Tekstilci Eylem Yapacak 80 Milyon Dolarlık Bir Günlük İhracat Donacak

Düşük kur, yüksek girdi maliyetlerinden bunalan tekstil ve hazır giyim sektörleri, hükümeti uyarmak için ihracatı bir günlüğüne dondurmaya hazırlanıyor.

İhracatı bir günlüğüne dondurma eylemi yapılırsa 80 milyon dolar olan bir günlük tekstil ve hazır giyim ihracatı hanesine sıfır yazılacak. Tüm sektörler destek verirse, bir günlük 450 milyon dolarlık ihracat yapılmamış görünecek.

İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) ve İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) önderlik ettiği Tekstil ve Hazır Giyim Türkiye Platformu, 14 Ağustos’ta İzmir’de Türkiye’den tüm tekstil ve hazır giyim-konfeksiyon ihracatçı birliklerinin katılımıyla toplanacak. En son yapılan enerji zamları, yüksek girdi maliyetleri ve düşük kurdan yakınan sektör, İzmir toplantısının ardından hükümeti acil önlem almaya çağıracak. İhracatçılardan hükümeti uyarmak için, ihracatın bir günlüğüne durdurulması ve sanayicilerin fabrika anahtarlarının hükümete gönderilmesi gibi bir dizi eylem önerisi geldi. İzmir’de değerlendirme yapacak sektör temsilcileri, yapacakları eylemi de seçecek.

Ekonomi programı yanlış

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, sektörün sesinin duyulması ve hükümetin açıklayacağı eylem planları içinde ihracatçının dikkate alınması gerektiğini belirterek, şu anda uygulanan ekonomi programının yanlış olduğunu söyledi. 2001’den bu yana uygulanan programın 2006’da ömrünü doldurduğunu anlatan Tanrıverdi şunları dile getirdi: "Yeni bir ekonomi programına ihtiyaç var. Bu ekonomi programında cari açığı kontrol edecek ve büyümeyi garanti altına alacak mekanizmalar olursa, zaten döviz kuru reel hale gelir. İnanıyoruz ki yeni programda bizi de dikkate alacaklar. Kendimizi daha iyi anlatmak için uyarı eylemleri olabilir."

İhracat 1 gün duracak

İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, ihracatçıların sorunlarına dikkat çekmek istediğini dile getirerek, "Anahtarları getirip atalım diye öneriler de geldi. Bu çok ağır bir eylem olur ama bir günlüğüne ihracatı durdurma eylemi önerildi. O gün tabii ki ihracat olacak ama kayıtlar bir gün sonra yapılacak. Sıfır ihracat yapılmış bir iş günü ile dikkat çekmek istiyoruz" diye konuştu. ’İhracatı bir günlüğüne dondurma’ eylemi yapılırsa 80 milyon dolar olan bir günlük tekstil ve hazır giyim ihracatı hanesine sıfır yazılacak. Tüm sektörlerin destek vermesi halinde ise bir günlük 450 milyon dolarlık ihracat yapılmamış görünecek.

Biten üretim başlamaz

Tekstil ve konfeksiyonun her türlü değişime hazırlandığını, problemin sadece kurdan kaynaklanmadığını kaydeden Hikmet Tanrıverdi, düşük kur nedeniyle verimliliği artırmak, kalite ve modaya odaklanmak gibi her yolu denediklerini söyledi. Tüm üreticilerin zorladığını anlatan Tanrıverdi "Bu kurla rekabet şansımız yok ediliyor, Türkiye ithalat cenneti haline getiriliyor. Kur şu anda gerçekçi değerinde değil. Böyle devam ederse Türkiye’de iki yılda üretim-ihracat yapan firma kalmayacak. Sonra kur yükselse, gerçekçi rakamlara gelse de üretim eskisi gibi olmaz" dedi.

