Haberler

Selam Tevhid'de Kumpas" İddianamesi

"Selam Tevhid'de kumpas" iddianamesinde, "2011/762 sayılı dosya (sözde Kudüs ordusu terör örgütü soruşturması), acele bir şekilde kapatılarak emniyet müdürlüğünden gizlice çıkarılmak istendi ve dinleme işlemlerine ilişkin log kayıtları silinerek dosya üzerinde yapılan işlemler gizlenmeye ve yok edilmeye çalışıldı.

"Selam Tevhid'de kumpas" iddianamesinde, "2011/762 sayılı dosya (sözde Kudüs ordusu terör örgütü soruşturması), acele bir şekilde kapatılarak emniyet müdürlüğünden gizlice çıkarılmak istendi ve dinleme işlemlerine ilişkin log kayıtları silinerek dosya üzerinde yapılan işlemler gizlenmeye ve yok edilmeye çalışıldı. Şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemin vehametini bildikleri ve suç delillerini imha etme amacı taşıdıkları anlaşıldı" denildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede, 22 Temmuz 2014'de yakalanarak gözaltına alınan ve savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılan Metin Sayılgan'ın kendiliğinden gelerek tekrar ifade vermek istediği belirtildi.

Söz konusu hususlara göre 2011/762 sayılı dosyanın acele bir şekilde kapatılarak emniyet müdürlüğünden gizlice çıkarılmak istendiği ve dinleme işlemlerine ilişkin log kayıtlarının silinerek dosya üzerinde yapılan işlemlerin gizlenmeye ve yok edilmeye çalışıldığı belirtilen iddianamede, şüphelilerin gerçekleştirdikleri eylemin vehametini bildikleri ve suç delillerini imha etme amacı taşıdıklarınının anlaşıldığı kaydedildi.

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amiri şüpheli Muhammed Kaya'nın 24 Temmuz 2014'deki emniyet ifadesinde, "Bir görüşme kaydı ile o kişi hakkında rapor tanzim edilip terör örgütü kapsamına alınarak soruşturmanın genişletilmesini nasıl izah edersiniz?" sorusuna karşılık, "Sayısal anlamda, nitelik anlamda küçük şeyler konu soruşturma olunca çok önemli hale gelebilir" cevabını verdiği belirtilen iddianamede, "kısıtlama kararı olduğu halde dosyadaki bazı evrakların sosyal paylaşım sitelerinden yayınlanmasının nasıl gerçekleştiği" de sorulan şüphelinin, "Bu konu ile alakalı olarak şahsımı zan altında bıraktıkları için bu eylemi gerçekleştiren şahıslardan yakın zamanda davacı ve şikayetçi olduk" dediği aktarıldı.

Şüpheli Kaya'nın, "Yaptığımız çalışmalarda kanun ve yönetmeliklere uygun davrandık kanun ve mevzuata aykırı herhangi bir işlemimiz olmamıştır" dediği de belirtilen iddianamede, "Kurum telefonlarını dinlemenizdeki amaç nedir? Hedef şahıs üzerinden kurum telefonlarının dinlenmesinde arayan/aranan olarak bakıldığında dolaylı olarak çok sayıda kişinin dinlenmesini nasıl açıklarsınız?" sorusuna karşılık da, "Hedeflerin tespiti soruşturma bürosu tarafından yapılmaktadır" ifadesini kullandı.

İddianamede, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın hangi yetki ile görüşmesini dinlediniz ve kayıt altına aldınız?" diye sorulan şüpheli Kaya'nın, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan' a yönelik herhangi bir CMK 135 kararı alınmamıştır. Kendisi takip edilen hedefler üzerinden dinlemeye takılmış olabilir" şeklinde cevap verdiği belirtilirken, "Bu soruşturmanın esas amacı nedir?" sorusunu da, "Bahse konu terör örgütünün üyelerinin, eylemlerinin, faaliyet ve irtibatlarının deşifre edilerek örgütü tamamen etkisiz hale getirip, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün her soruşturmada yaptığı gibi kamu düzenini korumaktır" şeklinde yanıtladığı aktarıldı.

