Haberler

Sağlık-İş: Taşeronluk Tamamen Kaldırılmalı

Güncelleme:

Sağlık-İş Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Zülküf Cantürk, işçilerin taşeronlardan alınıp, çalıştıkları yere direk bağlanması gerektiğini söyledi.

Sağlık İşçileri Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Zülküf Cantürk, sağlık işçilerinin sorunlarını ve beklentilerini değerlendirdi. Cantürk, "Yıllardan beri işçi alımları kısıtlandı. Devlet çok nadir işçi alıyor, çoğunlukla 4B, 4C sınıflandırması ile alımlar yapılıyor, işçi statüsünde işçi pek fazla alınmıyor, son 20 yıldır diyebiliriz ki bu durum hep böyledir" dedi.

DİYARBAKIR 9 İLE BAKIYOR

Sağlık İşçileri Sendikası olarak Türkiye'nin bütün illerinde faaliyet gösterdiklerini ifade eden Cantürk, 1961'de beri faaliyette olduklarını belirtti. Diyarbakır'da bölge başkanlığı olarak faaliyet yürütüklerini anlatan Cantürk, Diyarbakır'a bağlı 9 il bulunduğunu söyledi.

Güneydoğunun neredeyse tamamı ve Doğu Anadolu'nun da bir kısmının kendilerine bağlı olduğunu kaydeden Cantürk, "Sağlık İşçileri Sendikası Başkanı olarak bütün bu illerde faaliyet göstermekteyim. Aynı zamanda 1987'den beri şahsım olarak faaliyet gösteriyorum. 1987'den bu yana şube başkanlığını yapmaktayım ve şuanda da genel merkez düzeyinde yönetim kurulu üyesiyim. Hem genel merkezde hem burada faaliyet gösteriyorum. Bizim Diyarbakır olarak 9 ile yönelik çalışmalarımız vardır. Sıtma savaş işçileri ve sağlık işçileri görev alanımızdadır. Şimdilik Diyarbakır Çocuk Hastanesinde de iki, üç yıldan beri faaliyet göstermekteyiz" dedi.

TAŞERON İŞÇİLERİNİN ÖNÜ AÇILMALI

Taşeron işçilerinin sendikalara üye olmasının önünün açılması gerektiğini kaydeden Cantürk, "Bakanlık düzeyinde de herkes işçidir, herkes üye olabilir diye bir statü vardır. Ney yazık ki taşeron sisteminde henüz daha sendikaların önü açılmış değildir. Temel olarak istiyoruz ki sendikalar olarak, bütün taşeron işçilerinin önü açılsın, aynı zamanda herkes üye olabilsin ve özgürce üyelik sıfatı taşıyabilsin. İşçilerimizi üye yapıyoruz, çoğunlukla diğer sendikalarda ki arkadaşlarımızda aynı durumdadır, üye yaptığımız zaman, taşeron firmalar buna sıcak bakmadıkları için birçok sıkıntılar yaratılıyor. Hükümetimize özellikle bu konuda sesleniyorum diyorum ki, sendikaların önünün açılması lazım, bunlar sivil toplum kuruluşlarıdır, aynı zamanda üye olmak isteyen her şahıs üye olabilsin, özgürce hareket edebilsin ve her hangi bir sıkıntı ve engelleme ile karşılaşmasın" dedi.

ÖZGÜR BİR SENDİKACILIK ALANI İSTİYORUZ

Önlerinin kesildiğini iddia eden Cantürk, "Başbakan'ımızda bir toplantıda bunu söyledi zaten, alın dedi size iş alanınız, işçi sendikalarınız, üyeleriniz dediler. Herkes üye olsun, olabilir, ne yazık ki bu böyle yürümüyor. Çünkü önümüzü henüz açmamıştır, birçok yerde üye yapıyoruz, üye yaptığımız zamanda tıkanıp kalıyoruz. Taşeronlar sendikalaşmaya sıcak bakmadıkları için, önümüzü kesmeye çalışıyorlar, hükümet nezdinde önümüzün tamamen açılması lazım. Herkes üye olduktan sonra, özgürce yaşayabilmeli, özgürce hareket edebilmeli, üyelikte ve üye olma konusunda herhangi bir sıkıntı doğmasın diyoruz. Bu şekilde olursa, özgür bir sendikacılık yaşamı olmuş olur, özgür bir sendikacılık alanı olmuş olur. Bu şekilde çalışmalarımızı sürdürmeyi arzu ediyoruz. Hükümetimizden bunu bekliyoruz" diye konuştu.

