Haberler

Kurtulmuş: "Ne Zaman Ki Bir Cemaat Siyasi Parti Gibi Davranırsa Ona Müsaade Edilemez"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, siyasi partilerin siyasiliğini, dini cemaatlerin cemaatliklerini bilmesi gerektiğini belirterek, "Ne zaman ki bir dini cemaat kendini siyasi parti gibi görürse buna müsaade edemeyiz” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, siyasi partilerin siyasiliğini, dini cemaatlerin cemaatliklerini bilmesi gerektiğini belirterek, "Ne zaman ki bir dini cemaat kendini siyasi parti gibi görürse buna müsaade edemeyiz" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nde (MÜSİAD) Gençlik Kurulu (GENÇ MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Milli İrade-Küresel Sermaye" konulu toplantıya katıldı. Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, "Türkiye sürekli Tanzimat'tan bu yana bir takım sıkıntı ve problemlerle boğuşan ama her seferinde seçkinlerin, elitlerin arzusu ve hatta güçleri kuvvetleri ne olursa olsun her bulduğu fırsatta yeni Türkiye'nin yol ve karar aldığı, kendi iradesini ortaya çıkarttığı bir ülkedir. Dolayısıyla bir buçuk asırdır, Osmanlı'nın son dönemlerinden beri bu ülkede seçkinlerle millet çoğunluğu arasında bir mücadele vardır. Bu mücadele siyaset, fikir, sanat, edebiyat, iş dünyası ve sivil toplum alanında vardır velhasıl toplumun bütün alanlarından mücadelesinin sürmekte olduğunu ifade etmek gerekir. Dolayısıyla bugünde böyle bir süreçle karşı karşıyayız" dedi.

"DEĞERLERİMİZ ÜZERİNDEN YENİ BİR TÜRKİYE'NİN İNŞA OLDUĞUNA İNANANLAR VAR"

28 Şubat'ın bu süreç içerisinde Türkiye'nin millet çoğunluğuyla seçkinler arasında vermiş olduğu bu mücadele içerisinde sadece bir dönemin adı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Esas itibariyle bu mücadeleyi çok iyi anlamamız gerekir. Eski ve yeni Türkiye kavramlarını bu mesele için gündeme getirmeye gayret ediyoruz. İfade ettiğim gibi özellikle Osmanlı'nın son döneminden itibaren Türkiye'nin batı toplumu karşısındaki yenilgisinin faturasını medeniyet değerlerine, tarihine, geçmişine, inançlarına çıkartan bir seçkinler zümresi var. Bu seçkinler zümresi eline geçirmiş olduğu iktisadi ve siyasi güçlerle toplumu dizayn etmeye, bir ulus oluşturmaya bu ulusu istedikleri gibi şekillendirmeye gayret ediyorlar. Güçlerinin yetmediği zaman da toplum mühendisliklerine müracaat ederek Türkiye'nin geleceğini tayin etmeye çalışıyorlar. Esasına bakılırsa isimler, partiler ve siyasi figürler değişebilir ama sizin temin ederim ki Türkiye'nin son 150 yıllık siyasi tarihi bir cümle etrafında geçmektedir. Mücadelenin niteliği hiç değişmiyor. O cümle de şudur; 'Bizim geri kalmamızın nedeni medeniyetimiz midir? Değerlerimiz midir? İslam terakkiye mani midir? Değil midir? Tartışmasıdır.' Bir tarafta bütün faturayı değerlerine çıkartanlar, diğer tarafta değerlerimiz üzerinden yeni bir Türkiye'nin inşa olduğuna inananlar var. Hatta yenidünyanın inşasına inananlar var. Dolayısıyla bu mücadeleyi böyle görmemiz gerekir" ifadelerini kullandı.

"28 ŞUBAT'TA 291 MİLYAR DOLAR MİLLETİN PARASI ÇALINMIŞTIR"