"Devlet yetkililerinin dinlenilmesi olayında savcıya kesinlikle haber verilmiştir"

Şüpheli Kaya'nın ifadesinde, "Selam Terör Örgütü kapsamındaki olaydan haberim var. Bu soruşturmaya neden casusluk suçuna ilişkin atfedilen dinlemelerden de haberim vardır. Ancak bizim büro karar mekanizması değildir. Bizim dışımızda soruşturma bürosu vardır. Karar ve tasarrufta onlar bulunur. Devlet yetkililerinin dinlenilmesi olayında savcıya kesinlikle haber verilmiştir. Savcı, 'dinlemeler kalsın, tape yapılmasın' talimatı vermiştir. Yani imha edilmesi yönünde bize talimat gelmedi. Ancak şunu da belirtmek isterim ki, kesinlikle tape yapılmadı. KDM ( Kanuni Dinleme Modülü ) dediğimiz ses modunda kaldı. Normalde operasyon aşamasına gelince DVD'ye aktarılır, suç teşkil edenler soruşturma dosyasına, diğerleri de emanete alınmak soruşturma bürosu üzerinden Savcılığa teslim edilir. Benim hatırladığım kadarıyla devlet büyükleri hakkında Başbakan hakkında, MİT Müsteşarı hakkında doğrudan alınmış bir dinleme kararı yoktur" dediği de anlatılan iddianamede, üst düzey devlet yetkililerinin telefon görüşmelerinin dinlenmesini, kaydedilerek depolanmasını, gizli kalması gereken görüşmelerin iletişim tespit tutanağı haline getirilmesinin, hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen mağdur ve müştekilere yönelik fiziki takiplerin yapılmasını sağlayan, bu kapsamda soruşturmayı yöneten, kurgulayan ve soruşturma kapsamında gerçekleştirilen eylemlerin talimatını veren kişinin şüpheli Muhammed Kaya olduğunun anlaşıldığı vurgulandı.

İddianamede, şüphelinin FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Lideri şüpheli Fetullah Gülen'in talimatlarıyla hareket eden FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün yöneticisi konumunda olduğu da öne sürüldü.

Teknik Büro Amir Yardımcısı Başkomiser Işık

İddinamade, 22 Şubat 2012 ve 1 Şubat 2014 tarihleri arasında İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde Teknik Büro amir yardımcısı olan şüpheli Mehmet Işık ile ilgili de benzer suçlamalar yer aldı ve yasadışı 821 dinleme eylemi sıralandı.

Ek ifade veren Metin Sayılgan'ın, "soruşturmayla ilgili dinleme kayıtlarının imha edilmesi talimatına Başkomiser Metin Işık'ın verdiği"  beyanı sorulan Işık'ın, alınan ifadesinde bu ithama yönelik, "Sayılgan'dan iddialarını somut olarak ispatlamasını istiyorum. Zira Sayılgan'ın söyledikleri hayal dünyasında kurguladığı iftiralardan ibarettir. Bunun ödülünü de görevine başlayarak almıştır. Şubede çalıştığım dönemde 18 Aralık tarihli kamera kayıtları müfettişler tarafından incelenmiş her hangi bir suç ve suç unsuru tespit edilememiştir. Bu anlamda kamera kayıtlarının incelenerek hakkımdaki iddiaların asılsız olduğu, kanunsuz ve hukuksuz hiçbir talimat vermediğim anlaşılacaktır" dediği aktarıldı.

"Devlet görevlileriyle ilgili dinleme yapılamayacağı tercih butonu yok"

İddianamede, şüpheli Işık'ın 26 Temmuz 2014'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesinde, devlet yetkilileriyle ilgili dinlemeler nedeniyle ilgili sorulara karşılık, şu yönde ifadeler kullandığı dile getirildi:

"Muhammed Kaya benim amirimdi. Bizim dinleme sistemimizde sadece tanıklıktan çekilme hakkıyla ilgili özel oluşturulmuş bir buton var. Diğer kişilerle ilgili özel bir buton yok. Devlet büyükleriyle ilgili dinlemelerin yapılamayacağı ile ilgili tercih botunu yok. Ancak biz bunun yapılmayacağını biliriz. Ancak şu şekilde durumlarla karşılaşabiliyoruz; hakim kararıyla dinlenilmekte olan bir telefonu o an için bir bakan ya da başbakan alıp karşı tarafla görüşme yapmış olabilir. Biz bunu imha etmeyiz. Ancak tape de yapmayız ve bununla ilgili işlem de yapmayız. Sadece soruşturmanın sonucunda alt veri taşıyıcısına aktarılır ve savcıya teslim edilir. Bizim yaptığımız işlem de budur. Aslında sonraki ekip ya da polis müfettişleri bunu tape yaparak suç işlediler. Biz bunu hiçbir yere sızdırmadık. Bu konuşmalar internet sitelerinde de yayınlanmadı. Sadece veri taşıyıcısında kaldı. Dolayısıyla hiç kimse adına casusluk yapmadık. Görev yaptığım büro itibariyle, takip edilen şahısları, terörist sıfatıyla masum insanların canlarına rahatlıkla kastedebilecek tarzda insanlar oldukları için, yapı itibariyle takip edilen şahısla ilgili tüm detayları bilmek ve analiz etmek durumundayız. Zira bu şahıslarla ilgili bazen en ufak detay değerlendirildiğinde tehlikeyi önleme anlamında somut sonuçlar elde ettiğimiz örnekler mevcuttur."