ALANIMIZ SAĞLIK İŞÇİLERİDİR

Sağlık alanında iki statüde sendikalaşma bulunduğunu bunlardan birinin memur, diğerinin ise işçi sendikaları olduğunu dile getiren Cantürk, sendikalarının işçi statüsünde olan sağlık çalışanları ile ilgili çalışmalar yürüttüğünü belirterek şöyle dedi:

"Hemşire, doktor vs. gibi mamur statüsünde çalışanlar ile Sağlık-sen ve KESK gibi sendikalar ilgilenmektedir. Biz sadece işçi statüsünde çalışanlara yönelik faaliyet gösteriyoruz. Sağlıkta SGK'lı olarak çalışanlar, daha doğrusu emekli sandığına pirim yatırmayan herkes işçidir. Emekli sandığına pirim yatıranlar ise 657'ye tabi olanlar ise tamamen memur sınıfında olanlardır ve onlara memur sendikaları bakıyor. SGK'lı olanlar ise İşçi sınıfında olanlardır ve bizim sendikamıza üye olabilirler, biz o alanda faaliyet gösteriyoruz.

İŞÇİ ALIMI 20 YILDIR YOK DENECEK KADAR AZ

Eskiden durum farklıydı ama bildiğiniz gibi yıllardan beri işçi alımları kısıtlandı. Devlet çok nadir işçi alıyor, çoğunlukla 4B, 4C sınıflandırması ile alımlar yapılıyor, işçi statüsünde işçi pek fazla alınmıyor, son 20 yıldır diyebiliriz ki bu durum böyledir. Eskiden bizim en büyük alanımız sıtma savaşta çalışan işçilerimiz vardı, SSK'da çalışan işçilerimiz vardı ama şuan taşeron sistemi ile çalışan işçilerimiz var. Taşeron çalışanlarının üye olmasında da dediğimiz gibi sıkıntılar var, huzur içinde, rahatlıkla üye olamıyorlar.

TAŞERONLUK SİSTEMİ TAMAMEN KALDIRILMALI

Bize göre taşeron sisteminin tamamen kaldırılması gerekiyor. Taşeronluk sisteminde, taşeron işçilerinin nerde ise tamamı asgari ücret ile çalışmaktadırlar. Asgari ücretlinin 4 nüfuslu ailesi nasıl geçinebilir bu durum malumdur. Aldıkları ücret bakan ve milletvekillerinin bir kahvaltı ücreti ile eşdeğerdir. Oysa biz burada taşeron işçilerimizin 800 küsur lira ile çalışacak bir kişinin 4 nüfuslu bir aile olsa bile ne kadar huzur içinde yaşayabilir onu artık büyüklerimize sormak lazım diye düşünüyorum. Biz o açıdan diyoruz ki sağlıkta olsun, başka kesimlerde olsun taşeron sisteminin tamamen kaldırılması gerekiyor. Taşeron işçilerinin, taşerondan alınıp, çalıştıkları yerdeki yetkililere direk bağlanarak çalıştırılmasında daha çok yarar görüyorum. Bu durumda çalışanlardan daha çok verim alınabileceğini düşünüyorum, en azından asgari ücretin bir buçuk katı ücret almalarının imkânı doğmuş olur.

600 BİN iŞÇİYE KADRO VERİLECEK Mİ?

Taşeronlar çalışanlara vermiş oldukları ücretlerin, bir kısmını kendilerine alıp bir kısmını da işçilere aktarmalarından dolayı işçilere verilecek fazla para kalmamaktadır. Bu sistemden dolayı çalışanlar çok düşük ücret ile çalıştırılmaktadır, çok mağdur edilmektedir, bu yüz yılda diyoruz ki taşeron sistemi tamamen kaldırılmalı. Çalışanlara kadro verilmesi lazım ki bu günlerde konuşulan bir konu, 600 bin işçiye kadro veriliyor, denilmektedir. İnşallah hızlandırılarak, yerine getirilirse taşeronda çalışanlar birazda olsa rahat bir nefes almış olurlar.

