Haberler

Ketojenik Diyet nedir? Ketojenik Diyet püf noktaları nelerdir?

Güncelleme:

Ketojenik diyet, birçok diyet çeşidinin bulunduğu günümüzde en çok uygulanan diyetlerinden biridir. Tıpta, çocuklarda ilaçlarla önlenemeyen sara nöbetleri gibi hastalıklarda ilaçsız iyileştirme yöntemi olarak kullanılan ketojenik diyet, artık günümüzde zayıflamak için de kullanılıyor. Peki, herkesin duyduğu ve merak ettiği Ketojenik Diyet nedir? Ketojenik Diyet püf noktaları nelerdir? Detaylar haberimizde!

Daha çok sağlıklı yağ tüketilen ve az miktarda karbonhidrat alımı yapılan ketojenik diyetin ne olduğu ve uygulanışındaki püf noktalar merak ediliyor. Ketojenik diyetin aslında tıpta, şeker hastaları ve çocuklarda ilaçlarla önlenemeyen sara nöbetleri gibi hastalıklarda ilaçsız iyileştirme için kullanılıyor. Fakat günümüzde artık zayıflamak için de uygulandığını görüyoruz. Peki, ettiği Ketojenik Diyet nedir? Ketojenik Diyet püf noktaları nelerdir? İşte detaylar!

KETOJENİK DİYET NEDİR?

Ketojenik diyet veya düşük karbonhidrat, yeterli protein, yüksek yağ diyeti ya da kısaca düşük karbonhidratlı diyet, daha Türkçe ve basitleştirilmiş haliyle şekersiz, nişastasız diyet, vücudun glukoz yerine keton üretip yakmasını sağlamak için günlük kalori ihtiyacının mümkün olduğu kadar azını şeker ve karbonhidratlardan, büyük çoğunluğunun ise yağlarla karşılanmasını hedefleyen diyet. Diyet de protein tüketimi, proteinler de karbonhidratlar gibi glukoza dönüştürülebildiğinden ötürü yeterli varsayılan bir miktarla sınırlandırılır.

NASIL UYGULANIR?

Ketojenik diyet taş devri rejimi veya mağara rejimi adı altında bir hayat tarzı olarak da benimsenebilmektedir. Ketojenik diyet ayrıca doğal bir zayıflama yöntemi olarak da görülebilmektedir. Pratikte ketojenik diyet alıştığımız birçok gıda çeşidinden vazgeçmeyi gerektirir. Ketojenik diyette, meyveler dahil bütün tatlı veya şekerli yiyeceklerin, tahıl ürünlerinin, nohut fasulye tarzı nişastalı yiyeceklerin, yer altında büyüyen havuç, patates gibi köklerin mümkün olduğunca az yenmesi, sebze ve yeşilliklerin ise lifler hariç toplam karbonhidrat miktarının kişinin faaliyet seviyesine bağlı olarak günde yaklaşık 20 gramın altında kalacak kadar az yenmesi, et, balık, yumurta gibi protein kaynağı yemeklerin ise kişinin yağsız (ideal) ağırlığının her kilosu için büyüme ihtiyacına bağlı olarak 1 ile 2 gram protein verecek kadarı, yani örneğin yaklaşık yağsız her vücut kilosu için günde 3 ile 6 gram arası et yenmesi, vücudun kalan kalori ihtiyacının (olası açlık hissinin) yenilebilir yağlar, özellikle içeriğindeki ?-6 yağ asitlerinin ?-3 yağ asitlerine oranı mümkün olduğunca az olan yağlı gıdalarla (iç yağı, yağlı et, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, tereyağı gibi geleneksel yağlarla) giderilmesi demektir. Vücudun keton ürettiğinden veya sindirilen karbonhidrat ve protein miktarının yetersiz kalıp, kalori ihtiyacının yağlardan sağladığından emin olmak için nefeste, idrarda veya kanda amaçlanan keton seviyelerinin oluştuğunu gösterebilen günlük ölçümler yapmak gerekebilir. Bu sayılar kişiden kişiye ve o kişiler için bile durumdan duruma değişebileceği için genellikle bir uzman takibi ve gözetimi altında başlanması tavsiye edilir.

KETOJENİK DİYET PÜF NOKTALARI NELERDİR?

Yağ: Bazılarına yağ yemek zor gelebilir, bulantı yapabilir, doğru yağ kullandıkça ve acıktıkça geçecektir.

Geçiş: Glukoz-keton geçiş döneminde grip benzeri yorgunluk hissedenler olabilir, geçicidir.

Su: Ketojenik diyetin yan etkisi bol idrar olacağı için, normalden daha fazla su içmek gerekir.

Tuz : Bol idrar, sodyum, magnezyum, potasyum, ve başka gerekli maddelerin eksilmesine, halsizliğe, kramplara yol açabilir. Doğru gıdalarla dengelemek gerekir.

Tansiyon : İlacını alanların tansiyonu fazlaca hızlı düşebilir, diuretik ilaçlar daha da fazla idrara sebep olabilir. Ölçmek, danışmak, belki tansiyon ilacını azaltmak gerekebilir.

Lif: Glukoza dönüşmeyen karbonhidrattır bu yüzden diyet hesabında sayılmayabilir. Bol yeşillik yemek, az karbonhidrat ve yeterli lif demektir. Sadece yağ ve protein yemek yetersiz life ve kabızlığa sebep olabilir.

Protein : Fazlası glukoza dönüşerek kanda enerji taşıyıcı olarak glukozdan ketona geçişi engelleyebilir, ideal ağırlığın her kilosu için günde bir buçuk gram protein, yani üç-beş gram et, veya balık, veya yumurta yetebilir. Hamileler ve gelişmekte olan çocuklar ve gençlerin ihtiyaçları tabii ki daha fazladır.

Ölçümler: Nefeste, idrarda ve kanda keton, ve kanda glukoz ölçümü için elektronik aletler, renk değiştiren kağıtlar satın alınabilir, fakat genellikle arada bir ölçtürüp, diğer zamanlarda nefesin ve idrarın kokusundan tahmin etmek yetebilir. Keton, tırnak cilası asetonu gibi kokar. Az karbonhidrat ve az protein yiyenlerin nefesinde, aseton kokusu en az, çok kas kullanan faaliyetlerden sonra daha belirgin olabilir (çok yağ da yemediyse zaten kilo veriyordur). Keton kokusu, kanda keton seviyesi uzun süre yüksek kaldıktan sonra, vücut başka kokmayan bir keton çeşidinin üretimini arttırdıkça azalıp kaybolabilir.

İnsülin: Kanda keton olduğu zaman, kanda glukoz fazlası olmadığı, bu yüzden insüline de gerek olmadığı; kişi önceden şeker hastası idiyse, hala şişman bile olsa, ferahlayacağı anlamına gelir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Gündem Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title