsa da Rio'nun dışında daha uzun soluklu bir süreç tüm sektörleri, aktörleri ile gündemde tutmak, bilincini tüm kesimlere taşıyabilmek çok önemli" diye konuştu. - SAMSUN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Amasya Samsun Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title