TAŞERONLARA PAY VERİLİYOR

Taşeronlar bakanlıklar ile kendi aralarında bir sözleşme yapmaktadırlar, işçi başına örneğin bakanlık bin 300 lira veriyorsa, bunun bir miktarı sigortaya gitmiş oluyor, bir miktarı taşerona kalıyor, geriye kalanda işçiye veriliyor asgari ücret olarak.

TAŞERON İŞÇİLERİ RAHAT İZİN KULLANAMIYOR

Taşeron sistemine karşı olmamızın en büyük nedeni, işçilerin tamamen geçici çalıştırılmasıdır, sadece asgari ücret verilmesidir, yol, yemek, izin, rapor gibi birçok konuda sıkıntılar yaşanmaktadır. İzinler dahi kısıtlı olarak verilmektedir. Bir işçiye, iş kanununda verilen hakları taşeronlar çoğu zaman vermiyor. İşçilerimiz bu konuda mağdur oluyorlar. Hasta olmasına rağmen rapor alamayan işçiler var. İşyeri değişiklikleri çok sıklıkla yapılıyor, izinleri tam manası ile verilmiyor, bayram tatillerini rahatlıkla kullanamıyorlar, bayramlaşmalarına imkân sağlanmıyor. İşçilerin haklarının iyileştirilmesi ile ilgili, bakanlık düzeyinde bir çalışmamız var. Genel merkez düzeyinde çalışıyoruz. Çalışma bakanlığı ile birkaç sefer görüştük. Size anlattığımız sorunların hepsini bakan beye de ilettik. Taşeronların kaldırılması konusuna pek sıcak bakmadılar ama bugünlerde 600 bin kadro verilmesi gündemde, umarım bu beklentiler karşılanır. Taşeronluk sistemine son verilmesi lazım, taşeronluğun tamamen kaldırılması gerekiyor. Taşeron işçilerinin, en azından bağlı oldukları kurumun yetkilisine bağlı başka bir isim adı altında istihdam edilmelerinde yarar vardır. Halkımızın da bu konuda rahat edebilmesi, işçilerin daha verimli olabilmesi için taşeron sisteminin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.

ÖZEL SEKTÖR

Özel hastanelerde çalışan işçilerinde tamamen sendikalı olması gerekiyor. Özelleştirme olduğu müddetçe, özel sektörde taşeron sistemi olduğu müddetçe, özel hastanelerde çalışan işçilerin haklarını tam manası ile olması gereken standartlarda vermiyorlar. Avrupa'da özel hastanelerde ve kamu hastanelerinde çalışanlar aynı standartlarda çalışıyorlar. Herkese eşit hakları kısmen de olsa veriliyor. Türkiye'de hele hele bizim bölgemizde hakları tam verenler bu çok nadir oluyor. Özel hastanelerden tutun kamu hastanelerine kadar aynı statüde gitmektedirler, işçileri tamamen mağdur etmektedirler. Az olsunda öz olsun bizde olsun fikri daha da çok yaşanmaktadır. O nedenle de işçiler sendikalı olmadığı müddetçe de bazı haklarını elde edeceklerini tahmin etmiyorum. Sendikalılar ile sendikasızlaşma arasında çok büyük bir güvence farkı vardır. Özel hastanelerinde buna çok sıcak bakmadıklarını biliyoruz aynı zamanda baskı yapmaktadırlar. Bizim zaman zaman bu konuda çalışmalarımız oluyor. Özel sektörde çalışanlar bize üye olduklarında yada olmak istediklerinde, işverenleri bunu duydukları zaman işçileri sıkıştırıp caydırmaktadırlar. Kanunen tüm işçiler bize üye olabilirler bunun önünde herhangi bir kanuni engel yoktur. Ne yazık ki bizde baskı unsuru biraz fazla olduğu için, işverenler işçilere engel çıkarmaktadırlar"

Kaynak: Temsilci / Güzellik

Diyarbakır Türkiye Güzellik Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title