Haberler

Kavimler Göçü nedir? Kavimler Göçü Nedenleri nelerdir? Sonuçları nelerdir? Kavimler Göçü kısaca tarihi

Güncelleme:

M.Ö. 3. yüzyıl ile 4. yüzyıl arasında Avrupa'yı istila eden, tarihte kavimler göçü olarak bilinen Avrupaya'ya yapılan insan göçüdür. Peki Kavimler Göçü nedir? Kavimler Göçü'nün nedenleri nedir? Kavimler Göçü'nün sonuçları nedir? İşte Kavimler Göçü'nün kısaca tarihi haberimizde...

Kavimler Göçü Nedenleri nelerdir? M.Ö. 3. yüzyıl ile 4. yüzyıl arasında Avrupa'yı istila eden, tarihte kavimler göçü olarak bilinen Avrupa'ya yapılan insan göçüdür. Peki Kavimler Göçü nedir? Kavimler Göçü'nün nedenleri nedir? Kavimler Göçü'nün sonuçları nedir? İşte Kavimler Göçü'nün kısaca tarihini sizler için derledik...

KAVİMLER GÖÇÜ NEDİR?

Kavimler Göçü, 350-800 yılları arasında Avrupa'ya yapılan şiddetli insan göçüdür. İlk dönem ve ikinci dönem olarak ikiye ayrılmaktadır. İkinci dönem kavimler göçü ilk dönem kavimler göçünün devamı niteliğindedir. İlk dönem kavimler göçü Roma İmparatorluğu ve Hunlar arasında yoğun sınır değişikliklerini kapsar. İlk gelen göçmenler Hunlar, Slavlar, Ön Bulgarlar, Alanlar tarafından Batı'ya doğru sürülen Gotlar, Anglo-Saksonlar, Vandallar ve Franklar gibi Cermen kabileleriydi.İkinci dönem göçleri de (Arap fetihleri, Türk, Macar, Viking göçleri ve Moğol istilaları) Kuzey Afrika, Anadolu ve Avrupa'da derin değişimlere sebep olmuştur.

KAVİMLER GÖÇÜNÜN NEDENLERİ

a) Büyük Hun Devleti'nin dağılmasından sonra As­ya'nın batısında (Hazar ve Aral Gölü arası) Hunlara katılımların olması, burada çoğalan nüfus ve kabileler arasındaki rekabet ve mücadelelerle daha batıya doğru kaymaya başlamaları
b) İdil (Volga) ırmağının batısına gelen Hunlar ön­lerine gelen kavimleri yurtlarından çıkartmaya başla­maları (375)
c) Hunların baskısıyla Kavimler Göçü bütün Avrui pa'yı etkileyerek, değişik zamanlarda yüzyıllarca de­vam etmiştir.
Yukarıdaki nedenlere bağlı olarak Karadeniz'in ku­zeyinde yaşayan Got'lar (Ostrogotlar-Vizigot!ar) Van­dallar, Geomenler, Suevler, Gepitler Avrupa'ya doğru dalgalar halinde ilerleyerek, kendilerine yeni yaşam alanları bulmak istediler.
Bu sırada Avrupa'da Roma İmparatorluğu en bü­yük devletti. Ostrogotlar italya'ya, Vizigotlar ispanya 'ya, Vandallar Kuzey Afrika'ya, Franklar Fransa'ya, Germenler Kuzey Avrupa'ya ilerlediler. Böylece Avru­pa'da hızlı bir sosyal, kültürel, siyasal ve dini değiş­me yaşandı.

İLK KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI

  • Roma İmparatorluğu 395'te ikiye ayrılmıştır. Batı Roma İmparatorluğu ve Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans)
  • Göçlere dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkılmıştır.
  • Avrupa yüzyıla yakın bir süre karışıklıklar içerisinde kalmıştır.
  • İlk Çağ sona ermiş, Orta Çağ başlamıştır.
  • Avrupa'da derebeylik (feodalite) rejimi ortaya çıkmıştır.
  • Barbar kavimlerin birbirleriyle ve Romalılarla kaynaşması sonucu yeni milletler ortaya çıkmıştır ve bunun sonucunda bugünkü Avrupa milletlerin etnik yapısının oluşumundaki katkısı çok fazla olmuştur.[kaynak belirtilmeli]
  • Barbar kavimler arasında Hristiyanlık hızla yayılmıştır. Cermenler, Hristiyanlığı kabul ederek Ortaçağ Avrupa'sına damgalarını vurmuşlardır.
  • Bunun sonucunda Orta Çağ Avrupasında kilise, papalık ve skolastik düşünce güç kazanmaya başlamıştır.
  • Göçler sonunda bugünkü İspanya'ya Vizigotlar, Kuzey Afrika'ya Vandallar, İtalya'ya Ostrogotlar, bugünkü Fransa'ya ise Franklar yerleşmiştir.

