Haberler

AB Bakanı Çelik: "Vizesi Iptal Edilen Diğer Türk Vatandaşları da Aynı Şekilde Aranmakta Mıdır?"

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Adil Öksüz'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunca telefonla aranmasına ilişkin yapılan açıklamanın tatminkar olmadığını belirterek, "Daha detaylı bir...

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Adil Öksüz'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunca telefonla aranmasına ilişkin yapılan açıklamanın tatminkar olmadığını belirterek, "Daha detaylı bir açıklama yapılması gerekir. Buradaki soru da şudur acaba vizesi iptal edilen diğer Türk vatandaşları da aynı şekilde aranmakta mıdır? Eğer bu şekilde aranmaktaysalar vizesi iptal edilen diğer Türk vatandaşları da o zaman bunun rutin bir uygulama olarak kabul edilmesi söz konusu olabilir." dedi.

AB Bakanı Çelik, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından yayımlanan "Avrupa İslamofobi Raporu"nun tanıtım panelinde konuştu.

İslamofobinin sadece Avrupa'dan kaynaklanmadığını belirten Çelik, İslam ülkeleri ve demokratik olmayan bazı odaklar tarafından da İslamofobi'nin desteklenmesi gibi durumların söz konusu olduğunu söyledi.

Çelik, "İslamofobi ile ilgili mücadele konusunda en önemli resmi kurumların başında tabii ki Avrupa Birliği Bakanlığı gelmektedir. Çünkü biz Avrupa ile demokratik temellerde, eşitlik temelinde bir ilişki kurulması gerektiğini söylüyoruz. Bunun dışına çıkan birlik politikalarına da karşı uyarı rolümüzü de yerine getiriyoruz. Dolayısıyla burada bizim her faaliyetimizin içinde mutlaka İslamofobi konusunda, İslamofobinin engellenmesi konusunda bir girişim vardır." ifadesini kullandı.

Demokrasi ve insan haklarına saygı gösterilmesi gibi konulara ilişkin, Müslümanların yaşadığı geniş coğrafya içinde de mücadelenin yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, İslam dünyasındaki kadının yerine de değinerek, şunları kaydetti:

"Örneğin, İslam dünyası kadınlara eşitlik vermek açısından sınavı geçebilmiş midir? Kadın erkek eşitliği açısından... Hala kadınların İslam dünyasının pek çok yerinde ikinci sınıf muamele gördüğü bir gerçektir. En temel gösterge budur. Bir yerde kadınlara erkeklerle aynı eşitlik verilmiyorsa hatta daha da ötesi kadınlar için bir pozitif ayrımcılık yoksa o zaman o yerin dünyaya söyleyecek sözü yoktur ya da oralardaki gruplara sahip çıkma konusunda bir duyarlılık üretilmiyorsa o zaman Avrupa'da verilecek mücadelenin sesi güçlü olmaz."

Bakan Çelik, entegrasyonu desteklediklerini fakat entegrasyonun olması için de asimilasyonun olmaması gerektiğini vurgulayarak, insanların kendi dillerini ve dinlerini rahat yaşamaları, baskı hissetmemeleri durumunda bulundukları ülkeye daha kolay entegre olacaklarını söyledi. Çelik, "İnsanların dillerini kullanma, kimliklerini yaşama ve dinlerini yaşama konusunda baskı olursa bu gruplar içe kapanırlar ve entegrasyona karşı tepki gösterirler. Dolayısıyla entegrasyonu desteklemek için asimilasyonla ilgili birtakım politikaların ortadan kalkması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, konuşmasında Balkanlar'ın çok önemli olduğunu fakat esasında buradaki çoğulculuğun da kırılgan bir çoğunluk olduğunu belirterek, "AB genişleme sürecinin oraya bir mesaj vermesi Balkanlar'da kırılgan da olsa bir barış ortamını devam ettiriyor. Temel değerlerden kopmuş bir Avrupa tablosunun Balkanlar'da da yeni ırkçı çatışmaları ortaya çıkarabileceğini görelim." diye konuştu.

