Haberler

TBMM Başkanı Çiçek Açıklaması

"Belki önergeler önceden verilmiş olsaydı belli bir mesafe almış olabilirdik, bu tartışmaların bir kısmını yapmazdık" "Türkiye'nin temel problemi herkesin kendi işine bakmamasından kaynaklanıyor.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 4 eski bakan ile ilgili dosyalar konusundaki tartışmalar konusunda,  "Belki, önergeler önceden verilmiş olsaydı belli bir mesafe almış olabilirdik diye düşünüyorum, bu tartışmaların bir kısmını yapmazdık" dedi.

Çiçek, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soruşturma önergeleriyle ilgili bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğinin TBMM İçtüzüğü'nde olduğunu hatırlatan Çiçek, anlaşılmayan çok fazla husus olmadığını, İçtüzüğün 107 ve takip edilen maddelerin de en ayrıntılı şekilde düzenlendiğini ve işlemin buna göre yapılacağını anlattı.

"Milletvekilleri isteseydi 17 Aralık'tan hemen sonra Soruşturma Komisyonu kurulması talebinde bulunabilir, bugünler beklenmeyebilir miydi?" sorusuna Çiçek, Meclis Soruşturması kurulmasını başlatacak işlemin 55 milletvekilinin talebi olduğunu, fezlekelerin ya da teftiş kurulu raporunun gelip gelmemesinin öneminin olmadığını söyledi. Meclis soruşturmasının; Anayasa, İçtüzük ve bugüne kadarki uygulamalara göre 55 milletvekilinin talebiyle başladığını kaydeden Çiçek, böyle bir talep söz konusu olmadığında herhangi bir işlemin yapılamayacağını tekrar etti.  "Niye, neden vermediler, ben bunun münakaşasına girmem" diyen Çiçek, dün akşam 5 soruşturma önergesinin verildiğini hatırlattı.

Çiçek, "Demek ki dün verilebildiği gibi, 1 ay evvel de verilebilirdi, 20 gün sonra da verilebilir. Belki, önergeler önceden verilmiş olsaydı belli bir mesafe almış olabilirdik diye düşünüyorum, bu tartışmaların bir kısmını yapmazdık" dedi.

4 eski bakan ile ilgili yargıda yürütülen soruşturmanın gizliliğinin hatırlatılması üzerine Çiçek, Meclis'te kurulacak Soruşturma Komisyonu'nun da gizliliğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Meclis soruşturması hukukunda üçüncü kişilerle beraber bir suç işlendiği iddiası varsa, Komisyon o kişileri de dinleyebilir ama sanık olarak değil, sadece tanık olarak dinler. Rapor hazırlanır soruşturma açılır, savcılıklarda yürütülen dosyayla ilgili irtibatı varsa bunlarla birleştirilir deniyor. Buralarda bir tereddüt yok, çok açık ve net. Ama başka bir şey var; deniliyor ki önerge verilip soruşturma açılması yönünde karar verilinceye kadar bu kişiye şüpheli bile diyemezsiniz. Hukuk bu kadar ince. Buna kim ne kadar riayet ediyor bilemiyorum. Yalnız bu dosyalarda değil, Türkiye'nin belli süreden beri hastalığı, konu gündeme geldiğinde, sizler tarafından da kamuoyuna duyurulduğunda ilk 3-4 gün içinde insanları ya mahkum ediyoruz ya beraat ettiriyoruz.  O zaman bu yargısal işlemlerin ne anlamı kalıyor ki? Konu hassas, şüpheli bile diyemezsiniz, diyor. Şimdi geldiğimiz nokta böyle mi, nitelemeler öyle mi, değil. Ben de baştan beri hukuk çerçevesinde bu işi değerlendirmeye çalışıyorum. Eksik, yanlış bulan olabilir ama onlar da hukuk yönünden bunu ortaya koysunlar. İnşallah bir daha ihtiyaç olmaz ama uygulamalarda bunları biraz daha doğru bir zeminde tartışalım."

Çiçek, kimlerden görüş aldığı sorusuna, kendilerinin iznini almadan isimlerini vermeyeceğini belirterek, ceza hukuk profesörleri ve devletin kurumları olduğunu söyledi.

-"Suçlamaları üstyazıya koyduk"

Birden fazla Soruşturma Komisyonu kurulmasının komisyonun karar vereceği konular olduğunu ifade eden Çiçek, "Zaten savcılıktan gelen iki ayrı talep var. Birisi bir eski bakan, diğeri üç eski bakanı içeriyor. CHP her biri için ayrı komisyon kurulmasını vermiş, AK Parti de tek bir önerge verip hepsini birleştirmiş. Bunlar bir araya gelecek usulü işlemlerdir. Mühim olan konunu kendi mecrasında sürdürülebilmesidir" dedi.