İKİNCİ KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI

567 yılında Türk boyu Avarlar ve Kuzey İtalya'daki Cermen kabilesi Lombardlar, Gepid Krallığı'nın büyük kısmını yok ettiler. Ön Bulgarlar yedinci yüzyılda Bizans'ın doğu Balkanlar'daki topraklarını ele geçirdiler.
Bizans-Arap Savaşları sırasında Arap 8. yy'ın sonunda 9. yy'ın başında, Anadolu üzerinden Balkanları ele geçirmeye çalıştılar ancak 718'de Ön Bulgarlar ve Bizans Orduları, Arapları Konstaninopolis Kuşatması sırasında yenilgiye uğrattılar. Hazar-Arap Savaşlarında da Hazarlar Arapları Kafkaslar'da durdurdular. Aynı zamanlarda Emeviler, 732'de Franklar tarafından Puvatya Muharebesi'nde durdurulana dek Avrupa'yı Cebelitarık üzerinden istilaya başladılar.

KAVİMLER GÖÇÜ İLE AVRUPA'DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ

Devlet teşkilatından önce İskitler ismi ile adını duyurmuş bir topluluk Asya topraklarında toplanmış ve Türk tarihinde önemli olaylara imza atmışlardır.
Ancak bu topluluğun devlet teşkilatı adı altında değerlendirmesi doğru olmadığından ilk Türk devletleri başlığı altında yer alamaz.
İskitler'den kısaca bahsetmek gerekirse Karadeniz'in kuzeyinden Tuna Nehri'ne kadar olan bölgede yaşamış olan İskitler Asurlular, Persler ve Urartular gibi devletlerle uzun süre savaşmışlardır. MÖ. VII. yüzyıldan, MÖ. II. yüzyıla kadar siyasi etkinliğini sürdüren İskitler Suriye, Filistin ve Anadolu üzerinden Mısır'a seferler yapmıştır. İlk Türk Devletleri konusunda akılda kalması gereken bir konu da Orhun Kitabeleri'dir. Sosyal devlet anlayışının benimsendiğini gösteren bir yazıt olan Orhun Kitabeleri Türklerin bıraktığı ilk yazılı belgedir.

Kavimler Göçü nedir? Nedenleri nelerdir? Sonuçları nelerdir? Kavimler Göçü kısaca tarihi

ASYA HUN İMPARATORLUĞU

Hükümdarlarından Mete Han zamanında en parlak ve güçlü günlerini yaşayan bu imparatorluk, Teoman tarafından MÖ 220 yılında kurulmuştur.

Orta Asya toprakları üzerinde kurulan ilk Türk devleti olması ile bilinen imparatorluk, Türk boylarını ilk kez tek bayrak altında toplamayı başarmıştır.

Milattan sonra 48 yılı içinde ikiye ayrılarak dağılmıştır.

Çin Seddi, bu dönemde Asya Hun İmparatorluğunun saldırılarından çekinen Çin toplumu tarafından yapılmıştır. Tüm dünyaya örnek olacak ordu sistemini Mete Han, hükümdarlığı döneminde inşa etmiştir.

AVRUPA HUN DEVLETİ

Kavimler göçü ile Avrupa topraklarına ulaşan Türkler tarafından kurulan devletin öncülüğünü Balamir Kağan yapmıştır.

Avrupa toprakları üzerinde kurulan ilk Türk devleti olması ile bilinir. Atilla döneminde en parlak zamanlarını yaşamış ve yine bu dönemde Bizans vergiye bağlanarak bir ilk gerçekleştirilmiştir.

