Başbakan Yardımcısı Bozdağ Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bazı kadın milletvekillerinin TBMM Genel Kurulu'na başörtüsü ile katılmasına ilişkin, "1999'da bir kadın milletvekiline 'Haddini bildirin, burası devlete meydan okuma yeri değildir' anlayışından bugün gelinen noktayı herkes olgunlukla karşıladı" dedi.

Bozdağ, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında, 4 kadın milletvekilinin TBMM Genel Kurulu'na başörtülü olarak katılmasını "tarihi bir gün" olarak değerlendirerek, kadınlar arasında ve kadınlar ile erkekler arasında eşitsizliğin, haksızlığın ve ayrımcılığın sona erdiğini söyledi.

Türkiye, kadınlara seçme seçilme hakkınının 1934'te verildiğini ama kadınların temsili konusunda haksızlık ve eşitsizlik bulunduğunu dile getiren Bozdağ, "Dün, artık Türkiye'de başı açık, başı örtülü, kıyafeti, tercihi ne olursa olsun bütün kadınların Parlamento çatısı altında, lafta değil fiiliyatta da eşit olduğu ve erkeklerle kadınlar arasında da herhangi bir ayrımcılık kalmadığı anlamında bir tarihi adım oldu. Kara bir sayfa kapandı, kara bir dönem kapandı, yeni bir sayfa açıldı" diye konuştu.

-"Biz, bundan sonra kadın hakları üzerinde duracağız"

Siyasal partilerin duruşun son derece önemli olduğuna işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:

"BDP, CHP, MHP, HDP katkı verdi. CHP, kurumsal olarak çok net tavır koymadı ama duruşu ile gene de bu sürece katkı verdi, öyle kabul etmek lazım. 1999'da bir kadın milletvekiline 'Haddini bildirin, burası devlete meydan okuma yeri değildir' anlayışından bugün gelinen noktayı herkes olgunlukla karşıladı. Birtakım eleştirileri olsa bile 'Olması gereken budur' noktasına taşıdığı bir değişimi yaşadık. Bu, aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşmesi, değişmesi, dönüşmesi bakımından da aradan geçen 14 yılda geldiği seviyeyi göstermesi bakımından da son derece anlamlı ve tarihi bir olaydır. Artık Türkiye'de bu konu konuşulmayacaktır, Türkiye'nin gündemi olmaktan çıkmıştır."

Bozdağ, bundan sonra Türkiye'nin önünü açacak adımları atacaklarını belirterek, "Biz, bundan sonra kadın hakları üzerinde duracağız. Kadın dediğimizde de kadını bir bütün, tek, birey olarak gören ve bu çerçevede yaklaşan insan hakları eksenli yaklaşımı daha ileri noktalara hep beraber taşıyacağız" dedi.

-"Şafak Hanım pantolon giyerek Parlamento'ya geldiği zaman kapılar ona açık"

Bozdağ, kadın milletvekillerinin pantolon giymesine ilişkin bir soru üzerine "kadınlar tayyör giyer" şeklindeki iç tüzük maddesini hazırlatarak, neler giyilemeyeceğinin bu maddede yazmadığını söyledi. Bozdağ, "Pantolon giymek dün de yasak değildi, bugün de yasak değildi, yarın da yasak değil. Başörtüsü takmak da yasak değildi, sadece bir algı yasağı vardı, zihinlerde bir yasak vardı. Bence bir düzenlemeye ihtiyaç yok ama ille bir düzenleme yapalım deniyorsa biz ona da varız ama yasak olmayan bir şeyi serbest hale getirmek için düzenleme yapmak da abesle iştigal olur. Böyle bir yasak yok, Şafak Hanım pantolon giyerek Parlamentoya geldiği zaman kapılar ona dün de açıktı, şimdi de açık, bundan sonra da açık" görüşünü dile getirdi.

-"İstiyoruz ki barajın sıfırlandığı bir Türkiye ve dar bölge seçim sistemi olsun"

Demokratikleşme Paketi'nin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldığını, pakette yer alan her başlığın çok detaylı çalışıldığını bildiren Bozdağ, pakette netleşmeyen tek konunun seçim sistemine ilişkin olduğunu vurguladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sistemine ilişkin 3 tercihin tartışılmasını önerdiğini hatırlatan Bozdağ, ancak CHP, BDP ve MHP'nin konuya olumsuz yaklaştığını söyledi. Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bizim bu üç öneri ile ilgili zaten formülümüz var. Muhalefet 'evet' demediği takdirde, bunlardan birini tercih edeceğiz. Seçimden önce yapacağız, bu konudaki kararımızı atiye bırakmayacağız, açıklayacağız. Kamuoyundan, siyasi partilerden gelen önerileri değerlendirdikten sonra, biz diyeceğiz ki 'Biz, 3 tane öneri koyduk, bunların hiçbirisine muhalefet partileri yanaşmadı, biz de şu öneri ile yola devam kararı verdik' diyeceğiz. Biz, ondan sonra kararımızı Türkiye kamuoyu ile paylaşacağız. Ama biz, istiyoruz ki barajın sıfırlandığı bir Türkiye ve dar bölge seçim sistemi olsun."