"Suriye'de DEAŞ'a karşı en etkin mücadeleyi Türkiye veriyor"

Türkiye'nin terör örgütü DEAŞ 'a karşı Suriye'de en etkin mücadeleyi verdiğini vurgulayan Çelik, "Türkiye'nin buradaki hassasiyetlerinin anlaşılması gerçekten çok önemlidir. YPG ve PYD'nin aynı anda hem Amerikalılarla hem Esad rejimiyle hem PKK ile hem de Ruslarla işbirliği yapabiliyor olması, çeşitli yerlerde yan yana görülmesi herkesin doğru değerlendirmesi gereken tablodur. Oradaki yeni sosyolojik çatışmaları tetiklemekten başka bir mesafe alınmasının mümkün olmadığını görüyoruz."

"Açıklama tatminkar değil"

Bakan Çelik, FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Adil Öksüz'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğunca telefonla aranmasıyla ve yurt dışında saklandığı iddialarının sorulmasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Adil Öksüz sizde olan dışında nerede olduğuyla ilgili bende bir bilgi yok. Ama şunun da söylenmesi gerekir sadece vize işlemi için aranmış olması açıklamasının tatminkar bir açıklama olmadığı açıktır. Daha detaylı bir açıklama yapılması gerekir. Buradaki soru da şudur acaba vizesi iptal edilen diğer Türk vatandaşları da aynı şekilde aranmakta mıdır? Eğer bu şekilde aranmaktaysalar vizesi iptal edilen diğer Türk vatandaşları da o zaman bunun rutin bir uygulama olarak kabul edilmesi söz konusu olabilir."

"Avrupa'da İslamofobi gittikçe İslam karşıtlığına dönmeye başladı"

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran da raporla Avrupa'da eğitim, istihdam, medya, siyaset, yargı ve internet gibi alanların tamamında İslamofobinin ciddi ve görünür şekilde artış gösterdiğinin ortaya konduğunu ifade etti.

İslamofobi meselesinin Müslümanların günlük hayatlarındaki alanları daraltan bir yöne doğru gittiğinin altını çizen Duran, bunun gittikçe güçlenmesinde 2015'teki mülteci hareketinin korkusuyla Avrupa'daki aşırı sağın yükselmesi ve Brexit'te mültecilerin ve hatta Türkiye'nin gündem olmasının etkili olduğunu belirtti. Duran, "Ve gittikçe bir retorik nefret söylemi olma eşiğini aşarak İslam karşıtlığına dönmeye başladı." diye konuştu.

İslamofobi dalgasının sadece alt, hatta orta kesimlerde değil, Avrupa toplumlarının elitlerini de etkileyen bir yerde olduğunu dile getiren Duran, liberal çevrelerin bile buna karşı çıkmakta zorlandıklarını gördüklerini anlattı.

Duran, raporda yer alan en temel önerinin İslamofobinin Avrupa ülkelerinde nefret suçları kapsamı dahil bir suç kategorisi olarak değerlendirilmesi ve bunun istatistiklerinin tutulması gerektiğinin altını çizdi. Müslümanların büyük çoğunluğunun ayrımcılık-nefret suçunun ne gibi mekanizmalarla önlenebildiğini bilmediklerini belirten Duran, daha erişilebilir ve açık mekanizmalara ihtiyaç olduğunu, bunun sadece Avrupa'daki Müslümanların yaşamlarını kolaylaştırmayı amaçlamadığını, aynı zamanda Avrupa'nın demokrasisinin korunması anlamına geleceğini sözlerine ekledi.

SETA tarafından hazırlanan ve Avrupa'da ırkçılık ile İslamofobi ile ilgili gelişmelerin değerlendirildiği raporda, bugün gelinen noktada İslamofobinin artık Müslümanlara yönelik sadece retorik bir nefret söylemi olma eşiğini çoktan aştığına dikkat çekilerek, okul, iş yeri, cami, toplu taşıma araçları ve sokakta Müslümanlara yönelik fiziki saldırılarda kendini gösteren somut bir düşmanlık halini aldığı tespiti yapıldı.

Irkçılık ve İslamofobi çalışmaları gibi farklı alanlardaki 31 uzman tarafından hazırlanan rapor, 27 ülkeyi kapsıyor. Raporda, söz konusu ülkelerde geçen yıl yaşanan gelişmeler analiz ediliyor.

Raporda, İslamofobinin, AB'nin demokratik düzeni, sosyal barışı ve değerleri için olduğu kadar farklı kültürler, dinler ve milletlerin bir arada yaşamasına yönelik büyük bir tehdit haline geldiği belirtildi.

Kaynak: AA / Politika

Avrupa Birliği Ömer Çelik Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title