En parlak dönemleri yaşatan Atilla hayatını kaybettikten sonra devlet zayıflamış ve Germenlerin seferleri ile yıkılmıştır.

I.GÖKTÜRK DEVLETİ

Ötüken topraklarında, Bumin Kağan tarafından kurulan devlet ikiye ayrılarak iki ayrı yönetim şeklinde yönetilmiştir.

Ticaret için oldukça büyük öneme sahip İpek Yolu için diğer topluluklarla çatışmıştır.

Göktürk devleti, Türk ismi kullanılarak kurulan ilk Türk devleti olması bakımından önemlidir. Türk toplumlarını ikinci kez tek bayrak altında toplayan devlet Göktürk devleti olmuştur.

Çin baskıları sonucunda zayıflama görülen devlet sonrasında ikiye ayrılmıştır.

II.GÖKTÜRK DEVLETİ

İkiye ayrılan Göktürk devletine bağlı topluluğun ayaklanmasıyla yeniden kurulan devlettir.

Yazıyı ve kendilerine ait alfabeyi kullanan ilk Türk devletidir.

Kutluk Kağan önceliğinde kurulan bu devlet, en parlak dönemini Bilge Kağan dönemin yaşamıştır.

Bu devlet çok önemli kültür miraslarından Orhun Kitabeleri'ni bırakmıştır.

UYGURLAR

Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğu olarak bilinen Uygur devleti, Kutluk Bilge Kül Kağan tarafından kurulmuştur.

Yerleşik hayat süren ilk Türk topluluğu olmaları bakımından ilk mimari eserleri de Uygurlar bırakmıştır. Mani dinini kabul eden ilk Türk devleti de Uygurlardır.

Kırgızlar tarafından yapılan saldırılara daha fazla dayanamayarak yıkılmış ve ikiye ayrılmıştır.

Kendilerine ait ve yine kendi isimlerinden hareketle isimlendirilmiş Uygur alfabesini kullanmışlardır.

Günümüzde hala Uygur Türkü olup hayatta olan Turfan Uygurları, Çin'de Sincan bölgesinde özerk olarak hayatlarına devam etmektedir.

DİĞER TÜRK DEVLETLERİ:

Bu devletler dışında büyüklü küçüklü onlarca devlet kurulmuştur.

Avarlar, ilk kez İstanbul'u kuşatan topluluk olarak bilinir ve güçlü bir devlettirler.

Kırgızlar, Moğol hâkimiyetine girmiş ve Orta Asya topraklarında devlet kuran son Türk topluluğu olmuştur. Günümüzde Manas destanı olarak bilinen destan Kırgızlardan miras kalmıştır.

Hazarlar, İslam orduları ile ilk kez karşılaşan ve çarpışan Türk devletidir. Hazarlar değişik dinlere olan hoşgörülü tavırları ile tanınan, her türlü ibadethaneyi bulunduran açık görüşlü bir devlettir.

Bulgarlar, Oğuz boylarından ayrılarak kendilerine Balkanlar'da yaşam alanı kurmuşlardır.

Karluklar, İslamiyet'i kabul eden ilk Türk boyudur. İlerleyen zamanlarda Karahanlı Devleti'nin de İslamiyet'i kabul etmesinde önemli rol oynamışladır. Ayrıca Talas savaşında Araplara yaptıkları yardımlarla tanınırlar.

Bilinen diğer Türk devletleri; Türgişler, Macarlar, Peçenekler, Oğuzlar, Kumanlar, Sibirler, Akhunlar'dır.