28 Şubat'ın sadece askerin düzenlemiş olduğu bir operasyon olmadığını kaydeden Numan Kurtulmuş, "TSK'nın içerisindeki bazı unsurlar bu süreç içerisinde kullanıldı. Tanklar meydanlara çıkartılarak balans ayarı verilmeye çalışıldı. O dönemde 28 Şubat'ın suçluna katılan üniformalı insanları çok net bir şekilde gördük. Çünkü üzerlerinde üniformaları vardı, tanklarının paletlerinin şakırtıları geliyordu. Milleti korumak için ellerine teslim edilen tankları ve tüfekleri, milletin karşısına çıkaranlar oldu. Ancak 28 Şubat TSK'nın içerisinde bazı silahları kuvvetlerin yaptığı bir şey değildi, yıllardır bunu söylüyoruz. 28 Şubat bir büyük koalisyondu. Bunun içerisinde basının bir kısmı vardı. Biz 28 Şubat ile ilgili dava için hazırlık yaparken şunu gördük. Bunları yaşadık ama unutmuşuz. Topyekün savaş manşeti atılmış. Bir tarafta medya, bir tarafta 28 Şubat'ın hiç konuşulmayan tarafı, asker sokakta efendim caddelere çıkartılmış, ellerinde teflerle camilere tiyatro oyuncuları gibi insanlar salınmış. Muazzam bir toplumsal mühendislik yapılmış ama esas görünmeyen yüzü finansal mühendislik, birileri de bu görüntülerin arkasında ellerini ovuşturuyor. Meclis 28 Şubat Araştırma Komisyonu'nun yaptığı hesaplamalara göre, 28 Şubat'ta 291 milyar dolar milletin parası çalınmıştır. Bunlar hiç ortada yok. Bunların hesabının soranda yok. Bunlarla ilgili çok fazla konuşulmuyor. Dolayısıyla 28 Şubat sadece hafifletmek için söyleyen post modern bir darbe değildir. Bal gibi ve çok iyi hazırlanmış bir darbedir. Şunu çok net söylemek istiyorum. Hazırlanışı itibariyle 28 Şubat, 12 Eylül'den de, 27 Nisan'dan da çok daha başarılı bir süreçti. 28 Şubat'tan önceki bütün darbeler siyasete müdahaledir. Türkiye'deki darbeciler de şunu biliyorlar ki, darbeden sonra normal düzene geçildiği zaman darbeciler neyi murad ediyorlarsa, onların tam tersi istediği sonuç ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.

"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KÖŞKE ÇIKMASINI İSTEMİYORLAR"

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye siyasetinde etkin bir şekilde Cumhurbaşkanlığı köşküne çıkmamasını, Türkiye'nin siyasette zayıf olmasını istiyorlar" diyen Kurtulmuş, "Yerel seçimlerde ise operasyonlar yapmak istiyorlar. Çözüm sürecini de engellemek istiyorlar. Osmanlı'dan sonra Türkiye'nin en önemli meselesi terör meselesidir. 28 yıl süren bu terörde, 32 bin insanımızı kaybettik. Bunların 7 bini gencecik güvenlik, kamu görevlisi kardeşlerimizdir. Ayrıca bu dönem içerisinde Türkiye 1,2 trilyon dolar maddi kayıp içerisindedir. En az hesaplamayla söylüyorum. Bunları ben dilimden çıktığı gibi söylemiyorum. Her bir kuruşunun arkasında hesap vardır. Eğer 1,2 trilyon dolarını terör olaylarına harcamasaydı, uzaya gönderdiğimiz uzay üssünü 20 sene evvel önce gönderirdik. Marmaray'ı bundan 15 sene önce Türkiye yapardı. Her şeyini 20 sene önce tamamlamış olurdu. Türkiye'nin başına eğer bu terör meselesi sarılmamış olsaydı, dünya ölçeğinde Apple, İphone gibi çok önemli markalara sahip olur. Rekabette önemli bir mesafe alınmış olurdu. Maalesef Türkiye'de terörün bitmesini istemeyenler var. Onun için 1 senedir bu memlekete şehit cenazeleri gelmiyor. 1 sene bu memlekette analar ağlamıyor. Çocuklarını dağda kaybetmiyorlar. Bundan biz ne kadar seviniyorsak, üzülenler de var. Bir tarafta terör örgütü varsa diğer tarafta çeteler var. Çeteler de bu işin içerisindedir" diye konuştu.

"BİR CEMAAT SİYASİ PARTİ GİBİ DAVRANIRSA ONA MÜSAADE EDİLEMEZ"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son günlerde cemaat tartışmasıyla ilgili başından itibaren şunu söylüyoruz. AK Parti ya da herhangi bir dini cemaat ya da herhangi bir STK olsun. Biz birbirimizle aynı alanda, aynı kulvar da yarışan iki tane rakip kuruluş değiliz. Bir siyasi parti olarak bizim programımız bellidir. Kapımız toplumun tüm kesimlerine açıktır. Gelene de eyvallah, gidene de eyvallah. 76 milyona açık bir şekilde faaliyet gösteriyoruz. Herhangi bir cemaatin ya da herhangi bir cemiyetin özel kuralları olur. Onlarda kendi kuralları içerisinde hareket ederler. Dolayısıyla bir birbirimize rakip iki kuruluş değiliz. Türk siyasi tarihinde cemaatle iktidar arasındaki tartışmalar ilk defa da yaşanmıyor. Burada siyaset siyasetliğini bilecek. Dini cemaatlerde cemaatliklerini bilecekler. Cemaat insanları Allah'a yakınlaştırmanın bir aracıdır. Dolayısıyla böyle olduğu müddetçe biz tüm cemaatlerin önünü açarız. Demokrasinin gereği budur. Ne zaman herhangi bir örgütlenme herhangi bir cemaat, bir cemaat gibi davranmayı bırakır, bir siyasi parti gibi davranırsa ona müsaade edilemez."

Konuşmasının ardından Genç MÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal, Numan Kurtulmuş'a tablo takdim etti. Program daha sonra soru-cevap bölümüyle devam etti. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Numan kurtulmuş 28 Şubat Ak Parti Cemaat Politika Güncel Haberler

title