Soruşturma savcılığınca Işık'a, "Siz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı ve diğer üst düzey yöneticileri ve bürokratlarının bu görüşmelerini hangi yetki ile dinlettiniz, bu görüşmelerin dinlendiğini tespit ettiğinizde üstlerinize bilgi aktardınız mı, dinlemeler esnasında üst düzey devlet yöneticileri ve bürokratlarının çok sayıda görüşmesinin kayda alındığım anladınız mı?" şeklinde soru yöneltildiği belirtilen iddianamede, Işık'ın cevaben, "Görev kapsamım A, B, C ve D kısımları ile ilgili adli olarak yürütülen soruşturmaların teknik takip bölümünde koordinasyon görevi ile görevliydim. Teknik Büro destek birimidir. Soruşturma büroları ile irtibatlı çalışmakta savcının talimatları gereğince görevini yürütmektedir. Soruşturma büroları dosya ile ilgili soruşturma savcısını bilgilendirmekte sıklıkla brife etmektedirler dolayısıyla kimin dinleneceğine, kimin dinletileceğine karar verecek nihayi olarak savcının talebi üzerine hakimlik makamlarıdır" ifadesini kullandığı kaydedildi.

MİT TIR'larınnın durdurulması eyleminden de sorumlu

İddianamede, Şüpheli Işık'ın, "Dinleme sürecinde devlet görevlilerini fark edip etmediği" sorusuna karşılık da, "İsimleri zikredilen ve dinlenmesi özel hükümlere tabi kişilerin hiçbir tanesi dinlenmemiştir. Dinlemeden bahsedebilmek için numara hakkında iletişim tespit kararı almak gerekir ki bu durumun olmadığı dosya incelendiğinde anlaşılabilecektir. Ben dinleme yapan personel olmadığım gibi kayıtların çözümünü de yapmıyordum" dediği aktarıldı.

Şüpheli Işık'ın soruşturma kapsamında iletişim ve fiziki takiplerin yapıldığı TEM Şube Teknik Büro Amir Yardımcısı olarak üst düzey devlet yetkililerinin telefon görüşmelerinin dinlenilmesi, kaydedilerek depolanması, üst düzey devlet yetkililerinin 'devletin güvenliği açısından gizli kalması gereken' nitelikteki görüşmelerinin iletişim tespit tutanağı haline getirilmesi, hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen mağdur ve müştekilere yönelik fiziki takiplerin yapılmasını sağladığına dikkat çekilerek, bu kapsamda soruşturmayı yöneten, kurgulayan, 17 Aralık sürecinde suç delillerinin yok edilmesi maksadıyla, soruşturmaya ait teknik büro amirliğinde bulunan tüm bilgi, belge ve evrakların imhası ve soruşturma kapsamında gerçekleştirilen diğer eylemlerin talimatını veren şüpheli olduğu da bildirildi.

Başkomiser Işık'ın FETÖ/PDY Silahı Terör Örgütü Lideri şüpheli Fetullah Gülen'in talimatlarıyla hareket eden FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün yöneticisi konumunda olduğu aktarılan iddianamede, şüphelinin örgüt faaliyetleri kapsamında "Darbeye teşebbüs, siyasi ve askeri casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, hukuka aykırı olarak elde edilen verilerin kaydedilmesi, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma ve suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek, örgüt faaliyeti kapsamında Adana'da MİT'e ait tırların durdurularak devlet sırrının ifşa edilmesi eyleminden dolayı örgüt yöneticisi sıfatıyla, gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçlarından sorumlu olarak yargılanması talep edildi.

Kaynak: AA / Güncel

Metin Işık Türkiye Kudüs Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title