Haberler

Tcmb Finansal İstikrar Raporu Açıklandı (4)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'nda "Bankacılık sektörünün yabancı para net pozisyonundaki açık düşük bir seviyede olduğu için kur şokları doğrudan bilanço kanalıyla bankacılık sektörü üzerinde bir baskı yaratmamaktadır" değerlendirmesine yer verildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'nda "Bankacılık sektörünün yabancı para net pozisyonundaki açık düşük bir seviyede olduğu için kur şokları doğrudan bilanço kanalıyla bankacılık sektörü üzerinde bir baskı yaratmamaktadır" değerlendirmesine yer verildi.

TCMB tarafından yılda iki kez yayımlanan "Finansal İstikrar Raporu'nun" ilki yayımlandı.

Raporun "Finansal Kesim" bölümünde, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği belirtilerek, kredi büyümesinin makul düzeylerde olmasının yanı sıra ticari kredilerin tüketici kredilerine göre daha hızlı büyümesinin dengeli büyümeyi desteklediği ifade edildi.

Yakın dönemde artan kur oynaklığına ve devlet iç borçlanma senetlerinin getirilerine rağmen kredi faizlerinin yatay bir görünüm sergilediği aktarılan raporda, bankaların takipteki alacak oranının yatay seyrettiği ve sektörün mevcut sermaye tamponlarının yeterince güçlü olduğu kaydedildi.

Raporda, finansal piyasalardaki oynaklıkların, sektörün faiz ve kur riskine duyarlılıklarının incelenmesini gerektirdiğine işaret edilerek, faiz oranlarındaki artışın kısa vadeli pasif yapısı nedeniyle sektörün net faiz gelirini olumsuz yönde etkilerken, menkul kıymet portföyünün değer kaybetmesine neden olduğu vurgulandı.

Raporda, menkul kıymetlerin bilanço içindeki ağırlığının azalmasının ve değişken faizli kıymetlerin varlığının sektörün maruz kalabileceği faiz riskini sınırlandırdığı belirtilerek, "Bankaların mevcut net faiz marjları ve sermaye yeterlilik oranları ise faiz artışından kaynaklanabilecek olası zararları karşılayabilecek durumdadır. Ayrıca, bankacılık sektörünün yabancı para net pozisyonundaki açık düşük bir seviyede olduğu için kur şokları doğrudan bilanço kanalıyla bankacılık sektörü üzerinde bir baskı yaratmamaktadır" denildi.

Bankacılık sektörünün likidite pozisyonunun güçlü görünümünü sürdürdüğüne dikkatin çekildiği raporda, şunlar aktarıldı:

"Bankalar, Basel III düzenlemelerine paralel olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 2015 yılı başında yürürlüğe konulan yasal likidite karşılama oranlarını sağlamaktadır. Küresel belirsizliklere karşın dış borç temininde ve yenilemede sorun yaşamayan bankacılık sektörünün yurt dışı kaynaklı olası likidite şoklarına karşı yeterli tamponlara sahip olduğu görülmektedir. TCMB'nin zorunlu karşılık uygulamasında mevduat dışı yabancı para (YP) kaynakların vadesini uzatmaya yönelik yaptığı değişikliğin de katkısıyla bankaların yurt dışı kaynakları içinde kısa vadelilerin payı azalmakta, ortalama borçlanma vadeleri uzamaktadır. TCMB tarafından TL zorunlu karşılıkların TL olarak tesis edilen kısmına çekirdek yükümlülükleri teşvik edecek şekilde faiz ödenmesi uygulaması başlatılmış olup, bankaların çekirdek fonlama kaynak kullanımını artırmaları finansal istikrar açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir."

" Fed'in faiz kararlarına yönelik belirsizliklerin devam etmesi döviz kurları üzerinde de dalgalanmaların gerçekleşmesine neden olmaktadır"

Raporda, TCMB'nin temkinli politika duruşu ve BDDK tarafından alınan makroihtiyati tedbirlerin etkisiyle kredilerin GSYİH'ye oranında gözlenen hızlı artışın kontrol altına alındığı ve tarihsel ortalamasına yakınsadığı ifade edildi.

Bankaların ihtiyaç kredisi standartlarında sıkılığın sürdüğü vurgulanan raporda, "Konut kredisi standartları tarihsel ortalamalara yakın seyrederken ihtiyaç kredisi standartlarında 2014 yılından itibaren izlenen sıkılaşma sürmektedir. 2015 yılının ikinci çeyreğinde ihtiyaç kredisi standartlarında kayda değer bir gevşeme, konut kredilerinde ise bir miktar sıkılaşma öngörülmektedir" denildi.

Raporda, TL'nin mevduat bankacılık sektörünün en önemli fonlama kaynağı olmaya devam ettiği belirtilerek, "Para politikasının küresel olarak farklılaşmasının ve ABD'de normalleşme sürecine dair belirsizliklerin devam etmesi, bankacılık sektörünün faiz oranı kaynaklı risklerinin takibini gerekli kılmaktadır" bilgisine yer verildi.

Raporda ayrıca şu değerlendirmeler yapıldı:

"Bankacılık sisteminin bir yıl sürecek faiz şoku altında ve bir yıla kadar olan vadede, faiz riskine olan duyarlılığının sınırlı olduğu ve halihazırda mevcut SYR düzeyinde faiz oranı şoklarına dayanıklı olduğu değerlendirilmektedir. Bankacılık sektörünün menkul değer portföyü üzerinden karşılaşabileceği faiz şoklarına duyarlılığının sınırlı olduğu ve sektörün mevcut sermaye seviyesinde faiz şoklarından önemli derecede etkilenmeyeceği düşünülmektedir. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz kararlarına yönelik belirsizliklerin devam etmesi döviz kurları üzerinde de dalgalanmaların gerçekleşmesine neden olmaktadır."

(Son)

Kaynak: AA / Ekonomi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Fed Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title