Hani tekstilci ağlıyordu, bütün sektörler bağırıyor

TÜRKİYE’nin üreten ihraç eden ülke konumundan ithalatçı ülke konumuna doğru kaydığına dikkat çeken İsmail Gülle, ihracattaki performansa sevinilirken ithalattaki performansın görmezlikten gelindiğini söyledi. "Sorun tekstil ve konfeksiyonun sorunu değil, bütün sektörlerin" diyen Gülle şöyle konuştu: "Bizim için ’sürekli şikayet edip, ağlıyor’ diyorlardı. Artık bütün sektörler bas bas bağırıyor. Herkes sıkıntıda. Kimse ihracat artıyor diye sevinmesin. Bu koşullar ihracatı taşımaz. İzmir’de 2002’den bu yana olan süreci irdeleyeceğiz. Kur politikası ne olmuş, cari açık, faiz, maliyetler, enerji fiyatları yani koşullar neydi, ne oldu bakacağız."

Fransa’nın ötesine geçtik Mehmet Bey bizim işi bilemez

İSTANBUL Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in tekstilde kur ile rekabet döneminin bittiği, Bangladeş’le değil Fransa, İtalya ve Almanya ile rekabet edilmesi gerektiği yönündeki sözlerini şöyle değerlendirdi: "Mehmet Bey ekonomist; onun konusunda yorum yapmıyoruz. Bizim yaptığımız işi de o bizden daha iyi bilemez. Bizim emeğimizi, yaptığımız katma değeri, yaşadığımız dönüşümü bilmeden beyan vermesi doğru değil. Zaten sektör katma değerli üretim yapıyor. İhracat miktar olarak değil, katma değerli ürünler nedeniyle değer olarak artıyor. Fransa’nın çok ötesine geçtik. Önümüzde bir tek İtalya var. O yolun da yarısını aştık. Bize bir şans daha verilirse İtalya’yı tahtından edeceğiz. Buna çok inanıyoruz. O potansiyel, tecrübe, pazarlama, kabiliyet var bizde. Bunlar göz ardı edilmemeli. Sektörün çeyrek yüzyıllık önemli tecrübesi yok sayılmamalı."

Pamuk ipliği ithalatına ek mali yük getirildi

İTHALATTA Korunma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu, pamuk ipliğinde yürütülen koruma önlemi soruşturmasında yüzde 85’ten az pamuk içeren ve perakende satış için hazırlanmamış pamuk ipliklerinin önlemsiz kapatılmasına, yüzde 85 veya daha fazla pamuk içeren ve perakende olarak satılacak hale getirilmemiş olan pamuk ipliklerinde ise üç yıl süre ile ek mali yükümlülük getirilmesine karar verdi. Ek mali yükümlülük birinci yıl en yüksek kilogram başına en yüksek 1 dolar, en düşük 0.35 dolar, ikinci yıl en yüksek 0.95 dolar, en düşük 0.33 dolar, üçüncü yıl ise en yüksek 0.90 dolar, en düşük 0.30 dolar olacak. Ayrıca Kurul gelişmekte olan ülkelere muafiyet tanınması konusunda Bakanlar Kuruluna öneride bulunacak. Pamuk İpliği İthalatında Korunma Önlemi Soruşturmasına İlişkin Sonuç Raporu’nda ise, 2007 yılında 432 milyon 425 bin dolar değerinde 141 bin 342 ton, bu yılın ocak-mayıs döneminde ise 173 milyon 686 bin dolarlık 54 bin 643 ton yüzde 85 veya daha fazla pamuk içeren ipliğinin ithal edildiği kaydedildi. 2005 ve 2006 yıllarında yüzde 63.6 ve yüzde 46.9 düzeylerinde gerçekleşen ithalat artış oranı özellikle 2007 yılında yüksek seviyelere ulaşarak, bir önceki yıla göre yüzde 120 oranında artış gösterdiği görüldü. İthalatın, piyasa payını sürekli olarak artırdığı belirlenirken, 2003 yılında yüzde 2.6 olan piyasa payı 2006’da yüzde 5.6’ya ulaştı. 2007 yılında ise iki katından fazla bir artışla yüzde 12.5’e yükseldi. 2003 yılında yüzde 2.2 olan ithalatının yerli üretime oranı 2006 yılında yüzde 4.8’e çıktı. 2007 yılında ise bu oran ithalattaki önemli artışın etkisiyle büyük bir sıçrama yaparak yüzde 10.8’e ulaştı.

Haberler