İklim değişikliğinin kavimler göçü ve Roma'nın çöküşü üzerine etkisi

Klasik tarih anlatısına dayanarak kavimler göçü siyasi ve askeri bir olaylar bütünü olarak açıklanmıştır ve üzerinde çokça durulmuştur zira Kavimler Göçü günümüz Avrupa'sının temelini atan, Akdeniz'in kaderini 1500 sene belirleyen bir adımdır. Çağlar boyunca bilgeler ve modern asırlardan bu yana tarihçiler Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne de neden olan bu olayı sadece tarihi kaynaklar ve arkeolojik materyaller üzerinden değerlendirmiş ve Batı Akdeniz'deki otorite kaybını ani bir çöküş, katastrofik son olarak adlandırdılar. Son yıllarda özellikle doğa bilimlerinin de toplum bilimleri ile ortak çalışması sonucu tarihçiler antik çağ sonunu ani bir yıkım, bir felaket olarak değil aşamalı bir geçiş öngörmektedirler. Doğal süreçlerin toplum yaşamı, insan medeniyeti üzerindeki etkisini hesaba katma eğilimi otaya çıkmıştır. Artık çok yönlü çalışmalar sonucu tarihçiler Kavimler Göçü'nün aşamalı bir çöküş dönemine sebep olduğu, ama daha da önemlisi kavimler göçü'nün de sadece askeri bir temelde gelişmediği ve sebeplerinin arkasında iklim değişikliğinin yattığı tezi ortaya atılmıştır.

18. asrın sonunda Edward Gibbon, anıtsal eseri 6 ciltlik "The history of the decline and fall of the Roman Empire" Batı Roma'nın yıkılışı için çok önemli bir bakış açısı ortaya koymuştur. Bu geniş ve yapısalcı bakış açısı sayesinde kavimler göçü'nün de altında yatan farklı ve dışsal nedenler gündeme getirildi. Giderek soğuyan Kuzey Doğu Avrasya bozkırlarının halklarının sistematik şekilde Akdeniz havzasına akın etmesi ve bu baskının gücü zaten Akdeniz'deki iklimsel dengesizlikle bozulan Roma'yı aşama aşama çöküşe götürmesi artık daha çok kabul gören bir yorum. Yaklaşık bir asır önce, İngiliz meteorolog Hubert Lamb, Akdeniz ve Kuzey Avrupa'yı kapsayan bir çalışma ile çok sayıda paleoklimatolojik bulgu topladı ve yorumladı.

Sonuçlar bir hayli şaşırtıcıydı, zira geç Holosen'de yani son 3000-4000 yıl içinde iklimsel duraylılığın olmadığı göstermişti ve bu da yoğun olarak çevresel etkilere maruz kalındığını ortaya koymuştur. Özellikle yapılan çalışmaların tarihlendirilmesi ve tarihsel verilerle karşılaştırılması sonucu özellikle Roma'nın gücünün zirve yaptığı dönemlerin sıcak periyotlara rastladığı görülmüştür (Roman Warm Period). Yüksek ve stabil solar aktivite ve buna mukabil zayıf volkanik aktivite Roma için ciddi olarak istikrarlı bir hüküm dönemi sağlamış ve müreffeh bir toplum ortaya konmuştur. Son yıllarda tarihçiler bu paleoklimatik verileri değerlendirmeye başlamışlardır. Bu konuda bir örnek, Yaşlı Plinius'un notlarında yer almıştır. Romalı doğa bilimci Plinius, MS. 1.yy'da çevresel bir tasvirinde kayın ağaçlarıyla kaplı yüksek dağlardan bahseder, ki kayın ağaçları alçak rakımlara özgüdür. Bu örnek bile iklimsel sıcak dönemi göstermesi açısından bir kanıttır. Paleoklimatik verilere göre, MS. 150-450 arası da iklimsel dengesizlik dönemi olarak kabul edilmiştir ve Kavimler Göçü'nün tetiklendiği dönemi kapsar, bu geçiş periyodu ise MS. 450 ile MS. 700 arasındaki mini buz çağı'na kavuşur ve sık sık kuzeyden ve doğudan göçer kitlelerin Avrupa içlerine girişine tanıklık edip klasik Orta Çağ'ı başlatacaktır. Uzun dönemli iklim değişikliği sonucu Kavimler Göçü denen kitlesel hareketler sık sık tekrarlanmıştır, zira Gotların göçünü müteakip, Alanlar, Alemanniler, Frank grupları bu kitlesel hareketi gerçekleştirmiştir. Kısacası disiplinlerarası çalışmaların yoğunlaşmaya başladığı çağımızda kavimler göçü gibi tarihsel olaylara sadece siyasi ve askeri yönlerden değil de sosyal, ekonomik ve en temelde doğal etkiler üzerinden bakmak çok daha sağlıklı ve gerçeğe yakın yorumların önünü açabilir.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Roma Roma Roma Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title