Çiçek, "Dosyalar Meclis'e geldiğinde size yöneltilen eleştiri neden okutmadığınız yönündeydi" denilmesi üzerine, usuli işlemler açısından neler yapılacağına bakıldığını belirterek, bugüne kadar gelen dosyalar arasında geldiğinin ertesi günü Genel Kurul'a sunulan hiçbir yazı yok. En erken 6 gün sonra sunulduğunu, hem de bunun Meclis açıkken yapıldığını anlatan Çiçek, "Meclis kendisine gelen bir işlemle ilgili ne yapacağını evvela oturup araştıracak. Hele hele ilk defa geliyorsa, hukukçular, uzmanlar, bilim adamları, geçmiş uygulamalarla birlikte  bir çalışma yapacak. Gözardı ettiğiniz husus var; 28 Şubat akşam gelmiş. Tarih de kötü zaten... Biz bununla ilgili işlem yapacağız. 26 Şubat'ta alınan karar gereğince Meclis; hafta sonu da 1,  2 ve 3 Mart'ta da çalışacak. Ama 1 Mart günü elden Danışma Kurulu önerisi getirip gündemindeki  konuyu bitirip hiç ara vermeden ertesi sabah kapatma kararı verildi. Yoksa biz bugün okuttuğumuz yazıyı, 3 gün önce okutmakta ne mahsur var ki? Hiçbir mahsuru yok ama geçmiş uygulamalarda da 6 gün ile 90 gün arasında bilgiye sunulma var. Geldiğinin ertesi günü sunulan hiçbir şey yok. Birçok konularda da Meclis ön inceleme yapar. Şimdi Soruşturma önergeleri geldi, bunlara da bir bakılacaktır. Soruşturma önergesi format var mı, yok mu bakılacak. Bu, bir şeyi engellemek anlamında değil, işlemi düzgün yapmak için..." diye konuştu.

Çiçek, "Hukukçular 'Üstyazı okunsaydı ne soruşturmanın gizliliğine ne de soruşturma komisyonu kurulmasına engel olacaktı' diyorlar" denilmesine, "Üstyazı denileni okuduk kardeşim" karşılığını verdi.

"Muhalefet üstyazının farklı olduğunu iddia ediyor" sözüne ise Çiçek, "İddiası yok. Zaten bugüne kadar gelenleri okudum zaten. Gelen makam, isnat edilen suçlar, tarihi, yazısı var. Suçlamalar ne varsa onları yazdığımız üst yazıda başlık olarak hepsini yazdık. Geçmiş uygulamalar da böyle" dedi.

Çiçek, muhalefetin normal düzende Genel Kurul'u Meral Akşener'in yönetmesi gerekirken Sadık Yakut'un yönetmesi konusundaki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, "Normal düzende öyleydi ama olağanüstü toplantılarda İçtüzüğün 14. maddesine göre, Meclis Başkanı kimi istiyorsa onu görevlendiriyor. Bunda bir şey yok. Bir itiraz oldu ama çok da ısrarlı olarak gelmedi. Meral Hanım'a aklımın köşesinden bile geçmez, çok değerli bir Meclis Başkanvekili..." diye konuştu.

"Siz niye değiştirdiniz?" sorusuna Çiçek, Akşener'in 26 Mart'ta görevli olduğunu, bu sırayı değiştirmediklerini, ancak İçtüzük uyarınca olağanüstü toplantılarda Meclis Başkanı'nın kimi istiyorsa ona görev verdiğini kaydetti. "Muhalafet, özellikle bu konuda Akşener yerine, Sadık Yakut'u özellikle görevlendirdiğinizi söylüyor?" sorusuna Çiçek, "Tamam öyle diyorlarsa, öyle kabul etsinler" karşılığını verdi.

-"Tarafsızlığı korumanın tek yolu, hukuk içinde kalmak..."