-"Cemevlerine statü için çalışmalar devam ediyor"

Bozdağ, Alevi vatandaşlara ilişkin pek çok adım attıklarını belirterek, "Cemevlerinin bir statüye kavuşturulması gerektiğini öteden beri söylüyoruz ve bu statünün nasıl olacağıyla ilgili çalışmalar devam ediyor" dedi.

Tekke ve Zaviyelerin Kaldırılmasına İlişkin Kanun'un dedeliği yasakladığını ifade eden Bozdağ, bunların kıyafetini giyenlere ve hizmet edenlere para ve hapis cezasının öngörüldüğünü söyledi. Dede ismi ile bir maaş bağlanmasının kanuna aykırı olduğunu anlatan Bozdağ, inanç rehberi gibi isimler kullanılarak özel bir imkan verilmesi yönünde öneriler olduğunu ifade etti. Bozdağ, "Benim şahsi görüşüm, bu doğru olmaz. Biz, bir şey yapacaksak dedelik sıfatını kullanmayı yasaklayan bir anlayışı ortadan kaldırmak doğru olan" diye konuştu.

Bozdağ, bir soru üzerine Alevi dedelerine yurt dışında sundukları hizmet karşılığı maaş vermenin yeni olmadığını ve yıllardır uygulandığını söyledi. "Muharrem ayında Avrupa'ya dede gönderecek misiniz" sorusu üzerine Bozdağ, Alevi dedelerinin Diyanet Vakfı aracılığıyla gönderildiğini ancak isimlerin Diyanet tarafından değil derneklerin talepleriyle belirlendiğini söyledi.

Bozdağ, Alevilere yönelik paketle ilgili çalışmaların sürdüğünü, paketi kısa sürede bitirmeyi hedeflediklerini de bildirdi.

-Çözüm süreci

Bozdağ, "Öcalan müzakereci olsun görüşüne ne diyorsunuz" soru üzerine bunun doğru bir yaklaşım olmadığını söyledi. Doğru olanının, mümkün olanın talep edilmesi gerektiğini vurgulayan Bozdağ, "MİT görevlileri görüşebilir, onun dışında başka bir sıfat, başka bir role taşıma gayretlerini ben doğru görmem. Devlet ihtiyaç olduğu zaman görevlileri aracılığıyla görüşebilir, buna bir mani yoktur" ifadesini kullandı.

BDP'nin "İmralı'ya gidecek heyeti artık biz belirleyeceğiz" açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Bir tutuklu veya hükümlüyle görüşmenin şartları nedir, görüşmeye kim karar verir, bunun kuralı var? Keyfe keder olacak bir şey değil, usül bellidir, herkes o usule uyacak" değerlendirmesini yaptı.

"Kur'an-ı Kerim'in Kürtçe meali çalışmaları bitti mi" soruna "Kur'an-ı Kerim'in mealini Kürtçe okumak isteyen vatandaşlarımızın bu talebini karşılamak bizim vazifemiz. Bu konuda bir irade olduğunu ve çalışmanın yürüdüğünü söyleyebilirim" yanıtını verdi.

Bozdağ, şimdilik yurt dışı milletvekilliği konusunda bir düzenleme olmadığını ancak bunun ilerde böyle bir şey yapılmayacağı anlamını taşımayacağını dile getirdi.

-Kılıçdaroğlu'nun sözleri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Başbakan Erdoğan'a yönelik sözlerinin hatırlatılarak, Erdoğan'ın dava açıp açmayacağının sorulması üzerine ise Bozdağ, "Ben dava açacağını tahmin ediyorum çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı şey, insanın telafuz edeken dahi, yüzünü kızartacak bir şey" dedi.

Bir anamulefet partisinin liderinin bu kadar pespaye, bu kadar seviyeyi aşağıya çeken bir yaklaşım içerisinde konuşmasının yakışık almadığını belirten Bozdağ, "Kılıçdaroğlu, milletin gözünün içine baka baka, yalan ve iftira olduğunu bildiği bir şeyi gerçekmiş gibi telafuz etti. Bu gayri ahlaki bir yaklaşımdır. Böyle bir konuşma yapanın, kendisinin ahlak değerlerinden ne kadar uzak olduğunu gösterir. Bu milletimizi incitmiştir, CHP'ye oy veren seçmenler de Kılıçdaroğlu'nun bu cümleleri karşısında 'bu kadar da olmaz, pes yahu' demiştir. Bende diyorum ki: Hem bu kadar olmaz pes yahu, hem de edep yahu. Anamuhalefet partisinin lideri herkesten daha edepli olmalıdır" diye konuştu.

Medyanın tutumunu da eleştiren Bozdağ, konunun medya tarafından tartışılmak yerine unutturulmaya çalışıldığını belirtti. Bozdağ, yargının konuyla ilgili karar vereceğini ancak kararın bu ahlaksızlığı ortadan kaldırmayacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te 20'ye yakın dokunulmazlık dosyası bulunduğunu belirten Bozdağ, bunların 4'te 3'ünün hakaret ve iftira dosyaları olduğunu bildirdi. - Ankara

Recep Tayyip Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu Bekir Bozdağ Türkiye Politika Güncel Haberler