Çiçek, 17 Aralık sonrası çıkarılan yasaların Anayasa'ya aykırı olduğu ve kendisine yönelik eleştirileri nasıl değerlendirdiği sorusuna karşılık, şunları kaydetti:

"Türkiye'de siyasetin çok fazla kuralı yok. Herkes istediği gibi konuşuyor, istediği gibi değerlendirme yapıyor. Meclis Başkanı tarafsız olacak, öyle mi? Tarafsız olacaksa, toplum 2-3 taraf olmuş, siz nasıl tarafsızlığınızı koruyacaksınız. Tarafsızlığınızı korumanın bir tek yolu, yöntemi var; o da hukuk çerçevesinde hareket etmeniz kaydıyla. Deseniz ki 'gelen tasarı veya teklif Anayasa'ya aykırıdır.'  Öbür taraf 'sen kendi işine bak, senin görevin mi, sen Anayasa Mahkemesi misin?' diyecekler. Beri taraf da 'yaşa, varol, işte Meclis Başkanı böyle olur' diyecek. Tersini söylediniz dediniz ki 'gelen yasalarda anayasaya aykırılık yok', o zaman da 'sen hükümetin, partinin sözcüsü müsün?' denilecek. Böyle bir ortamda Nasreddin Hoca'nın çok da uygun bir fıkrası var ama yeri değil. Neyi yaparsanız bir taraf beğenir, bir taraf beğenmez ama ben yaptığım işin hukuk çerçevesinde olmasına gayret ederim. Anayasa'nın 6. maddesini hepiniz açıp okuyun. İyi kötü bu ülkenin bir anayasası, bu kadar mevzuatı var. Siyaseten ne demesi lazım, ne demesi gerekiyor, kimin lehinde, kimin aleyhinde. Hiçbir organ ya da kişi, kaynağını Anayasa'dan almayan bir yetki kullanamaz. Meclis Başkanı'nın kanunların Anayasa'ya uygunluğunu, aykırılığını denetleme yetkisi var mı? Meclis Başkanı olarak görevlerimizi yaparken bu İçtüzük ve mevzuat bize hangi yetkileri verdiyse ona bakarız. Başkan'ın görevlerini düzenleyen 14. maddesini  okuyun. Her işe maydanoz olan bir Meclis Başkanı bu memlekette başka türlü bir problem olur. Zararı yok, hukuk içinde ben problem olayım, hukukun dışına çıkarak problem olmak istemem."

-"Herkes herkesin yetkisini gaspediyor"

Geçmişte,  denetleme konusunda  kavga çıktığını hatırlatan Çiçek, birilerinin  "senin Meclis Başkanı olarak yetkin sembolik. Komisyonlar bağımsız, sen oraya karışamazsın", bazılarının ise "karışır" dediğini, sonra zaman geçtiğinde bunların yer değiştirdiğini ifade etti. "Niye karıştı, niye karışmadı" şeklindeki tezatların Meclis'te kısa süre içinde yaşandığına işaret eden Çiçek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla komisyonları denetleme yetkisinin bile Meclis Başkanı açısından sembolik olduğu, temsil görevi olduğu, komisyon çalışmalarına müdahale edemeyeceği söylendi. Nitekim bu konuda geçmişte 10-11 örnek var. Meclis Başkanı demiş ki 'siz bu görüşmeleri yaparken usule uymamışsınız, ana kanunla alakası olmayan kanunları getirip koymuşsunuz' dedi. Komisyon Başkanı demiş ki 'bu sizin göreviniz değil, biz böyle uygun gördük' demiş. Bütün bunlardan ayrık olarak Meclis Başkanı nerede yer alacak? Meclis Başkanı hukukun içinde yer alacak. Doğru olanın da bu olduğu kanaatindeyim. Her konuda Meclis Başkanı'nın söylemine göre Meclis çalışacak değil. Burada en yetkili organ Genel Kurul'dur. Neyi, nasıl takdir edecekse onu takdir edecek, beğenmeyen de varsa bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürecek. Onun dışındaki siyasi söylem meselesidir. Hatta bazılarının hoşuna giderse manşetlerde yer alırız, 'helal olsun, yaşa, varol' denir ama bir süre sonra da birileri de  çıkar 'sen kendi işine bak kardeşim' der. Zaten Türkiye'nin temel problemi herkesin kendi işine bakmamasından kaynaklanıyor. Herkes herkesin yetkisini gaspediyor. Yargı yasamanın, yürütme yasamanın veya kurumlar kendi arasında biri diğerinin görev alanına müdahale ediyor, ondan sonra da 'bu ülke ne olacak, bu ülkede huzur, barış nasıl sağlanacak?' diye soruyoruz. Herkes ne yapıyorsa, ne ediyorsa hukuk çerçevesinde, hukukun içinde kalarak yapacak. Herkes kendi işini yapacak. Ben de eksiğiyle, fazlasıyla eleştirilere saygı duyarım, cevap da vermem doğru değil. Ama herkes kendi işine yaparsa hepimiz daha huzurlu bir ülkede yaşarız."

- TBMM

Kaynak: AA / Politika

Anayasa Mahkemesi Meral Akşener Cemil Çiçek Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title